Eğilme Sakın

cesurkiz39

Nirvana
Kayıtlı Üye
1 Şubat 2007
5.419
1.588
39

Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler.
Adam tövbe etmiş bi süre. Bir gün adam otobüse binmiş
önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş.
Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş.
Bir gün melekler onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz demişler.
Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye cehenneme gitmiş.
Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor.
Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
zebani cevap vermiş:
Ulannn baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!
 
KAZ GÖNDERSEM YOLAR MISIN?


Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selamlamış:
'Selamunaleykum ey pir'i fani...'
'Aleykumselam ey serdar'ı cihan...'
Padişah sormuş:'Altılarda ne yaptın?'
'Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor...' Padişah gene sormuş:
'Geceleri kalkmadın mı?'
'Kalktık... Lakin, ellere yaradı...'
Padişah gülmüş:
'Bir kaz göndersem yolar mısın?'
'Hem de ciyaklatmadan...'
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
'Ne konuştuğumuzu anladın mı?'
'Hayır padişahım...'
Padişah sinirlenmiş:'Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.'
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
'Ne konuştunuz siz padişahla...' Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
'Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.'
Baş vezir, yüz altın vermiş.
'Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu.'
'Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.'
Vezir kafasını kaşımış.'Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?...'
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
'Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye, boğaz)'
Vezir bir soru daha sormuş...'Geceleri kalkmadın mı ne demek?' Adam bir yüz altın daha almış. 'Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim...' Vezir gene kafasını sallamış.
'Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek...'
Adam gülmüş.'Onu da sen bul...



 

Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler.
Adam tövbe etmiş bi süre. Bir gün adam otobüse binmiş
önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş.
Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş.
Bir gün melekler onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz demişler.
Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye cehenneme gitmiş.
Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor.
Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
zebani cevap vermiş:
Ulannn baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!


:roflol: :roflol::roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol:
çok güzel paylaşımın için teşekkürler :roflol: :roflol: :roflol: :roflol:
 
KAZ GÖNDERSEM YOLAR MISIN?


Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selamlamış:
'Selamunaleykum ey pir'i fani...'
'Aleykumselam ey serdar'ı cihan...'
Padişah sormuş:'Altılarda ne yaptın?'
'Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor...' Padişah gene sormuş:
'Geceleri kalkmadın mı?'
'Kalktık... Lakin, ellere yaradı...'
Padişah gülmüş:
'Bir kaz göndersem yolar mısın?'
'Hem de ciyaklatmadan...'
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
'Ne konuştuğumuzu anladın mı?'
'Hayır padişahım...'
Padişah sinirlenmiş:'Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.'
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
'Ne konuştunuz siz padişahla...' Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
'Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.'
Baş vezir, yüz altın vermiş.
'Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu.'
'Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.'
Vezir kafasını kaşımış.'Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?...'
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
'Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye, boğaz)'
Vezir bir soru daha sormuş...'Geceleri kalkmadın mı ne demek?' Adam bir yüz altın daha almış. 'Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim...' Vezir gene kafasını sallamış.
'Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek...'
Adam gülmüş.'Onu da sen bul...




ben buna bayildim, zeki insanlarmis eskiler vesselam a.s
 
Padişahın kazı sayesinde bir 6 ayı doğrulttu valla yaşlı emice:roflol::roflol::roflol:
 
KAZ GÖNDERSEM YOLAR MISIN?


Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selamlamış:
'Selamunaleykum ey pir'i fani...'
'Aleykumselam ey serdar'ı cihan...'
Padişah sormuş:'Altılarda ne yaptın?'
'Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor...' Padişah gene sormuş:
'Geceleri kalkmadın mı?'
'Kalktık... Lakin, ellere yaradı...'
Padişah gülmüş:
'Bir kaz göndersem yolar mısın?'
'Hem de ciyaklatmadan...'
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
'Ne konuştuğumuzu anladın mı?'
'Hayır padişahım...'
Padişah sinirlenmiş:'Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.'
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
'Ne konuştunuz siz padişahla...' Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
'Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.'
Baş vezir, yüz altın vermiş.
'Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu.'
'Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.'
Vezir kafasını kaşımış.'Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?...'
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
'Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye, boğaz)'
Vezir bir soru daha sormuş...'Geceleri kalkmadın mı ne demek?' Adam bir yüz altın daha almış. 'Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim...' Vezir gene kafasını sallamış.
'Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek...'
Adam gülmüş.'Onu da sen bul...




süpermiş bu hikaye bayıldım a.s.
 
X