Sizin gibiydim. Her kavgada eşyalarını toplayıp evi terk eden ve bitti diyen bir sevgilim vardı. Aynı evde yaşıyorduk.
Böyle saçma sapan, basit, önemsiz şeyler yüzünden kavga çıkardı, o bana ben ona saydırırdık.
Kapanış onun evi terk etmesiyle ve benim salya sümük ağlamamla ve kalbimin sıkışıp durmasıyla gerçekleşirdi.
Bana sürekli kaybetme korkusu yaşatırdı. Haksız olmadığımı bilirdim ama gene de kendimi suçlar bitirirdim.
Gene bir gün vapur saatleri hakkında tartışırken kavga çıktı, ya o kadar saçma bir kavgaydı ki..
Gene evi terk etti tabi ki. Ardından bir sürü mesaj "bitti, hataydı, çekemiyorum artık..."
Hiç cevap yazmadım bu sefer. Sonra telefonumu kapatıp ortadan kayboldum.
Eve gelip beni bulamadı tabi.. Deliye döndü, ortalığı ayağa kaldırdı.
Benim keyfim gayet yerindeydi tabi =) Benim yaptığım da çok sağlıklı bir davranış değil biliyorum ama gerçekten amacım burnunu sürtmek değildi, bitti dedim ben de kendime..
Sonra anneme çok ağlamış, annem araya girdi, çocukluk etme otur konuş öyle ayrılın dedi.
Oturduk konuştuk, tabi ayrılamadık. Bir daha evi terk ederse ve bitti derse asla yüzümü göremeyeceğini söyledim.
Aradan 5 sene geçti, evlendik bu arada, bi daha gerçekten de öyle bir olayımız olmadı. Şimdi ota boka kavga da etmemeyi öğrendik.
Yani ben böyle gelmiş böyle gider diyemeyeceğim, çünkü gerçekten ilişkinin oturması zaman alan bir şey bunu anladım.
Ama hep alttan alın, hep siz yalvarın da diyemeyeceğim.. Bi yerde dama diyeceksiniz zaten merak etmeyin. Canı cehenneme diyor insan ne kadar severse sevsin.. Şu aşamada anı kurtarmaya bakın. Psikolojinize odaklanın. Sessiz kalın, kendi sesinizi dinleyin sadece.. Umarım olgunlaşırsınız ve bunları aşabilirsiniz.