- 31 Mart 2012
- 10.869
- 7.482
- 448
- Konu Sahibi askitotomsu
- #1
Peygamber Efendimizin sav evi, Ebu Leheb ile Ukbe bin Ebi Mu'ayt denilen iki azılı müşrikin evleri arasında... Bunun için her fırsatta sevgili Peygamberimize eziyet etmeye, sıkıntı vermeye çalışırdı bu ikisi.
Geceleri hayvan işkembelerini Resulullah efendimizin kapısının önüne atarlardı. Amcası Ebu Leheb, bununla yetinmez, komşusu Adiy'in evinden, O'na taş atarak eziyet ederdi. Karısı Ümmü Cemil ondan aşağı kalmaz, topladığı dikenli ağaç dallarını Resulullah'ın mübarek ayaklarına batması için geçeceği yollara dökerdi.
Ebu Leheb ve karısının bu eziyetlerinden sonra, onlar hakkında Tebbet suresi nazil oldu:
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3. O, alevli bir ateşte yanacak.
4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
5. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.
Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil, kendileri hakkında sure indiğini işitince, Peygamber efendimizi aramaya başladı. Kabe'de olduğunu öğrenince, eline koca bir taş alıp oraya gitti. Hazret-i Ebu Bekir Ümmü Cemil'i elinde taş olduğu halde görünce;
- Ya Resulallah! Ümmü Cemil geliyor. Çok şerli bir kadın, size zarar vermesinden korkuyorum. Bir köşeye çekilseydiniz de eziyete maruz kalmasaydınız, dedi. Resulullah efendimiz;
- O beni göremez! buyurdu. Ümmü Cemil, hazret-i Ebu Bekir'in başına dikilip;
- Ey Ebu Bekir! Çabuk söyle, o arkadaşın nerede? Beni ve kocamı hicv edip, kötülemiş. O şairse ben de, kocam da şairiz. İşte ben de O'nu hicv ediyorum. Biz O'na isyan ediyor, peygamberliğini kabul etmiyor ve dininden de hoşlanmıyoruz. Yemin ederim ki, eğer O'nu bir görseydim, şu taşı başına vuracaktım... diyerek alçakca sözler söyledi.
Ebu Bekir, "O şair değildir ve seni hicvetmemiştir" deyince, Ümmü Cemil çekip gitti. Peygamber efendimiz;
- Beni görmedi. Allahü teâlâ, onun gözünü, beni göremez hale getirdi, buyurdu.
Abbas bin Abdulmuttalib, ölümünden sonra Ebû Leheb’i rüyasında görmüş ve ona halinden sual etmiştir. O da şöyle cevap vermiştir:
“Çok azap çekiyorum. Ancak, her yıl, Rebiülevvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor. Resulullah dünyaya gelince cariyem Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek müjde getirince, sevinmiştim. (Ona süt vermek şartı ile, seni azat ettim) demiştim. Bunun için her MEVLİD gecesinde azabım hafifliyor.” dedi.
Ebu Leheb gibi azgın bir kafirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin (asm) ümmetinden olan bir mümin, O’nun (asm) doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberi’ne (asm) olan sevgisini gösterirse pek çok sevap kazanacağı buradan da anlaşılmaktadır.
http://www.youtube.com/watch?v=WszdzgSXJ2c
Geceleri hayvan işkembelerini Resulullah efendimizin kapısının önüne atarlardı. Amcası Ebu Leheb, bununla yetinmez, komşusu Adiy'in evinden, O'na taş atarak eziyet ederdi. Karısı Ümmü Cemil ondan aşağı kalmaz, topladığı dikenli ağaç dallarını Resulullah'ın mübarek ayaklarına batması için geçeceği yollara dökerdi.
Ebu Leheb ve karısının bu eziyetlerinden sonra, onlar hakkında Tebbet suresi nazil oldu:
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3. O, alevli bir ateşte yanacak.
4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
5. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.
Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil, kendileri hakkında sure indiğini işitince, Peygamber efendimizi aramaya başladı. Kabe'de olduğunu öğrenince, eline koca bir taş alıp oraya gitti. Hazret-i Ebu Bekir Ümmü Cemil'i elinde taş olduğu halde görünce;
- Ya Resulallah! Ümmü Cemil geliyor. Çok şerli bir kadın, size zarar vermesinden korkuyorum. Bir köşeye çekilseydiniz de eziyete maruz kalmasaydınız, dedi. Resulullah efendimiz;
- O beni göremez! buyurdu. Ümmü Cemil, hazret-i Ebu Bekir'in başına dikilip;
- Ey Ebu Bekir! Çabuk söyle, o arkadaşın nerede? Beni ve kocamı hicv edip, kötülemiş. O şairse ben de, kocam da şairiz. İşte ben de O'nu hicv ediyorum. Biz O'na isyan ediyor, peygamberliğini kabul etmiyor ve dininden de hoşlanmıyoruz. Yemin ederim ki, eğer O'nu bir görseydim, şu taşı başına vuracaktım... diyerek alçakca sözler söyledi.
Ebu Bekir, "O şair değildir ve seni hicvetmemiştir" deyince, Ümmü Cemil çekip gitti. Peygamber efendimiz;
- Beni görmedi. Allahü teâlâ, onun gözünü, beni göremez hale getirdi, buyurdu.
Abbas bin Abdulmuttalib, ölümünden sonra Ebû Leheb’i rüyasında görmüş ve ona halinden sual etmiştir. O da şöyle cevap vermiştir:
“Çok azap çekiyorum. Ancak, her yıl, Rebiülevvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor. Resulullah dünyaya gelince cariyem Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek müjde getirince, sevinmiştim. (Ona süt vermek şartı ile, seni azat ettim) demiştim. Bunun için her MEVLİD gecesinde azabım hafifliyor.” dedi.
Ebu Leheb gibi azgın bir kafirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin (asm) ümmetinden olan bir mümin, O’nun (asm) doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberi’ne (asm) olan sevgisini gösterirse pek çok sevap kazanacağı buradan da anlaşılmaktadır.
http://www.youtube.com/watch?v=WszdzgSXJ2c
Son düzenleme: