Dünyanın Tek Ölümsüz Canlısı

ilginçmiş denizlerdeki deniz analarının sonu küçük çocukların tahta sopa darbeleriyle son buluo ama:60:
 
şimdi ölmese bile kıyamet günü o canlı da ölümü tadacaktır.ölümsüz diye birşey yok yani...
 
fft16_mf171187.Jpeg


"Turritopsis nutricula'' adı verilen ve çapı sadece 4-5 milimetre boyunda teknik olarak "hydrozoan" olarak adlandırılan bu canlı, ömrünün sonuna geldiğinde ya da yaşamını sürdürebilecek koşulları bulamadığında, denizanasına dönüşmeden önceki evreleri olan 'polyp'e geri dönüyor, bir süre sonra da tekrar denizanası oluyor.

Bilim adamları tropikal sularda yaşayan 'Turritopsis nutricula'nın okyanuslara, gemilerin limanlara girmeden önce attıkları safra sularıyla yayıldığını düşünüyor.

Uzmanlar 'Turritopsis nutricula'nın hücre yapısında görülen bu değişimi çözebilirse insanoğlu da ölümsüzlüğün kapısını aralayabilecek

Her ne olursa olsun, o canlılarda dahil: "Her Canlı Ölümü Tadacaktır".
 
Bu canlı ölüyor da bilim adamlarının gözünden mi kaçtı? Sizce 2 saat mi incelediler bu canlıyı? Eğer ölseydi çıkıp da "bu canlı ölmüyor" demezlerdi. Ayrıca buna benzer başka yaşam formları da var. Demek ki her canlı ölümü tatmıyormuş.
 
saçma!

bir kere dünyanın, evrenin varoluşuna aykırı ölümsüzlük.. herşey dönüşümlü.. başka yaşanılacak bir gezegen olmadığına göre (hava,su, toprak gibi,..) ölüm olmadan ve hiç durmadan çoğalmak hayatın bir nevi içine etmektir. şu zamanda bile ölüm olduğu halde insanların ölümden daha da aşırı çoğalması ve teknolojinin olumsuz getirileri (fabrikalardan saçılan zehirli dumanlar ve atıklar, su, gıda israfı,..) dünyanın yok olmasına, küresel ısınmaya, suların tükenmesine, buzların erimesine yol açıyor.. n'apacam ben böyle dayanılmaz durumdaki sonsuz hayatı.. çekirge sürüsü gibi olan hiçbir yerde yaşamın tadına varılamaz.. hani bir söz varya nerde çokluk orda b..luk diye :D kaldıki hiç ölmeyeceğimi bilmek bile sıkıcı ve katlanılamaz birdurum.. hiçbir şeyin tadına varamazsınki ozaman

Çin'de aşırı çokluktan dolayı kısırlaştırma ve en fazla bir çocuk izni var evli çiftlere. 2.'si olursa devlet onu aileden alıp belli bir yaştan sonra işçi olarak çalıştırıyormuş bu bir yasa..

ama şöyle olabilir bak! ölümsüzlüğü bulup bütün insanları kısırlaştırmakla bu sorunu çözebilirler. e bu da pek mümkün değil kanımca :D

yani bu ne evrenin ne insanların ne de varoluşun yararına.. kaldıki imkansız böyle bir durum. inançlı bir insanda böyle düşünmeli..

sadece bu araştırma ve buluş yaşam zamanını uzatır. Allah'ın takdiriyle olur o da olacaksa eğer.
 
O canlının ölmemesi onun geçirdiği evrimsel tarih ve doğal ayıklanması ile ilgili. Onun ölmediği bir gerçektir. Genlerini nasıl aktardığını bilmiyoruz. Diğer canlılar üreme yoluyla aktarıyorlar. Her canlı ölmeyecek diye bir kural yok ya da ölümsüzlüğü bulacak diye, ancak bunun gibi hepsi ölecek diye de bir kural yok. Doğa kendi kurallarını bir şekilde oluşturuyor. Onun da hayat zinciri içinde demek ki ölümsüz olarrak ancak kalabiliyor.
 
O canlının ölmemesi onun geçirdiği evrimsel tarih ve doğal ayıklanması ile ilgili. Onun ölmediği bir gerçektir. Genlerini nasıl aktardığını bilmiyoruz. Diğer canlılar üreme yoluyla aktarıyorlar. Her canlı ölmeyecek diye bir kural yok ya da ölümsüzlüğü bulacak diye, ancak bunun gibi hepsi ölecek diye de bir kural yok. Doğa kendi kurallarını bir şekilde oluşturuyor. Onun da hayat zinciri içinde demek ki ölümsüz olarrak ancak kalabiliyor.

ölümsüzlük, ne inanç gereği ne de dünyanın her daim dönüşümlü olmasını baz alırsak doğru ve mantıklı bir görüş.. bilimadamlarının Lokman Hekim'in ölümsüzlük iksirine bile sıcak bakmayıp mümkün değil böyle bir şeyin demesi ve şimdi de ölümsüzlük için uğraş vermesi bu olabilir deyip araştırmaya koyulması düşündürücü bence!
ne sadece bu hayvana "Turritopsis nutricula'' has bir özellik ne de ölümsüzlüğün kanıtı olan bir olay bu.. bedenlerini belli bir dinlendirme sürecine getirip tekrar yenilenerek yaşamını daha da sağlıklı ve uzun bir evrede sürdürüyor bazı hayvanlar.. kaç yıl incelemişler acaba belki kaplumbağalar gibi 200 yıldan daha da fazla yaşıyorlar ve sonra ölüyorlar. 1 yıl araştırıp hüküm vermekle olmaz bu işler. bunu bizden çok araştırmacılarının bilmesi lazım halbuki..


bazıları şekil değiştirerek bazıları da kendi bedenlerini yenileyerek daha sağlıklı ve uzun yaşarlar.. ipek böceğinin belli bir zamandan sonra kelebekleşmesi,.. yılan, kertenkele gibi hayvanlarında deri ve renk değiştirmesi gibi kendi benliklerini yeniliyor birçok hayvan türü.. insanoğlu bile 21 günde bir kanlarını yenileyip belli bir müddet sonra deri değiştiriyorlar biz farkında olmazsakta..

kartallarında buna benzer bir yenilenme süreci vardır. "Turritopsis nutricula'' hayvanın özelliğine çok uyuyor hemde.. kendini yenilerler ve 40 yıl gibi uzun bir hayat geçirirler sağlıklı ve dinç olarak aşağıdaki evrelerden geçerek :

70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40'a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.Gagası uzunlaşır ve göğsüne dogru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer.Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır.

Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
 
Back