Yeryüzü, sanki bir elma bahçesi...
Ve bütün ağaçlardaki elmaların hepsi ikişer parça halinde düşüyor hayatın içine...
Yani, bütüüün elmalar yarım!
Sonra da bu renk renk, boy boy, sayısız yarım elma; eşini, diğer yarısını aramaya başlıyor, hem de; “acele etmezsen aradığını başkası yiyecek” paniğiyle...
Kolay mı, yarımını bulmak? Kendi rengine, kendi şekline, kendi tadına en uygun olan yarım elmayı bulmak kolay mı?
Her yarım, yârım olur mu?
Diyelim ki buldun yarımını...
Fakat belki de bir darbe almıştı eşin veya sen düşerken yaralanmıştın!
Biriniz çölee, biriniz göle düşmüştü belki; biriniz kurumaya, diğeriniz çürümeye başlamıştı, kim bilir...
Fakat her yarım elma, mükemmeli arıyor; yani “mükemmel bir yarım” elmayı! Zor olan bu...
İşin sırrı şu ki; mükemmel olan, zaten bütündür. Fakat arayan da, aranan da yarım! Yani burada iki yarım, bir tam’ı oluşturmaya çalışıyor, sıkıntı bu noktada...vereliniortak
Ve diğer sıkıntı; ekşi ekşinin, tatlı tatlının, mayhoş mayhoşun tadından hazzetmiyor ve tatlı tatlının tadını alamıyor!
İşte bu, sabır sınavı olmalı: İki yarımken bir bütün olacaksınız, bu duruma uyum sağlayacaksınız ve birbirinizin tadını alacaksınız...Şeniz
Aşk, kırmızı bir elmadır dostlar; bütün ve tatlı. Kütür kütür ve suludur.
Yedikçe çoğalır; dişi olana ve çiğnemeyi bilene!:1hug: