Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Ortada bir saygi problemi var. Adam herseye dir dir etmeye kendine hak bellemis cünkü sizi kücümsüyor. Sahsen agzinin payini verirdim. Es olmak herseyi yapma ve söyleme hakkini bize vermiyor. Ben sinirlenince cok kolay kalp kirabiliyorum. O yüzden evliligimin basinda sinirlensem hep susardim sirf esimin kalbini kirmamak adina. Isteyen kendini frenler bu konuda. Bence kavga etmeyin, ama haddini de bildirin artik
Kendisi kıvanç tatlıtuğ galiba. Ne denir ne yapılır bilemedim. Eşiniz de belki de zaten cebimde boşanmaya cesaret edemez diye bu şekilde davranıyordur. Kaybetme korkusu yok gibi.
Sevgili Doğan Cüceloğlu’nun (Rahmetle anıyorum) çok güzel bir ifadesi vardı. Demişti ki;
“Tereddütsüz, evet iki iyi insan kötü bir evlilik yapabilir diyorum.Ben iyi bir insandım ve evlendiğim Amerikalı eşim Emily de kesinlikle çok iyi bir insandı. Ama biz kötü bir evlilik yaptık. Ben ‘Silifke kültürünün iyi insanı’ ,Emily de ‘California kültürünün iyi insanı’ idi.
Eşiniz değişmez. Belki yaş aldıkça esner biraz, o da belki. Biz de eşimle farklı sayılmayız. Normallerimiz çok farklı onunla… Evet belki kısmen mutluyum ama huzurlu değilim.
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Bu güne kadar empati yaptırmamışsınız bence. Anlatmak, kavga etmek, susmak diyorsunuz ama tam olarak bi hakkını verememiş olabilirsiniz bu davranışların. Bu şekilde başlayıp ne kadar istikrarla sürdürdünüz? Mesela tepki olarak 5 saat susup 6. saat bir şey olmamış gibi devam ediyorsanız o 5 saatin bir anlamı olmadığı gibi "nasılsa bir şey olmuyor" deyip daha da dozu arttırıyor olabilir. Boşanıp boşanmamak size kalmış tabi ama her şeye boşan diyip kestirip atmak da doğru değil. Aranızdaki sadece iletişim problemi bence bu ve evlilik danışmanları bunun için var, hemen randevu alın
Kendini ezdirme ama surekli kavga dovusle yipratma da bence. Al istedigini giy bi rujunu sur konusursa “sanane ben boyle begendim ooh cok da guzel oldum fistik gibiyim” keza cocuklarina da al civil civil giysinler. Laf ederse “sen tek cikarken giydir siyahlari ben boyle giydiriyorum” dersin. İnstada cok guzel buyuk beden moda sayfalari var farkli farkli kombinler yapiyor rengarenk sikirsikir onlari takip edip fikir edinebilir odun kocana gosterebilirsin. Kilo = cirkinlik = bakimsizlik diye bir dunya yok.
O elbiseyi alıp giymiyorsanız şimdi gidip alın ve giyinin. Siz nekadar onun lafını dinlemek mi dersiniz,itaat etmek mi dersiniz bilemem ama onun istediği herşeyi yapmayın,saygısızlığına,bencilliğine prim vermeyin. O elbiseyi,yemeyi içmeyi gezmeyi kısacası hayatınıza kararlarınıza saygı duymuyorsa fikirlerini insanca söylemiyorsa yanında biran durmayın.
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Size birşey diyeyim mi eşinizin bu tavırları kesinlikle sizi kıskandığı için. Eminim siz giyim kuşam düzen konusunda çok iyisiniz ve eşiniz bunu çekemiyor. Bunu da itiraf edemediğinden yaptığınız herseye bir kulp buluyor. Sizin yerinizde olsam tercih ettiğim şekilde giyinir ona meydan vermem. Çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır sözü klişedir ama doğrudur. Nice kilolu bayanlar var fıstık gibi giyiniyorlar gayette yakıştiriyorlar.
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Çocuklarınızla ilgilenebilecek bir aileniz varsa boşanmanız en mantıklısı. Ama yeterli gelemem diyorsanız da asla onun sözünü dinlemeyin. İstediğinizi giyin, yiyin ve için. Aldığınız veya beğendiğiniz herhangi bir şeye karışsa bile ben beğendim önemli olan bu şeklinde konuşun. Kendisi sanırım sert maço tarzı erkeklere mi özeniyor nedir. Evli olabilirsiniz hatta çocuklarınız da olabilir. Ama bu yapmayı istediğiniz şeylerden mahrum kalmanızı tabi ki gerektirmiyor. Siz onun lafına karşılık boyun eğdiginizde asla bitmez size olan bu baskısı
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Aklınıza gelebilecek her şeye karışıyor bu durum beni çok yormaya başladı zaten yoğun yorucu çalışıyorum üstüne çocuklar evin düzeni.. çığlık ata ata mahallede koşma isteği geliyor bazen. adama anlatıyorum olmuyor susuyorum olmuyor kavga ediyoruz olmuyor. bugün artık cinnet geçirdim (mübalağa değil) . Bayramda mesai yaptık. Bugün evdeydik biraz çıkıp dolaşalım dedik ordan avmde bi isimiz vardı yarın günübirlik tatile gidecektik bir kaç elbise bakayım dedim ve bir elbise beğendim. askılı ama diz altı biraz sırtı açıktı ama zaten ya gömlekle yada kot ceketle kullanacaktım. insanların içinde vır vır etmeye başladı hemen. çok açıkmış bekarken giymişsin artık evlisin gibi kroca cümleler. En son kalbimi çok kıran bir cümle kullandı “başkalarına bakıp istiyorsun özeniyorsun ama sende nasıl duracağının farkında mısın illa yüzüne mi çarpayım gerçekleri” dedi. Kiloluyum onu kastediyor yakışmaz demek istedi obezim çünkü ben elbise giyemem kendimi mutlu etmeye hakkım yok. Eşofman giyerim laf eder. Artık çok bunaldım. Bu evlilik işi benim gibi birine ağırmış aslında. Özgür büyüdüm özgür yaşadım. Şimdi eve bir bardak alsam bu ne böyle renkli diyor hevesimi kırıyor çocuklarıma mickeyli takım aldım şebek gibi oğluma bunları giydirme diyor gidiyor üç yaşında çocuğa koyu koyu renkler alıyor. Birbirimize hiç uygun değilmişiz onu anlıyorum. Ortak tek noktamız yemek yemeyi sevmek. Belki kızacaksınız ama bekarlığımı özlüyorum kimseye hesap vermediğim çantamı alıp çıkıp çıkıp gezdiğim makyaj yapabildiğim istediğim şeyleri giyebildiğim vaktimin her anını kendime ayırdığım… şu hayatta en büyük servetim evlatlarım yoksa katlanılmazdı galiba. Kendimi tükenmiş hissediyorum çözümü nedir bilmiyorum. Boşanmak desen iki çocuğun yükünü tek başıma kaldırabilecek bir iş hayatım yok sürekli gün aşırın nöbetlerdeyim. Şu adam şu huyunu bu saatten sonra değiştirmez umudum da kalmadı böyle böyle tükenip yaşlanacağım…
Üzgünüm ama gün geçtikçe daha kötü oluyorlar; bknz benim baba kişisi... Bugün size uyguladığı psikolojik şiddetin kat ve katını yarın çocuğunuza uyguladığı zaman çocuğunuz " keşke boşansaydın, kuru ekmek yeseydim de huzurum olsaydı " diyecek. Yani en azından ben dedim. Her benim anne kişisi de ayrı bir problemdi ama neyse. Demem o ki iki kültür, iki ayrı kafa yapısı, iki apayrı kişilik arasında sıkışan çocuklar mutsuz büyüyor maalesef