o zaman tersten bakalım. koca karıya dese(bunu bu cümlelerle diyemez de) yada hissettirse ki;
ileride senin beni boşama veya aldatma veya çirkefleşme veya bana yetememe gibi ihtimallere karşı benimde yedekte tuttuğum seçenekler var. ama sakın yanlış anlama. bunun senin şahsınla ilgisi yok. dünyanın bin bir türlü hali var ya ondan.
bu tavır karşısındaki ruh haliniz ne olursa; işte çalışmam şart diyen kadının kocaya hissettirdiği ruh hali de yaklaşık budur.
her iki durumda da, evliliğin temeline daha ilk günden dinamit konulmuş olur.
benim çevremdeki erkekleri sormuşsunuz madem onuda söyleyeyim. benim çevremdekiler; evlenecekleri kadının evlilik kararını, gemileri yakarak vermesinden yana. tıpkı kendileri gibi...
dünyanın bin bir türlü hali var deyip; kendi egolarını tatmin yerine, aileyi tercih etmekten yanalar.
Ee yani?
Hiçbir erkek evleniyor diye işini, kariyerini bir kenara atmıyor ki. Zaten güvenceleri var. Daha neyi tutacak yedekte?
Füze yedekleyip olası bir boşanmada füze mi atacak bana?
"Tersten bakalım" dediğiniz şey neden aynı ölçekte değil.
Kadının "çalışacağım" demesi dinamit koymaksa erkeğin dinamiti neden "çalışacağım" demek değil de ne olduğunu bilmediğimiz über gizli seçenekler?
Çalışmak istemek nasıl ego tatmini oluyor onu da anlamadım.
Siz çalışmayınca egonuz mu zedeleniyor ki biz çalışınca egomuz tatmin olmuş olsun?
Evlilik için bir şeyleri yakıp bir şeylere balıklama atlamak gerekmiyor.
Karıştırdığınız nokta şu, "bunlar dinamiit, erkekler kötü hissediyooor" dediğiniz şeyler sizin dinamitleriniz; benim ya da başka kadınların değil.
Ve benim çevremdeki hiçbir erkek eşi çalışıyor diye garip, güvensiz, dinamitlenmiş gibi hissetmiyor. Öyle hissedenler sizin çevrenizdeki erkekler.
O yüzden genellemeleriniz sadece sizi ve "ay bu adam niye böyle" diye yakınan çevrenizdeki hemcinslerinizi bağlıyor.
Dünya sizin çevrenizden ibaretmiş gibi davranmaktan vazgeçerseniz hiçbir gemiyi yakmaya gerek olmadığını görürsünüz.
Bir gemi kolay alınmıyor bu devirde