Çocuklarımıza cinsel istismardan korunmayı öğretelim

NeverOne

Nirvana
Kayıtlı Üye
18 Ekim 2013
16.262
32.578
34
Çocuğun kendine güven duyması sağlanmalı... Gerektiğinde ‘hayır’ diyebilmeli. Bizim kültürümüzde ‘Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş’ derler. Oysa çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

Önce Halil, ardından Mert... Son 1 ay içinde 2 çocuğumuzu kaybettik. Yüreğimiz yandı. Kars’ta anne babalar çocuklarını okula göndermedi. Kimi ise olayı konuşmaktan bile korktu. Elbette bir korku dünyası içinde yaşamayacağız. Ama bir tehlike var. Çocukları sarsmadan onlara korunmayı öğretmek mümkün. Çocukları bu konuda eğitmek önce devletin sonra anne babanın görevi. Süleyman Şah Üniversitesi Psikolojik Travma Uygulama ve Araştırma Merkezi, bu yönde projeler üretiyor. Merkezin başında Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. İrem Akduman var. Akduman’la çocuklara kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimizi konuştuk.

Saldırı en çok tanıdıktan geliyor

- Çocuklara yabancı mesafesi nasıl öğretilir?

Gelene göre bir sınır tayininden ziyade çocuk kendi sınırlarını bilmeli. Çocuğun neden rahatsız olduğunu anlamasına yardımcı olmalıyız. Hoşuna gitmeyen bir şeyler olduğunda kendisine yakın gördüğü bir yetişkinle bunu paylaşması uygun bir dille anlatılmalı. Çocuklar hep, yabancılardan korkutulur. Aman yabancılara gitme, aman yabancılarla konuşma gibi... Bu telkinler çok işe yaramıyor, aksine bazen tehlikeye de neden olabilir. Korkutulan çocuk, bir yerde kaybolduğunda yabancıdan yardım istemekten çekinir. “Yabancıdan mutlaka zarar gelir” demek yerine çocuğun kendine güvenmesini sağlamalıyız. Çocuğa bedeninin özel olduğu öğretilmeli. “Herkes senin bedeninin her yerine dokunamaz, dokunmamalı” denmeli.

- 3-4 yaşında bir çocuğa bedeninin özel olduğu nasıl anlatılmalı?

Bedeninin bölgeleri tanıtılmalı. Cinsel bölgelerin özel olduğu söylenmeli. İyi dokunma, kötü dokunma arasındaki fark...

‘Poposuna vurarak sevmeyin’

- İyi dokunma, kötü dokunmayı anlatmak için ne demeliyiz?

Biri annenin dokunması gibi, güvende hissettirir. Ama bazı dokunmalar, iyi hissetirmeyebilir. Bunu bir büyüğüne söylemelisin.

Çocuğa kimsenin cinsel organlarına dokunmaması gerektiği öğretilmeli. Oysa kültürümüzde tam tersi var... Televizyonda ünlü bir sanatçımız, küçük yaşta çocuğa sevgisini onun poposunu ısırarak gösterdi. Çocuğa “Popo ısırmak sevgi ifadesidir, popo ısırılabilir” mesajı veriyor. Kamereların önünde çocuğun hayır diyebilme şansı da yok. Aileler, çocuklarını poposuna vura vura seviyor. Cinsel bölgelerine dokunarak sevgi göstermek hata. Üstüne bir de çocuğa “Seviyorum ama canın acıyor” mesajı veriyorsun. Çocuk, bunu genelleyebilir. Çocuğun kendi bireyselliğine, vücut bütünlüğüne saygı göstermemiz gerekiyor.

‘İstemiyorsa öpmeyin’

- Aileler, severken yanlış mesaj mı veriyor?

Örneğin bayramlarda aile yakınları, çocuğu illa kucağıma alayım, seveyim ister. Öpmek istenir. Çocuk istemez, itebilir. O zaman, “Evladım, dur bak deden” der zorlarız. Elbette kötü niyeti olmayabilir. Çocuğa rahatsız olduğu zaman “Dur” deme hakkı olduğunu öğretmeliyiz. Eğer çocuk öptürmek istemiyorsa, öpülmeyecek. Büyükleri de kırmamak için, “Çok yakınlaşmaktan hoşlanmıyor, öyle ise tokalaşarak selamlaşın” denilebilir. Çocuk, huzursuz olduğu bir ortamda, beğenmediği bir dokunuşla karşılaştığında “Hayır” dediğinde ailesinin de yanında olduğunu bilmeli.

- Küçük bir çocuğun babasının ya da ağabeyinin önünde giyinmesi bedeninin özel olduğunu öğrenmesi açısından sakıncalı mı?

Çocuk bazı bölgelerinin dışarıya açık olmaması gerektiğini bilmeli. İlla babayla kız çocuğunun duş almaları gerekmiyor. Yaşı uygunsa çocuk kendi yıkanmalı, baba düşmemesi için yanında olmalı. İlla baba yıkayacaksa çocuğun özel bölgelerine dokunmaması gerekir.

‘Hata yapsam da ailem yanımda’

- Arkadaşım, parkta bir gencin ısrarla küçük kızının peşinden gittiğini ve onu oyuna çekmek istediğini anlatmıştı. Çocuğa bir yabancının peşinden gitmemesi gerektiği nasıl anlatılır?

Onunla oyun oynadın, ama yabancılardan zarar da gelebilir. Bu mesaj verilmeli. Bu konda çalışan derneklerin iyi dokunuş, kötü dokunuşla ilgli çizimleri var. Çocuğu herkesten çekinir hale getirmeden doğru oranda uyararak korunmayı öğretmeliyiz. Bunun için, “Ben yanındayken oynadın ama ben yokken yabancı insanlarla oynama. İyi niyetli olanı var, kötü niyetli de olabilir. Canın acıyabilir, sana kötü hissetirebilir” demek en doğrusu. Anne, çocuğun ihtiyaçlarını karşıladığında ve güven ilişkisini kurduğunda, çocuk zaten başına bir şey geldiğinde annesiyle paylaşır. Çocuğun “Hata da yapsam, belki sonuçlarına katlanacağım ama annem babam yanımda olacaktır” diyebilmesi önemli.

‘Bağırmayı öğretin’

- Çocuk yanına gelenin kötü niyetli olduğunu düşünüyor, ne yapmalı?

Oradan uzaklaşabilir. Anne babası yanında değilse öğretmeninin yanına ya da güvendiği bir yetişkinin yanına gidebilir. Bekçi, polis olabilir. Parkta ve tek başına ise... Başka bir çocuğun annesine gidebilir. O da yoksa adama “git” demeli. Gitmiyor. O zaman bağıracak. Çocuğumuza bağırmayı öğreteceğiz. Bizim kültürümüzde “Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş” derler. Hayır. Çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

- Bunu nasıl anlatacağız?

Bir yabancı geldi. Seni istemediğin bir şey için zorluyor. Ve sana dokunuyor. Sen bunu istemiyorsun. Bu ona söylediğin halde devam ediyor. O zaman bağırabildiğin kadar bağır. ABD’de FBI, anaokullarına giderek bu eğitimi veriyor. Şarkılarla öğretiyorlar: “Biri gelirse dokunursa ben de şöyle bağırırımmm: Yeeeee”.

‘Saldırganlar genellikle paspal değildir’

- Kim bu saldırganlar... Nasıl bir ruh halindeler...

Pedofilinin bir takım kriterleri var. Adamın sürekli olarak çocuklarla ilgili cinsel fantaziler kuruyor olması, bunu engelleyemiyor olması, bunun çok uzun süredir olması gibi... Bazısı yetişkinlerle ilişki kuramadığı için çocuklara yöneliyor. Kendine güvensizlik yaşayan insanlar olabiliyor. Kimisi yalnızca farklı cinsel deneyim için yapıyor. Yüzdesi çok düşük olsa da sadist olanlar var. Karşısındakine acı vererek cinsel haz alıyor. Daha kolay kontrol edebilecekleri için çocukları tercih ediyorlar.

- Saldırganları ayırt etmenin bir yolu var mı?

Yok. Üstelik çoğu paspal tipler de değiller. Özellikle çocuklara yaklaşanlar daha çocuksu, onların dilinden anlayan tiplerdir. Çocukla iletişim kurabilmek için birçoğunun evi oyuncaklarla doludur.

- Mert için ailesi “Cin gibi bir çocuktu” diyor...

Cin gibi de olsa, çocuk. Aile, sürekli çocuğunun yanında olamaz. Devamlı korku içinde yaşamak da sağlıklı değil. Bütün mesele çocuğu donatmak. Çocuğun kendine güveni olmalı, “hayır” diyebilmeli, gerektiğinde çığlık atabilmeli. Böyle olunca çocuk, bağımlılık da dahil birçok tehlikeden korunuyor.

Eğitmek devletin görevi

- Bir çocuğu saldırıya karşı eğitmek devletin görevi midir?

Görevidir. Okullarda yaşa uygun eğitim verilmeli. Ve bu, “3 yaşındayken zaten verdik, 5 yaşında ihtiyacı yok” denilmeden her sene yaşına uygun ve gerekli dozda olmalı. Çocuk, her eğitimde bir parça alacak. Türkiye’de bu eğitimler sivil toplum örgütleri aracılığıyla yapılıyor. Kaç kişiye ulaşabiliyorlar. Gazi Üniversitesi’nin Çocuk İstismarı Ve İhmalini Önleme Gençlik Kolu var. Biz de Süleyman Şah Üniversitesi’nde bunu yapmaya çalışıyoruz. Eğitim alan gençler, istismarın adı bile geçmeden oyunlarla çocukları donatıyorlar.

- Devlet burada devreye girmeli...

Devlet ehil insanlar yetiştirip bu modeli yaygınlaştırmalı.

Tehditlere karşı: Kimse bize zarar veremez

- Saldırı tanıdıktan geliyorsa...

Örneğin dayısı geldi. Evde yalnız, ona kapıyı açacak. Hatta saldırıya uğradıktan sonra da kapıyı açmak durumunda kalabiliyor. Bu çok ağır. Engelleyemiyor, “Hayır” diyemiyor. Çünkü tehdit ediyor. “Annene söylerim. Kötü kız olduğunu görür.”, “Senin istediğini söylerim” diyor... Veya sadece oyun oynadıklarına ikna ediyor. Çocuğa başından “Seni kim ne şekilde tehdit ederse etsin, bana söyle. Endişelenme kimse bize zarar veremez. Bu tanıdığın ya da tanımadığın biri olabilir, her şeyi bizimle paylaşabilirsin” demek gerek.

- Çocuğu, arkadaşlarının evine oyun oynamaya gönderebilir miyiz?

Aileyi tanımak gerekiyor. Yaşın hiç önemi yok. Anneyi babayı, varsa kardeşi, ağabeyi tanıyacaksınız. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla tanışmak durumundasınız. Ailesiyle birlikte evinize davet edebilirsiniz. Risk almayın, ortama bakın.

‘Çözüm üretmesini sağlayın’

“Travmaya neden olmadan küçük oyunlarla bir takım olgular öğretilebilir. Örneğin ‘Seninle pazara gittik. Ben domates alacakken sen bir önceki tezgahta kaldın. Beni göremedin. Ne yaparsın?’. Çocuk bu şekilde kendi sorun çözme becerilerini geliştirecek, yanıt buldukça kendine olan güveni artacak. Üniformalı birine giderim, polis abiye giderim, belirlediğimiz buluşma noktasına giderim diyecek...”

Cinsel organlara ad takmayın

“Cinsel organlar doğal adıyla öğretilmeli. Onu sevimli ya da pis kılmak, yabancılaştırmak yanlış. Nasıl kolumuza ya da bacağımıza başka ad takmıyorsak, penise ve vajinaya da ad takılmamalı. Arkadaşımın bakıcısı çocuğa “Pipimize soralım, çişimiz var mı?” diyordu. Hayır, çişimiz var mı diye çocuğa soralım. Bu bir oyuncak değil. Ad takmak yabancılaştırıyor. Ve daha sonra kullanılabilecek bir oyun haline getiriyor. Bu yalnızca vücudun özel bir parçası.”

Çocuk, istismarı 15 kez anlatmak zorunda kalıyor

İstismara uğrayan çocuk sistemin içinde kayboluyor. Annesinden başlıyor, savcıya kadar hikayesini 15 kere anlatıyor. Defalarca kez muayene oluyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Üniversitelerde bu tür birimlerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu birimlerde, psikiyatristler, sosyal hizmetler uzmanları, polis birlikte çalışmalı. Çocuk hikayesini bir kere anlatmalı ve bu kayda alınmalı. Bir kere muayene olmalı. Böylece veriler tek elde toplanır. Bu şekilde savcılığa gönderilir. Marmara Üniversitesi’nde böyle bir birim var. Adı: Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi. Birlikte çalışıyoruz. Bu merkezlerin yaygın ve bilinir olması gerek. Devlet bu konuda ön ayak olmalı..

Özlem Konur Usta

http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/38011-cocuklarimiza-cinsel-istismardan-korunmayi-ogretelim.html
 
umarım herkes okur bu yazıyı çok faydalı olmuş gerçekten ..
hala akıllanmayan anne baba var bu ülkede ya daha dün akşam bizim site de bir anne oğlunu ekmek almaya gönderiyordu :KK47:
 
umarım herkes okur bu yazıyı çok faydalı olmuş gerçekten ..
hala akıllanmayan anne baba var bu ülkede ya daha dün akşam bizim site de bir anne oğlunu ekmek almaya gönderiyordu :KK47:

Keşke bdv ye falan açabilsem daha fazla kişi okurdu. Halbuki bu daha büyük bir dert bence. Okurken kötü oldum, bunların bir çoğunu yapıyoruz, bilmeden yanlış yetiştiriyoruz çocukları. :KK50:
 

Keşke bdv ye falan açabilsem daha fazla kişi okurdu. Halbuki bu daha büyük bir dert bence. Okurken kötü oldum, bunların bir çoğunu yapıyoruz, bilmeden yanlış yetiştiriyoruz çocukları. :KK50:


bdv ye açılırda bunun neresi dert gibi yorumlar olursa şaşma :))
çocuk büyütürken bölümüne de açılabilir, bdv ye de cidden bilinçlenmeli artık aileler
ve hatta bu yazıyı evlerine asıp her zaman hatırlamalılar , bu tarz olaylar soğuyunca yine salıveriyoruz çocukları çünkü !


 
Çocuğun kendine güven duyması sağlanmalı... Gerektiğinde ‘hayır’ diyebilmeli. Bizim kültürümüzde ‘Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş’ derler. Oysa çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

Önce Halil, ardından Mert... Son 1 ay içinde 2 çocuğumuzu kaybettik. Yüreğimiz yandı. Kars’ta anne babalar çocuklarını okula göndermedi. Kimi ise olayı konuşmaktan bile korktu. Elbette bir korku dünyası içinde yaşamayacağız. Ama bir tehlike var. Çocukları sarsmadan onlara korunmayı öğretmek mümkün. Çocukları bu konuda eğitmek önce devletin sonra anne babanın görevi. Süleyman Şah Üniversitesi Psikolojik Travma Uygulama ve Araştırma Merkezi, bu yönde projeler üretiyor. Merkezin başında Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. İrem Akduman var. Akduman’la çocuklara kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimizi konuştuk.

Saldırı en çok tanıdıktan geliyor

- Çocuklara yabancı mesafesi nasıl öğretilir?

Gelene göre bir sınır tayininden ziyade çocuk kendi sınırlarını bilmeli. Çocuğun neden rahatsız olduğunu anlamasına yardımcı olmalıyız. Hoşuna gitmeyen bir şeyler olduğunda kendisine yakın gördüğü bir yetişkinle bunu paylaşması uygun bir dille anlatılmalı. Çocuklar hep, yabancılardan korkutulur. Aman yabancılara gitme, aman yabancılarla konuşma gibi... Bu telkinler çok işe yaramıyor, aksine bazen tehlikeye de neden olabilir. Korkutulan çocuk, bir yerde kaybolduğunda yabancıdan yardım istemekten çekinir. “Yabancıdan mutlaka zarar gelir” demek yerine çocuğun kendine güvenmesini sağlamalıyız. Çocuğa bedeninin özel olduğu öğretilmeli. “Herkes senin bedeninin her yerine dokunamaz, dokunmamalı” denmeli.

- 3-4 yaşında bir çocuğa bedeninin özel olduğu nasıl anlatılmalı?

Bedeninin bölgeleri tanıtılmalı. Cinsel bölgelerin özel olduğu söylenmeli. İyi dokunma, kötü dokunma arasındaki fark...

‘Poposuna vurarak sevmeyin’

- İyi dokunma, kötü dokunmayı anlatmak için ne demeliyiz?

Biri annenin dokunması gibi, güvende hissettirir. Ama bazı dokunmalar, iyi hissetirmeyebilir. Bunu bir büyüğüne söylemelisin.

Çocuğa kimsenin cinsel organlarına dokunmaması gerektiği öğretilmeli. Oysa kültürümüzde tam tersi var... Televizyonda ünlü bir sanatçımız, küçük yaşta çocuğa sevgisini onun poposunu ısırarak gösterdi. Çocuğa “Popo ısırmak sevgi ifadesidir, popo ısırılabilir” mesajı veriyor. Kamereların önünde çocuğun hayır diyebilme şansı da yok. Aileler, çocuklarını poposuna vura vura seviyor. Cinsel bölgelerine dokunarak sevgi göstermek hata. Üstüne bir de çocuğa “Seviyorum ama canın acıyor” mesajı veriyorsun. Çocuk, bunu genelleyebilir. Çocuğun kendi bireyselliğine, vücut bütünlüğüne saygı göstermemiz gerekiyor.

‘İstemiyorsa öpmeyin’

- Aileler, severken yanlış mesaj mı veriyor?

Örneğin bayramlarda aile yakınları, çocuğu illa kucağıma alayım, seveyim ister. Öpmek istenir. Çocuk istemez, itebilir. O zaman, “Evladım, dur bak deden” der zorlarız. Elbette kötü niyeti olmayabilir. Çocuğa rahatsız olduğu zaman “Dur” deme hakkı olduğunu öğretmeliyiz. Eğer çocuk öptürmek istemiyorsa, öpülmeyecek. Büyükleri de kırmamak için, “Çok yakınlaşmaktan hoşlanmıyor, öyle ise tokalaşarak selamlaşın” denilebilir. Çocuk, huzursuz olduğu bir ortamda, beğenmediği bir dokunuşla karşılaştığında “Hayır” dediğinde ailesinin de yanında olduğunu bilmeli.

- Küçük bir çocuğun babasının ya da ağabeyinin önünde giyinmesi bedeninin özel olduğunu öğrenmesi açısından sakıncalı mı?

Çocuk bazı bölgelerinin dışarıya açık olmaması gerektiğini bilmeli. İlla babayla kız çocuğunun duş almaları gerekmiyor. Yaşı uygunsa çocuk kendi yıkanmalı, baba düşmemesi için yanında olmalı. İlla baba yıkayacaksa çocuğun özel bölgelerine dokunmaması gerekir.

‘Hata yapsam da ailem yanımda’

- Arkadaşım, parkta bir gencin ısrarla küçük kızının peşinden gittiğini ve onu oyuna çekmek istediğini anlatmıştı. Çocuğa bir yabancının peşinden gitmemesi gerektiği nasıl anlatılır?

Onunla oyun oynadın, ama yabancılardan zarar da gelebilir. Bu mesaj verilmeli. Bu konda çalışan derneklerin iyi dokunuş, kötü dokunuşla ilgli çizimleri var. Çocuğu herkesten çekinir hale getirmeden doğru oranda uyararak korunmayı öğretmeliyiz. Bunun için, “Ben yanındayken oynadın ama ben yokken yabancı insanlarla oynama. İyi niyetli olanı var, kötü niyetli de olabilir. Canın acıyabilir, sana kötü hissetirebilir” demek en doğrusu. Anne, çocuğun ihtiyaçlarını karşıladığında ve güven ilişkisini kurduğunda, çocuk zaten başına bir şey geldiğinde annesiyle paylaşır. Çocuğun “Hata da yapsam, belki sonuçlarına katlanacağım ama annem babam yanımda olacaktır” diyebilmesi önemli.

‘Bağırmayı öğretin’

- Çocuk yanına gelenin kötü niyetli olduğunu düşünüyor, ne yapmalı?

Oradan uzaklaşabilir. Anne babası yanında değilse öğretmeninin yanına ya da güvendiği bir yetişkinin yanına gidebilir. Bekçi, polis olabilir. Parkta ve tek başına ise... Başka bir çocuğun annesine gidebilir. O da yoksa adama “git” demeli. Gitmiyor. O zaman bağıracak. Çocuğumuza bağırmayı öğreteceğiz. Bizim kültürümüzde “Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş” derler. Hayır. Çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

- Bunu nasıl anlatacağız?

Bir yabancı geldi. Seni istemediğin bir şey için zorluyor. Ve sana dokunuyor. Sen bunu istemiyorsun. Bu ona söylediğin halde devam ediyor. O zaman bağırabildiğin kadar bağır. ABD’de FBI, anaokullarına giderek bu eğitimi veriyor. Şarkılarla öğretiyorlar: “Biri gelirse dokunursa ben de şöyle bağırırımmm: Yeeeee”.

‘Saldırganlar genellikle paspal değildir’

- Kim bu saldırganlar... Nasıl bir ruh halindeler...

Pedofilinin bir takım kriterleri var. Adamın sürekli olarak çocuklarla ilgili cinsel fantaziler kuruyor olması, bunu engelleyemiyor olması, bunun çok uzun süredir olması gibi... Bazısı yetişkinlerle ilişki kuramadığı için çocuklara yöneliyor. Kendine güvensizlik yaşayan insanlar olabiliyor. Kimisi yalnızca farklı cinsel deneyim için yapıyor. Yüzdesi çok düşük olsa da sadist olanlar var. Karşısındakine acı vererek cinsel haz alıyor. Daha kolay kontrol edebilecekleri için çocukları tercih ediyorlar.

- Saldırganları ayırt etmenin bir yolu var mı?

Yok. Üstelik çoğu paspal tipler de değiller. Özellikle çocuklara yaklaşanlar daha çocuksu, onların dilinden anlayan tiplerdir. Çocukla iletişim kurabilmek için birçoğunun evi oyuncaklarla doludur.

- Mert için ailesi “Cin gibi bir çocuktu” diyor...

Cin gibi de olsa, çocuk. Aile, sürekli çocuğunun yanında olamaz. Devamlı korku içinde yaşamak da sağlıklı değil. Bütün mesele çocuğu donatmak. Çocuğun kendine güveni olmalı, “hayır” diyebilmeli, gerektiğinde çığlık atabilmeli. Böyle olunca çocuk, bağımlılık da dahil birçok tehlikeden korunuyor.

Eğitmek devletin görevi

- Bir çocuğu saldırıya karşı eğitmek devletin görevi midir?

Görevidir. Okullarda yaşa uygun eğitim verilmeli. Ve bu, “3 yaşındayken zaten verdik, 5 yaşında ihtiyacı yok” denilmeden her sene yaşına uygun ve gerekli dozda olmalı. Çocuk, her eğitimde bir parça alacak. Türkiye’de bu eğitimler sivil toplum örgütleri aracılığıyla yapılıyor. Kaç kişiye ulaşabiliyorlar. Gazi Üniversitesi’nin Çocuk İstismarı Ve İhmalini Önleme Gençlik Kolu var. Biz de Süleyman Şah Üniversitesi’nde bunu yapmaya çalışıyoruz. Eğitim alan gençler, istismarın adı bile geçmeden oyunlarla çocukları donatıyorlar.

- Devlet burada devreye girmeli...

Devlet ehil insanlar yetiştirip bu modeli yaygınlaştırmalı.

Tehditlere karşı: Kimse bize zarar veremez

- Saldırı tanıdıktan geliyorsa...

Örneğin dayısı geldi. Evde yalnız, ona kapıyı açacak. Hatta saldırıya uğradıktan sonra da kapıyı açmak durumunda kalabiliyor. Bu çok ağır. Engelleyemiyor, “Hayır” diyemiyor. Çünkü tehdit ediyor. “Annene söylerim. Kötü kız olduğunu görür.”, “Senin istediğini söylerim” diyor... Veya sadece oyun oynadıklarına ikna ediyor. Çocuğa başından “Seni kim ne şekilde tehdit ederse etsin, bana söyle. Endişelenme kimse bize zarar veremez. Bu tanıdığın ya da tanımadığın biri olabilir, her şeyi bizimle paylaşabilirsin” demek gerek.

- Çocuğu, arkadaşlarının evine oyun oynamaya gönderebilir miyiz?

Aileyi tanımak gerekiyor. Yaşın hiç önemi yok. Anneyi babayı, varsa kardeşi, ağabeyi tanıyacaksınız. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla tanışmak durumundasınız. Ailesiyle birlikte evinize davet edebilirsiniz. Risk almayın, ortama bakın.

‘Çözüm üretmesini sağlayın’

“Travmaya neden olmadan küçük oyunlarla bir takım olgular öğretilebilir. Örneğin ‘Seninle pazara gittik. Ben domates alacakken sen bir önceki tezgahta kaldın. Beni göremedin. Ne yaparsın?’. Çocuk bu şekilde kendi sorun çözme becerilerini geliştirecek, yanıt buldukça kendine olan güveni artacak. Üniformalı birine giderim, polis abiye giderim, belirlediğimiz buluşma noktasına giderim diyecek...”

Cinsel organlara ad takmayın

“Cinsel organlar doğal adıyla öğretilmeli. Onu sevimli ya da pis kılmak, yabancılaştırmak yanlış. Nasıl kolumuza ya da bacağımıza başka ad takmıyorsak, penise ve vajinaya da ad takılmamalı. Arkadaşımın bakıcısı çocuğa “Pipimize soralım, çişimiz var mı?” diyordu. Hayır, çişimiz var mı diye çocuğa soralım. Bu bir oyuncak değil. Ad takmak yabancılaştırıyor. Ve daha sonra kullanılabilecek bir oyun haline getiriyor. Bu yalnızca vücudun özel bir parçası.”

Çocuk, istismarı 15 kez anlatmak zorunda kalıyor

İstismara uğrayan çocuk sistemin içinde kayboluyor. Annesinden başlıyor, savcıya kadar hikayesini 15 kere anlatıyor. Defalarca kez muayene oluyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Üniversitelerde bu tür birimlerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu birimlerde, psikiyatristler, sosyal hizmetler uzmanları, polis birlikte çalışmalı. Çocuk hikayesini bir kere anlatmalı ve bu kayda alınmalı. Bir kere muayene olmalı. Böylece veriler tek elde toplanır. Bu şekilde savcılığa gönderilir. Marmara Üniversitesi’nde böyle bir birim var. Adı: Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi. Birlikte çalışıyoruz. Bu merkezlerin yaygın ve bilinir olması gerek. Devlet bu konuda ön ayak olmalı..

Özlem Konur Usta

http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/38011-cocuklarimiza-cinsel-istismardan-korunmayi-ogretelim.html


cok faydali bir yazi. gecen gün hava karamisti ve yalniz yürüyordum. hic kimse yoktu etrafta. karsidan bana dogru bir adam yürüyordu. ben yoluma devam ettim. sonra arkama dönüp baktim nedensiz. adam yolunu degistirip beni takip ediyordu. durdum gecsin gitsin diye durdu pis pis siritip bana bakti. almanyadayim etrafimiz hep bag bahce ormana da yakiniz, kücük bir yer ama cok sakin. bagirmak aklima gelmedi. cok korktum ki ben yetiskinim. bir aile cikti apartmandan. hemen onlarin yanina gittim. taniyorum sandi adam. ve yine yolunu degistirdi. ama kesinlikle aklima bagirmak gelmedi. ilerde cocuklarima ögretecem korkmamayi
 
Beğenemedim.Sağol paylaşım için çok faydalı olmuş.Ne kadar çok hatalı davranışımız varmış meğer.
 
Yazinin birçogu ile hemfikirim sadece su bölüme itirazim var

İlla baba yıkayacaksa çocuğun özel bölgelerine dokunmaması gerekir.

Niye anne ile baba arasinda bu konuda fark olsunki? Ben yazidaki gibi keyif için bir çoçugun cinsel bölgesini öpmek, cimcimlemek,.. karsiyim zaten, ha anne yapsin ha baba. Sadece yikanmak bence farkli. Baba çoçugu yikiyorsa, o cinsel bölgelerde yikanmasi gerektigi için onlarida yikamali zaten. Bir çoçugun babasi ile yikanmasindan hiç bir sakinca görmüyorum. Tabi 10,12 yasinda, ergen dönemine giren çoçuklar için bu geçerli degil.

Genel olarak -biraz bu yazidaki gibi yetistim. Annemler bizi siki tembi ediyordu "o bölgelere" anneden hariç hiç kimse elliyemez diye. Sokakta tanimadigin insandan seker felan alma gibisinden. Büyüdügmüzde anne yüregi ya, her disariya gittigimizde ayni tembihler, kizim yemene içmene dikkat et, sen bilmeden insanalr neler içine katiyor diye.
 
Çok güzel bir yazı paylaşım için teşekkür ederim...
Ben yazıda yapılması gerekenlerin çoğunu yaptığımı düşünüyorum.Hatta daha fazla abartıyor olabilirim çocuklarımı korumak adına:KK31:
Bu devirde Amcaya,Dayıya bile güven yok:KK50:Tek başına çocuğun dışarda gezmesi beni her zaman korkutuyor..Bazen acaba çok mu abartıyorum diyorum:44:Ama bu devirde bu şartlarda en doğrusu bu galiba:KK31:
Kötü insanlardan,kötü niyetlerden çocuklarımız uzak olsun.
 
Kesinlikle çok faydalı bir paylaşım. Çok çok dikkat edilmeli
Bende yazıdaki maddelerin bir çoğuna dikkat ediyorum
Kızıma ,bırakın yabancıyı ,misafir geldiğinde ya da biz gittiğimizde, tanıdık ta olsa , en yakın akraba da olsa sana sarılmasını,öpmesini istemiyorsan (çocuklar hemen kucağa alınır sevilir , öpülür ya )bırak beni de , bırakmazsa çığlık at diyorum. Hatta benim sarılmamı istemezsen sakın çekinme ,istemediğini belirt diye tembihliyorum.
 
bi de ben bi yerde okudum çocuğa 'yabancı' kavramının ne olduğu tam olarak öğretilmeli diye.mesela anneyle çocuk her gün bakkala gidiyor.çocuk için o bakkaldaki adam ona yabancı gelmezmiş.çünkü her gün görüyo konuşmuyo ama her gün görüştüğü için yüzü tanıdık geliyormuş ve çekinmiyormuş bakkaldan.aslında o bakkaldaki adam çocuk için bi 'yabancı'.sonuçta kimden ne zarar geleceğini bilimiyorsun malesef.o yüzden de yabancı kavramı çocuğa anlayabileceği şekilde açıklanmalı.
 
Çok faydalı bir yazı gerçekten bilinçlenmek lazım içimiz acıdı son zamanlarda yaşananlardan.
 
Bizim okulda egitim verildi ama cocuklarda ters tepki yapti malesef.
Okula gelmeyen, aglayan.guvensiz etrafa saldiran.
Tekrar cocuklara aciklayici konusma yaptilar durumu toparlamak icin.
 
geçen müge anlıda izlemiştim o olay aklıma geldi ..
kadının 11 yaşındaki çocuğu kaybolmuş ,arıyorlar..
ailede anne baba da cahil .
diyor ki müge anlı ,ben bu zamanda asla çocuğumu sokağa salmam ,bin kere söyledik çocuklarınızı sokağa salmayın diye ama ısrarla yine çocuklar sokakta..
anne baba da diyorki : e işte bizim oğlumuz yaş olarak ufaktı ama gözü açıktı ,sosyal bir çocuktu ,herkes tanırdı vs.
yani dışarı salmak için mantıklı sebepler gibi konuşuyorlar..
sokakta oynama devri eskidenmiş ,artık o devir bitti ama gel de insanlara anlat ,nafile.
bu konularda ciddi eğitim verilmeli bence ,olan çocuklarımıza oluyor ,anne babaların cehaletini çocuklar çekiyor
 
Paylaşımın için çok teşekkürler...
Aslında zaman kötü diyoruz ya, düşünüyorum da bu gerçekler maalesef her zaman vardı yine olduğu gibi. Şimdi medya sayesinde bunların bazıları aşikar oldu. Kim bilir bilinmeyen daha nice istismarlar var.
Çocuklarımıza elimizde geldiğince nasıl davranmaları gerektiğini öğretelim inşallah. Ama biz ne kadar dikkat edersek edelim yine bizden ayrı oldukları yerler ve öğrendiklerini belki de hatırlamayacakları ortamlar olacak.
Allah yavrumu, yavrularımızı, bütün masumları her türlü şerden muhafaza eylesin , onları ,bizleri hayırlı temiz insanlarla karşılaştırsın inşallah. Canlarımız , namuslarımız Allah' a emanet.
Büyükler hep der ya , çocuklarınız küçükken rahatsınız, bir sıkıntıları yok size , büyüdükçe daha zorlaşıyor derler, gün geçtikçe daha iyi farkediyorum çocuk büyütmenin zorluğunu. Sürekli diken üstünde olmak...
Allah bu tür olayları yaşatmasın bir daha inşallah...
 
çocuklarımıza "hayır" demeyi öğretelim

[video=dailymotion;x1iv436]http://www.dailymotion.com/video/x1iv436_kizini-yabancilara-karsi-uyaran-koreli-anne-turkce-altyazili_school[/video]
 
Rica ederim arkadaşlar. Lütfen sizler de çevrenizle paylaşın daha fazla kişi okusun.
 
Yazı için teşekkür ederim çok güzel, yazıdakilerin bir çoğunu yapıyorum bende, 3 yaşında kuzum, amca dayı hala teyze farketmez hiç kimseye poponu pi.. elletme dokunmalarına izin verme, dokunurlarsa kız bağır diyorum , babana ve bana mutlaka söyle diyorum, hiç kimseye güvenmiyorum hiç kimseye:KK19:

Yazıyı kopyaladım pc ye eşimde okusun diye, elimden geldiğince paylaşıcam
 
Allah'ım bizleri de evlatlarımızı da kötü niyetli insanların şerrinden korusun.. bunları okudukça, duydukça çocuk yetiştirmenin bu devirde ne kadar zor olduğunu daha iyi anlıyorum.. Rabbim esirgesin..

yazıyı paylaştığın içinde ayrıca teşekkür ederim andROMEdae cim.. bildiklerimizi de bazen hatırlamamız gerek..
 
Son düzenleme:
X