Herkese merhaba,
Gebeliğimin 27. haftasından itibaren bazı sorunlar yaşamaya başlamıştım. Burada da paylaşmıştım. Aslında sorun çok öncelere dayanıyormuş ama sonradan öğrendim. Nefrit hastası olarak gebeliğim sorunlu ilerlemeye başladı. Bebeğim geriden geliyordu (Karın ve bacak bölgesi) 35. haftaya kadar geldim bu şekilde. 35+5'de doktorum (perinatoloji uzmanı Doç. Dr. Narter Yeşildağlar) bebeğin kan akımındaki değerlerin sınırda olduğunu bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Özel sigortam olmadığı için Central Hospital'e yönlendirdi bizi.. 10 Ocak Pazartesi gününe Fatma Nur Hanım'a randevu aldık. Pazartesi sabahı giderken Salı-Çarşamba alınır diye düşünerek gitsem de orada Fatma Nur Hanım da durumun acil olduğunu söyleyip hemen Yenidoğan ünitesini aradı yoğunbakımda yer var mı diye.. Yer olduğunu öğrenince yatış işlemlerini başlattı. 14.00'da alacağını söyleyerek..
Normal doğum nasip olmadı hiç olmazsa epidural sezaryen istedim. Ne yazık ki o da mümkün değilmiş. Böbrek hastalığım yüzünden.. Odaya geçişimden sonra klasik süreç başladı. Nst, sonda, testler.. Hepsinin sonunda doğum saati geldi çattı ve ameliyathaneye alındım. Çok matrak bir ameliyat ekibi vardı. İnsanı rahatlatıyordu bu ortam.. Gözümü kapattım dualarla, açtığımda gözümde yaşlar vardı. Niye bilmiyorum genelde herkes ağlayarak uyanırmış..
"Çok sağlıklı bir oğlun oldu, belki küvöze bile alınmaz" dedi bir ses bana.. "Gerçekten mi" diyebildim sadece.. Biraz koridorda bekledikten sonra odaya alındım. Eşim asansörün başında "çok sağlıklı çok güzel" diyerek karşıladı beni.. Ben gözyaşlarımı tutamadım tabi..
Oğlum sat a göre 36+0 gelişimine göre 33 haftalık olarak 1550 gr bir minik olarak dünyaya geldi. Kısa bir süre sonra hemşire kucağında oğlumla odaya girdi. O anı hiç unutamayacağım. Oğlum gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu. Kucağıma gelene kadar öylece bakıştık :)
Anestezi ve acılarım nedeniyle çok hareket edemesem de emzirmeye çalıştım hemşire yardımıyla.. İki üç damla verebildim. Minik oğlum hemen yoruluyordu tabi.. Birkaç saat yanımda kaldı ama sonra kan şekeri düştüğü için yoğun bakıma aldılar. O günden beri de hala orada, beslenme desteği alıyor. Hem kavuşup hem hasret kaldım yani.. Bir an önce sağlıkla yanıma gelsin diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.. Kimse yavrusundan ayrı kalmasın, herkese hayırlı doğumlar..
Gebeliğimin 27. haftasından itibaren bazı sorunlar yaşamaya başlamıştım. Burada da paylaşmıştım. Aslında sorun çok öncelere dayanıyormuş ama sonradan öğrendim. Nefrit hastası olarak gebeliğim sorunlu ilerlemeye başladı. Bebeğim geriden geliyordu (Karın ve bacak bölgesi) 35. haftaya kadar geldim bu şekilde. 35+5'de doktorum (perinatoloji uzmanı Doç. Dr. Narter Yeşildağlar) bebeğin kan akımındaki değerlerin sınırda olduğunu bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Özel sigortam olmadığı için Central Hospital'e yönlendirdi bizi.. 10 Ocak Pazartesi gününe Fatma Nur Hanım'a randevu aldık. Pazartesi sabahı giderken Salı-Çarşamba alınır diye düşünerek gitsem de orada Fatma Nur Hanım da durumun acil olduğunu söyleyip hemen Yenidoğan ünitesini aradı yoğunbakımda yer var mı diye.. Yer olduğunu öğrenince yatış işlemlerini başlattı. 14.00'da alacağını söyleyerek..
Normal doğum nasip olmadı hiç olmazsa epidural sezaryen istedim. Ne yazık ki o da mümkün değilmiş. Böbrek hastalığım yüzünden.. Odaya geçişimden sonra klasik süreç başladı. Nst, sonda, testler.. Hepsinin sonunda doğum saati geldi çattı ve ameliyathaneye alındım. Çok matrak bir ameliyat ekibi vardı. İnsanı rahatlatıyordu bu ortam.. Gözümü kapattım dualarla, açtığımda gözümde yaşlar vardı. Niye bilmiyorum genelde herkes ağlayarak uyanırmış..
"Çok sağlıklı bir oğlun oldu, belki küvöze bile alınmaz" dedi bir ses bana.. "Gerçekten mi" diyebildim sadece.. Biraz koridorda bekledikten sonra odaya alındım. Eşim asansörün başında "çok sağlıklı çok güzel" diyerek karşıladı beni.. Ben gözyaşlarımı tutamadım tabi..
Oğlum sat a göre 36+0 gelişimine göre 33 haftalık olarak 1550 gr bir minik olarak dünyaya geldi. Kısa bir süre sonra hemşire kucağında oğlumla odaya girdi. O anı hiç unutamayacağım. Oğlum gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu. Kucağıma gelene kadar öylece bakıştık :)
Anestezi ve acılarım nedeniyle çok hareket edemesem de emzirmeye çalıştım hemşire yardımıyla.. İki üç damla verebildim. Minik oğlum hemen yoruluyordu tabi.. Birkaç saat yanımda kaldı ama sonra kan şekeri düştüğü için yoğun bakıma aldılar. O günden beri de hala orada, beslenme desteği alıyor. Hem kavuşup hem hasret kaldım yani.. Bir an önce sağlıkla yanıma gelsin diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.. Kimse yavrusundan ayrı kalmasın, herkese hayırlı doğumlar..