Son zamanlarda büyük beğeni toplayan müzikleriyle gündeme gelen gençlerin en çok nelere yoğunlaştıkları sizin de dikkatinizden kaçmamıştır.
Kimi dünyanın yalan söylediğine inanıyor, kimi herkeslerin neden sahte olduğunu soruyor. Genç kadın, karşısındakini en azından bir kez olsun dürüst olmaya çağırırken neredeyse feryat ediyor. Gençlere özür borcumuz var. Bu sahte, yalan, ikiyüzlü dünyayı onlara biz hazırladık.
Aydın gettoları yine çarpışma halinde. Kim kimin atına binmişse onun türküsünü çığırıyor. Herkes kendinin ne kadar haklı olduğunu anlatabilmek için bin dereden su getiriyor. Sevgiye, dayanışmaya, dostluğa dair tümcelere rastlamak artık o kadar kolay değil.
Sezen Aksu, Çok eskidendi diyor.
Çocukluğumuzun güzel yüzleri, evleri, avluları, sokakları, mahalleleri bizi terk etti. Birinin derdine tüm sokak sakinlerinin koşturması hayal gibi, hiç yaşamamışız gibi.
Analarımızın tel dolaptan çıkardığı, özene bezene yaptığı yemekleri bize tattırmadan bir tabak da yan komşuya götürme telaşı...
Eskidendi.
Karşısındakini, karşıt görüşlere dayanamadıkları için yerin dibine sokanların, karşıt görüşlerden ne kadar nefret ettiğini izlerken, Manganın gençleri sizi dürtükleyerek soruyor: Neden herkes sahte?...
Yazılarını, hikâyelerini beğeniyle okuduğum, başka bir Genç, karşı saftakilere seslenirken, Hepsinin burnunu metinlerimin güzelliğiyle kırdım diye yazabiliyor ve insanın içi eziliyor.
İşin tuhafı, şiddetle ve hiddetle söylenenler, yazılanlar doğru bile olsa insanda gerçeklik hissi uyandıramıyor.
Gazeteleri elimden fırlatıp atıyorum. Kafkanın kadını Milenanın, tutsak olduğu Nazi kampındaki özverili, sevgili yaşamına kaptırıyorum kendimi. İnsan olduğumu anımsıyorum. Mor ve Ötesini, Mangayı, Şebnem Ferahı dinliyorum.
Haklısınız gençler diyorum.
Size bu sahte dünyaları biz yarattık diyorum.
Çocukluğumuzun, gençliğimizin güzel dünyalarını özlüyorum. Maskeli baloların daha icat edilmediği, yüzlerin eskiyip pörsümediği günlere dalıyorum.
Sezen Aksu rahat bırakmıyor, uyandırıyor:
O eskidendi, çok eskiden...
alıntıdır...a.s.