Bence duygu ve düşüncelerin içinde kalmamalı. İyi yapmışsın.Bazı arkadaşlar adam "kendini nimetten sayar diyorlar",evet haklılık payları var. Lakin burada,senin kendini nasıl daha iyi hissedeceğin önemli. İleride keşke şunu da deseydim deme. Ne varsa içinde söyle, bitsin gitsin. Bence sen dürüst, net,fedakar,yapıcı birisin ve kolay kolay da pes etmiyorsun. Ama karşındaki adam gerçekten bunu hak etmiyor. Sürekli kendini haklı görüyor. Mektubun sonunda mutluluklar dilemişsin. Bence buna gerek yoktu. Bile bile sana bunları çektirmişse kendisi de yaşasın aynılarını. Hakkını helal de etmeyebilirsin. Tabi bu senin verebileceğin bir karar. Resmen sana zulmetmiş." Aynılarını yaşaman temennisiyle" deseydin.
Senin yaşadıklarına benzer şeyleri nişanlılık sürecinde yaşadım. Kaç kez kırdı ,gururumu incitti. Sonrasında af diledi affettim. Ama içime sinmeyen bir şeyler vardı hep. Sanki kişiliğinin bazı yönlerini benden saklıyordu. Kadınlık hissiyatı işte bilirsiniz. Bu his tarif edilemiyor. Nitekim öyleymiş. Düğünümüze 10 gün kala terk etti hem de bir mesajla. "Sen iyisin, ben seni mutlu edemiyorum" temalı bir mesajla. Sonrasında da o kadar çirkinleşti ki o hissiyatımın doğrulandı. Gerçekten kendini öyle güzel gizlemiş, öyle farklı yansıtmış ki tek ben değil ailem de şok oldu. Bu bizim tanıdığımız kişi değil mi, dediler. Ve ben ona, can acısıyla beddua ettim. Bana yaşattıklarını yaşamadan ölme, dedim. Hakkımı da helal etmedim. Ve ne oldu biliyor musun? Çok değil 20 gün sonra geceni, bir vakti, pişmanlık temalı destan gibi bir mesaj atmış. Çok ilginçtir ki ona ne iyi ne de kötü hiçbir şey yazmak gelmedi içimden. Bir insan içinde bitiyorsa bitiyor. Bazı şeylerin telafisi yok. Sanki hiç yaşanmamış gibi tüm bunlar. Öylesine hafif öylesine huzurluyum ki... İnşallah sen de çok huzurlu ve mutlu olursun.