• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Çocuklarınıza çilek yedirmeyiniz

Bu arada konuyu üye olduğum facebooktaki anne bebek gruplarında yayınlıycam izninizle.En aızndan en tehlikeli olanlara karşı önlem alalım...
 
Hadi çilek yemem ki zaten çileğin dönemi kısadır,hemen biter tezgahlarda.Mısır köyde yaşıyorum burada yiyoruz...Patlamış mısır da çok sever kızım artık onu da vermem...Deee biz ne yiycez?? En organik gıda bile yağmurlardan dolayı etkileniyor diyorsunuz e o zaman ne yiycez?

Abur cubur tarzı şeyleri kızımda azalttığımdan beri normal ev yemeğini yemeye başladı.Günde 3 kutudan fazla hazır kutu meyve suyu içerken süte döndük.Meyve suyu içip gece 3 4 kez kalkan çocuk süte başlayalı deliksiz uyuyor...



OFF ya valla off.Hep kukla gibi oynatılıyoruz.Ne düşünülürse hakkımızda onu yavaş yavaş yapıyorlar.Seneler öncesinden planlanmış şeyler.Çocuklar ergenliğe erken geçsin,sapıklıklar başlasın diye....Hep bir örnek gençler yetişiyor şuan.Saçları başları,yatpıkları diyetler yedikleri fast foodlar....Yazık oldu...yazık...

az önce tv de izledim doktor konuşuyor sebzeyi ço k tüketin meyveyi az tüketin diyor meyvedeki şeker oranı çok fazla diyor ekmegi falan tam bugday tüketin diyor ama nerde bulacagız geçen gün gaztede okudum kepekli ekmegin içine kakao okuyorlarmış rengi esmer olsun diye biz ne yiyecegiz peki insan şaşırıyor
 
sorun bütün gıdalarda
tavuk hormon ilaçlarıyla büyütülüyor.sagolsun hükümet kuş gribi palavrasıyla köy tavuğunu telef etti.
balık agır metaller içeriyor.
fındık kuru meyve baharat düzgün saklanmazsa aflatoksin üretiyor.karaciger kanserinin sebeplerinden.
meyve sebze zaten bitik.hibrit tohumlar tarım ilaçları hormon
ictigimiz suda bile mineral namına bişey yok.
paket gıda sucuk salam sosis salça tam bir kimyasal deposu.
organik ürünse kandırmaca
sorun kapitalizmde. ama elden bir sey gelmiyor. otizm kanser,ms vs artmaya devam edicek.
 
:21:
az önce tv de izledim doktor konuşuyor sebzeyi ço k tüketin meyveyi az tüketin diyor meyvedeki şeker oranı çok fazla diyor ekmegi falan tam bugday tüketin diyor ama nerde bulacagız geçen gün gaztede okudum kepekli ekmegin içine kakao okuyorlarmış rengi esmer olsun diye biz ne yiyecegiz peki insan şaşırıyor

Valla her sene değişik bi meyve sebze övülüyor. genelde o sene pek satmayan bir şey oluyor nedense:)Sonra ohh gelsin paralr.o ürünün fiyatı artıyor. Yok faydalı falan filan fasa fiso yani...Hele tv deki herşey tam kandırmaca....yok yok ölelim biz...valla artık yaşanmaz bu dünyada...
 
Ben cileksiz yasayamam zaten her zaman olan bir meyve degil, ay cok üzüldüm simdi..
 
Ben sağlık kurumunda çalışıyorum adolesan bölümümüz dolup taşıyor.
Obez, erken ergenlik bütün çocukların ortak sorunu
Çilek, mısır, ayçiçek yağı hormonlu ve bu üç besin özellikle çok tehlikeli
Hormonlu gıdalar yüzünden vücudumuza aldığımız ilaçlar çok kötü seviyede
Burada hocalarımız sebze yiyorum sağlıklıyım diye bir şey yok diyorlar
Yapılacak bir şey var mı hayır tabi ki yok şehiri terk edip köye yerleşmeyeceğimize göre
Köye yerleşseniz bile yan komşunuzun tarlaya attığı ilaç bile sizin ürününüzü etkiliyor
Yağmurla birlikte sizin tarlanıza geliyor.
Kimse şehirde bahçe aldım organik tarım yapıyorum demesin Ankara'da bir kaç arkadaşım var bahçe aldılar organik ürün ekiyorlar
Yanlız şehir şebeke suları tarım için elverişli su değil içindeki yoğun meteryaller ürünü organiklikten çıkarıyor

Eö birşey yemeyelim o zaman biz. Organik tarım dahi zararlıysa acımızdan ölelim. Tvye çıkan doktorların çarpıcı açıklamalar yapmak adına yararlı sayılan yiyeceklerdeki korkunç zararları sayması ters tepiyor bende. Madem herşey zararlı sadece lezzetli şeyler yiyim bari moduna geçiyorum. Hazır gıda alışkanlığımın tek sorumlusu tv doktorları bence :1:

yeliz_nur

az önce tv de izledim doktor konuşuyor sebzeyi ço k tüketin meyveyi az tüketin diyor meyvedeki şeker oranı çok fazla diyor ekmegi falan tam bugday tüketin diyor ama nerde bulacagız geçen gün gaztede okudum kepekli ekmegin içine kakao okuyorlarmış rengi esmer olsun diye biz ne yiyecegiz peki insan şaşırıyor

Tam buğday ekmeği uno'da var buarada, genelde fırınlarda da oluyor. Normal beyaz ekmek ben tüketene kadar mutlaka küflendiği için hep unonun tam buğdayını ya da tam tahıllısını alıyorum ben, buzdolabından çıksa bile tadı taze beyaz ekmeğe çok yakın geliyor. Ayrıca hem daha lezzetli hem de kepek ekmeği gibi kansızlık yapmıyor. Normalde kepek ekmeği kullanıyorsanız mutlaka tavsiye ederim değiştirmenizi.
 
Mısır ve ayçiçeği konusunda bende hassasım,ama artık neye inanacağımızıda şaşırdık.
5 sene önce yumurta kolesterol yuvası deniyordu şimdi aklandı.
Çilek için yıllarca hormonlu dedi,2 sene önce çilek hormon tutmayan tek meyve dendi,şimdi gene hormonlanmış öylemi.:26:
Kahvenin fazlası çok zararlıydı,şimdi günde 3 kupa neskafe için kalp rahatsızlıklarını önlüyor deniyor.
Deniyorda ,deniyor..........
Anlamadımki neye inanacağımızı.:19:
 
tv ye çıkıp şu kanser yapıyor bu çok tehlikeli şunu yemeyin bunu yemeyin bıdıbıdıbıdıd diyen doktorlara sinir oluyorum,

vatandaş ne yapsın ne alsın ne yesin:26:
hadi kendimiz yetiştirelim sebzemizi tohumların geniyle oynanmış bikere, yerli tohumumuz zaten yok, hepsi ithal, çiftçi kendi tohumunu üretemiyor, ithal tohumlar kısır zira...

tv ye çıkmakla iş bitmiyor, bi zahmet öyleyse ellerini taşın altına sokup çözüm üretsinler:26:

duyduğuma göre de bu hormon ilaçları, tarım ilaçları vs. insan bağırsağında parçalanıp kana karışmıyormuş, ne kadar doğru bilmiyorum, düşündüğüm birşeyse insan ömrünün herşeyin doğalının bulunduğu zamana göre artması:27::27:
 
Cok faydali bir konu olmus.
Oglumun dogumunda itibaren bu tur seyleree ilgim cok fazlalasti.Herseyin organigi ya da az kimsayal icereni vs .gibi.Bu tarz konulari cok arastiriyorum ve cok fazla ilgimi cekiyor.Gecenlerde Erkan Topuz organik gidalarin karalanmasiyla ilgili cok tepkili konustu.Alabiliyorsaniz organik almaya devam edilmesini soyledi.Ben zaten elimden geldigince dikkat etmeye calisiyorum ama nereye kadar bilemiyorum.

Zeytinyagindan baska asla yag evime sokmam zaten.Et yemeklerini bile zeytinyagi ve koy tereyagiyla yapmaya calisiyorum.Cilek konusuna gelince hep supheyle baktim zaten.Oglum tadini dahi bilmez.Bende pek sevmiyorum.Koy tavugunu kasabimdan bulabiliyorum.Tek sorun cok cok zor pismesi.Mumkun oldugunce dikkat etmek lazim.Kendimiz ve cocuklarimiz icin.
 
günaydın kızlar bir arada hatırlarsanız evde yapılan konserverlere takmışlardır sağlıksız diye evde konserve yapmayın kış hazırlıgı için buda hazır gıdanın önünü açmıştı kahve içinde sağlıksız şimdi için hiçbirşey yapmıyor deniliyor siyah çay çok tehlikeli diyorlardı geçen gün biyerde okudum siyah çay çok yararlı diyorlar şimdide balıklarda sorun çıkmış


[h=1]5 BALIK TÜRÜNDE AĞIR METALLER ÇIKTI[/h]
SAĞLIK - 12 Ekim 2012 15:22
[h=2]Evsel, endüstriyel, tarımsal ve kimyasal atıkların hızla kirlettiği Karadeniz, balıkların yanında insan sağlığı açısından da büyük risk oluşturuyor.[/h]Sinop Su Ürünleri Fakültesi bilim adamlarının sudaki metal kirliliğini saptamak amacıyla dip balıklarının taşıdığı iz elementler (ağır metaller) üzerine yaptığı araştırma, Barbun, mezgit, izmarit balığı, dikenli vatoz, Akdeniz midyesi ve deniz salyangozunun civa, kobalt, çinko, kurşun, bakır ve kadmiyum gibi metal elementleri taşıdıklarını tespit etti. Sinir, kas fonksiyonları, solunum, dolaşım, bağışıklık sistemi, hormonal denge kaybı, davranış, büyüme ve üreme gibi birçok hayati fonksiyonunu olumsuz etkileyerek geri dönüşü olmayan zararlara neden olabilen balıklardaki zehirli metaller, ölüme dahi sebebiyet verebiliyor.
Çevre problemlerinden birisi olan su kirliliği en çok Karadeniz'de yaşanıyor. Birçok nehirden denize dökülen kimyasal maddeler, boyalar, petrol ürünleri, endüstriyel, evsel ve modern tarım atıkları denizi hızla kirletiyor. Deniz suyunda partikül, metal iyonları, organik ve inorganik bileşikler şeklinde bulunan kirletici metaller, canlı ekosistemini zehirliyor. Karaciğer, iç organ, böbrek ve dalak gibi organlarında biriken ağır metaller ise tüketimle insanlara geçebiliyor. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi bilim adamlarının 5 dip balığı üzerinde yaptığı araştırma ve analizlerde, balıklarda kurşun, kadmiyum ve kobalt, yumuşakça türlerinde ise kobalt ve kurşun çıktı. Bunlarda ölçüm değerleri sınırın altında, midye ve deniz salyangozunda ise yüksek bulundu. Bilim adamları şimdi Karadeniz'de 44 familyaya ait toplam 94 türde de iz elementleri bulunmasından endişe ediyor.
Cihan Haber Ajansı'na konuşan Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, yapılan araştırmalarda bazı balıkların karaciğer, iç organ, böbrek ve dalak gibi organ ve dokularında yüksek derecede metal biriktirdiklerinin belirlendiğini söyledi.
Prof. Dr. Bat, "Balıklar metalleri vücut yüzeyinden, solungaçlardan, su içerek veya besin alımı sırasında yutarak sindirim yoluyla alabiliyor. Özellikle kadmiyum, civa, kurşun ve kromu aktif doku ve organlarında biriktirebiliyor. Yapılan çalışmalar, karaciğer, iç organ, böbrek ve dalak gibi organ ve dokularında yüksek derecede metal biriktirdiklerini gösteriyor. Bu metallerin balık dokularında artması, toksit etki yapabilir. Bu balık ve diğer canlıları tüketen insanların sağlığı da tehlikeye girebilir, hatta ölümlere neden olabilir." dedi.
"ELEMENTLER, EGE ve MARMARA'DAKİ BALIKLARDA DA VAR"
Daha önce yapılan araştırmaları hatırlatan Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, "Ege Denizi'nde Levrek ve Dil Balığı'nda metal birikimi farklılık gösteriyor. Bakır, çinko, demir, kurşun kadmiyum ve civa, zemin ve yüzeye bağlı kalmayan balık türlerinde yüksek.İzmir Körfezi'nde Akdeniz midyesinde metaller, balık ve biyolojik türlerden fazladır. Marmara Denizi'nde İstiridye'de çinko, diğer metallere göre yüksek çıktı. Orta ve Doğu Karadeniz'de hamsi, istavrit ve mezgit, barbun, midye ve tek hücreli canlı türlerinde 7 metal bulunuyor. Bakır doğu kısmında, kurşun ise batı kısmında ağır basıyor. Civa ise eşit dağılıyor. " şeklinde konuştu.
"TÜRLERDEKİ BİRİKİM YETERİNCE BİLİNEMİYOR"
Toksit metallerin hangi balık türlerindeki birikim miktarının yeterince bilinmediğine de değinen Prof. Dr. Bat, "Bu nedenle balıklardaki ağır metaller, titizlikle araştırılmalıdır. Özellikle Ege ve Marmara Denizi'nde yoğun araştırmalar yapılmasına karşın, deniz ürünlerinin yüzde 76.89'u karşılayan Karadeniz'de araştırma sayısı çok azdır. Tüketilmeden önce karaciğer dokusu fazla bulaştırılmadan çıkarılmalı ve etleri iyi bir şekilde yıkanmalıdır." diye konuştu.
Ağır toksit içerikli metaller, 1953 ve 1964'te Japonya'nın Minimata ve Niigata kentlerindeki insanları zehirleyerek, çok sayıda kişinin ölümüne yol açmıştı.

alıntı


 
Valla çocukları bilmem de ben çok tüketiyorum bunları ve bir süre önce 46 bedene kadar çıkmıştım şükür şimdi 40 bedenim gerçi boyum uzun 38 gibi filan duruyorum ama yine de çabuk kilo alabilen biri olduğumdan dikkat etmek zorundayım bunları öğrendiğim iyi oldu. özellikle gdolu mısırların farelerin vücudunda bile pinpon topu büyüklüğünde kist yaptığını düşünürsek kilo bir yana sağlık için de tehlikeli...
 
Back