Erdoğan düşüyor, farkında değil, yere çakılınca anlayacak...

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.716

Hasan Cemal


Erdoğan düşüyor, farkında değil, yere çakılınca anlayacak...





1 Kasım’da ne olacak?
Bu soru çoğu kimsenin kafasının içini burgaç gibi oyuyor.
Ama ben yazıma yıllar öncesine giderek başlıyorum.
Özal da uyarılmıştı, Demirel de.
Cumhurbaşkanı olmayın, başbakan kalın, yoksa partiniz de elden gidebilir diye.
İkisi de dinlememişti.
İkisi de kendilerinden çok emindi.
İkisi de Çankaya’ya çıktılar.
Ama gel gör ki, partileri ANAP ve DYP de gitti ellerinden, iktidar dizginleri de...
Büyük hayal kırıklığı yaşadılar.
Partileri de kayboldu, tarihin arşivine kalktı.
Yıl 1985.
Rahmetli Turgut Özal başbakandı.
O yıl Japonya ziyaretini izlemiştim.
Özal ve kurmayları, Japon Liberal Partisi’ni yakın markaja almışlardı.
1980’lerde tek başına iktidar koltuğuna kurulmuş olan ANAP içinmodel olabilir mi sorusu dolaşıyordu kafalarında.
Liberal Parti Japonya’da çok uzun yıllardır tek başına iktidardı.
Parlamentoda mutlak çoğunluğa sahipti.
Muhalefet de ayrı bir parti olarak değil, parti içi bir kanat olarak Liberal Parti’nin içindeydi.
Bu siyasal yapı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomik açıdan ‘Japon mucizesi’ni yaratan ‘siyasal istikrar’ın zeminini oluşturmuştu.
Özal’ı kafasında da bu Japon modeli tek parti vardı.
Ama olmadı, yapamadı.
Ve ANAP her seçimde küçüle küçüle yok oldu gitti.


Ayakları yerden kesildi,
müritleri uçurdu ama...

Özal da uyarılmıştı, Demirel de. Cumhurbaşkanı olmayın, yoksa partiniz de elden gidebilir diye. İkisi de dinlememişti. Büyük hayal kırıklığı yaşadılar

PaylaşPaylaş
İlginçtir.
Japon Liberal Parti modeli, Erdoğan’la bazı kurmaylarının kafasında da vardı.
Mantık şöyle işliyordu:
Türkiye’de sol taş çatlasa toplam yüzde 30 oy alabiliyordu. Geriye kalan yüzde 70’in, rahat yüzde 50-60’nı AKP yakalayabilir, hatta yüzde 60’ın üzerine çıkabilirdi.
Bu da istikrar demekti.
Reis’in kendisi Saray’a çıkıp Başkanlık koltuğuna kurulur, Meclis’te mutlak çoğunluğa sahip partisi AKP ile de iktidar dizginlerini tam anlamıyla eline alırdı.
Erdoğan’ın hayali buydu.
2010 referandumunda yüzde 58’i, 2011 genel seçimlerinde yüzde 50’yi, 2014 cumhurbaşanlığı seçiminde yüzde 52’yi yakalayınca ayakları yerden kesildi Erdoğan’ın.
Müritleri de onu iyice uçurdular.
Hayali gerçekleşecek sandı.
7 Haziran’a böyle geldi.
400 milletvekili hayaliyle...
Ama öylesine bir tokat yedi ki seçim sandığında, nerden geldiğini şaşırdı.
Bu şaşkınlıkla, ‘büyük koalisyon’a taş koyup tekrar seçimdüğmesine bastı ve koca ülkeyi kan gölüne çeviren, keman teli gibi geren fevkalade yüksek bir tansiyonun, korkunç bir kutuplaşmanın içine itiverdi.





ANAP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık koltuğunda otururken 1989'da Köşk'e çıkan Turgut Özal (solda) ile Özal'ın 17 Nisan 1993'te beklenmeyen ölümünün ardından Başbakanlık ve DYP Genel Başkanlığı koltuğunu bırakıp 9. Cumhurbaşkanı olarak Köşk'e çıkan Demirel..


Hedef 276 ve 17-25 Aralık’a örtü
Parti içinden Erdoğan’a dönük eleştiriler suyun yüzüne vuruyor. Üstelik bu eleştiriler, Erdoğangiller diye nitelenebilecek çevrelerde de yapılıyor

PaylaşPaylaş
Bir soru:
1 Kasım’da Erdoğan’ın hayalleri gerçek olabilir mi, yaşanan süreci geri çevirebilir mi?
Hayır.
400 milletvekili artık ihtimal dışı.
Başkan babalık da öyle.
Bu hayal de tükendi.
Japon Liberal Parti modeli de tarihe karıştı.
Şimdi Erdoğan’ın tüm gücüyle asıldığı hedef malum:
Üç dört milletvekili farkıyla da olsa, 276 çıtasının az üzerine çıkıp AKP’yi tek başına iktidarda tutmak... Ve 17-25 Aralık soruşturma dosyalarının açılmasını önlemek...
Erdoğan’ın bu hedefi vurması da yakın ihtimal değil.

AKP’de çatlak gizlenemez hâle geldi
Peki, 1 Kasım sonrası AKP’ye ne olacak?
AKP de, Özal ve Demirel örneklerinde olduğu gibi Tayyip Erdoğan’ın elinin altından kayıp gidecek mi?..
Ya da AKP’yi de orta vadede ANAP ve DYP’nin akıbeti, yani arşive havale bekliyor olabilir mi?
Daha çok soru var.
Çünkü, AKP içinden patırtı gürültü sesleri çoktandır duyulmaya başladı.
Partinin yakın geleceğine dönük karamsarlık yaygınlaşıyor.
Bu çerçevede saflar gitgide belirginleşiyor.
Parti içinden Erdoğan’a dönük eleştiriler suyun yüzüne her geçen gün vuruyor.
Üstelik bu eleştiriler, Erdoğangiller diye nitelenebilecek çevrelerde de yapılıyor.
Ahmet Davutoğlu’nun arkasında saf tutanlarla Erdoğangillerarasındaki çatlak artık gizlenemez hâle gelmiş durumda...
Şu soru epeyce güncel:
Erdoğan, 1 Kasım sonrası olağanüstü bir kongreyle Davutoğlu’nu uzaklaştırıp yerine Binali Yıldırım’ı AKP Genel Başkanlığı’na getirebilir mi?
Erdoğan’ın böyle bir hamlesi partideki çatlağı büyütebilir mi?
Daha çok soru var.
Ama önce pazar gecesini beklemek zorundayız.





Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine en yakın isimlerden AKP İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım ile...



Erdoğan düşüyor!

1 Kasım’da ne olacak?
7 Haziran’ın tekrarı mı ya da AKP’nin bir çıt daha aşağı düşmesi mi?
Bu ihtimal epey güçlü.
Ama bence bir nokta kesin:
Erdoğan düşüyor!
Özellikle 7 Haziran’dan beri öyle.
Ama o henüz düştüğünün farkında değil.
Çünkü daha havada!
Asıl yere çakılınca anlayacak neye uğradığını.
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/erdogan-dusuyor-farkinda-degil-yere-cakilinca-anlayacak,13048
 
Gercekten 13 sene tek basina Türkiye`yi yönetip arkasindan koalisyon yapmak gercekten cok zor.
Bu ayni suna benzer, kendi isyerimde senelerce patronum, simdi gidip baska biriyle ortaklasa is acip yürütmem lazim. Yani o konuda Tayyibi anliyorum, zor bir durum.
Dedigim dedik durumundayim is yerimde cünkü tek ben varim, eeeeee ama baskasi gelecek beraber koalisyon kuracagiz , eo zaman onuda dinlemem lazim. Sizce bu hic mümkünmü ? Böyle baskin bir karekterde bunu yapmalari gercek disi olur bence.
Bu seferde oy sonuclarinda yine koalisyon gözüküyor. Yine kabul etmeyecek.
Yine öteki secimi bekleyecegiz ve o zamana kadar artik Türkiye ayakta kalirsa, kalabilirse, hala duruyorsa Insalahhhhh !
Yani asagi tükürsen sakal, yukari tükürsen biyik.
Keske ben artik cekiliyorum ne haliniz varsa görün diyip kenara cekilsede, gercekten insanlarin oalisyon ortaminda Türkiye`yi yönetseler.
Aslinda Cumhurbaskani olarak daha geride olup, bu koalisyonlarin olusmasina karismaz ise, güzel bir sonuc cikabilir bence.
Görünen su, AKP- CHP koalisyonu. Sonuc bu cikicak yine bakalim bu sefer kabul edilecekmi ? Halka saygi duyulacakmi ?
 
Tarih tekerürden ibarettir ders almayan tekrar buna benzer örnekler yaşayacaktır ,
 
Bu beklenen bir şey, Türkiye de her zaman yaşanan bir durum.
zaten Akp yok Erdoğan var. Erdoğan hatırına Akp o kadar oy alıyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…