Bakteri ve mikroplarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu küçük mikroorganizmalar her yerde, hatta her yerimizde. Fakat yoğunlukla bulundukları bölgeler farklılık gösterebiliyor. Örneğin, temiz olduğunu düşündüğünüz ve üzerinde et doğradığınız kesme tahtaları klozetinizden çok daha fazla sayıda bakteri barındırabiliyor. Bunun nedeni, insanların kesme tahtalarını iyice yıkamak yerine hızlıca sudan geçirmeye meyilli olması. Pantolonlarınız ve saç fırçanız mikroplar açısından görece temizken, diş fırçanız tam bir bakteri yuvası olabiliyor. Her gün temas ettiğiniz bazı eşyalar, kullanım şekillerinden kaynaklanan durumlar yüzünden diğer eşyalara göre mikroorganizmalar açısından çok daha fazla kirli. Bu konuya bir netlik getirmek maksadıyla biz de evinizde ya da ofiste sürekli kullandığınız, tam bir bakteri yuvası olan sekiz eşyayı listeledik.
Havlular
Vücudumuzdan her saniye binlerce ölü cilt hücresi dökülür. Cildimizi kurulamak ya da temizlemek için kullandığımız el ve vücut havluları da bu hücrelerden nasibini alır. Bu ölü hücreler de zararlı mikroorganizmalar için ideal bir yiyecektir. Ayrıca havluların çok sık örülmüş olması ve kapalı mekanlarda nemli bırakılması da bununla birleşince, bakterilerin buralarda çoğalması kaçınılmaz oluyor. Eğer bu havluları sıklıkla değiştirmeden kullanmaya devam ederseniz, üzerlerine çöreklenmiş bakterileri havluya bıraktığınız ölü hücrelerinizin karşılığı olarak kendinize bulaştırabilirsiniz. Hatta cildinizde açık bir yara varsa bu durum çok ciddi enfeksiyonların sebebi olabilir.
Çözüm: Kişisel havlularınızı haftada bir değiştirmelisiniz. Eğer başkalarıyla paylaşımlı bir kullanım söz konusuysa bu süre günde bire inmeli.
Ofisteki Kahve Bardağı
Çoğu çalışan, rahatlıkla kahve içebilmek için evden ofise kendi bardaklarını götürür. Bu her ne kadar pratiklik sunsa da sağlık için o kadar da iyi değildir. Zira bu bardaklar büyük mikrop kolonilerine ev sahipliği yapar. Araştırmalara göre ofiste kullanılan kişisel bardakların yaklaşık %90'ı tam anlamıyla bakteri yuvası. Çünkü çalışanlar, ofiste bir bulaşık makinesi olmadığı için bardaklarını hızlıca sudan geçiriyor. Daha iyi temizlemek isteyenler ise bulaşık süngerleriyle bardağın içini hafifçe ovalıyor. Peki lavabonun tam yanında duran o bulaşık süngeri çok mu temiz? Tabii ki hayır! Periyodik aralıklarla değiştirilmeyen, daha önce neyin temizliğinde kullanıldığı bilinmeyen bu süngerler çok büyük ihtimalle bardaklardan da fazla zararlı mikroorganizma içeriyor.
Çözüm: Zahmetli de olsa bardağınızı her akşam eve götürmelisiniz. Eğer bulaşık makinesinde hazır yıkanacak bir şeyler varsa bardağıınızı da içine atın. Eğer tek bir bardak için bulaşık makinesini açmak istemiyorsanız bardağınızı sabunlu kaynar suyla yıkadıktan sonra temiz bir havluyla kurulayın. Bu tip temizliklerde bulaşık makinesinden çıkardığınız ya da elinizde yıkadığınız cam eşyaları kurutmak çok kritiktir. Kurumayan ve kapalı bir ortamda nemli kalan eşyaların üzerinde bakteriler çok hızlı bir şekilde çoğalır.
Çarşaflar
Gece uyku sırasında bir o yana bir bu yana dönerken aslında kendi pisliğinizin içinde yüzdüğünüzü biliyor muydunuz? Evet, öyle. İki hafta temizlenmeden kullanılan çarşaflarda yaklaşık 10 milyar bakteri bulunabiliyor. Bu da inanılmaz sağlıksız bir uyku ortamı yapıyır. Bazal metabolizmanızın düştüğü bu anlarda ciddi bakteriyel enfeksiyonlara yakalanmanız işten bile değil.
Çözüm: Zararlı mikroorganizmalar soğuk veya ılık suda ölmezler, onları yok etmek için kaynar suda haşlamak gerekiyor. O yüzden çarşaflarınızı haftada en az bir kez olacak şekilde çok sıcak suda yıkayıp temizlemeniz lazım.
Su Şişesi
Araştırmalara göre sürekli kullandığımız cam şişelerde yüksek miktarlarda mikrop bulunmakta. Çünkü su bittikten sonra kapağını kapadığınız şişenin içi aslında hala nemlidir. Şişenin iç yüzeyinin ısınması da buna eklenince burada birçok bakteri üremeye başlıyor. İşin kötü kısmı, hem bu şişeleri dikkatsizce tekrar tekrar kullanan hem de el temizliğine önem vermeyen insanlarda dışkı bakterileri şişe üzerindeki mikroplarla harmanlanabiliyor.
Çözüm: Ağzı dar olan şişelerin iç yüzeyinin bulaşık makinesinde yeterince temizlenmesi oldukça zor. Eğer şişeyi sabunlu sıcak suyla doldurup iyice çalkaladıktan sonra ince ve uzun bir fırçayla içini temizlerseniz daha iyi sonuç alırsınız. Şişeyi her gün bu şekilde bir yıkamadan geçirip, sonra da ağzı açık bir şekilde kurumaya bırakırsanız sorun olmayacaktır. Sürekli kullanmak için plastik şişeler yerine cam şişeleri seçmek her zaman için daha sağlıklıdır.
Televizyon Kumandası
Bir gün gelecek ve televizyon kanallarını beyin gücümüzle değiştirmeyi başaracağız. O gün geldiğinde muhtemelen şimdikine göre daha sağlıklı olacağız. Virginia Üniversitesi'ndeki uzmanlar, üzerinde test yaptıkları uzaktan kumandaların %50'sinde rhinovirus gibi virüsler ve çeşitli bakteriler buldu. Rhinovirus kumanda üzerinde birkaç gün canlı kalabilirken, diğer mikroplar aylarca yaşayabiliyor. DVD izlerken patlamış mısır yemenin de bu açıdan tehlikesi var. Çünkü bakteri yuvası olan kumandaya dokunan ellerinizle tuttuğunuz patlamış mısırları midenize indiriyorsunuz.
Çözüm: Kumandanızı günlük olarak dezenfektan özellikli spreylerle veya mendillerle temizlemelisiniz. Uzun süren seyahatlere çıktığınızda kumandayı hava almayacak bir poşetin içinde tutmanızda fayda var.
Spor Çantası
Spor salonundan çıktınız ve içerdiği tüm kirlilikten habersiz çantanızı sırtınıza vurdunuz. Oysa çantanız açıkken, soyunma odasındaki diğer insanlardan kalma binlerce bakterinin saniyeler süresince içine doluştuğunu biliyor musunuz? Terli malzemeler nemliliklerinden dolayı üzerlerinde çok güzel bakteri yetiştirir. Spor salonlarında buna özellikle çok dikkat etmelisiniz. Bu bakteriler cilt enfeksiyonlarına sebep olabileceği gibi ölümcül sonuçlara da yol açabilir.
Çözüm: Her spor dönüşü eve gittiğinizde çantanızı boşaltın ve hem iç hem de dış yüzeyini dezenfektan özelliği olan spreylerle temizleyin. Her ne kadar aynı etkiyi göstermeyecek de olsa ıslak mendillerle de silmeyi deneyebilirsiniz. Salona gittiğinizde de bu mendillerden ve anti bakteriyel solüsyonlardan yanınızda her daim bulundurmayı ihmal etmeyin. Eğer çantanız yıkanabiliyors, çamaşır makinesinde belli periyotlarla yıkamak en iyisi.
Halı ve Kilimler
Araştırmalar, halınızın sadece bir metrekaresinde neredeyse 200.000 bakterinin konakladığını söylüyor. Yanlış okumadınız! Tam iki yüz bin! Tuvaletinizin zemininde metrekareye düşen bakteri sayısı ise bundan 400 kat daha az. Peki neden halılar mikroorganizmalar tarafından bu derece istila altında kalmış vaziyette? Cevabı aslında çok basit: insanlar, üzerinde dolaştıkları zemine saatte yaklaşık 15 milyon deri hücresi döküyor. Bakterilerin başlıca gıdalarının bu ölü cilt hücreleri olduğunu daha önce söylemiştik. Bu hücrelerin yanına yemek kırıntısı, dışarıdan içeriye giren toz ya da polen, eğer evcil hayvan besleniyorsa onun tüyleri, yere dökülen şekerli içecekler de eklendiğinde ortaya mikroplar için karşı konulamaz bir ziyafet çıkıyor.
Çözüm: Halıları yılda en az bir defa olacak şekilde deterjanlı sıcak suyla iyice yıkamalısınız. Eğer bunun için uygun bir yeriniz yoksa bu hizmeti profesyonel olarak veren temizlik servisleriyle anlaşabilirsiniz. Çamaşır makinesine sığdırabileceğiniz küçük kilim ve yollukları da fırsat buldukça yüksek sıcaklıkta yıkamanız tavsiye edilmekte.
Kol Saati
Bir ay önce ünlü bir markanın çok şık bir kol saatini aldınız ama o da ne? Çok geçmeden saatin deri kayışı feci bir şekilde kokmaya başladı bile. Peki bunun nedeni sizce ne olabilir?
Deri kayışlı saatler de diğer saydığımız eşyalar gibi zararlı mikroorganizmaları hızla kendilerine çeker. Staphylococcusbakterisi başta olmak üzere birçok mikrop bu deri kayışlardan buram buram yükselen kokunun başlıca sebebidir. İşin kötü kısmı cildimizin de muazzam bir emme özelliği vardır ve sırf bu sebepten dolayı saat kayışındaki bu mikroorganizmalar kolaylıkla vücudumuza girer.
Çözüm: Plastik ve naylon saatler gösterişsizliklerine rağmen deri kayışlılardan daha sağlıklı. Eğer siz yine de deri kayışlı saat kullanmak istiyorsanız, kayışları haftada bir dezenfektan özelliği olan temizleyici ve nemlendirici solüsyonlarla temizlemelisiniz.
Bakteri ve mikroplar her ne kadar çok ama çok küçük canlılar da olsa, vücudunuzda yapacakları enfeksiyonlar çok ama çok büyük sonuçlara gebe olabilir. O yüzden günlük yaşantınızda bu küçük zararlılara dikkat etmeli, temizliği elden bırakmamalısınız.
Havlular
Vücudumuzdan her saniye binlerce ölü cilt hücresi dökülür. Cildimizi kurulamak ya da temizlemek için kullandığımız el ve vücut havluları da bu hücrelerden nasibini alır. Bu ölü hücreler de zararlı mikroorganizmalar için ideal bir yiyecektir. Ayrıca havluların çok sık örülmüş olması ve kapalı mekanlarda nemli bırakılması da bununla birleşince, bakterilerin buralarda çoğalması kaçınılmaz oluyor. Eğer bu havluları sıklıkla değiştirmeden kullanmaya devam ederseniz, üzerlerine çöreklenmiş bakterileri havluya bıraktığınız ölü hücrelerinizin karşılığı olarak kendinize bulaştırabilirsiniz. Hatta cildinizde açık bir yara varsa bu durum çok ciddi enfeksiyonların sebebi olabilir.
Çözüm: Kişisel havlularınızı haftada bir değiştirmelisiniz. Eğer başkalarıyla paylaşımlı bir kullanım söz konusuysa bu süre günde bire inmeli.
Ofisteki Kahve Bardağı
Çoğu çalışan, rahatlıkla kahve içebilmek için evden ofise kendi bardaklarını götürür. Bu her ne kadar pratiklik sunsa da sağlık için o kadar da iyi değildir. Zira bu bardaklar büyük mikrop kolonilerine ev sahipliği yapar. Araştırmalara göre ofiste kullanılan kişisel bardakların yaklaşık %90'ı tam anlamıyla bakteri yuvası. Çünkü çalışanlar, ofiste bir bulaşık makinesi olmadığı için bardaklarını hızlıca sudan geçiriyor. Daha iyi temizlemek isteyenler ise bulaşık süngerleriyle bardağın içini hafifçe ovalıyor. Peki lavabonun tam yanında duran o bulaşık süngeri çok mu temiz? Tabii ki hayır! Periyodik aralıklarla değiştirilmeyen, daha önce neyin temizliğinde kullanıldığı bilinmeyen bu süngerler çok büyük ihtimalle bardaklardan da fazla zararlı mikroorganizma içeriyor.
Çözüm: Zahmetli de olsa bardağınızı her akşam eve götürmelisiniz. Eğer bulaşık makinesinde hazır yıkanacak bir şeyler varsa bardağıınızı da içine atın. Eğer tek bir bardak için bulaşık makinesini açmak istemiyorsanız bardağınızı sabunlu kaynar suyla yıkadıktan sonra temiz bir havluyla kurulayın. Bu tip temizliklerde bulaşık makinesinden çıkardığınız ya da elinizde yıkadığınız cam eşyaları kurutmak çok kritiktir. Kurumayan ve kapalı bir ortamda nemli kalan eşyaların üzerinde bakteriler çok hızlı bir şekilde çoğalır.
Çarşaflar
Gece uyku sırasında bir o yana bir bu yana dönerken aslında kendi pisliğinizin içinde yüzdüğünüzü biliyor muydunuz? Evet, öyle. İki hafta temizlenmeden kullanılan çarşaflarda yaklaşık 10 milyar bakteri bulunabiliyor. Bu da inanılmaz sağlıksız bir uyku ortamı yapıyır. Bazal metabolizmanızın düştüğü bu anlarda ciddi bakteriyel enfeksiyonlara yakalanmanız işten bile değil.
Çözüm: Zararlı mikroorganizmalar soğuk veya ılık suda ölmezler, onları yok etmek için kaynar suda haşlamak gerekiyor. O yüzden çarşaflarınızı haftada en az bir kez olacak şekilde çok sıcak suda yıkayıp temizlemeniz lazım.
Su Şişesi
Araştırmalara göre sürekli kullandığımız cam şişelerde yüksek miktarlarda mikrop bulunmakta. Çünkü su bittikten sonra kapağını kapadığınız şişenin içi aslında hala nemlidir. Şişenin iç yüzeyinin ısınması da buna eklenince burada birçok bakteri üremeye başlıyor. İşin kötü kısmı, hem bu şişeleri dikkatsizce tekrar tekrar kullanan hem de el temizliğine önem vermeyen insanlarda dışkı bakterileri şişe üzerindeki mikroplarla harmanlanabiliyor.
Çözüm: Ağzı dar olan şişelerin iç yüzeyinin bulaşık makinesinde yeterince temizlenmesi oldukça zor. Eğer şişeyi sabunlu sıcak suyla doldurup iyice çalkaladıktan sonra ince ve uzun bir fırçayla içini temizlerseniz daha iyi sonuç alırsınız. Şişeyi her gün bu şekilde bir yıkamadan geçirip, sonra da ağzı açık bir şekilde kurumaya bırakırsanız sorun olmayacaktır. Sürekli kullanmak için plastik şişeler yerine cam şişeleri seçmek her zaman için daha sağlıklıdır.
Televizyon Kumandası
Bir gün gelecek ve televizyon kanallarını beyin gücümüzle değiştirmeyi başaracağız. O gün geldiğinde muhtemelen şimdikine göre daha sağlıklı olacağız. Virginia Üniversitesi'ndeki uzmanlar, üzerinde test yaptıkları uzaktan kumandaların %50'sinde rhinovirus gibi virüsler ve çeşitli bakteriler buldu. Rhinovirus kumanda üzerinde birkaç gün canlı kalabilirken, diğer mikroplar aylarca yaşayabiliyor. DVD izlerken patlamış mısır yemenin de bu açıdan tehlikesi var. Çünkü bakteri yuvası olan kumandaya dokunan ellerinizle tuttuğunuz patlamış mısırları midenize indiriyorsunuz.
Çözüm: Kumandanızı günlük olarak dezenfektan özellikli spreylerle veya mendillerle temizlemelisiniz. Uzun süren seyahatlere çıktığınızda kumandayı hava almayacak bir poşetin içinde tutmanızda fayda var.
Spor Çantası
Spor salonundan çıktınız ve içerdiği tüm kirlilikten habersiz çantanızı sırtınıza vurdunuz. Oysa çantanız açıkken, soyunma odasındaki diğer insanlardan kalma binlerce bakterinin saniyeler süresince içine doluştuğunu biliyor musunuz? Terli malzemeler nemliliklerinden dolayı üzerlerinde çok güzel bakteri yetiştirir. Spor salonlarında buna özellikle çok dikkat etmelisiniz. Bu bakteriler cilt enfeksiyonlarına sebep olabileceği gibi ölümcül sonuçlara da yol açabilir.
Çözüm: Her spor dönüşü eve gittiğinizde çantanızı boşaltın ve hem iç hem de dış yüzeyini dezenfektan özelliği olan spreylerle temizleyin. Her ne kadar aynı etkiyi göstermeyecek de olsa ıslak mendillerle de silmeyi deneyebilirsiniz. Salona gittiğinizde de bu mendillerden ve anti bakteriyel solüsyonlardan yanınızda her daim bulundurmayı ihmal etmeyin. Eğer çantanız yıkanabiliyors, çamaşır makinesinde belli periyotlarla yıkamak en iyisi.
Halı ve Kilimler
Araştırmalar, halınızın sadece bir metrekaresinde neredeyse 200.000 bakterinin konakladığını söylüyor. Yanlış okumadınız! Tam iki yüz bin! Tuvaletinizin zemininde metrekareye düşen bakteri sayısı ise bundan 400 kat daha az. Peki neden halılar mikroorganizmalar tarafından bu derece istila altında kalmış vaziyette? Cevabı aslında çok basit: insanlar, üzerinde dolaştıkları zemine saatte yaklaşık 15 milyon deri hücresi döküyor. Bakterilerin başlıca gıdalarının bu ölü cilt hücreleri olduğunu daha önce söylemiştik. Bu hücrelerin yanına yemek kırıntısı, dışarıdan içeriye giren toz ya da polen, eğer evcil hayvan besleniyorsa onun tüyleri, yere dökülen şekerli içecekler de eklendiğinde ortaya mikroplar için karşı konulamaz bir ziyafet çıkıyor.
Çözüm: Halıları yılda en az bir defa olacak şekilde deterjanlı sıcak suyla iyice yıkamalısınız. Eğer bunun için uygun bir yeriniz yoksa bu hizmeti profesyonel olarak veren temizlik servisleriyle anlaşabilirsiniz. Çamaşır makinesine sığdırabileceğiniz küçük kilim ve yollukları da fırsat buldukça yüksek sıcaklıkta yıkamanız tavsiye edilmekte.
Kol Saati
Bir ay önce ünlü bir markanın çok şık bir kol saatini aldınız ama o da ne? Çok geçmeden saatin deri kayışı feci bir şekilde kokmaya başladı bile. Peki bunun nedeni sizce ne olabilir?
Deri kayışlı saatler de diğer saydığımız eşyalar gibi zararlı mikroorganizmaları hızla kendilerine çeker. Staphylococcusbakterisi başta olmak üzere birçok mikrop bu deri kayışlardan buram buram yükselen kokunun başlıca sebebidir. İşin kötü kısmı cildimizin de muazzam bir emme özelliği vardır ve sırf bu sebepten dolayı saat kayışındaki bu mikroorganizmalar kolaylıkla vücudumuza girer.
Çözüm: Plastik ve naylon saatler gösterişsizliklerine rağmen deri kayışlılardan daha sağlıklı. Eğer siz yine de deri kayışlı saat kullanmak istiyorsanız, kayışları haftada bir dezenfektan özelliği olan temizleyici ve nemlendirici solüsyonlarla temizlemelisiniz.
Bakteri ve mikroplar her ne kadar çok ama çok küçük canlılar da olsa, vücudunuzda yapacakları enfeksiyonlar çok ama çok büyük sonuçlara gebe olabilir. O yüzden günlük yaşantınızda bu küçük zararlılara dikkat etmeli, temizliği elden bırakmamalısınız.