Çocuklarda Saldırganlık

NevresteNevreste hesabı doğrulanmış üye.

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
Katılım
16 Ağustos 2010
Mesajlar
294.874
Emoji Skoru
607.455
Puanlar
1.098
Yaş
43
Yer
Malatya
72739.jpg

Saldırganlık, bilerek ve isteyerek başka insanlara ya da nesnelere zarar verme eylemidir. Önemli bir sosyal problemdir. Toplumda kesinlikle kabul görmeyen bir davranıştır.

Saldırganlık eyleminde önemli olan sonuca ulaşmak değil, eylemin bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Örneğin, karşıdaki kişiye bilerek bir cisim fırlatıldığında o kişiye çarpmamış olsa dahi bu davranış saldırganlık olarak kabul edilir. Çünkü bilinçli olarak karşı tarafa zarar verme amaçlı fırlatılmıştır.


Saldırganlık sadece fiziksel anlamda olmaz. Çirkin bir söz, iftira, karşıdakinin onurunu kıracak sözler de sözel saldırganlığa girer.

Okul çağı öncesindeki 0-6 yaş grubundaki çocuklarda daha çok sözel saldırganlık mevcuttur. Okul çağındaki 6 yaş üstü çocuklarda saldırganlık eyleminin sözel saldırganlıktan fiziksel saldırganlığa doğru kaydığı görülür. Erkek çocuklar, kız çocuklara göre daha saldırgandırlar. Çünkü saldırganlığın hormonal düzenle alakası vardır. Erkeklerdeki testosteron hormonu, genel olarak erkeklerin kadınlara göre daha saldırgan davranışlar sergilemesine sebep olur.



1703.jpg

Karakteristik özellikleri nedeniyle bazı çocuklarla uğraşmak çok zordur. Bu tür çocuklar toplumda zor çocuklar olarak nitelenir. Çevreye karşı daha çok çığırtkan ve geçimsizdirler. Bu zor diye tanımlanan çocuklar diğerlerine göre daha saldırgan bir tutum içindedirler.

Çocuklarda saldırganlık eylemi sırf karakterlerinden kaynaklı değildir. Yetiştikleri aileye, yetişme şartlarına, kardeşleriyle ve diğer aile bireyleriyle olan iletişim tarzlarından da kaynaklanmaktadır.

Eğer anne baba disiplinli olmayı, açıklamalarda bulunmak, sözel olarak ifade etmek yerine, fiziksel cezalandırmak olarak çocuğa sunuyorlarsa çocuk iki sebepten saldırgan olur.

-Çocuk anne babayı örnek alır ve fiziksel saldırgan davranışlarda bulunur.

-Ev ortamındaki iletişim şekli saldırganca olduğundan çocuğun bu davranışı ödüllendirilmiş olur ve çocukta pekişir.

Anne babalar, aile içi iletişimde dikkatli davranarak çocuğun ruhsal gelişiminin olumlu olmasına katkıda bulunmalıdır. Birbirlerini ve diğer aile bireylerini azarlamadan, fiziksel zorlamalarda bulunmadan konuşma yolunu kullanmalı ve çocuklara örnek olmalıdırlar.

Çocuklar boş plak gibidirler. Aileden ve çevreden öğrendikleri herşeyi kaydederler. O yüzden ne verirsek onu alır, nasıl davranırsak onu öğrenirler. Başta anne baba olmak üzere sevdikleri insanları taklit ederler. Çocuklara ya da onların yanında başkalarına fiziksel ya da sözel şiddet uygulanmamalı. Şiddet içerikli televizyon programlarından uzak tutulmalıdır. Sebep her ne olursa olsun, sorunların çözümünde çocuğa sevgiyle yaklaşılmalı, güzel sözlerle ikna edilmelidir.


Kaynak:estanbul
 
Back