- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.885
- 49
Ayrıca somut olarak ifade ettiğiniz beklentilerinizin yerine getirine çocuğa mutlaka yaptığı somut iş nedeniyle övün: “Aferin, tam beşte eve geldin.” “Okuldan gelince ellerini yüzünü yıkamana çok seviniyorum.”
Beklentileriniz yerine gelmediğinde onunla “beden dili”nde konuşun:
“Akşamüstü beşte evde olmadığın zaman seni çok merak ediyorum.” “Sokaktan gelince elini yüzünü yıkamadığında mikrop kapıp hastalanacaksın diye korkuyorum.”
Hemen belirtin: Çocuğunuz hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunduğunda, bunu kendisine hemen söyleyin. Araştırmalar, çocukların davranışlarıyla ilgili olarak hemen cezalandırıldıklarında ya da hemen övüldüklerinde daha iyi öğrendiklerini ortaya koymaktadır. Şimdi yaptığı bir kabahat nedeniyle onun yarın veya öbür gün istediği bir şeyi yapmasını yasaklamanız pek etkili olmaz. Çocuk çabuk unutur. Evdeki kuralara uymayan her davranış, size o anda önemsizmiş gibi gelse bile, hemen ele alınmalıdır. Bu şekilde çocuğunuza neden-sonuç ilişkisini öğretmiş olursunuz. Bu da onu hayata hazırlar; davranışlarının sorumluluğunu taşımayı öğretir.
Hüküm vermeyin: Çocukla kurduğumuz iletişim kendisinin sevilen, korunan ve becerikli bir insan olduğu mesajını vermelidir. Suçlamak, ad takmak, iğnelemek özsaygısını zedeler. “Seni dağınık haylaz” diye bağırmak yerine çocuğunuzun yanına oturup, dağınıklığın sizi neden ve nasıl üzdüğünü anlatın; derli, toplu, düzenli olmasının çocuğa ne gibi olumlu katkıları bulunacağın söyleyin. Çocuğunuzun özsaygısını geliştirmek istiyorsanız, onunla açık iletişim kurun.
Tutarlı davranın: Tutarsız mesajlar çocukları şaşkına çevirir. Ev ve sokakla ilgili kurallar koyun. Bu kurallara uymadığında bağırıp çağırmak yerine kişiliğini zedelemeyen, ama davranışlarının sonuçlarına katlanmasını öğreten cezalar verin. Bunları uygulamada tutarlı olmak çok önemlidir. Çocuğunuz büyüdükçe yaptırımlarınızı yaşına veya duruma göre değiştirmek gerekecektir. Ama her zaman uyması gereken yaptırımlar olmalıdır ve bunlar uygulanmalıdır. Çocuklar iyi bir şey yaptıklarında övgü almayı severler. Belli bir beceriyi kendi başlarına yapacak hale gelinceye kadar onaylanma beklerler.
Açık olun: Ailelerin çoğunda anne-babalar çocuklarıyla ilgili her şeyi bilirler ya da bilmek isterler. Oysa çocuklar büyükleri hakkında pek az şey bilirler. Çocuklarınızla yaşına ve kavrama derecesine uygun bir şekilde işiniz, hayalleriniz ve kendiniz hakkında sohbetler yapın. Böylece sizi sadece kurallar koyan, cezalar veren bir otorite ya da okşayıp seven bir koruyucu olarak değil, bir insan olarak görmeyi öğrenirler. Bu onların kendi duygularını, düşüncelerini ve hayallerini değerlendirmelerine de yardımcı olur. İletişim kurarlarken, karşısındaki insanın ruh halini, duygularını ve ihtiyaçlarını da dikkate almayı öğrenirler.
Birlikte soru çözün: Hem kendinizin hem de çocuğunuz sakin olduğu bir zamanda birlikte oturun. Çocuğu aşağılamadan, eleştirmeden, sorunu olduğu gibi tanımlayın. “Akşamları çok yorgun olduğum için müzik setinin sesini açtığında başıma ağrılar giriyor. Biliyorum, sen de derslerini bitirdikten sonra müzik dinlemek istiyorsun. Buna birlikte bir çare bulalım.” Böyle dediğinizde çocuk konuşmaya başlayacaktır.
Size o cd’yi ne kadar çok sevdiğini, özellikle o şarkıyı dinlerken kendisinden geçtiğini, ablasına yüksekselse müzik dinlerken ses etmediğini anlatacaktır. Onu dikkatle dinleyin. Ablayla, arkadaşlarıyla ve onun annesiyle ilgili farklılıklar varsa bunları izah edin.
Çocuğunuza her ikinizi de memnun edecek çözüm bulmayı teklif edin. Önce çocuğun önerilerini dinleyin. Başlarda öneri getirmekte zorlanabilir, özellikle de küçükse. Biraz yardımcı olun. Birlikte beyin fırtınası yapın. Kalem, kağıt alıp öneri listesi hazırlayın. Sonla bunları teker teker ele alın.