Zekâ, zihinsel becerilerin tümü olarak tanımlanabilir. Yani, kişinin öğrenmiş olduğu her şey ve şimdiki öğrenme yeteneği, bu tanıma girmektedir. Howard Gardner'a göre zekâ, problem çözme kapasitesi ya da değerli bir ya da birden çok kültürel yapı ürününe şekil vermektir.
Gardner, bireylerin gösterdiği her özelliğin zekâ olmayacağını, zekâ olabilmesi için:
Öğretmenlik mesleğini icra ederken, öğrencilerimizle yapacağımız tüm faaliyetler, zekâ ile yakından ilgilidir. Çünkü eğitim zihinsel bir süreçtir. Bu süreçte her bireyin aynı düşünüş tarzına sahip olmadıkları ve eğitimin bu farklılıkları ciddiye alması gerektiği düşünülecek olursa, eğitimde çoklu zekâ kuramının önemi ortaya çıkar.
GELENEKSEL ZEKÂ KAVRAMI
“Geleneksel “zekâ” kavramı çocuklara sunabileceklerimizin sınırlarını daraltmıştır. Okullar zekâ göstergesi olarak sözel ve matematik yetenekler üzerinde yoğunlaşmıştır.
Oysa psikologlar eğitim araştırmacıları yetenek ve zekânın, insanın pek çok özelliğini ve etkinliğini içine alan bir kavram olduğu konusunda inandırıcı kanıtlar ileri sürmektedirler. Her bireyin çeşitli yetenekleri ve bir zekâ kapasitesi vardır.
Öğretmenlerin görevi her öğrencinin kendine özgü güçlü yanlarını, daha az gelişmiş becerilerini güçlendirmek için kullanmalarına yardım etmek olmalıdır.” Sadece tek yönü desteklenen bir öğrenciden yeterli verimi alamayacağımız ortadadır. Dersi”öğretmenin veya ailenin isteği üzerine” alması da kaçınılmazdır. Öğrencinin tek hedefi iyi not almak veya görevini yerine getirmektir. Oysa tercih edilen, öğrencinin derslere rağmen değil; dersler için okula gelmesini sağlamaktır.
ÇOKLU ZEKA KURAMI
Howard Gardner’ın 1983 yılında Frames of Mind: The theory of multiple intelligences (Düşünüş Biçimi: Çok boyutlu zekâ kuramı) adlı eserinde ortaya koyduğu Çok Boyutlu Zekâ Kuramı, zekânın toplumlar ve eğitim üzerinde yıllardır sürüp giden etkisini yani sadece dil ve matematik zekâsını hesaba katan klasik zekâ testi ve zekâ tanımlamasını tarihe karıştırmıştır. Gardner, zekânın iki değil yedi yönlü olduğunu savunmuştur. Böylece sadece dilde ve matematikte başarılı olanların değil, müzikte sporda dansta, iletişimde, doğada, resimde kendini gösterenlerin ve kendini iyi tanıyanların da zeki olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Çoklu zekâ kuramının amacı, eğitimde bireylerin neler yapabildiğinden çok neler yapabileceğinin düşünülmesidir. Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle klasik testlerin çocukların değerlendirilmesinde yeterli olamayacağı, onların potansiyel yeteneklerinin de ortaya çıkarılması gerektiği görüşü vardır. Eğitimin tüm bireylere en etkili şekilde hizmet edebilmesi için, zekânın farklı boyutları ele alınmalı, farklı zekâ bileşenlerine göre öğrencilere uygun faaliyetler yaptırılmalıdır.
Çok boyutlu zekâ her bilim alanında öğrencilerin öğrenmelerini artıran bir öğretim süreci olarak algılanmaktadır. Gardner’ın çok boyutlu zekâ kuramında yer alan zekâ türleri aşağıda verilmiştir:
a)Sözel-Dilbilimsel Zekâ: Değişik kültürlerde yaşayan insan dil kullanma becerisine sahiptir. Dil zekâsı, iletişim aracı olarak dili etkili kullanma kapasitesini ifade etmektedir. Bu kapasite sözel (hikaye anlatma, konuşmacı, politikacı gibi) ya da yazım yeteneği (şair, oyun yazarı, editör gibi) şeklinde ortaya çıkabilir.
Sözel-dil zekâsı kuvvetli olan bir öğrenci;
Bu zekâ türünü geliştirmek için neler yapılabilir?
Hoşlandığınız bir hikâyeyi okuyun ve hikâyenin sonunu kendiniz tamamlayın.
Başkalarının fikirlerini dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin
Her gün yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
Sizi en çok ilgilendiren ve heyecan uyandıran bir konuda, bir söylev verin
Bir dergiyi takip edin, ya da günlük olaylarla ilgili izlenimlerinizi bir günlüğe kaydedin.
Gardner, bireylerin gösterdiği her özelliğin zekâ olmayacağını, zekâ olabilmesi için:
- Bir dizi sembole sahip olması
- Kültürel yapıda değerli olması
- Aracılığıyla mal ve hizmet üretebilmesi
- İçinde problem çözülebilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Öğretmenlik mesleğini icra ederken, öğrencilerimizle yapacağımız tüm faaliyetler, zekâ ile yakından ilgilidir. Çünkü eğitim zihinsel bir süreçtir. Bu süreçte her bireyin aynı düşünüş tarzına sahip olmadıkları ve eğitimin bu farklılıkları ciddiye alması gerektiği düşünülecek olursa, eğitimde çoklu zekâ kuramının önemi ortaya çıkar.
GELENEKSEL ZEKÂ KAVRAMI
“Geleneksel “zekâ” kavramı çocuklara sunabileceklerimizin sınırlarını daraltmıştır. Okullar zekâ göstergesi olarak sözel ve matematik yetenekler üzerinde yoğunlaşmıştır.
Oysa psikologlar eğitim araştırmacıları yetenek ve zekânın, insanın pek çok özelliğini ve etkinliğini içine alan bir kavram olduğu konusunda inandırıcı kanıtlar ileri sürmektedirler. Her bireyin çeşitli yetenekleri ve bir zekâ kapasitesi vardır.
Öğretmenlerin görevi her öğrencinin kendine özgü güçlü yanlarını, daha az gelişmiş becerilerini güçlendirmek için kullanmalarına yardım etmek olmalıdır.” Sadece tek yönü desteklenen bir öğrenciden yeterli verimi alamayacağımız ortadadır. Dersi”öğretmenin veya ailenin isteği üzerine” alması da kaçınılmazdır. Öğrencinin tek hedefi iyi not almak veya görevini yerine getirmektir. Oysa tercih edilen, öğrencinin derslere rağmen değil; dersler için okula gelmesini sağlamaktır.
ÇOKLU ZEKA KURAMI
Howard Gardner’ın 1983 yılında Frames of Mind: The theory of multiple intelligences (Düşünüş Biçimi: Çok boyutlu zekâ kuramı) adlı eserinde ortaya koyduğu Çok Boyutlu Zekâ Kuramı, zekânın toplumlar ve eğitim üzerinde yıllardır sürüp giden etkisini yani sadece dil ve matematik zekâsını hesaba katan klasik zekâ testi ve zekâ tanımlamasını tarihe karıştırmıştır. Gardner, zekânın iki değil yedi yönlü olduğunu savunmuştur. Böylece sadece dilde ve matematikte başarılı olanların değil, müzikte sporda dansta, iletişimde, doğada, resimde kendini gösterenlerin ve kendini iyi tanıyanların da zeki olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Çoklu zekâ kuramının amacı, eğitimde bireylerin neler yapabildiğinden çok neler yapabileceğinin düşünülmesidir. Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle klasik testlerin çocukların değerlendirilmesinde yeterli olamayacağı, onların potansiyel yeteneklerinin de ortaya çıkarılması gerektiği görüşü vardır. Eğitimin tüm bireylere en etkili şekilde hizmet edebilmesi için, zekânın farklı boyutları ele alınmalı, farklı zekâ bileşenlerine göre öğrencilere uygun faaliyetler yaptırılmalıdır.
Çok boyutlu zekâ her bilim alanında öğrencilerin öğrenmelerini artıran bir öğretim süreci olarak algılanmaktadır. Gardner’ın çok boyutlu zekâ kuramında yer alan zekâ türleri aşağıda verilmiştir:
a)Sözel-Dilbilimsel Zekâ: Değişik kültürlerde yaşayan insan dil kullanma becerisine sahiptir. Dil zekâsı, iletişim aracı olarak dili etkili kullanma kapasitesini ifade etmektedir. Bu kapasite sözel (hikaye anlatma, konuşmacı, politikacı gibi) ya da yazım yeteneği (şair, oyun yazarı, editör gibi) şeklinde ortaya çıkabilir.
Sözel-dil zekâsı kuvvetli olan bir öğrenci;
- Normal öğrencilerden daha iyi yazar.
- Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.
- İsimler, yerler ve tarihler hakkında iyi bir hafızaya sahiptir.
- Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.
- Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
- Tekerlemeleri ve kelime oyunlarını çok sever.
- Kitap okumayı çok sever.
- Öğrendiği yeni kelimeleri anlamlarına uygun olarak konuşma veya yazı dilinde kullanır.
- Dinleyerek öğrenmeyi sever
Bu zekâ türünü geliştirmek için neler yapılabilir?
Hoşlandığınız bir hikâyeyi okuyun ve hikâyenin sonunu kendiniz tamamlayın.
Başkalarının fikirlerini dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin
Her gün yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
Sizi en çok ilgilendiren ve heyecan uyandıran bir konuda, bir söylev verin
Bir dergiyi takip edin, ya da günlük olaylarla ilgili izlenimlerinizi bir günlüğe kaydedin.
Son düzenleme: