Etik Icat Oldu Ahlak Bozuldu

1BukeT

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
21 Eylül 2006
1.453
28
A.BERHAN YILMAZ

Etik ve benzeri sözcükler fena halde canımı sıkıyor. Bir meslek grubunun uymak zorunda olduğu davranışlar bütününü anlatan etik, dilimize öylesine hançer gibi saplandı ki olur olmaz her yerde karşımıza çıkmaya başladı.

Toplumuzda “etik” ve “ahlak” sözcükleri çoğu zaman aynı anlamda kullanılmasına rağmen, aralarında önemli farklılıklar var. Ahlak, toplumların alışkanlıkları, gelenekleri, töreleri gibi kendiliğinden şekillenmiş değerlerini ifade eder. Toplumsal, kültürel değerlerle ilgili doğru ve yanlışı gösterir. Etik sözcüğü ise sosyoloji ve çeşitli davranış bilimlerinin, bilimsel veya mesleki araştırma alanını anlatır.

Toplumsal kullanımda içi boş olan ve ahlak kelimesinin bizlere ifade ettiği hiçbir değeri ifade etmeyen bu kelime sayesinde ülkemizde ahlaki değerler törpülenmektedir.

Şimdi mesleki etiğe uymayan bir insanla, mesleğinde ahlaksızlık yapan bir insan aynı mıdır? Her iki durumun bizlerde çağrıştırdığı mana aynı mıdır? Ama aynı anlamda kullanılmaktadır.

Televizyonlarda, gazetelerde ve hatta toplumumuzda izlenen tartışmalarda ‘yaptığın etiğe uymuyor’ dediğinizde gülüp geçenlere ‘sen ahlaksızsın’ derseniz ne olur.

Bunu nasıl açıklayabiliriz diye düşündüğümüzde ise; ahlak kelimesi yerine tercih edilen etik; sorumluluğu azaltan, ahlaksızlık yapanları toplum önünde sanki aklayan bir hal almıştır. Toplumsal kullanımda ahlak, ağır ve güçlü bir kelimedir. Dolayısıyla etik anlam ve etki açısından ahlak sözcüğünü karşılayamamaktadır.

Uzun zamandır ana haberlerde başı çeken, gazetelerde ilk sayfadan girilen magazin dünyasının, kim kiminle haberleri, genç bayanların hiç utanmadan günlük ilişkilerini anlattığı programlar neden bizleri, insanımızı rahatsız etmiyor, normalmiş gibi karşılanıyor? Neden aldatmalar, hırsızlıklar, sahtekârlıklar artık bizleri üzmüyor

Size hiç garip gelmiyor mu?

Garip gelmez, çünkü ortada bir ahlaksızlık yok ki.

Çünkü etik geldi, ahlak sükût eyledi.
 
ne geliyorsa başımıza kibarlıktan yani ?
biliyordum zati
herkese soğuk bir duş yaptırmak gerekir ki
kendimize gelelim

yeni kavramlar kargaşadan başka bir işe yaramıyor

 
yabancı kelime kullanımını çok seviyoruz. hemen adapte oluyor dilimize. genelde çok kültürlü olduğunun göstergesi sayılıyor. yazık ki dilimizi bozduğumuzu özümüzü kaybettiğimizi göremiyoruz... tşk paylaşımın için çok hassas bir konu bence.
 
bencede çok doğru.güzelim dilimizi kullanmaya aciz bir toplum olduk.kültür özenmeyle değil,özünü koruyup yaşatmakla sağlanır...
 
Geçen gün sitenin birinde, hatunlardan biri ilişkiler çok değişti dikkatli olun diye başlık atmış.

Söz konusu kadın erkek ilişkileri. Bu ilişkilerde, genel olarak Türk Toplumunun ahlak anlayışının çok uzağında örnekler olduğu ve biz farketmesek de bu tür yasak ikişkilerin toplumda oldukça geniş bir alanı kapladığı ve buna karşı alınabilecek en iyi önlemi çocuklarımıza 15 yaşından itibaren doğum kontrolünü öğretmemiz gerektiğini ve eşlerimizle daha çok ilgilenmemiz gerektiğini söylemiş bu medeni arkadaş.

Bence söyledikleriyle demek istemiş ki; Siz ne kadar ahlaktan bahsetsenizde bu ahlaksızlıklar artık bizde yer etti. Artık iş işten geçti. Yapılacak tek şey çocuklara doğum kontrolünü öğretip olacakları uzaktan izlemektir. Bunu demek istemiş bu hatun kişi.

Eşlerle ilgilenme konusunda hak veriyorum, ortamın kötüye gittiğine de ancaaak
bunun için tek çözümün doğum kontrolünün çocuklara erken yaşta verilmesi olduğuna kesinlikle katılmıyorum.

Efendim, ben çocuğuma evlenmeden önce doğum kontrolünü öğretmeyeceğim. Ben çocuğuma çok eşliliğin, olur olmaz ilişkilerin getirdiği tehlikeyi, evlenmeden önce cinsel yakınlaşmanın dini ve ahlaki olarak bizlere ters olduğunu, çağdaşlık adına bu tür yanlışlıkların yapılmasının aslında çağdaşlıkla bağdaşmadığını anlatacağım. Gerekirse bir takım müeyyidelerde de bulunacağım. Eğer benim çocuğumu iyi, ahlaklı bir insan olarak yetiştirmeye çalışmama rağmen çocuğum yine de genel ahlaka ters olan bu tür ilişkilere girerse o zaman yapılacak birşey kalmayacaktır. Yoksa hiçbir çaba harcamadan bu tür ahlaksız ilişkilerin olmasını kaçınılmaz olarak düşünmek, uçurumdan atlayacak birine, burdan atla burası daha yüksek demekle eşdeğerdir.

Malesef toplumumuzda pek çok çirkinlik, güzel makyajlarla, yumuşatılmış hoş sözlerle ki etik de bunlardan birisi, göze ve kulağa hoş gösterilmeye çalışılıyor. Ama ağaç yaşken eğilir. Ben benim gibi sağduyulu annelerin varlığından çok ama çok ümitliyim.
 
Etik, 源自古法语, Etique bla bla bla gider ama aslı Ahlâk'tır.

"Garip ve çok dikkat çekici; son günlerde bilenin bilmeyenin ağzında bir “etik” lafıdır yuvarlanıp gidiyor; dikkat ediyorum, çoğu defa “ahlâk” dememek için bu kullanılıyor. Ahlâk kelimesini kullanmak, galiba doğrudan İslami atıflar çağrıştırdığı için etik tercih edilmekte. Etik, ahlâk felsefesidir, Türkçedeki kullanılışı daha ziyade “mesleki ahlâk”ı ifade ediyor.

Bizler bu hafta Etik üzerine şirkette bir eğitim aldık ve Etik olacağız diye bir kağıtlar imzaladık. yani bugüne kadar bizler ahlaksızdık bundan sonra ahlaklı yani etik olacağız diye kağıda imzayı attık. Bir imz aile işlem tamam. Artık ben ahlaklı biriyim. İlginçtir ki bu etiğe şöylede bir isim vermişler "XXXXX(bizim grubun adı) Etiği", bak sen şimdi her büyük grup kendi etiğini oluşturacak hepsi ayrı bir isim verecek. Diğer bir nokta bizlerin 2. bir iş yapması kesinlikle yasak fakat gene ilginçtir ki yönetim kurulundaki büyüklerimiz 2-3 ayrı firmada yönetim kurulundalar. Bu 2-3 ayrı iş demek değil midir ? Nerede kaldı Etik ? nerede kaldı Etek. Demezler mi adama bu ne perhiz ne lahana turşusu diye. Ben şirkette Personel alımında yetkili biriyim, kendi tanıdıklarımı işe alamıyorum ama bu adama dışarıda bir şirket kurmasını isteyip içeride yapabileceğim işleri ona pas edebiliyorum. Buda başka bir kılıfına uydurma sistemi. Benden de rica ettiler bu sitenin gelirlerini satılırsa yaklaşık değerini tebliğ etmemi. Zira artık yardım amaçlı dahi iş yapmak atılmak için 1. maddeye yerleşti.

İtinasızlık dizboyu: Etique, morale, ahlâk, töre; itibarlı sözlüklere şöyle bir bakın; hepsi, hepsini ikame edebilir halde. Kaldı ki biz lugâti olmayan bir topluluk olduk; Türkçe, Batı dilleri karşısında itidal, metânet ve muhakeme gücünü kaybetti. Dil burcu yıkılınca öteki hisarları savunmak biraz manasız kalıyor; isimlendiremiyor, isim veremiyorsunuz.

Bizimkiler AB'ye sormuş ünlü bir etikçileri var o bugün yaşasaydı onun kurallarına göre bizim AB ye giriş sürecimiz ne olurdu diye. Durum vahim : ) Biz AB'ye girmiş olurduk ama bunu soracak cesaretleri yok. Bir diğer ilginç konuda etik, ahlak bu gibi kavramların ilk yazılı metinleri 1500 lü yıllarda Osmanlı'dan çıkmış ve Avrupa'ya geçmiştir. Adamlar bugün kaynak bizim ataları kullanırken enteresandır ülkemizde onların yazdığı etik kitapları best seller bizimkilerin ise adını bile bilmiyoruz. Velhasılı kelam durum vahim....
kalın sağlıcakla...
 
X