mehmet: daha iyi misin yurdanur? kusacak mısın bir daha?
yurdanur: mehmet eve çok yaklaştık. sen dön artık istersen, ev hemen şurada, pencereden bile baksalar görebilirler.
m: biraz daha hava alalım mı? bak, gir hemen odana yat tamam mı? onların yanında durma, anlaşılır sonra.
y: tamam.
m: dur bakalım, al at şunu ağzına. (sakız verir)
y: ben sakız çiğneyemem ki. hemen yutuveririm.
m: çiğne çiğne, ağzının kokusunu alır. her şeyin bir yolunu bulacağım, söz yurdanur... umutsuzluğa kapılma. hele sabah olsun, bak ne güzel olacak her şey, görürsün..
nasıl bir şey bu biliyor musun? hani, karanlık bir gecede ıssız bir yokuşu tek başına inerken, bir köşeye dönersin de deniz çıkar ya karşına, sonra o denizde bir gemi belirir. şıkır şıkır ışıklarla geçip gider. sen sevinirsin, hiç nedensiz ama... sonra için kıpırdar ya hani. öyle işte... seni tanıdığımdan beri bir gemi geçiyor içimden, hep ama... aşkım benim, yurdanurum... (öpüşürler)
y: sakızımı yuttum.
m:yenisini alırım ben sana. (güler)
y: git hadi sen...
m: tamam, hadi eve gidene kadar bekliyorum.
sonra büyük yurdanur'un sesinden dinliyoruz:
orda öyle ne kadar durdu bilmiyorum. arkama dönüp bakamıyordum. sokağın başında bana bakarken bir kez daha görsem onu, koşup kollarına atılıcağımdan, bir daha da hiç eve dönemeyeceğimden korkuyordum. ondan mı bakamayışım? o bahsettiği gemi benim de içimden geçiyordu, bütün karanlıkları yararak. bayram yeriydi her yan, ışıl ışıldı...
çemberimde gül oya, yurdanur'dan mehmet'e
"sen benim hem ailem hem vatanımsın artık"
mehmet: bak... şairin de dediği gibi, sana gül bahçesi vaadetmedim. yani ne bileyim, burası... yurdanur bana gerçeği söyle, mutlu musun?
yurdanur: sen kendini suçlu hissediyorsun mehmet. problem ben değilim. şikayet ettim mi hiç? hiç yüzüm asık mı? hiç sana belli ettim mi?
m: neyi belli ettim mi?
y: öyle demek istemedim. evet zor.. buna alışmak zor. yeni bir yaşam kurmak, bir sürü alışkanlıktan vazgeçmek, yarını düşünmek, tüpü idare etmek, yemeğin etini az, patatesini çok koymak da zor... ama çabalıyorum mehmet, ben öğreniyorum. seni, beni, ikimizi yaşatmayı öğreniyorum.
m: ben mutlu musun diye sordum.
y: mutluluk ne? gördüğümüz filmlerdeki gibi ağaçların arasında kovalamaç oynamak mı? bu mu mutluluk dediğin? hayatımda ilk defa bir işe yaramayı, birşeyleri yönlendirmeyi, yoluna koymayı öğreniyorum. mutluyum ben.. sen varsın çünkü. sen şu kapıdan içeri giriverince herşey bitiyor işte. saray oluyor tek göz oda.. neden bunu düşündün? aksini mi bekledin benden? olmayacak mı sandın? basaramayacak mıyız? yapacağız mehmet, bak nasıl güzelleşecek her şey...
m: ya.. ben öyle demek istemedim.
y: benim yerim burası, senin yanın. sen benim hem ailem, hem vatanımsın artık...
yine çemberimde gül oya dan
çocukken yaşadıklarını hiçbir zaman unutmazsın. Çünkü hafızanın en temiz en güçlü olduğu zamanlardır çocukluk. Büyüyünce bu günleri unutma. Kitapların yakıldığı, insanların fikirleriyle suçlandığı bu günleri unutma. unutma ki anlatabilesin. Türkiye'yi sevmeyi anlat birilerine. Birileri bunu hep yanlış anladı çünkü.
çemberimde gül oya'dan
Mehmet... çok mutluyum. uzak bir yolculuktan döneceksin yarın. Bir vapur müjdeledi bana az evvel. seni limandan uğurlayışımı hatırlıyorum. Masmavi bir denizin ortasında ak köpükler bırakarak giden o gemiyi, martıları, simit satan çocuğu... Seni götüren gemiler elbet geri getirecekler. biliyorum. yoksa kimse sevmezdi gemileri öyle ya. Yavaşça gireceksin kapıdan hirbir şey sormayacağım sana. Sen de bir şey deme. Öyle dur biraz. Anlatma... Boş ver geldin ya. Bu anı unutmayalım diye koluma bir çimdik atarım korkma. insan hatırlamak istedikleriyle mutludur. Hatırlamayı istemediğin başkalarının ayıbı. Yüzüme bakacaksın, biliyorum yorgunsun. Tertemiz serin çarşaflarda uyutacağım seni masal anlatacağım çocuk eyler gibi. Hatırlar mısın birgün 'sen benim hem ailem hem vatanımsın' demiştim ya sana. Uzun bir süredir kayıp bir kızın masalı olacak bu. sonunda vatanına kavuşan bi kızın mutlu masalı
yine cemberimde gül oya :)
yurdanur mehmet'i dansa kaldırırken,
yurdanur : bu dansı bana lütfeder misiniz?
mehmet : bu hayatı bana lütfeder misiniz?