Çocuğuyla İyi ilişkiler Kurabilmiş Anneler Anlatsın

marjinalfaydali

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
24 Eylül 2009
2.535
68
163
Ankara
Merhaba. Ben çocuk istemeye çalışan ama henüz istemeyen birisiyim. 2-3sene sonrası için kendime çocuk istetmeye çalışıyorum, çünkü çocugum olmadıkça tam anlamıyla kendi hayat meşgalem başlamamış gibi hissedeceğimi biliyorum. Çünkü kendimle ilgili bir çok şeyi hallettim ve istediğim pek birşey kalmadı hayatta. Bir çocukla baştan başlamak güzel olur diye düşünüyorum bi taraftan.Ama diğer taraftan da kendi annesi ve babasıyla pek iyi ilişkileri olmayan birisi olaran kendi doğuracağım çocukla nasıl iyi diyalog geliştirebilirim, nasıl en yakın arkadaşım yaparım, ben de ona olurum bilmiyorum. Sabır duygum zaten sııfırın altında :kedi:

Sizden ricam, çocuğuyla, hangi yaştan olduğu farketmez, iyi ilişkiler kurabilmiş, birlikte vakit geçirirken bunu sadece annelikten doğan bir sorumluluğu olduğu için değil de, gerçekten kendisi de keyif aldığı için yapan, oflamayıp, öflemeyebilen annelerin somut olarak annelik günlerini anlatmaları. Gündelik yaşamla ilgili örnekler de olabilir, tamamen ruhsal ve psikolojik yakınlık anlamında da olabilir. Çocukla iyi ilişki kurabilmiş sanatkarlar, bu sanatlarını bizle de paylaşırlar mı ?
 
güzel farklı bir konu ve bakış açısı olmuş,
canım öncelikle annelik kadının doğasında vardır,
daha bebeğin içine düştüğü ilk anda sarıverir seni,
başka çocuklara karşı olan sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün kendi çocuğunda kesinlikle olmaz,
ha tabiki zor zamanlar oluyor bebek büyütürken,yada eminim ileride ve hatta ergenlik döneminde,
ama ben de herşeyini tamamladıktan sonra bebek sahibi olmuş biri olarak en içten duygularımla sana da tavsiye ederim,
tabi bebebğinle ve çocuğunla iyi bir iletişim kurabilmenin en önemli unusur onunla konuşmak ve empatidir,
daha bebeğin karnındayken sesini duymalı,şarkılarınla sesine aşina olmalıdır,
doğan bebeğin yine senin sesinle sakinleştikçe,
birilerini yabancılaşıp senin koynunda sakinleştikçe sevgin kat be kat artacak,
çocuğun büyüdükçe onunla konuşmak,yaşadığı şeyleri kendi sıkıntın gibi görüp,empati yaparak sabır ve sakinlikle onu yetiştirmek bence bu maddi dünyada elimize geçecek en güzel manevi duygu,
annelik her kadının tatması gerekten tarifsiz birşey,
zor ama çok güzelll..
 
Çocukları seviyormusun? öncelikle bunu sormak istiyorum..
Tabiki insanın kendi çocuğu başka oluyor,onu bir görev olduğu için sevmiyorsun..
ona bir sorumluluk olduğu için bakmıyorsun..
bu sevgi bu özveri deği lsenin içinden kendiliğinden geliyor ve sorgulamıyorsun bile..
ama benim sorumdaki amaç farklı,çevrsesindeki çocukları sevmeyen,onlarla güzellikler paylaşamayan kadınlar kendi çocuklarında bir görev gibi davranıyorlar..bu benim çevremdeki gözlemlerim..
 

Haklı olabilirsin canım, çocukları çok da sevdiğim söylenemez. Yani öyle oturup saatlerce oynayamam bir çocukla. Ama sevmek istiyorum aslında. Yani anne babamdan öğrenmedim ben öyle çocukları sevmeyi filan. Seven insanlarla bir arada olmaya çalışıyorum, ve bu konuyu da açma sebebim o aslında. Çok fazla fırsatım olmadığı için öyle insanlarla bir arada olmaya, bir de sevenlerden dinleyim dedim.
 



İşte bu sözünüz önemli,istemeniz yani
örnek verdiğim kişilerde bu istekde yok,sadece olması gerektiği için çocuk istiyorlar..
Sizin sevmek istiyorum aslında diyebilmeniz bile ,bir çocuğunuz olduğunda her şeyin çok farklı olacağını anlatıyor.
Emin olun kendi çocuğunuzu yerlere göklere sığdıramayacaksınız,kendi anneniz-babanızıda atın kafanızdan,
hatta siz sevgi görmediğiniz için çocuğunuza herkesden çok sevgi gösterirsiniz..
 
cok guzel bı konu olmus cok guzel anlatmıssın ıcındekılerı...
oncelıkle Allah ısteyen herkese cocuk nasıp eder ınsallah... anne olmak kadına kadınlıgını gosteren en guzel şey...
zor mu,evet çok zor...
5 aydır dogru duzgun uyudugum soylenemez...
kendıme eskısı gıbı vakıt ayıramıyorum...
kafama estıgımde sahıle cay ıcmeye ınemıyorum...
cogu zaman ewımın ısını,yemegımı yetıstıremıyorum.
eskıden dagınıklıktan nefret eden ben sımdı o dagınıklıgın ıcınde yasıyorum gıkımı cıkarmadan.
vucudum eskısı gıbı guzel degı,fazla kılolarımdan kurtulamadım,catlaklarım var...
daha bı bu kadar sey sayabılırım sana...
ama butun bunlar bı yana,ben ANNEYIM.
gucluyum,sabırlıyım,kayıtsız sartsız sevebılme yetenegım war.
mınıcık bı bebegın nefesi benım yaşama sebebım...
hıc bısey benı onun gulumsemesı kadar mutlu etmıyor...
bıraz gecmıse bakalım.
aslında son derece agresıf,sabırsız,mukemmelıyetcı,tıtız bı yapım wardır.
ama bebegıme karsı olan sabrıma ben bıle sasırıyorum.
o yemeden ben doymuyorum. o gulmeden gulemıyor,uyumadan uyuyamıyorum...
o agresıf,sinir yumagı zeynep degılım artık.
hayatımın gercek bı amacı war. dolu dolu yasıyorum...
arkadasım anne olmak aslında kelımelerle anlatılamayacak kadar yüce ve guzel bı duygu. ben sana kendı ıcımden geldıgı gıbı ozetlemeye calıstım...
GERÇEK AŞK...
annelık ıste bu. kayıtsız sartsız gercek dolu dolu bı aşk...
Rabbım hıc bı kadının kucagını boş bırakmasın...
 
merhaba canım
çocuk istemeye çalışma çünkü öyle bi zaman geliyor ki hiç aklında yokken evet hazırım diyosun.bunun için özel bi hazırlık yapmana gerek yok.

ben hamile kaldıktan sonra çok yakın bi dostum bana hamilelik günlüğü hediye etmişti. ve günlüğün başında anne olmaya hazırmısınız diye bi bölüm vardı. o bölümden aklımda kalanlar sana yardımcı olabilir.

en aklımda kalan bölüm de şu ki ; her gece 2,5-3 saat arayla kalkıp kucağınıza 3-4 kilo bir apırlık alın ve 15-20 dakika evin içinde gezin.

bir diğeri bir hafta boyunca hiç evden çıkmadan bütün sosyal aktivitelerinizden ve en sevdiğiniz tv programlarınızdan feragat edin.

haftalarca aynaya bakmadan yaşayabilirmisiniz? eyvahedigeldismile


tabi bunların gerçekli payı nedir bilinmez ama aslolan şu ki ANNE olduğunu hissettikten sonra bunların çok ta bi önemi kalmıyor. evet hazırım dediğinde bunla vız geliyor. çünkü ona aşık oluyosun :kedi:
 
limonağacı, tam da eski beni anlatmışsın. ben de senin gibi, belki de senin nedenlerinden dolayı çocuk sahibi olmayı düşünemedim. hep hazır olmayı bekledim, hazır olmalıydım ki çocuğuma gereken sevgiyi verebileyim. hatta sevgi kadar önemli ona hayat yolculuğunda rehberlik etmeyi öğretebileyim. ama o hazır olacağım günler hiç gelmedi. bir gün bir çocuk yetiştirme kitabı okudum, öyle güzel anlatmıştı ki çocuklara nasıl rehberlik edilir diye, bütün korkularım uçtuuu gitti. bebek sahibi olabilirim, ona iyi bakabilirim diye düşünmeye ve bebek istemeye başladım. oldu da :) harika bir çocuk sahibi oldum, allah hepimizinkini korusun, çok güzel bir şey. ama başlangıcı harika değildi, hatta açtığın konuya harika duygularını yazanların hissettiklerini hissetmedim. hem hamileliğimde hem de doğumdan sonra. harika bir hamilelik ve şiir gibi bir doğum geçirdiğim halde hemde. benim oğlumu sevmem zaman aldı. nefret de değildi, üzerine titriyordum ama sanki ona bakmayı görev gibi görüyordum. o doymazsa görevim yerine gelmemiş demekti. üstelik kitaplarda okuduğum kadar kolay da uyumuyordu. o ağladıkça görev tamamlanmamış, o uyuyunca görev bitmiş demek oluyordu. çok sorguladım kendimi hani en büyük aşktı, hani gözüm başka birşey görmeyeccekti. evet gözüm başka bir şey görmüyordu ama aşktan değil fırsatım olmadığındandı. banyo yapmak hatta tuvalete gitmek lüks olmuştu, kaç kere gidemediğim için kabız oldum. bir keresinde 23 gün dışarı çıkmadım, off depresyonun dibine vurdum. sonra işe geri döndüm, yavaş yavaş kensdime gelmeye başladım. pijamalarımın dışında, makyajlı ve saçlarımı fönlü gören bakıcımız bana "aaaa siz yaşlı değilmişsiniz" diyiverdi :)) ben rahatladıkça oğlumun sevgisi içimde büyümüş, özellikle 13-14 aylıktan sonra onunda size verdiği tepkiler arttıkçadah daçok sevdim. şimdi herşeyim. artık onu çokkkkk seviyorum, şimdi de ikinciyi bekliyoruz :)
 
Aslındaa insan nelerle karşılaşacağını bildiğinde sorun da kalkıyor ortadan.. İlk 3 sene gerçekten sabır isteyen yıllar.. Uyku düzeni, mama saati oturtma, diş çıkartma, aşılar, rahatsızlıkları, tuvalet eğitimi, 2 yaş sendromu v.s...

Ama diğer taraftan bakarsanız olaya en keyifli zamanları da bu ilk 3 yıl.. İlk gülüşü, ilk dişi, ilk emeklemesi, ilk oturması, ilk sözcükleri...

Yani çocuk biraz da sizin sabrınıza, uyku sevip/sevmemenize, gürültüye tahammülünüze göre değişen bir istek..
Mesela ben sabah uykusu uyumadan yapamam derdim, şimdi saat 7 de hepbirlikte kalkıyoruz, artık çok uykusuzluk sorunu yaşamamaya başladım.. Biraz büyüdükçe mantıklı konuşmaları, yardımları ile gerçekten sizden bir parça olduğunu hissediyorsunuz..

Kısacası annelik güzel şey :1hug:
 

alkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkisalkis
 

Çok gerçekçi anlatmışsınız, çok teşekkür ediyorum. Sanırım bi gün çocuk düşünsem de en başta sizin yaşadıklarınızı yaşıcam ve sizin anlattıklarınız sayesinde bundan korkmamayı başarcam.Biliyorum çünkü kendimi, mutlaka dicem, ne güzel keyfim yerindeydi, başıma buyruktum,rahattım, hiç de o kadar doğar doğmaz annelik güdüleri fışkırmıcak benden.Dediğiniz gibi sadece sorumluluk olduğu için , yapmam gerektiği için yapıcam. Ama sonra sonra sevmeye başlıcam büyük ihtimalle. Aslında biraz da bebeklik değil de , daha büyük yaştaki çocukların anneleri anlatsa ya bize birşeyler.Benim en büyük korkularımdan biri çocuğumu parka götürdüğümde saatlerce salıncaka binen ama benim çocuguma hiç sıra vermeyen kavgacı çocuklar filan :2: O çocuklarla başetmek, analerıyla başetmek, bi taraftan kibar kalabilip çocuğuma ezilmemeyi de öğretmek. Ya da dünyayla ilgili benim bile düşünüp halen cevabını bulamadığım sorularına nasıl cevaplar verecegim beni düşündürüyor.

Bu arada, sadece bu yazıyı alıntı yaptım diye tek teşekkürü banu'ya ediyorum sanılmasın.Gerçekten çok güzel cevaplar ve tecrübe paylaşımları gelmeye başladı. Herkese teşekkür ediyorum a.s.
 
işin sırrı rahat olmakta sanırım. ne yapacağım endişeleri, ben bunun da üstesinden gelirime dönüşünce rahatladım; rahatladıkça kalbimde o ufacık ayakların sahibine yer açıldı. endişe imiç yüreğimi karartan. ya hata yaparsam, ona zarar verirsem, hakkını koruyamazsa, hak yerse, sorumluluk almayı öğretemezsem, şımarık olursa, ezilirse vsvsvs. bu vesveseler beni çok yordu, yıprattı. ama şimdi takip ettiğim üç kişinin kitabı var. çok dağılmıyorum kitap ve uzman konusunda çünkü herkes farklı yaklaşımda bulunabiliyor. bu üç kişi biraz benim felsefeme yakın eğitim anlayışı var, bir de tavsiyelerinin olumlu sonuçlarını da görüyorum. bunları paylaşayım burada:
tracy hogg- bebek bakım sorunlarına mucize çözümler
sahiba paktuna keskin
elizabeth pantley- çocuğunuzla işbilrili yapabilme
üstesinden gelebilirim dememe bu kitaplar yardımcı oldu- orada benim yaşadığım sorunlar bahsediliyordu ve harika çözümler de vardı. demek ki çocuk böyle bir şeymiş dedim k endi kendime ama en nihayetinde önümü de görebilmeyi başarmıştım. böylece yüreğimdeki korkuların yerini oğluşumun sevgisi kapladı. şimdi keyif alıyorum onunla vakit geçirmekten. eskiden zevk aldığım bir çok şey geride kaldı ama onları aramıyorum, sadece haftada bir kaç saat sadece kendime vakit ayırmaya çalışıyorum ki sadece anne değilim :) yine uzatmışım konuyu, her neyse umarım sana bir faydası olmuştur :)
 
Henüz 2.5 senelik anneyim ben ama 9 aylık hamileğide sayarsak 3 seneden fazla.
Annelik daha rahmine düştüğü ilk andan itibaren başlıyor. Onun varlığını kesin olarak bilmediğinde bile hissediyorsun. Hamilelikle yaşadığın tüm sıkıntılar hiç gözünde olmuyor, yeter ki diyorsun bebeğim sağlıkla gelsin. Normal zamanda katlanamayacağın bulantılar hamileyken tatlı zorluklar oluyor. Normal zamanda seni depresyona sokabilecek kilo alımları hamileyken pek şeker oldum demene sebep oluyor.
Bir kadın hayatı boyunca görünemeyeceği kadar güzel oluyor hamileyken.
Sonra doğum. Hayatın boyunca yaşayabileceğin en büyülü an. Deli gibi aşık olduğun adam bile sana o anın yaşattıklarını yaşatamaz ne yaparsa yapsın. Daha doğalı birkaç saat olmuşken kimse sana bebeğinin baktığı gibi güzel bakamaz.
Ne yazılabilir ki başka ne yazsam anlatamam bu duyguyu sana. Daha önce yazdığım yazıları okumaın tavsiye ederim belki biraz anlarsın beni. Profilimde link var kızımın sitesine ait.
Sabır konusuna gelince. Çok çok büyük sabırlar gerektiriyor bazen annelik. Ama öyle birşey ki birden Rabbim sana peygamber sabrını bahşediyor. Dünyaya kafa tutacak derecede güçlü olmanı sağlıyor.
Uzatmaya gerek yok aslında. Biz ne yazarsak yazalım sen yaşamadan bilemeyeceksin.
Yaşadığında da adım gibi eminim keşke ertelemeseydim diyeceksin.
Umarım sağlıkla verir Rabbim bebeğini sana.
 
çocukları cok seven ama evlendıkten sonra 5 sene cocuk ıstemeyen bır estım :) evlendıkten 5 ay sonra hamıle kaldım ve hıc bır belırtısı yoktu. sadece ruyamda bır erkek cocugunun belıme sarıldıgını anne cok üzlüyorsun nolur üzülme deyıp aglaması benı eczaneye yoladı:ecrin_bebek:
gdıp test aldım ve yaptım sonuc pozıtıf ben soktayım. 2 tane daha aldım ve yıne bebek var. bilmiyorumkismile
napayım ne edeyım derken elım karnımdan bır an ayrılmadı.esımı eve cagırıp soyledımde oda soka grdı.bilmiyorumkismile
dedı emın mısın hazırmısın cocuga:ecrin_bebek:
ne yanı aldırayımmı deıdm lmaz: aldırman ııcn deıl ıstemedıgın ıcın soyluyorum derken o ben coktan cocugumla ılgılenırken operken kokusunu alırken buldum kendımı. ve o andan ıtıbaren annelık cöktu. aslında o ruyadan uyandıgım an hıssetmıstım annelıgı.
kı bende sabır sınır esıgı cok dusuk bırıyımdır. kızım su an 34 aylık ve 2 haftadır ayrıyım ondan kızım tatılde.:bbo:
esımle ben her gun salya sümük gezıyoruz. cok ozledık bı tanemızı..
yanı dıyecegım o kı kendı cocugunda olsa kızıyosun bagırıyosn yerı gelıyor.. ama onun bakısı annemmm deyıp sarılması, uyurkenkı o guzellıgı, hatta altına kaka yaptıgında herkes öffffffffff cok pıs koktu dedıgınde sen ohhhh miss gbı kabızlık cekıyodu nıhayet yapabıldı yavrum dıye sevınebılmelerın...
cocugunu sevmeyen anne yoktur. anca ıletısımsız anne vardır. kı zaten cocugunla arkadas olmaya calısma sen annesın.. her zaman bı ayrıcalıgın farkın olmalı zaten. anlayıslı anne olmak ıstıyorum ben...

kuzumu özledım çok...mafoldumben
 
Ben de 3.5 aylık hamileyim.Onu şimdiden çok seviyorum.İsteyerek oldu zaten.Çocuk sevmezdim eskiden nefret ederdim hatta ama içime bir heyecan bir aşk düştü ne bileyim çok istedim olsun ve hemen oldu allahtan.İçim de acaba ahlak eğitimini din eğitimini cinsel eğitimini nasıl vericem nasıl büyütücem diye paniklemiştim bu aralar.İçim ferahladı yazılarınızdan
 
teşekkür ederim hanımlar, içimde annelik duygusunun kıpraşmasını sağladınız :) ama aslında benim konuyu açmaktaki amacım, sizin hislerinizden çok, etrafınızdaki anne çocuk ilişkilerinde yanlışlık olarak görüp, sizin doğru yaptığınızı düşündüğünüz şeyleri paylaşmanız. yani siz herhangi bir durumda çocugunuza nasıl davranıyorsunuz da , başka bazı olumsuz davranışı olan çocuklardan farklı bir şekilde iyi, olumlu, huysuzluk etmeyen , mutlu birisi oluyor sizin çocugunuz?
 
baskasının yanlısı senın dogrun olabılrı cnm bunlar göreceli seylerdır..
cocukların mutluluguda apayrı seylerdır. mesela ben kızıma 1 cıcek koparsam cok mutlu olur.. anca yasayıp ogreneceksın... en guzelı :ecrin_bebek:
 

genelde çocuğum için mutlu, huysuzluk etmeyen, şirinlik delisi diye yorum yapıldığı için soruna kendimce cevap vereyim istedim : )

benim çocuğuma ne kadar da mutlu bir çocuk diyen annelere baktığımda genelde çoğunun çocuğunun da mutlu olduğunu görüyorum. çünkü bir çocuğun mutluluğunu farketmek de bir yetenek ve elbette bu yeteneği çocuklarına da uyguluyorlar.

çocuğuma "ne kadar mutlu cocuk" yerine "ayy ne şanslısın hiç huysuz değil" diyen annelere bakıyorum..ve maalesef genelde ilgisiz, çocuklarının mutluluk değil sorun kaynağı olarak gören anneleri görmüş oluyorum.

çocuğumu nasıl mı mutlu ediyorum? (elimden geldiğince elbette..)
1)huzurlu bir aile ortamı sağlıyorum,
2)ona gülüyorum, ona konuşuyorum, onu dinliyorum -şimdilik çok da anlaşılır şeyler anlatmasa da -
3)ona sürekli hayır dememeye çalışıyorum,
4)onu evime ve eşyalara uydurmaya değil, dengeli bir şekilde evimi ona uydurmaya çalışıyorum. Ev ve eşyaların sonsuza kadar benimle kalmayacağını, nihayetinde her şekilde eskiyeceğini ama onun şimdi gülmesi gerektiğini düşünüyorum. (bunu yaparken evin her yerini kırabilir manasında söylemiyorum, her yere örtü serdim birde manasız şeyleri ortadan kaldırdım, onlar olmadan da oturabiliyomuşuz yani, ama onlar ortada olduğunda ya azraya kırk kere HAYIR demeliyim yada kafasını gözünü yarmasını izlemeliyim-
5)çalışıyorum.. akşama eve döndüğümde bir önceki gecenin dertlerini üzerimden atmış, uykusuzluğumu unutmuş, anne dışında da sıfatım olduğunu hatırlamış, ruhen doymuş ve çook özlemiş oluyorum..
6)babasıyla vakit geçirmesini sağlayabilmek için bazen salağa yatıyorum : ) dur-ymadım, aaa biberonu içerde kalmış, ayy çok tuvaletim geldi, ben gideyim 5 dakka markete : ) - hoş artık bunlara gerek kalmadı, 6 aydan sonra goncam kızın oyuncağı oldu -
7)seviyorum..sevdiğimi söylüyorum..öpüyorum, öpüyorum..ve yapmasını istemediğim hareketleri ona yapmıyorum.
8)bebek de olsa henüz, bağımsız hareket edebilmesi gerektiğini düşünüyorum. bezini getirebilirsin diyorum, oyuncaklarını toplayabiliriz, sen biberonunu bulabilirsin. bunu kendi başına yapabilirsin..sürekli pozitif dönüş olmuyor elbette ama deniyorum. ben çocuğunun kölesi haline gelip sonrada köle ettin beni kendine diye ona içten sinirlenmek istemiyorum. cocukda anneyle beraber onun yorgunluğunu, üzüntüsünü keşfedebilmeli, büyüdüğünde bazen rolleri değişip bana omuz verebilmeli. şimdiden kendine ait işlerin aslında kendine ait olduğunu bilebilmeli.
9)şimdilik vurmayı bilmeyen bebeğime biri vurduğunda kendisini nasıl korumasını öğretebileceğimi bilemiyorum, sanırım bu karakterinin yansıması olarak kendiğinden ortaya çıkacak. bu konuda 8. maddedeki çalışmalarıma güveniyorum :)

uff yazınca komik oluyor böyle, sanki çok bir şey biliyormuşuz gibi oluyor. halbuki ne kadar okursan oku nihayetinde iç güdüsel olarak hareket ediyorsun ve sanırım içinden gelen en doğrusu oluyor.

zaten sorundan da uzaklaşmışım : ) doğur ve yaşa limonağacı, hislerin doğru yola götürecek .. : )
 

İşte tam da duymak istediğim şeyler bunlar. Tam benim bakılmasını ve anlatılmasını istediğim yerden bakmışsın. O kadar memnun oldum ki bu konuyu okuyup yorum yazdığına kaydirigubbakcemile5 Gerçekten de çok öenmli gözlemler yapmışsın, önemli şeyler anlatmışsın. Dediğin gibi çocugun mutluluğunu önemseyecek ve bunu farkedecek anne de çok az, çocugunu kendisine yük olarak düşünmeyecek anne de az. Ama senin de bazı insanüstü yeteneklerin var sanırım. İşten gelince halen sabırlı ve enerjik bi insan olabilmek de kolay birşey değil. Yarım gün filan mı çalışıyorsun acaba ?

Bir de, tüm bu anlattıklarını nereden öğrendin ? Öncelikli şartın merak etmek ve psikolojiyi önemsemek olduğunu biliyorum. O bende de mevcut ama bende olmayan bazı şeyler var. Mesela ailemden ya da yakın çevremde kimseden görmedim böyle şeyler. Benim gördüğüm ebeveyn modelleri mutsuz çocuk büyütenlerden. Bu da malesef içinde olduğum ve kendisinden çokça farklılaştığım sosyokültürel yapıdan kaynaklanıyor ama o konuda yapabilecegim birşey yok malesef. O zaman tek seçeneğim sizin gibi gözlem gücü yüksek insanlarla hasbel kader karşılaşmak kalıyor .Ya da bazı kitaplardansa eğer , hangi kitaplar bunlar ?
 

çok teşekkür ederim canım, lafa doğru yerden başlamış olduğuma sevindim : )
maalesef insan üstü yeteneklerim yok : ) tüm gün çalışıyorum ve akşam azrayla top oynarken azra neden annesinin ikiye bi yere yuvarlandığını anlamasa da ben biliyorum tabi : )
yine de kendimi sonuna kadar zorladığım bir gerçek ama burada benim gündüz azraya bakan yardımcımın çook büyük etkisi var, akşamları ev süpürmekle geçirmek zorunda olsaydım doğal olarak bu kadar zaman ayıramazdım. o yüzden hem evde hem işte çalışan anneleri de anlıyorum. ama bende diyorum ki madem böyle bi imkanım var o zaman birde akşamları tembellik etmemeliyim. sanırım insan nefsini eğitiyor bebeği büyüdükçe.. yalnız mesela tüm akşam sadece bebeğiyle ilgilenen bir anne olduğumda söylenemez. ilk zamanlar tvyi falan kapatıyodum : ) sonra bunun manasız olduğuna karar verdim, şimdi normal aile hayatı yaşıyoruz azrada ortamızda oynuyor, arada onunla oynayıp arada laflayıp tvye bakıyoruz falan.

gelelim bunları nerden öğrendiğime : ) yine maalesef ki ne ben çok şey biliyorum ne de bunları öğrendiğim tek bir yer var : ) ama mesela ben güçlü kadın figürlü romanları çok sevdiğimi farkettim- zaten kitap okumayı da severim de - bu tarz romanlarda çok ince ayrıntılar yakalayabiliyosun. elbette çocuk bakımı hakkında da kitaplar okudum ama o minicik şey eline gelince tüm okuduklarını unutuyosun : )

ebeveyn açısından senden şanslıydım sanırım, güzel örneklerim var önümde ama bu tek koşul değil inan. insan içinden geleni yansıttığında çokca bişey bilmesine de gerek kalmıyor. sadece toplumsal baskıyı yenebilmelisin. çocuğa öyle denmez, böyle davranılmaz falan filan. kucağa çok alma şımarmasın en güzel örneği mesela. o ara sen zaten kucağına almak istiyorsundur - ki doktorlar da alman gerektiğini söylüyorlar artık - ama kafanda biri cık cık cık öter durur. sen aldırmayacaksın. içinden ne geliyorsa onu yapacaksın o an mesela.

çevreni, gördüklerini, okuyamadıklarını, duyamadıklarını unut gitsin..
şu an önemli olan kocan?
aranız iyi, yuvanız huzurlu ise..
seninde için artık bir bebek gördüğünde hafifçe titriyorsa..
içinde onu yetiştirebeilcekmiyim, Allahım nasıl büyüyecek, ya yanlış davranırsam korkuları başladıysa..
doğur gitsin..o korkular sana okuman gerekenleri okutacak, duyman gerekenlerde kulağını tilki yapacak. çevreni es geçtirecek. ve en önemlisi o içinin titremesi sana sevgi dolu güzel bakışlar verecek, cocuğuna da bu yetecek..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…