merhabalar,
arkadaşın ezik lafıyla ne kasdettiğini anladım sanırım. benim ablam 18 yaşında düğününden bir ay önce belli oldu hastalığı. hastalığı yüzünden o kadar zayıfladı ki ve kendini o kadar çirkin hissediyorduki anlatamam, aynaya bakıp ağlıyordu. ablamın kaynanasının aptal komşuları "senin gelin şeker hastasıymış, düğün olacak mı gibi sorular soruyorlarmış" Allah tan melek gibi bir kadın ablamın kayınvaldesi ve herkese hakettiği cevabı vermiş. ablam hastalığın ilk aylarında hastalığını düzene sokamamışlardı birden şekeri düşüp bayılıyordu bazende şeker komasına giriyordu. açıkcası yanında sürekli biririnin olması mecburdu ve kayınvaldesiyle yaşıyordu. düğünden bir yıl sonra ayrı eve çıktılar ama çok fazla yaşayamadılar bu şekilde çünkü eniştem işe gidince hepimizn aklı ablamda kalıyordu. şekeri yükselince hemen bir insülin vurup düşürmeye çalışıyordu ama düşünce baygınlık geçirdiği veya eli ayağı düştüğü için kendine müdehale edemiyordu. şekerin yükselmesi en fazla felç yapıyor ama düşmesi öldürüyor. neyse sonuç olarak sürekli birine ihtiyacı olması onu ezik hissettiriyordu. ama komşuları gibi "gelin kaynanaya bakar ama bizim ayşe gelinine bakıyor neye niyet neye kısmet" diye düşünmediği için ablam eziklik duygusunu sadece alışana kadar yaşadı.
şimdi yine kaynanasıyla aynı evi paylaşıyor. şekeride düzene girdi. yemeğini saati saatine yiyor, insülinini vuruyor, kendinden şüphelendiğinde şekerini ölçüyor ve herşey yolunda. 3 senede alıştı herşeye ve hatta şimdi hamile, hasta olduğu aklına bile gelmiyor...
arkadaşın ezik lafıyla ne kasdettiğini anladım sanırım. benim ablam 18 yaşında düğününden bir ay önce belli oldu hastalığı. hastalığı yüzünden o kadar zayıfladı ki ve kendini o kadar çirkin hissediyorduki anlatamam, aynaya bakıp ağlıyordu. ablamın kaynanasının aptal komşuları "senin gelin şeker hastasıymış, düğün olacak mı gibi sorular soruyorlarmış" Allah tan melek gibi bir kadın ablamın kayınvaldesi ve herkese hakettiği cevabı vermiş. ablam hastalığın ilk aylarında hastalığını düzene sokamamışlardı birden şekeri düşüp bayılıyordu bazende şeker komasına giriyordu. açıkcası yanında sürekli biririnin olması mecburdu ve kayınvaldesiyle yaşıyordu. düğünden bir yıl sonra ayrı eve çıktılar ama çok fazla yaşayamadılar bu şekilde çünkü eniştem işe gidince hepimizn aklı ablamda kalıyordu. şekeri yükselince hemen bir insülin vurup düşürmeye çalışıyordu ama düşünce baygınlık geçirdiği veya eli ayağı düştüğü için kendine müdehale edemiyordu. şekerin yükselmesi en fazla felç yapıyor ama düşmesi öldürüyor. neyse sonuç olarak sürekli birine ihtiyacı olması onu ezik hissettiriyordu. ama komşuları gibi "gelin kaynanaya bakar ama bizim ayşe gelinine bakıyor neye niyet neye kısmet" diye düşünmediği için ablam eziklik duygusunu sadece alışana kadar yaşadı.
şimdi yine kaynanasıyla aynı evi paylaşıyor. şekeride düzene girdi. yemeğini saati saatine yiyor, insülinini vuruyor, kendinden şüphelendiğinde şekerini ölçüyor ve herşey yolunda. 3 senede alıştı herşeye ve hatta şimdi hamile, hasta olduğu aklına bile gelmiyor...