Bacım, bu evliliği; eşya seçmeye giderken yedi sülalesine ilaveten ayağı alçılı yengesi de gelen, bir mağazaya daha girerseniz olay çıkarırım diyen eş adayının yeğenini, "kimse bizim kızlarımıza laf edemez" diye savunan, kına gecenizde bindallı giymenize izin vermeyip gelinlik giyeceksin diye tutturan kadının oğlu ile yapıyorsunuz değil mi hâlâ?
Şimdi de regl takviminize salça olmuş.
Aklıma bir fikra geldi, tam yeri geldi.
Göl kenarındaki bir kasabada herkes yaklaşan sel baskınını ve fırtınayı konuşuyormuş; köyün papazı "Allah bizi korur, korkmayın" diyormuş. Göl yükselmeye başlamış, kilise de gölün hemen kıyısındaymış. Yerliler kasabayı terk ederken kiliseye uğramışlar, papazı dua ederken bulmuşlar ve "Papaz efendi, gel araçlarımızda yer var, seni de götürelim." demişler. Papaz, "Allah bana yardım eder; ben ona inanırım, dua ederim" demiş. Kiliseyi yavaş yavaş su basınca tekneyle gelip "Papaz efendi gel, gidelim" diye ısrar etmişler. "Sizi imansızlar, ben Allah'a her gün dua ediyorum o beni kurtarır." Su iyice yükselmiş; papaz çatıya çıkmış, helikopterle gelmişler, merdiven sarkıtmışlar "Papaz efendi, gel." "Siz gidin; Allah bana yardım eder!"
Bizim papaz boğulmuş, öteki dünyanın girişinde kuyrukta yüksek sesle sitem etmiş: "Allahım o kadar inandık, ibadet ettik, şu yaptığına bak, beni kurtarmadın."
Yukarıdan gür bir ses cevap vermiş: "o gerizekalıya söyleyin, önce haber yolladık, sonra araba, sonra kayık, en son helikopter, daha ne yapalım?"