Mide içeriğinin yemek borusuna geri gelmesi olarak tanımlanan reflü yaşamın ilk 3 ayındaki bebeklerin yarısından fazlasında rastlanılan bir durumdur. Bebek büyüdükçe ve mide kapak düzeneğini oluşturan yapılar geliştikçe reflü belirtileri giderek yok olur ve 12-18 ay sonunda nadiren devam eder.
Reflüsü olan bir bebekte;
- Tükürme,
- Kusma,
- Öksürük,
- Huzursuzlık ve uyku bozukluğu,
- Beslenme güçlüğü,
- Kakada yada kusmukta kan görülebilir.
Bebeklerin çoğunda kendiliğinden yok olan reflü eğer aşağıdaki sorunları oluşturursa önemlidir ve tedaviye başlanmalıdır.
1) Beslenme yetersizliğine bağlı gelişme geriliği,
2) Huzursuzluk ve ağrı nedeni ile beslemeyi reddetmek,
3) Solunum ile ilgili sorunlar (Hırıltılı solunum, astım, sık akciğer hastalığı),
4) Yemek borusunda hasara bağlı kan kaybı sonucu kansızlık,
5) Tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonları.
Tanı
Bebeklerde ve küçük çocuklarda erişkinlerde kullanılan tanı yöntemlerini kullanımı oldukça güçtür.Tanı çoğu kez anne babanın anlatımı ve muayene sonucunda konulur.Nadir durumlarda ilaçlı yutma testi, endoskopi yada pHmetri kullanılabilir.
Bebeklerde reflü sorununda alınabilecek önlemler:
Beslenme
Öğünler olası olduğunca sık ancak miktar küçük tutulmalıdır.Öğün sonrasında gaz çıkarması için karnına basınç uygulanmamalıdır.
Öğün sonrası yatırıldığında bebeğin başı gövdesine göre 15-25 derece yukarıda ve başı yanda olmalıdır.
Besinlerin koyu kıvamlı olması kusmayı ve reflüyü azaltacaktır.Ticari olarak satılan anti relü mamaaların yanısıra kıvam koyulaştırıcılarda bebeğin yaşı ile uyumlu olmak koşulu ile kullanılabilir.Ylancı meme kullanımı salya salgısını artırdığı mide boşalımınıda hızlandırabileceğinden yaralı olabilir.
İlaç kullanımı
İlaç kullanımı yalnızca çocuk hastalıkları yada çocuk gastroenterolojisi uzmanı önerdiğinde ve reflünün sık akciğer enfeksiyonları yada gelişme geriliği gibi ciddi sorunlar yaptığını düşünülmelidir.Ranitidin ve Simetidin gibi h2 reseptör blokerleri ,Sisaprid gibi mide boşalımını hızlandıran ilaçlar ve aljenik asit içeren ve yemek borusunun duvarını sıvayan ilaçlar kullanılabilir.
Cerrahi
Reflünün ciddi sağlık sorunlarına yada gelişme geriliğine yol açtığı, ilaç kullanımının yanıt vermediği ya da bebeğin büyümesi ile düzelmesi beklenmeyen durumlarda cerrahi sağaltım yapılabilir. Etkinliği çok iyidir.
Gastroözofageal reflü (GÖR) çocuklarda mide içeriğinin istemsiz olarak yemek borusuna geçişi olarak tanımlanır. Çocuklarda reflü hastalığında erişkinlere göre biraz daha karmaşık mekanizmalar etkindir. Patolojik reflü çocuklarda sıklıkla nörolojik hastalığı olanlarda görülür. Bu çocuklarda aynı zamanda yutma güçlüğü, spastik görünüm, artmış hıçkırma refleksi gibi durumlar bulunur. Bu çocukların mide boşalma zamanları bozulmuş, yemek borusunun hareketleri de azalmıştır. Normal çocuklarda ise reflü hastalığı kendisini reaktif hava yolları, astım, sık tekrarlayan zatürre atakları ile gösterir. Sindirim sistemi ile ilgili de büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi bulgular olabilir.
Reflü yenidoğan ve bebeklerde normal olarak görülebilir. Hayatın ilk 3 ayında bebeklerin ağız dolusu olarak emdikleri sütü çıkarmaları doğal kabul edilir. Çocuklarda reflü olmaması için yemek borusunun karın içinde kalan kısmının 2 cm de uzun olması gerekir. Yenidoğan bebeklerde bu mesafe 0,5-1 cm kadardır, 3. ayın sonunda 2,5-3 cm ye ulaşır. Zaman içinde yemek borusunun alt ucundaki kasların kuvvetlenmesi, yemek borusunun karın içinde kalan kısmının uzaması ve bebeğin dik durabilmeye başlamasıyla reflü gittikçe azalır.
Reflü Belirtileri
Çocuklarda reflü belirtileri sindirim sistemini ve solunum sistemini ilgilendirenler olarak iki grupta toplanır. Sindirim sistemi ile ilgili genellikle safrasız kusmalar, öğürme, büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi belirtiler görülür. Solunum sistemi ile ilgili de öksürük, solunum sıkıntısı, solunum durmaları, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, astım benzeri belirtiler görülebilir. Bu çocuklarda ağız kokusu, diş çürükleri, yemek borusunda asit etkisi ile ortaya çıkan uzun süreli hafif kanamalara bağlı demir eksikliği kansızlığı görülebilmektedir. Çocuklar sıklıkla defalarca geçirilmiş akciğer enfeksiyonları ve asit etkisi ile ağrılı beslenme, kusmalarla zayıf ve hastalığa meyillidir.
Nörolojik hastalığı olan çocuklarda ise sürekli olan kasılmalar reflüyü tetikler. Kasılmalar ve reflü hastanın kalori ihtiyacını arttırır. Reflüye bağlı yetersiz beslenme hayat kalitesini olumsuz etkiler. Bu hastalarda daha konforlu bir yaşam için reflü tedavisi önerilir.
Çocuklarda Reflü Tanısı
İyi alınmış bir hastalık öyküsü reflü tanısına yönlendirme açısından önemlidir. Diğer taraftan tanının desteklenmesi ve tedavi sürecine geçilmesi için bazı testlere ihtiyaç duyulur;
- Özofagus-mide-duodenum(ÖMD) grafisi, yemek borusuna ağız yoluyla verilen, röntgende de görülebilen, sıvı bir ilaç sayesinde mideden yemek borusuna doğru olabilecek kaçak tespit edilir. Çalışma sırasında iki kez reflü görülmesi veya tek reflüde ilacın yemek borusundan boşalmasında yetersizlik görülmesi tanı koydurur.
- 24 saat pH monitorizasyonu, burundan mideye gönderilen asit düzeyini ölçebilen özel bir kateterle, 24 saat içinde yemek borusuna yönelik asit kaçağının şiddeti tespit edilir. Reflü tanısı için altın standart özelliğinde bir testtir. Yemek borusu pH değerinin 24 saat içinde, 60 dakikadan fazla 4.0 ve aşağısında kalması reflü tanısı için yeterlidir.
- Yemek borusu manometrisi, yemek borusu içindeki basınç değişiklikleri ölçülür. Yemek borusunun alt ucunun yeteri kadar kasılamayıp mide asidinin geçişini engelleyememesini göstermesi açısından değerlidir.
- Mide boşalım sintigrafisi, mide boşaltımı yavaş olan hastalarda mide çıkışına ek bir işlem yapılıp yapılmamasını göstermesi açısından kullanılır.
- Endoskopi, yemek borusunda oluşan yanıkların tespiti için gerekebilir.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Tedavisi
Günümüz tıp pratiğindeki iki gelişme reflü tedavisinde çığır açmıştır. Birincisi proton pompa inhibitörü denilen mide asit salgısını etkin bir şekilde azaltan ilaçların keşfedilmesi, ikincisi ise ameliyatların laparoskopik, yani kapalı metodla yapılmaya başlamasıdır.
Reflü tedavisinde öncelik ameliyatsız alınan tedbirlere verilir. Reflü olan bebeklere daha koyu kıvamlı mama verilmesi, dik beslenmesi, az ve sık besleme ile yüzükoyun yatma önerilir. Bu yaklaşıma 3-4 hafta devam edilir. Kusmalar geçmezse, mide boşaltımını hızlandıran ilaçlar ve mide asit salgısını azaltan ilaçlar tedaviye eklenir.
Aşağıdaki durumlarda cerrahi tedavi önerilir;
ok22Çocuğun ilaç tedavisine rağmen kilo alamaması
ok22Sık sık akciğer enfeksiyonları geçirmesi
ok22Solunum durması (apne) nöbetleri geçirmesi
ok22Yemek borusu tahrişine bağlı olarak oluşan kanama ve beslenme yetersizliğine bağlı şiddetli kansızlık
ok22Büyük çocuklarda; yemek borusu tahrişine bağlı göğüs ağrıları iştahsızlık ve kilo kaybı
ok22Yemek borusu tahrişine bağlı darlık gelişmesi
ok22Solunum yollarına sit kaçışına bağlı akciğer enfeksiyonları
ok22Yemek borusu tahrişlerine bağlı kanamalar
ok22Mide fıtıkları
Çocuklarda reflü hastalığında tercih edilen cerrahi tedavi yöntemleri erişkin hastalar ile paralellik göstermektedir. Erişkinlerde günümüzde olduğu gibi laparoskopik kapalı ameliyat yöntemleri öncelikle tercih edilir. En sık tercih edilen yöntem laparoskopik Nissen fundoplikasyonudur. Bu ameliyatta midenin en üst kısmı, yemek borusun en altında karın içindeki bölgenin etrafına sarılır. Reflü sırasında bu sarılan kısmın mide sıvısı ile dolarak yemek borusunu sıkıştırıp asidin yukarı doğru kaçışını engellemesi beklenir.
Bu ameliyatların başarısı %85 ile 94 arasındadır. Ameliyattan sonra gaz sıkışması sendromu, hızlı mide boşaltımı sonrası hazımsızlık, kusamama ve küçük hacimli beslenme gibi şikayetler görülmekle beraber genellikle 6 ayda kaybolur.
Read more about Çocuklarda Reflü Hastalığı | Çocuklarda reflü belirtileri sindirim sistemini ve solunum sistemini ilgilendirenler olarak iki grupta toplanır. Sindirim sistemi ile ilgili genellikle safrasız kusmalar, öğürme, büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi belirtiler görülür. Solunum sistemi ile ilgili de öksürük, solunum sıkıntısı, solunum durmaları, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, astım benzeri belirtiler görülebilir. by www.refluameliyati.net
Çocuklarda, GÖR en sık yemek borusu hastalığıdır. 6 aydan küçük bebeklerin %40 nda, 6-9 ayda % 40-70’inde var olduğu düşünülmektedir.
Bu sıklık giderek azalarak % 10 a düşer. Ancak yukarıda da belirtildi gibi reflü ancak yakınmaları ortaya çıkardığında Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) olarak adlandırılır. Bu durum bebeklerin 1/300’de ortaya çıkar. Daha büüyk çocuklar için net rakamlar yoktur. Ancak reflünün tüm çocuklar arasında % 15 oranında bulunduğu ve reflü hastalığının ise çocukların % 3-5 nde var olduğu tahmin edilir. Ama bu bir tahmindir. Teşhisine ait problemler, doğru olmayan teşhislerle gereksiz ilaç kullanımları bu oranın kesinliğini ortadan kaldırmaktadır.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Bulguları
Ne zaman çocukta reflü hastalığından şüphelenelim ? Bu aile için de doktor için de bir sorundur. Çünkü ailenin yakınmasını anlatamayan bir bebek ve çocuğunda böyle bir şeyi düşünmesi pek olası değildir. Bu konuda ancak magazinel bilgilere sahiptir. Doktor için ise ? Maalesef bebeklerde özellikle olmak üzere çocuklarda da doktor arkadaşlarımız bu teşhis için hangi aşamada düşünülmesi gerektiğine karar vermekte zorlanmaktadır. Çünkü hastalık bir mide-barsak yakınması olduğu halde bazen hiçbir bulgu olmadan direk nefes yolu yada boğaz bulguları ile çıkabilmektedir. Hatta solunum yakınmaları (astım ..vs) da reflüye ve reflü ise solunum bulgularına neden olur. Yani “tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan ??????” denebilir buna.
Bu nedenle reflüye ait bulguları çocuklarda yaş gruplarına göre sınıflayarak göz önüne almak gerekir.
1.Bebeklerde reflü hastalığı sıklıkla kusma, huzursuzluk kilo kaybı ile çıkar. Çünkü mide içeriğinin yemek borusuna geçişi özellikle yatar pozisyonda olur ve geçince orada oluşturduğu tahrişi çocuk ağlayarak belli eder. Bazen çocuklar ağlayarak geceleri uyanır. Bazen bu reflü yutağa kadar gelerek östakiyi etkiler ve yineleyen kulak iltihapları ile de çıkabilir. Bazen ise sadece kronik ses kısıklığı, öksürük ve hırıltılı nefes alıp verme tek bulgu olabilir.
2.Erken çocukluk dönemi dediğimiz oyun çocukluğu (okul öncesi) döneminde ise çocuklarda sıklıkla karın ağrısı, mide bulantıları, midede yanma, göğste kalp bölgesinde yada iman tahtası denen orta hatta ağrı olabilir. Ancak bu yakınmalar hiç olmadan kronik ses kısıklığı, öksürük, sinüzit olarak çıkabilir. Hatta yalnızca yineleyen bronşit ile astım benzeri tablo ile gelebilir. Hastalar yıllarca astım teşhisi ile tedavi almış olabilir. Yutağa kadar gelmiş mide içeriği dişlerde kalarak çürüğe neden olabilir. Bu nedenle bazen diş çürükleri bu dönemde reflü bulgusu olabilir.
3.Okul çocukluğu döneminde ise yine sıklıkla karın ağrısı, mide bulantıları, midede yanma, göğsde kalp bölgesinde yada iman tathtası denen orta hatta ağrı olabilir. Ancak burada daha yüksek orandaki çocukta ise daha çok kronik ve astım bulguları ve ayrıca ses kısıklığı, sinüzit olarak çıkabilir. Hatta yalnızca astım tablosu olabilir. Bu nedenle tedaviye dirençli yada sürekli nüks eden tüm larenjit, kulak iltihabı, astım da hele alerjisi yoksa reflü hastalığı akla gelmelidir. Ayrıca yine yutağa kadar gelmiş mide içeriği dişlerde kalarak çürüğe neden olabilir. Bu nedenle bazen diş çürükleri bu dönemde reflü bulgusu olabilir.
4.Daha büyük çocuklarda ise karın ağrısı, mide yanması ve ağza acı su gelmesi net tarif edilebilir. Ancak bu çocuklar sıklıkla maalesef gastrit ve ülser teşhisleri ile tedavi ve izlem alır. Geçici düzelmeler olur ama sürekli nüks eder. Bu mide barsak bulguları yanında çok sık oranda ses kısıklığı yakınları vardır. Hatta bunların gırtlağına bakınca orada reflünün yaptığı harabiyet net bir şeklide görülür. Bu nedenle özellikle alerjisi olmayan tedaviye dirençli yada sürekli nüks eden tüm larenjit, kulak iltihabı ve astım da reflü hastalığı akla gelmelidir. Gece mide ekşime, yanma ve göğüz ağrısı ile uyanabilirler.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Teşhisi Nasıl Konur
Teşhisde her zaman bütün çocukluk çağı hastalıklarında olduğu gibi anne-babadan şikayetleri çok iyi bir şeklide dinledikten sonra şüphe duyuluyorsa tetkie geçilir. Ama her kusan veya kilo alamayan çocuk reflü demek değildir. Hele bebeklerde çok sık oranda beslenme hataları kusma ve kilo alamamaya neden olabilir.
Reflü düşünülen hastada eğer yapısal bir anomallik düşünülüyorsa ilaçlı mide-barsak filmi (özafagus-mide düodenom grafisi) çekilebilir. Sintigrafik olarak nükleer tıp metodu kullanılabilir. Ancak bu yöntemin güvenirliği ve hassasiyeti pek kabul gçrmez. Ancak bu gün için eğer gerçekte reflü düşünülüyorsa yapılacak en önemli test çocuğun yemek borusun çok ince bir kablo ucu (prob) koyarak mideden gelen asiti ölçebilen cihazla ölçüm yapmaktır. Buna “24 saatlik ph monitorizasyonu” denir. En kıymetli testtir. Ancak yemek borusundaki basınç, kasılma ..gibi fonksiyon ve testlere bakan diğer yöntemler de vardır.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Tedavisi
Reflü hastalığında tedavisinin temel amacı yakınmaları gidermek ve yemek borusundaki veya diğer bahsedilen bölgelerdeki yangıyı iyileştirmektir. Tedavisinde en önemli yöntem uygulanır:
i. Yaşam koşulları ve beslenmeni düzenlenmesi
ii. İlaç tedavisi
iii. İzlem ve koruyucu önlemler.
iv. Cerrahi tedavi
Yaşam koşullarının değiştirilmesine yönelik önlemler tedavinin ilk basamağını bu önlemler oluşturmaktadır. Öğün miktarlarının küçük tutulması, ideal vücut ağırlığının korunması, akşam yemeklerinin yatmadan en az 2 saat önce yenmesi, yemeklerden sonra en az 1 saat yatar pozisyon alınmaması, yüksek yastık kullanılması önlemler arasında yer alır. Bunun dışında gaz ve asit içeren gıdalar, domates, gazlı içecekler, kola, kahve, yağlı gıdalar, çikolata tüketiminden kaçınılmalıdır.
İlaç tedavisinde KÖS kasılmasını arttıran ve mide asid salgısını azaltan ilaçlarreflü hastalığının hem tipik hem de atipik bulguları için en sık ve en etkin olarak kullanılan ilaçlardır. KÖS kasılmasını arttıran ilaçlar yemek borusunun hareketini düzenler. Ama tümü çocuğun yaşına uygun ve etkili olanlardan seçilmelidir ve bunu doktor yapmalıdır.
Tıbbi tedavi ve önlemlerle bulgulara hakşm olunamayan ve bunun yanında ciddi geriye dönüşümsüz zararlara yol açan hastalarda cerrahi tedavi (ameliyat) düşünülebilir. Bu ameliyat oldukça basittir. Hatta kapalı ameliyat sistemleri (laporoskopik) ile de yapılabilir.
Ancak hem tıbbı tedavi hem de cerrahi tedavilerde nüks söz konusu olabilir. Bu nedenle reflülü çocuklar uzun süre izlenmeli, koruyucu önlemler devam ettirilmeli ve yaşam tarzına ait düzenlenemeler sürdürülmelidir.
Reflüsü olan bir bebekte;
- Tükürme,
- Kusma,
- Öksürük,
- Huzursuzlık ve uyku bozukluğu,
- Beslenme güçlüğü,
- Kakada yada kusmukta kan görülebilir.
Bebeklerin çoğunda kendiliğinden yok olan reflü eğer aşağıdaki sorunları oluşturursa önemlidir ve tedaviye başlanmalıdır.
1) Beslenme yetersizliğine bağlı gelişme geriliği,
2) Huzursuzluk ve ağrı nedeni ile beslemeyi reddetmek,
3) Solunum ile ilgili sorunlar (Hırıltılı solunum, astım, sık akciğer hastalığı),
4) Yemek borusunda hasara bağlı kan kaybı sonucu kansızlık,
5) Tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonları.
Tanı
Bebeklerde ve küçük çocuklarda erişkinlerde kullanılan tanı yöntemlerini kullanımı oldukça güçtür.Tanı çoğu kez anne babanın anlatımı ve muayene sonucunda konulur.Nadir durumlarda ilaçlı yutma testi, endoskopi yada pHmetri kullanılabilir.
Bebeklerde reflü sorununda alınabilecek önlemler:
Beslenme
Öğünler olası olduğunca sık ancak miktar küçük tutulmalıdır.Öğün sonrasında gaz çıkarması için karnına basınç uygulanmamalıdır.
Öğün sonrası yatırıldığında bebeğin başı gövdesine göre 15-25 derece yukarıda ve başı yanda olmalıdır.
Besinlerin koyu kıvamlı olması kusmayı ve reflüyü azaltacaktır.Ticari olarak satılan anti relü mamaaların yanısıra kıvam koyulaştırıcılarda bebeğin yaşı ile uyumlu olmak koşulu ile kullanılabilir.Ylancı meme kullanımı salya salgısını artırdığı mide boşalımınıda hızlandırabileceğinden yaralı olabilir.
İlaç kullanımı
İlaç kullanımı yalnızca çocuk hastalıkları yada çocuk gastroenterolojisi uzmanı önerdiğinde ve reflünün sık akciğer enfeksiyonları yada gelişme geriliği gibi ciddi sorunlar yaptığını düşünülmelidir.Ranitidin ve Simetidin gibi h2 reseptör blokerleri ,Sisaprid gibi mide boşalımını hızlandıran ilaçlar ve aljenik asit içeren ve yemek borusunun duvarını sıvayan ilaçlar kullanılabilir.
Cerrahi
Reflünün ciddi sağlık sorunlarına yada gelişme geriliğine yol açtığı, ilaç kullanımının yanıt vermediği ya da bebeğin büyümesi ile düzelmesi beklenmeyen durumlarda cerrahi sağaltım yapılabilir. Etkinliği çok iyidir.
Gastroözofageal reflü (GÖR) çocuklarda mide içeriğinin istemsiz olarak yemek borusuna geçişi olarak tanımlanır. Çocuklarda reflü hastalığında erişkinlere göre biraz daha karmaşık mekanizmalar etkindir. Patolojik reflü çocuklarda sıklıkla nörolojik hastalığı olanlarda görülür. Bu çocuklarda aynı zamanda yutma güçlüğü, spastik görünüm, artmış hıçkırma refleksi gibi durumlar bulunur. Bu çocukların mide boşalma zamanları bozulmuş, yemek borusunun hareketleri de azalmıştır. Normal çocuklarda ise reflü hastalığı kendisini reaktif hava yolları, astım, sık tekrarlayan zatürre atakları ile gösterir. Sindirim sistemi ile ilgili de büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi bulgular olabilir.
Reflü yenidoğan ve bebeklerde normal olarak görülebilir. Hayatın ilk 3 ayında bebeklerin ağız dolusu olarak emdikleri sütü çıkarmaları doğal kabul edilir. Çocuklarda reflü olmaması için yemek borusunun karın içinde kalan kısmının 2 cm de uzun olması gerekir. Yenidoğan bebeklerde bu mesafe 0,5-1 cm kadardır, 3. ayın sonunda 2,5-3 cm ye ulaşır. Zaman içinde yemek borusunun alt ucundaki kasların kuvvetlenmesi, yemek borusunun karın içinde kalan kısmının uzaması ve bebeğin dik durabilmeye başlamasıyla reflü gittikçe azalır.
Reflü Belirtileri
Çocuklarda reflü belirtileri sindirim sistemini ve solunum sistemini ilgilendirenler olarak iki grupta toplanır. Sindirim sistemi ile ilgili genellikle safrasız kusmalar, öğürme, büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi belirtiler görülür. Solunum sistemi ile ilgili de öksürük, solunum sıkıntısı, solunum durmaları, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, astım benzeri belirtiler görülebilir. Bu çocuklarda ağız kokusu, diş çürükleri, yemek borusunda asit etkisi ile ortaya çıkan uzun süreli hafif kanamalara bağlı demir eksikliği kansızlığı görülebilmektedir. Çocuklar sıklıkla defalarca geçirilmiş akciğer enfeksiyonları ve asit etkisi ile ağrılı beslenme, kusmalarla zayıf ve hastalığa meyillidir.
Nörolojik hastalığı olan çocuklarda ise sürekli olan kasılmalar reflüyü tetikler. Kasılmalar ve reflü hastanın kalori ihtiyacını arttırır. Reflüye bağlı yetersiz beslenme hayat kalitesini olumsuz etkiler. Bu hastalarda daha konforlu bir yaşam için reflü tedavisi önerilir.
Çocuklarda Reflü Tanısı
İyi alınmış bir hastalık öyküsü reflü tanısına yönlendirme açısından önemlidir. Diğer taraftan tanının desteklenmesi ve tedavi sürecine geçilmesi için bazı testlere ihtiyaç duyulur;
- Özofagus-mide-duodenum(ÖMD) grafisi, yemek borusuna ağız yoluyla verilen, röntgende de görülebilen, sıvı bir ilaç sayesinde mideden yemek borusuna doğru olabilecek kaçak tespit edilir. Çalışma sırasında iki kez reflü görülmesi veya tek reflüde ilacın yemek borusundan boşalmasında yetersizlik görülmesi tanı koydurur.
- 24 saat pH monitorizasyonu, burundan mideye gönderilen asit düzeyini ölçebilen özel bir kateterle, 24 saat içinde yemek borusuna yönelik asit kaçağının şiddeti tespit edilir. Reflü tanısı için altın standart özelliğinde bir testtir. Yemek borusu pH değerinin 24 saat içinde, 60 dakikadan fazla 4.0 ve aşağısında kalması reflü tanısı için yeterlidir.
- Yemek borusu manometrisi, yemek borusu içindeki basınç değişiklikleri ölçülür. Yemek borusunun alt ucunun yeteri kadar kasılamayıp mide asidinin geçişini engelleyememesini göstermesi açısından değerlidir.
- Mide boşalım sintigrafisi, mide boşaltımı yavaş olan hastalarda mide çıkışına ek bir işlem yapılıp yapılmamasını göstermesi açısından kullanılır.
- Endoskopi, yemek borusunda oluşan yanıkların tespiti için gerekebilir.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Tedavisi
Günümüz tıp pratiğindeki iki gelişme reflü tedavisinde çığır açmıştır. Birincisi proton pompa inhibitörü denilen mide asit salgısını etkin bir şekilde azaltan ilaçların keşfedilmesi, ikincisi ise ameliyatların laparoskopik, yani kapalı metodla yapılmaya başlamasıdır.
Reflü tedavisinde öncelik ameliyatsız alınan tedbirlere verilir. Reflü olan bebeklere daha koyu kıvamlı mama verilmesi, dik beslenmesi, az ve sık besleme ile yüzükoyun yatma önerilir. Bu yaklaşıma 3-4 hafta devam edilir. Kusmalar geçmezse, mide boşaltımını hızlandıran ilaçlar ve mide asit salgısını azaltan ilaçlar tedaviye eklenir.
Aşağıdaki durumlarda cerrahi tedavi önerilir;
ok22Çocuğun ilaç tedavisine rağmen kilo alamaması
ok22Sık sık akciğer enfeksiyonları geçirmesi
ok22Solunum durması (apne) nöbetleri geçirmesi
ok22Yemek borusu tahrişine bağlı olarak oluşan kanama ve beslenme yetersizliğine bağlı şiddetli kansızlık
ok22Büyük çocuklarda; yemek borusu tahrişine bağlı göğüs ağrıları iştahsızlık ve kilo kaybı
ok22Yemek borusu tahrişine bağlı darlık gelişmesi
ok22Solunum yollarına sit kaçışına bağlı akciğer enfeksiyonları
ok22Yemek borusu tahrişlerine bağlı kanamalar
ok22Mide fıtıkları
Çocuklarda reflü hastalığında tercih edilen cerrahi tedavi yöntemleri erişkin hastalar ile paralellik göstermektedir. Erişkinlerde günümüzde olduğu gibi laparoskopik kapalı ameliyat yöntemleri öncelikle tercih edilir. En sık tercih edilen yöntem laparoskopik Nissen fundoplikasyonudur. Bu ameliyatta midenin en üst kısmı, yemek borusun en altında karın içindeki bölgenin etrafına sarılır. Reflü sırasında bu sarılan kısmın mide sıvısı ile dolarak yemek borusunu sıkıştırıp asidin yukarı doğru kaçışını engellemesi beklenir.
Bu ameliyatların başarısı %85 ile 94 arasındadır. Ameliyattan sonra gaz sıkışması sendromu, hızlı mide boşaltımı sonrası hazımsızlık, kusamama ve küçük hacimli beslenme gibi şikayetler görülmekle beraber genellikle 6 ayda kaybolur.
Read more about Çocuklarda Reflü Hastalığı | Çocuklarda reflü belirtileri sindirim sistemini ve solunum sistemini ilgilendirenler olarak iki grupta toplanır. Sindirim sistemi ile ilgili genellikle safrasız kusmalar, öğürme, büyüme gelişme geriliği, huzursuzluk, yeme de isteksizlik, göğüs yanması, kanlı kusma, yemek yerken ağrı hissi gibi belirtiler görülür. Solunum sistemi ile ilgili de öksürük, solunum sıkıntısı, solunum durmaları, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, astım benzeri belirtiler görülebilir. by www.refluameliyati.net
Çocuklarda, GÖR en sık yemek borusu hastalığıdır. 6 aydan küçük bebeklerin %40 nda, 6-9 ayda % 40-70’inde var olduğu düşünülmektedir.
Bu sıklık giderek azalarak % 10 a düşer. Ancak yukarıda da belirtildi gibi reflü ancak yakınmaları ortaya çıkardığında Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) olarak adlandırılır. Bu durum bebeklerin 1/300’de ortaya çıkar. Daha büüyk çocuklar için net rakamlar yoktur. Ancak reflünün tüm çocuklar arasında % 15 oranında bulunduğu ve reflü hastalığının ise çocukların % 3-5 nde var olduğu tahmin edilir. Ama bu bir tahmindir. Teşhisine ait problemler, doğru olmayan teşhislerle gereksiz ilaç kullanımları bu oranın kesinliğini ortadan kaldırmaktadır.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Bulguları
Ne zaman çocukta reflü hastalığından şüphelenelim ? Bu aile için de doktor için de bir sorundur. Çünkü ailenin yakınmasını anlatamayan bir bebek ve çocuğunda böyle bir şeyi düşünmesi pek olası değildir. Bu konuda ancak magazinel bilgilere sahiptir. Doktor için ise ? Maalesef bebeklerde özellikle olmak üzere çocuklarda da doktor arkadaşlarımız bu teşhis için hangi aşamada düşünülmesi gerektiğine karar vermekte zorlanmaktadır. Çünkü hastalık bir mide-barsak yakınması olduğu halde bazen hiçbir bulgu olmadan direk nefes yolu yada boğaz bulguları ile çıkabilmektedir. Hatta solunum yakınmaları (astım ..vs) da reflüye ve reflü ise solunum bulgularına neden olur. Yani “tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan ??????” denebilir buna.
Bu nedenle reflüye ait bulguları çocuklarda yaş gruplarına göre sınıflayarak göz önüne almak gerekir.
1.Bebeklerde reflü hastalığı sıklıkla kusma, huzursuzluk kilo kaybı ile çıkar. Çünkü mide içeriğinin yemek borusuna geçişi özellikle yatar pozisyonda olur ve geçince orada oluşturduğu tahrişi çocuk ağlayarak belli eder. Bazen çocuklar ağlayarak geceleri uyanır. Bazen bu reflü yutağa kadar gelerek östakiyi etkiler ve yineleyen kulak iltihapları ile de çıkabilir. Bazen ise sadece kronik ses kısıklığı, öksürük ve hırıltılı nefes alıp verme tek bulgu olabilir.
2.Erken çocukluk dönemi dediğimiz oyun çocukluğu (okul öncesi) döneminde ise çocuklarda sıklıkla karın ağrısı, mide bulantıları, midede yanma, göğste kalp bölgesinde yada iman tahtası denen orta hatta ağrı olabilir. Ancak bu yakınmalar hiç olmadan kronik ses kısıklığı, öksürük, sinüzit olarak çıkabilir. Hatta yalnızca yineleyen bronşit ile astım benzeri tablo ile gelebilir. Hastalar yıllarca astım teşhisi ile tedavi almış olabilir. Yutağa kadar gelmiş mide içeriği dişlerde kalarak çürüğe neden olabilir. Bu nedenle bazen diş çürükleri bu dönemde reflü bulgusu olabilir.
3.Okul çocukluğu döneminde ise yine sıklıkla karın ağrısı, mide bulantıları, midede yanma, göğsde kalp bölgesinde yada iman tathtası denen orta hatta ağrı olabilir. Ancak burada daha yüksek orandaki çocukta ise daha çok kronik ve astım bulguları ve ayrıca ses kısıklığı, sinüzit olarak çıkabilir. Hatta yalnızca astım tablosu olabilir. Bu nedenle tedaviye dirençli yada sürekli nüks eden tüm larenjit, kulak iltihabı, astım da hele alerjisi yoksa reflü hastalığı akla gelmelidir. Ayrıca yine yutağa kadar gelmiş mide içeriği dişlerde kalarak çürüğe neden olabilir. Bu nedenle bazen diş çürükleri bu dönemde reflü bulgusu olabilir.
4.Daha büyük çocuklarda ise karın ağrısı, mide yanması ve ağza acı su gelmesi net tarif edilebilir. Ancak bu çocuklar sıklıkla maalesef gastrit ve ülser teşhisleri ile tedavi ve izlem alır. Geçici düzelmeler olur ama sürekli nüks eder. Bu mide barsak bulguları yanında çok sık oranda ses kısıklığı yakınları vardır. Hatta bunların gırtlağına bakınca orada reflünün yaptığı harabiyet net bir şeklide görülür. Bu nedenle özellikle alerjisi olmayan tedaviye dirençli yada sürekli nüks eden tüm larenjit, kulak iltihabı ve astım da reflü hastalığı akla gelmelidir. Gece mide ekşime, yanma ve göğüz ağrısı ile uyanabilirler.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Teşhisi Nasıl Konur
Teşhisde her zaman bütün çocukluk çağı hastalıklarında olduğu gibi anne-babadan şikayetleri çok iyi bir şeklide dinledikten sonra şüphe duyuluyorsa tetkie geçilir. Ama her kusan veya kilo alamayan çocuk reflü demek değildir. Hele bebeklerde çok sık oranda beslenme hataları kusma ve kilo alamamaya neden olabilir.
Reflü düşünülen hastada eğer yapısal bir anomallik düşünülüyorsa ilaçlı mide-barsak filmi (özafagus-mide düodenom grafisi) çekilebilir. Sintigrafik olarak nükleer tıp metodu kullanılabilir. Ancak bu yöntemin güvenirliği ve hassasiyeti pek kabul gçrmez. Ancak bu gün için eğer gerçekte reflü düşünülüyorsa yapılacak en önemli test çocuğun yemek borusun çok ince bir kablo ucu (prob) koyarak mideden gelen asiti ölçebilen cihazla ölçüm yapmaktır. Buna “24 saatlik ph monitorizasyonu” denir. En kıymetli testtir. Ancak yemek borusundaki basınç, kasılma ..gibi fonksiyon ve testlere bakan diğer yöntemler de vardır.
Çocuklarda Reflü Hastalığının Tedavisi
Reflü hastalığında tedavisinin temel amacı yakınmaları gidermek ve yemek borusundaki veya diğer bahsedilen bölgelerdeki yangıyı iyileştirmektir. Tedavisinde en önemli yöntem uygulanır:
i. Yaşam koşulları ve beslenmeni düzenlenmesi
ii. İlaç tedavisi
iii. İzlem ve koruyucu önlemler.
iv. Cerrahi tedavi
Yaşam koşullarının değiştirilmesine yönelik önlemler tedavinin ilk basamağını bu önlemler oluşturmaktadır. Öğün miktarlarının küçük tutulması, ideal vücut ağırlığının korunması, akşam yemeklerinin yatmadan en az 2 saat önce yenmesi, yemeklerden sonra en az 1 saat yatar pozisyon alınmaması, yüksek yastık kullanılması önlemler arasında yer alır. Bunun dışında gaz ve asit içeren gıdalar, domates, gazlı içecekler, kola, kahve, yağlı gıdalar, çikolata tüketiminden kaçınılmalıdır.
İlaç tedavisinde KÖS kasılmasını arttıran ve mide asid salgısını azaltan ilaçlarreflü hastalığının hem tipik hem de atipik bulguları için en sık ve en etkin olarak kullanılan ilaçlardır. KÖS kasılmasını arttıran ilaçlar yemek borusunun hareketini düzenler. Ama tümü çocuğun yaşına uygun ve etkili olanlardan seçilmelidir ve bunu doktor yapmalıdır.
Tıbbi tedavi ve önlemlerle bulgulara hakşm olunamayan ve bunun yanında ciddi geriye dönüşümsüz zararlara yol açan hastalarda cerrahi tedavi (ameliyat) düşünülebilir. Bu ameliyat oldukça basittir. Hatta kapalı ameliyat sistemleri (laporoskopik) ile de yapılabilir.
Ancak hem tıbbı tedavi hem de cerrahi tedavilerde nüks söz konusu olabilir. Bu nedenle reflülü çocuklar uzun süre izlenmeli, koruyucu önlemler devam ettirilmeli ve yaşam tarzına ait düzenlenemeler sürdürülmelidir.