- 7 Temmuz 2019
- 8
- 4
- 36
- Konu Sahibi sureyyadurakk
- #1
Onunla tanışmam 7 yıl öncesine dayanıyor. Emre İlhan’ı yıllar önce yine bu siteden tanımıştım. Genelde olumlu yorumlar vardı. Sonradan öğrendim ki bu yorumları aslında kendi istiyormuş. Çünkü daha ilk görüşmeden sonra benden de bunu istedi. Buradan kendine bir ağ kuruyor ve reklam yapıyormuş meğer. Tabii ameliyat bitmediği ve ona muhtaç olduğunuz için de dediğini yapıyor ve üye olup yazıyorsunuz. Fakat sonradan başıma gelenleri anlatsam inanmakta güçlük çekeceğinize eminim.
Birincisi Emre İlhan’ın yapılan yorumlarla hiçbir alakası yok. Her şeyden önce kendini beğenmişin biri. Burnu Kaf Dağı’nda, sizse ona muhtaç olan, acınacak, zavallı, aşağılık bir yaratıksınız. Bu aşağılık kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü size aşağılık biri olduğunuzu sonuna kadar hissettiriyor. Yeri geliyor dilenci yerine koyuyor sizi, yeri geliyor hayvan yerine koyuyor. Abarttığımı düşünenler sadece denemek amacıyla randevu alıp kendisine gidebilirler.
Bu işin insani boyutu. Bir doktor aynı zamanda iyi bir insan olmalı. Ama diyelim ki çok ihtiyacınız var, hakaretlere, aşağılanmalara katlanmaya razısınız, yeter ki iyi bir ameliyat geçirin, istediğiniz gibi bir buruna sahip olun. Ama maalesef karşımızda iyi bir doktor da yok. İyiyi geçtim ortalama bir doktorun sahip olması gereken becerinin yarısına bile sahip değil Emre İlhan. Benim ameliyatım 7 saat sürdü, çok zor bir ameliyattı. Bu kadar acıya katlandıktan, onca para verdikten sonra insan iyi bir sonuç bekliyor. Ama bırakın iyiyi, eski burnumdan bile daha kötü bir buruna sahip oldum. Çökük, yana kaymış, bir deliği tıkanmış, küçük mü küçük bir burun. Ameliyattan bir süre sonra, burun yerinde oturduğunda görenler kaza geçirip geçirmediğimi soruyorlardı. İnsanların arasında dayak yemiş gibi dolaşıyordum. O hale geldim ki insanların arasına çıkmaktan kaçar oldum. Aynaya bakmaya bile korkuyordum. Burnum eski haliyle bundan kat kat daha güzel, daha sağlıklıydı. Resmen binlerce lira verip burnumun hakkından getirmiştim.
Emre İlhan bu kadarla da kalmadı, ameliyat sonrasında pek çok gerçeği de sakladı benden. Burnum enfeksiyon kapmıştı örneğin, bunu söylemedi. Alıp yerleştirdiği kıkırdaklar oturmamıştı, bunu da sakladı. Tüm bunları daha sonra başka bir doktordan öğrendim. Burun deliğim tıkandığı için bunu açmak amacıyla ikinci ve yine oldukça zor bir operasyon geçirdim. Sonra öğrendim ki aslında buna da gerek yokmuş. Fakat zaten bu ameliyatla da hiçbir şey düzelmedi. Bunun üzerine buruna yağ enjekte etmeyi önerdi. Bunun için birkaç yıl beklemek gerektiğini söyledi. Tabii artık güvenim falan kalmamıştı ama başka çarem de yoktu, çünkü gittiğim bütün doktorlar buruna dokunmaya korkuyordu. Mahvolan bir burunla ilgili olarak kimse sorumluluk almak istemiyordu.
İster istemez bir kez daha Emre İlhan’a gitmek zorunda kaldım. Bu kararı vermek benim için çok zor oldu. Yaşadığım travmayı atlatamamıştım. Ama bu burunla da yaşamak istemiyordum. Nereye gidersem gideyim herkesin benim burnuma dikkat ettiğini hissediyordum. Burnum kötü görünüyor diye fotoğraf bile çektirmekten kaçınıyordum. Ama gidebileceğim hiçbir yer olmadığı için mecburen yine kendisine gittim. Gitmez olaydım. Burnuma bakar bakmaz bu burun için artık hiçbir şey yapamayacağını söyledi. Oysa gelmemi o istemişti. Burnuma yağ enjekte edeceğini, bunun için beklemem gerektiğini söyleyen kendisiydi. Bana dilenciye sadaka verir gibi para önerdi. Güya bu parayla gidip başka doktorlara muayene olabilecektim, sanki ben o parayı bulamayacak kadar zavallı biriydim. Bu sözleri duyunca gözlerim yaşardı. Bu sırada yanında yabancı bir doktor vardı. Belli ki söylediklerimi anlamıyordu ama yüzümün ifadesinden, gözlerimin dolmasından adamın merhamete geldiğini hissettim. O adamın da yüzü düşmüş, üzülmüştü. Ama bizim Emre İlhan yumuşamak bir yana hakaretlerini sıralamaya devam etti. Normalde bu sözleri başka bir yerde duysa hakkımı aramaktan kaçmayacak, gereken cevabı hiç duraksamadan verebilecek olan ben o an ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Donup kalmıştım. Böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu. Yıllarca pek çok doktor görmüştüm ama bu kadar arsızını, iğrencini hiç görmemiştim. Doktorluk etiği diye bir şey var, ama bırakın doktorluğu insanlık etiğinden bile haberi yoktu Emre İlhan’ın.
Sonuç olarak bu burunla yaşamaya mahkumum. Bu adam önce burnumu, sonra da hayatımı mahvetti. Üstüne hakaret etti, aşağıladı. Aklı olan uzak dursun derim kendisinden. Ben hala bu süreci nasıl atlatabileceğimi düşünüyorum. 7 yıldır bu sorunla mücadele ediyorum. Artık yoruldum, tükendim. Buradan sorulan sorulara yanıt vereceğimi zannetmiyorum. Çünkü anlattıkça yaşadığım şeyleri yeniden hatırlıyor ve yeniden o günlere dönüyorum. Amacım sadece sizi bilgilendirmekti. Eğer burun ameliyatı olacaksanız kendini doktor olarak pazarlayan bu adamdan uzak durun.
Birincisi Emre İlhan’ın yapılan yorumlarla hiçbir alakası yok. Her şeyden önce kendini beğenmişin biri. Burnu Kaf Dağı’nda, sizse ona muhtaç olan, acınacak, zavallı, aşağılık bir yaratıksınız. Bu aşağılık kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü size aşağılık biri olduğunuzu sonuna kadar hissettiriyor. Yeri geliyor dilenci yerine koyuyor sizi, yeri geliyor hayvan yerine koyuyor. Abarttığımı düşünenler sadece denemek amacıyla randevu alıp kendisine gidebilirler.
Bu işin insani boyutu. Bir doktor aynı zamanda iyi bir insan olmalı. Ama diyelim ki çok ihtiyacınız var, hakaretlere, aşağılanmalara katlanmaya razısınız, yeter ki iyi bir ameliyat geçirin, istediğiniz gibi bir buruna sahip olun. Ama maalesef karşımızda iyi bir doktor da yok. İyiyi geçtim ortalama bir doktorun sahip olması gereken becerinin yarısına bile sahip değil Emre İlhan. Benim ameliyatım 7 saat sürdü, çok zor bir ameliyattı. Bu kadar acıya katlandıktan, onca para verdikten sonra insan iyi bir sonuç bekliyor. Ama bırakın iyiyi, eski burnumdan bile daha kötü bir buruna sahip oldum. Çökük, yana kaymış, bir deliği tıkanmış, küçük mü küçük bir burun. Ameliyattan bir süre sonra, burun yerinde oturduğunda görenler kaza geçirip geçirmediğimi soruyorlardı. İnsanların arasında dayak yemiş gibi dolaşıyordum. O hale geldim ki insanların arasına çıkmaktan kaçar oldum. Aynaya bakmaya bile korkuyordum. Burnum eski haliyle bundan kat kat daha güzel, daha sağlıklıydı. Resmen binlerce lira verip burnumun hakkından getirmiştim.
Emre İlhan bu kadarla da kalmadı, ameliyat sonrasında pek çok gerçeği de sakladı benden. Burnum enfeksiyon kapmıştı örneğin, bunu söylemedi. Alıp yerleştirdiği kıkırdaklar oturmamıştı, bunu da sakladı. Tüm bunları daha sonra başka bir doktordan öğrendim. Burun deliğim tıkandığı için bunu açmak amacıyla ikinci ve yine oldukça zor bir operasyon geçirdim. Sonra öğrendim ki aslında buna da gerek yokmuş. Fakat zaten bu ameliyatla da hiçbir şey düzelmedi. Bunun üzerine buruna yağ enjekte etmeyi önerdi. Bunun için birkaç yıl beklemek gerektiğini söyledi. Tabii artık güvenim falan kalmamıştı ama başka çarem de yoktu, çünkü gittiğim bütün doktorlar buruna dokunmaya korkuyordu. Mahvolan bir burunla ilgili olarak kimse sorumluluk almak istemiyordu.
İster istemez bir kez daha Emre İlhan’a gitmek zorunda kaldım. Bu kararı vermek benim için çok zor oldu. Yaşadığım travmayı atlatamamıştım. Ama bu burunla da yaşamak istemiyordum. Nereye gidersem gideyim herkesin benim burnuma dikkat ettiğini hissediyordum. Burnum kötü görünüyor diye fotoğraf bile çektirmekten kaçınıyordum. Ama gidebileceğim hiçbir yer olmadığı için mecburen yine kendisine gittim. Gitmez olaydım. Burnuma bakar bakmaz bu burun için artık hiçbir şey yapamayacağını söyledi. Oysa gelmemi o istemişti. Burnuma yağ enjekte edeceğini, bunun için beklemem gerektiğini söyleyen kendisiydi. Bana dilenciye sadaka verir gibi para önerdi. Güya bu parayla gidip başka doktorlara muayene olabilecektim, sanki ben o parayı bulamayacak kadar zavallı biriydim. Bu sözleri duyunca gözlerim yaşardı. Bu sırada yanında yabancı bir doktor vardı. Belli ki söylediklerimi anlamıyordu ama yüzümün ifadesinden, gözlerimin dolmasından adamın merhamete geldiğini hissettim. O adamın da yüzü düşmüş, üzülmüştü. Ama bizim Emre İlhan yumuşamak bir yana hakaretlerini sıralamaya devam etti. Normalde bu sözleri başka bir yerde duysa hakkımı aramaktan kaçmayacak, gereken cevabı hiç duraksamadan verebilecek olan ben o an ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Donup kalmıştım. Böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu. Yıllarca pek çok doktor görmüştüm ama bu kadar arsızını, iğrencini hiç görmemiştim. Doktorluk etiği diye bir şey var, ama bırakın doktorluğu insanlık etiğinden bile haberi yoktu Emre İlhan’ın.
Sonuç olarak bu burunla yaşamaya mahkumum. Bu adam önce burnumu, sonra da hayatımı mahvetti. Üstüne hakaret etti, aşağıladı. Aklı olan uzak dursun derim kendisinden. Ben hala bu süreci nasıl atlatabileceğimi düşünüyorum. 7 yıldır bu sorunla mücadele ediyorum. Artık yoruldum, tükendim. Buradan sorulan sorulara yanıt vereceğimi zannetmiyorum. Çünkü anlattıkça yaşadığım şeyleri yeniden hatırlıyor ve yeniden o günlere dönüyorum. Amacım sadece sizi bilgilendirmekti. Eğer burun ameliyatı olacaksanız kendini doktor olarak pazarlayan bu adamdan uzak durun.