• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Dostoyevski-Beyaz Geceler

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.554
36.070
1.123

Beyaz Geceler / Dostoyevski

Öykünün ana karakteri olan yazar sekiz yıldır Petersburg’da yaşamasına rağmen hiç arkadaşı olmayan birisidir. Ama o bunu kendine pek dert etmemektedir. Çünkü tüm Petersburg sokaklarının kendisine ait olduğunu düşünmekte olan bir hayalcidir. Her gün saatlerce Petersburg sokaklarında gezer ve insanları, binaları izler. Petersbug’da kendine ait köşeler seçer ve saatlerce buralarda tek başına hiç ayrılmadan oturur. Petersburg’daki insanlar onun her şeyidir. Onlar mutlu ve neşeliyse o da mutlu ve neşelidir onlar hüzünlüyse o da hüzünlüdür.

Yaz gelince herkes yazlıklara gittiğinde sokakların bomboş kalması onu hüzünlü bir ruh yapısına sokar. Üç gün boyunca Petersburg’da oradan oraya dolaşır durur. Ertesi gün yine böyle dolaşırken birden şehrin dışına çıktığını fark eder. Geri dönmek yerine kırlara ve ormanlara doğru yürür. Neşesi ve keyfi yerine gelmeye başlar. Gece yarısına kadar dolaşır.Evine dönerken nehir kenarında bir kızın parmaklıklara dayanarak ağladığını görür. Kadınlarla arası iyi olmamasına rağmen kıza yaklaşarak seslenir. Kız yazarın farkına varınca hemen uzaklaşır. Yazar da kızın peşinden gider ama bir süre sonra vazgeçer. Tam bu sırada kızın peşine başka bir adam takılır ve kızı kolundan yakalar. Yazar hemen devreye girerek kızı adamın elinden kurtarır ve evine kadar kıza eşlik eder. Bu sırada kız yazardan hoşlanmaya başlar. Yazar da kızdan çok etkilenmiştir

Ertesi gün buluşmaya karar verirler. Buna en çok yazar sevinir. İlk defa bir kadınla bu kadar yakın olarak konuşmuştur ve ertesi gün için ondan randevu almıştır. Yazar tüm gün boyunca akşamın gelmesini sabırsızlıkla bekler. Gece sözleştikleri gibi buluşurlar. Kız buluştuklarında yazarın öyküsünü dinlemeye başlamadan önce onun kendisine aşık olmamasını ister. Aksi takdirde onunla arkadaşlığını bitirmek zorunda kalacağını söyler. Yazar bunu hemen kabul eder ve öyküsünü anlatmaya başlar. Ona ne kadar yalnız olduğunu, nasıl bir hayalci olduğunu, yani her şeyi olduğu gibi anlatır. Kız yazarın içinde bulunduğu durumu öğrenince, yazara kendisinin onu asla bırakmayacağını söyler.

Aslında Nastenka’nın durumu da yazarınkinden pek de farklı değildir. O da en az onun kadar yalnız biridir. Nastenka ninesiyle birlikte kalmaktadır. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiştir. Yaptığı bir yaramazlıktan dolayı ninesi onun iki yıldır dışarı çıkmasını engellemiştir. Bu nedenle o da çok büyük bir yalnızlık içindedir. Ninesi kör olduğu için devamlı olarak tüm gününü ona kitap okuyarak ya da örgü olarak geçirmektedir. Kızın ninesinin tavan arası olan küçük, eski ve ahşap bir evi vardır. Tavan arasını kiraya vermektedirler. Bir gün tavan arasını taşralı biri kiralar. Nastenka adama aşık olur. Kiracı bir gün ayrılıp Moskova’ya gideceğini söylediğinde Nastenka onu da götürmesi için kiracıya yalvarır. Kiracıysa fakir biri olduğunu, onu o an için Moskova’ya götüremeyeceğini ve evlenemeyeceğini, tam bir yıl sonra geri döneceğini, döndüğünde o da isterse ondan başkasıyla evlenmeyeceğini söyler ve ertesi gün ayrılır. Yazarın Nastenka’yla karşılaştığı gün bir yıl dolmuştur fakat kiracı sözünde durmayarak gelmemiştir. Yazar kızı teselli etmek için ona bir mektup yazmasını ister. Kız yazdığı mektubu yazara vererek ondan mektubu ona iletmesini ister. Yazar mektubu kızın verdiği adrese teslim eder ama iki gün boyunca bir cevap gelmez. Bu arada yazar da kıza aşık olmuştur ama onu kaybetmek istemediği için bunu söyleyemez. İki gün boyunca kiracıdan bir mektubun gelmemesi kızı çok üzer. Yazar kızın bu üzüntüsü karşısında kendisini daha fazla tutamaz ve onu sevdiğini söyler. Kız ilk başta çok şaşırır. Ama kiracı gelmeyerek onun sevgisini hiçe saymıştır. Böyle bir adamın sevgisini hakketmediğini düşünür. Kendini seven ve değer veren biri varken neden başkasını beklediğine bir anlam veremez ve o da yazarı sevdiğini söyler.

İkisi beraber Petersburg sokaklarında mutlulk içinde dolaşmaya ve evlilik hayalleri kurmaya başlarlar. Petersburg sokaklarında el ele dolaşırlarken karanlıkta bir adam görürler. Adam bunlara yaklaştığında Nastenka birden durur. Adam yavaşça onlara yaklaşır ve Nastenka’ya seslenir. Nastenka hemen ona koşar ve el ele tutuşarak karanlık içinde kaybolurlar. Ertesi gün Nastenka yazara bir mektup gönderir ve ondan özür dileyerek onu affetmesini ister. Mektupta bir hafta içinde evleneceklerini, eşini onunla tanıştırmak istediğini ve ölene kadar onunla arkadaş kalmak istediğini söyler. Yazar Nastenka’ya kızamaz. Ona yaşatmış olduğu dört gün için Nastenka’ya minnettardır.

-alıntı-

Dostoyevski'nin biyografisi için tıklayınız.
 
Bu kitabı geçen sene okudum. ıncecik bir kitaptı. Arkasında da "değeri zamanında bilinmedi" gibi birşeyler yazıyordu. Neden bilinmediğini anladım. Çok karışık. Ayrıca da kahramanı sanırım deli. Beyaz gecelerle ilgili bir şey öğrenmiştim. O da St. Petersburg'da yılın bazı dönemlerinde, gece ile gündüz saat farkı çok az oluyormuş. Bu yüzden romanın ismi Beyaz Geceler. Umarım tek bana sıkıcı gelmiştir...
 
bende yakınlarda okudum 21. yüzyılda okununca oldukça nayif bir aşk ama yine yazarın ilk yapıtlarındandır 2.günde bitiveriyor
 
arkadaşlar radyo dinleme alışkanlığı olan birisiyim ben bir kanalda bu romanı radyo tiyatrosu olarak veriyorlardı. dostoyevski romanları ilgimi çeker daima ama bunu okumamıştım. dinlemeye karar verdim. Ayrıca seslendirmeleri de gayet güzeldi. bana gerçekten zevk vermişti. Ama sonunda baş karaktere çok acımıştım onu biliyorum. ama romanı sıkıcı olabilir bilemiyorum....kafamçokkarıştı
çünkü bazı dostoyevski romanları insanı gerçekten sıkabiliyor..... ama yine de okumanın zararı olmaz
 
Back