En Yeni Kitaplar/Son kanlar

zzeyy

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
30 Ekim 2006
274
9
46
$kitaplar.jpg


Becerebildim mi bilmiyorum :sm_confused:
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Safinaz İçöz Ocakçı
324 sayfa
Rüzgar Hüznü

“Hayat bana istediklerimi yeterince verdi, hatta fazlasıyla verdi diye- bilirim. Buna rağmen, istemediğim, aklımın kıyısından bile geçmesi mümkün olmayan, düşününce içimi acıtan, kendimi suçlu hissettiğim, hatta bu suçluluk duygusu ile çoğu zaman kendime lanetler okuyup, küfürler ettiğim ve daha önceleri hiç utanmadan rahatlıkla gözlerimin içine bakarak aynada seyrettiğim suratımı tokatlayıp kendimi dövdü- ğüm ve geceleri hayallerle gerçeklerin sınırını ortadan kaldırdığım, gündüzleri ise hayalde mi gerçekte mi yaşadığımın farkında bile olmadan, yaşadığım yılları da hayat bana verdi.”

Sevgi, saygı ve en önemlisi karşılıklı güven içinde kocası ve çocuğu ile mutlu bir yaşama devam ederken, tesadüfen tanıştığı genç bir adamı önce hayallerine, sonra da yaşamına alarak çatışma içindeki duygular ile, tensel hiçbir şey yaşanmasa da ihanetin hafiflendirilmişi olmayacağına göre, ya- sak aşkı ve ihaneti arasında acı çeken, çektiği acılara rağmen sır ve yalın sevgim dese de, tam tarifini kendisine bile yapamadığı sevgisinden piş- manlık duymayan, sesinde rüzgar hüznü saklı Melis’e bu kitabı okuma ola- sılığını varsayarak seslenmek istiyorum.

Kitabın içinde yer alan, sizin için yazdığım şiirlerden RÜZGARLARI DİNLE şiirinin hemen bitiminde, Can’a söyleyemedikleriniz için boş bir sayfa ayırdım. Söyleyecekleriniz için bu boş sayfanın kifayetsiz kalacağı aşikar, ancak bir simge olarak ayırdığım bu sayfanın sizin en uzun süre okuyacağınız sayfa olacağını biliyorum.


ALINTIDIR
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Sen Olsaydın Yapmazdın, Yapmazdın, Biliyorum
Kürşat Başar
115 sayfa

'Edebiyat, olağanı olağanüstüye dönüştürür. Bu kitabı okurken ilk aklıma gelen cümle bu oldu. Yaşamsal olanla zihinsel olanın birbirini beslediği bir yazma biçimi, çağrışımlarla anılarda kurulan, ritmi hiç düşmeyen bir edebiyat, anlatım temposu...”

Doğan Hızlan



“Çok az romanda üslup, yazım tekniği ve tema birbirlerini bu denli çarpıcı biçimde tamamlamıştır. Üslup temayı, hiçbir romanda bu denli yeniden biçimlendirmemiş, yaratıcılığın ve yaratılanın adı üslup olmamıştır. Post-modernizmin ne olduğunu merak edenler bu romanı okusunlar. Başar, hiçbir şekilde post-modernist değil ama roman post-modernizmin ta kendisi...”

Ali Bayramoğlu

ALINTIDIR
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Sevgiliye Aşk

Rüyhan Duralı
240 sayfa,

Sen benim bu hayattaki her şeyimsin. Çünkü benim özümsün. Herkes birgün bu hayatı bırakıp giderken, sevdiklerine de arkada bırakıp sadece özüyle, bu dünyadan göçecek. Ne mutlu ki bana, ben seni arkada bırakmayacağım. Çünkü sen benim özümsün. Belki bu hayatta beraber rol alamayacağız, ama şiddetle inanıyorum ve biliyorum ki, ben öbür dünyada seninle olacağım. İşte ben seni bu kadar çok seviyorum..
 
beğenmenize sevindim.

umarım zeyy kızmaz bana. açtığı başlığa izin almadan ek yaptım ama :a015:
böyle bir başlığı görünce dayanamadım:sm_cool:

işyerinde olduğum için biraz geç ekliyorum ama. evden daha hızlı devam ederim.
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Armageddon'un Mührü
Ahmet Yavaşoğlu -polisiye

Amerikan dış istihbaratına bağlı özel bir tim gizlice Türkiye'ye girmişti. Bir süre sonra ardı ardına siyasi cinayetler işlenmeye başlanmıştı. Hedefte çok önemli isimler vardı ama asıl peşinde oldukları şey 'ARMAGEDDON'UN MÜHRÜ'ydü. Çünkü yakında çıkacak büyük savaşın akıbeti bu mührün bulunmasına bağlıydı. Peki ama neydi bu Armageddon'un Mührü?

Zombi lakaplı dünyanın en ünlü hackerlarından Mihail Toder, Amerikan Savunma Bakanlığı'nın bilgisayarlarına korsan bir giriş yaparak çok önemli kaynak kod bilgilerini çaldı. Ama bu bilgiler, para ve güç için çalışan çift taraflı bir Türk ajanın eline geçti. Rus hacker ortadan kayboldu.

Türkiye'de tam bir siyasi kaos yaşanmaktaydı. Türkiye terör gerekçesiyle Kuzey Irak'a kara birliklerini sokmuş ancak destek için gönderdiği üç adet F16 uçağı bilinmeyen bir nedenle Kuzey Irak sınırında düşmüştü. Yapılan inceleme, bu uçakların düşman tehdidine maruz kalmadığını gösteriyordu. Peki ama bu uçaklar neden düşmüştü? Tüm bunlar olurken TBMM'de sert tartışmalar yaşanmaktaydı. Yeni Amerikan teskeresi iktidar partisi AKP'i köşeye sıkıştırmıştı. Beklenmeyen bir olay oldu.150 AKP'li milletvekili teskere oylamasında CHP ile birlikte hareket etme kararı aldı. AKP bölünmüş, meclisteki çoğunluk bir anda CHP'nin eline geçmişti.

Siyasi cinayetleri durdurmak için görevlendirilen üç Türk ajan. Nefes kesen bir kedi fare oyunu. İstanbul sokaklarında süren amansız takipler. Bakalım bu zorlu görevi Türk ajanlar başarabilecekler miydi?

Kuzey Irak'taki beklenmeyen gelişmeler, kaybolan Rus hacker’in yeniden ortaya çıkışı, meclisteki gergin teskere oturumları, dönen dolaplar, gizli pazarlıklar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine haftalar kala yaşanan sürpriz siyasi gelişmeler ve şok etkisi yaratacak iç ve dış siyasi depremler.

Olaylar hiç de düşündüğünüz gibi olmadı...

alıntıdır
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Sisler Şehri
Peter Plate; Tercüme: Füsun Önen

Yazın son gününün şafak vaktinde, zırhlı bir araç karakolun yanındaki otoyoldan çıkıp gümbürdeye gümbürdeye Market Caddesi'nde Embarcadero'ya doğru ilerler. Celeste Ana ve öteki emekliler Sosyal Sigortalar Kurumu'nun açılış saatini beklerken, hızla gelen bir Ford Taurus açıklanamaz bir biçimde kamyonla çarpışır. Her yere banknotlar saçılır. Celesta Ana bunun geleceğe ilişkin bir görüntü olduğuna inanır; kıyamet günü nihayet gelmiştir. Para dolu bir çuval kapıp Allen Oteli'ne yönelir...

Bu kitapta, Peter Plate'in taklit edilemez anlatımıyla Allen Oteli sakinlerinin yaşamlarının bencil ve mantıksız dürüstlüğüne tanık olacaksınız.

alıntıdır
 
Hırsızlar ve Polis

Peter Plate;

Peter Plate, Türk okurlarının henüz tanımadığı bir polisiye yazarı. Çok akıcı bir anlatım temposuyla, San Francisco'nun kanun girmemiş arka sokaklarında, doğuştan suçlu çocukların oluşturduğu çeteler arasında, bir polis duyarlılığıyla değil, bir yazar olarak dolaşıyor... Bu küçük suç çetelerinin ilişkilerini, insan yanlarını, zayıflıklarını olağanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
 
Kapılar Sonsuza Dek Kapandı

Arzu Öcal

Uzunca bir süre çam ağaçlarının altında bekledi. Gözlerini kapayıp çılgınca esen rüzgârın serinliğini tüm vücudunda hissetti. Sonra birdenbire rüzgâr kesildi. Gözlerini açıp kendi etrafında döndü. Ebru yine belirmişti. Arkası dönüktü, kolunu kaldırmış ileride bir yeri gösteriyordu.

Kapılar Sonsuza Dek Kapandı, bir iç hesaplaşmanın; küskün, kırılmış, hak ettiğini bulamadığına inanan bir gencin aşkının nasıl cinayetler zincirine dönüştüğünün öyküsüdür. Roman, birbirinden farklı eksenlerde; ama iç içe geçmiş kurgusuyla bir eksilmenin, hiçliğe gidişin bir simgesidir; merak duyusunu sonuna dek tetikleyen ve bitirmeden kapatıp bir kenara bırakamayacağınız ustalıkla kurgulanmış bir romandır.
 
Kan ve Çiçekler

Selçuk Kızıldağ

Eser, I.Dünya Savaşı dönemini anlatmaktadır.

Tayyar, vatanını seven, Osmanlı'nın içine düştüğü durumun farkında olan ve bir şeyler yapmak isteyen aydın bir gençtir. Çeşitli cephelerde savaşır. Savaşlar yüzünden ilk aşkı ve nişanlısı Nesibe'den, ailesinden ayrı kalmıştır. Esir düştüğü zamanlarda onların izini kaybeder. O dönemlerde nice aile gibi Tayyar'ın ailesi de göç etmek zorunda kalmış ve vatanlarından ayrılmışlardır. Yüreği; Nesibe, ailesi ve vatanı arasında gidip gelmektedir.

Tayyar, savaşın umutsuzluğunu ve zorluğunu aşkın umudu ile aynı anda yaşamaktadır. O da cephedeki binlerce asker gibi savaşın biteceği ve sevdiklerine kavuşacağı günü umut etmektedir. Fakat şehit olma ihtimali bu umuduna gölge düşürmektedir. Her gün gördüğü şehit ve yaralılardan katılaşan yüreği bir tek Nesibe'nin aşkı ile teselli bulmaktadır. İki aşığın birbirine yazdığı mektuplar onları hayata bağlamakta ve güzel günlere inandırmaktadır.

Tayyar'ın yaşadığı ya da tanık olduğu olaylar bizlere, atalarımıza borçlu olduğumuz minneti bir kez daha hatırlatmaktadır.

alıntıdır
 
Kocanızı Nasıl Öldürürsünüz

Kathy Lette

(Ve ev işleriyle ilgili diğer pratik tüyolar)

Her kadın kimi zaman kocasını öldürmeyi ister. Evli kadınlar 'niyetin olduğu yerde, ben de varım, ' diyerek aralarında şakalaşırlar. Görüldüğü üzere, evlilik eğlenceli ve anlamsız bir hobidir ve sadece bazen ölümle sonuçlanır.

Seksi, eğlenceli ve usta yazar Kathy Lette'nin karşı koyamayacağınız yeni romanı her şeye sahip olan değil her şeyi yapan kadınlar hakkında.

Günümüzdeki annelerin genellikle evli ama yalnız bir anne olmasından bahsediyor. Hiçbir kadının kocasını evi süpürürken öldürmediği gerçeğini ele alıyor. Bu roman, evli ve sıradan çiftlerin yatak odalarında ve mutfaklarında neler olduğu konusundaki iğneli bakış açısı marka haline gelmiş olan Kathy Lette'nin en parlak eserlerinden biridir. Nerede olursa olsun her kadının içindeki bir teli attıracak ve bundan böyle evlilik cüzdanlarımızda yazan o ufak detayları dikkatle okumamızı sağlayacak bir romandır.

alıntıdır.
 
28 Şubat; Bir Müdahalenin Güncesi

Ali Bayramoğlu

27 Mayıs 1960,12 Mart 1971,12 Eylül 1980... Türkiye’nin “darbeler tarihine”,28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında açıklanan kararlarla “post-modern darbe” de eklenmişti. Türkiye siyasi tarihine bir dönüm noktası olarak geçen kararlarla, ordu bu kez de demokrasiye “balans ayarı” yapmıştı.

Gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu,28 Şubat, Bir Müdahalenin Güncesi’nde ülkeyi 28 Şubat’a götüren süreci ele alırken, post-modern darbenin de bir analizini yapıyor. Bir müdahale olarak 28 Şubat’ı diğerlerinden ayıran özellikleri, siyasetin seyrine dair kalıcı etkilerini, asker-sivil ilişkileri tarihinde oturtulacağı yeri işleyen Bayramoğlu’nun yazıları, basının sürece yaklaşımını da “içerden” gözlemlerle sunuyor.

Yaşanan baskılara, gerilimli ortama rağmen 28 Şubat sürecine karşı çıkan sayılı aydınlardan biri olan Bayramoğlu, siyasetin siyaset dışı merkezlerce yönlendirilmesinin yarattığı tahribatı özgürlük ve demokrasi fikrini merkeze alarak tüm yönleriyle değerlendiriyor. Post-modern darbenin üzerinden geçen bunca zaman sonra hafızalarımızı tazelemek, bu çerçevede memleketin hal ve gidişatına bir kez daha göz atmak için...

alıntıdır
 
Sis

Stephen King

Sis, Stephen King okuyucularını ancak kendisinin

hayal edebileceği bir dünyaya götürüyor...

“Kısa öykülerden ve iki unutulmaz türden oluşan Sis, King’in kelimelerle bir sihirbaz gibi oynayışını ve onun eşsiz yeteneğini ortaya koyuyor. Stephen King gerçek bir yete-nek; korku öykülerini okumak gerçekten eğlendirici...”

The New York Times

“Usta yazarın öykülerden oluşan bu eseri onun çok yönlü yeteneklerinin somut bir kanıtı. Bazı öyküler şaheser denilebilecek nitelikte, daha az başarılı olanlar ise çok eğ-lenceli. Sis bu eserin en güzel öyküsü...”

Publishers Weekly

Yazar Hakkında: Stephen King,1947 yılında Portland’da doğdu. Annesi ve babası ayrıldıktan sonra, ağabeyi David ile annesinin yanında büyüdü.

1974 yılı baharında ilk romanı Göz yayınlandı. Zamanla kısa hikâyelerden roman yaz-maya, ardından da senaryo çalışmalarına yöneldi. Bir süre, senaryosunu yazdığı filmlerde hem oyunculuk, hem yönetmenlik yaptı.1974’te Colorado’ya taşınan King, burada Med-yum adlı kitabını yazdı ve 1975 yazında yeniden Maine’e döndü. Aynı yıl içinde Mahşer adlı yapıtını kaleme aldı.

Eserleriyle, birçok ödül kazanan King korku-gerilim dalında bir klasik olmuştur. Ül-kemizde de büyük bir hayran kitlesine sahip olan yazar tüm dünyada bestseller olmuş otuz-dan fazla kitabın yazarıdır. Yazar olan karısı Tabitha King ile birlikte Bangor, Maine’de ya-şamaktadır.

alıntıdır.
 
Başucu Denemeleri
Fatih Akbaba

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Hayat kapılarını bir kapar bir açar ama neyi bekleyip neyi beklemediğinize bağlı. Ben beklediğim gerçek sevgiliye bir açık kapı istiyorum. O kapıdaki sevgilimi hayal etmiyorum. Kelimelerden tablom var. Suret çiziyorum sevgi boyutlu, saygı karakterli, mutluluk amaçlı, gelecek hesaplı, kalpten inançlı, hem dokunaklı hem karşılıklı, insan gibi değil tam anlamıyla insan, kadın gibi değil bütünüyle tam sultan, gerçek bir suret çiziyorum. Aşk bu, nefessiz kalmaya razılığın sevgili adı!

Hayat, bir kapı açsa da kapadığında diğerini, her dem taze ve olgun aşklar sunmuyor. Hele birinin kıymetini bilmeyip, kıymetsizliklere kapılmayagör! Ey hayat; hayatımın aşkına tek kapı aç! Oradan giriş olsun, çıkış olmasın, lütfen! Acıyan yanlarıma kanayan duygularıma merhamet, aldatanlara yalandan yalanla yaşayanlara inat beni bıraktığın yerdeyim. Kapımın açılması anına kadar yaşlanmaya hatta ölümüme razıyım. Bilirim beni bu halde bırakıp, arkasında kalanı unutanlara benzemezsin. Yoksa nice olur halim? Sustum seni dinliyorum

hayat sesim!

alıntıdır
 
Tatlı Yalanlar

Lisa Unger

Ailenizin,

Adınızın,

Ve tüm yaşamınızın bir yalandan ibaret olduğunu anladığınız an ne yapardınız?

Ridley Jones on dakika daha geç uyansa ya da taksi bekleyeceğine metroya binmiş olsaydı hâlâ “mükemmel bir yaşam” dediği o yalanın içinde olacaktı. Oysa o, doğru za-manda yanlış yerde bulunduğu için kapısına bırakılan esrarengiz bir paket yüzünden ken-dini beklenmedik olaylar zincirinin içinde bulur.

Bir anda tüm yaşamının tatlı bir yalandan ibaret olduğunu öğrenir.

Kendi hakkında bildiği her şeyi sorgulamak zorunda kalan Ridley herkesin bir şeyler gizlediği karanlık bölgede dolaşmaya başlar.

Tatlı Yalanlar, gerçek bir edebi gerilim ve yepyeni bir ses.

Lisa Unger, okuyucuları soluksuz bırakan yeni bir yolculuğa çıkarırken, Ridley’in yap-tığı her seçimin sonunda insanın aklından dahi geçiremeyeceği büyük anaforlar yaratı

alıntıdır
 
Rica ederim Emezciğim. Eline sağlık. Liste halinde koymaya çalıştım da beceremedim.
 
Zifir

$zifir.jpg
Cinler, insanlar, şeytanlar ve isyankâr melekler...
Zifiri bir savaşın eşiğinde!...
Hacer-ül Esved'de gizlenen sır neydi?...
Amerikan askerleri Kabe'ye niye baskın yaptı?...
Papa ve Amerikan Başkanı Bush nasıl öldürüldü?...
Dünya insan kanına nasıl boğuldu?...
Cehennemde büyük savaş!...
Şeytan'ın orduları yeryüzünde savaşıyor!...
Karanlık çağlarda, insan öncesi Dünya'da yaşananlar!...
Kız Kulesi'nin altındaki sır neydi?
 
$sıradışı.jpg

Kafası karışmışlar için felsefede bir rehber arayanlar uyarılmalıdır.
Felsefe bir yandan aydınlatırken bir yandan da yanlışa yönlendirebilir ve yanıltabilir. Descartes’ın dediği gibi, “En büyük ruhlar en büyük erdemler kadar en büyük erdemsizliklere de yeteneklidir.”

Sıradışı Filozoflar felsefenin tehlikelerini araştırıyor ve felsefecilerin bazen kötü, bazen üzücü, arada bir büsbütün delice davranışlarının düşünceleri ile tamamen bağlantısız olmadığını gösteriyor. Rousseau, Schopenhauer, Nietzsche, Russell, Wittgenstein, Heidegger, Sartre ve Foucault... Kitapta yer alan bütün bu büyük felsefecilerin hayatları okura gösterecektir ki, akıl yaşamı zorunlulukla akıllıca bir yaşama götürmez.

O halde, yaşamımızı nasıl sürmemiz gerektiği üzerine öğütlerini almadan önce, bu en büyük felsefecilerin kendi hayatlarını nasıl yaşadıklarına ve yaşamdaki seçimlerinin düşüncelerini nasıl doğruladığı ya da yalanladığına bakmak iyi olabilir.
 
X