- 6 Kasım 2006
- 100
- 35
Çocuğunuzla daha çok vakit geçirin, onunla daha çok oyun oynayın; çocuğunuz daha zeki olsun. Beynin gelişimi gebeliğin ilk ayında başlıyor ve bebek 3-4 yaşına gelene kadar büyük bir hızla devam ediyor. Çocukların zeka gelişiminde, onlarla vakit geçirmenin ve oyun oynamanın önemine dikkat çeken uzmanlar, onları televizyonun zararlı etkilerinden uzak tutmak gerektiğini hatırlatıyor. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı, Pediatrik Nöroşirurji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Memet Özek, çocukluk ve bebeklik dönemindeki beyin gelişimiyle ilgili soruları yanıtladı:
Beyin gelişimi ne zaman başlıyor, bir çocuğun zeki olup olmayacağı anne karnındayken mi belirleniyor?
Gebeliğin birinci ayının sonundan itibaren, beyin dokusu taslak olarak oluşmaya başlar. Buna kafatasımızın içindeki beynin aynısı diyemeyiz; ancak minik bir taslağıdır. Birinci ayın sonunda başlayan bu taslak, gebeliğin beşinci ayının sonunda şekil olarak erişkin beynine benzer hale gelir. Tek fark, erişkin beyninin üzerinde bulunan kıvrımların, beyin girintilerinin burada yer almamasıdır; beşinci ayın sonunda beynin yüzeyi dümdüzdür.
6. aydan sonra hızlanır
Bu kıvrılmalar, katlanmalar altıncı ayda başlar. Zekanın önemli kriterlerinden bir tanesi, beynin içindeki kıvrımların ve tabakalaşmanın oluşmasıdır. Bu da altıncı ile dokuzuncu ay arasında oluyor. Beynin alt yapısı, bebek doğana kadar tamamlanmış olur. Beynin üst yapısının tamamlanması ise doğumda başlar ve 3-4 yaşına kadar devam eder. Dolayısıyla, 3-4 yaşından itibaren çocuğun beyni görüntü olarak erişkin beynine sahip olur. Doğduğumuzda beynimizde ne kadar hücre varsa, hayat boyu da o kadar hücre ile sürdürüyoruz. Yani doğduktan sonra yeni bir hücre yapısı görmüyoruz.
Bir çocuğun zeki olup olmayacağı doğuştan mı belli oluyor?
Çocuğun yapılmış olan MR'ında bir gelişme anomalisi yoksa, çocuğun zekası hakkında erken dönemde bir şey söylenemez. Beynin belli bölgelerinde kıvrımlar yoksa, tabakalaşmada bir problem varsa, çocuğun zekasının olumsuz etkileneceğini söyleyebiliriz. Ama filminde bunları görmüyorsak, bir şey söyleyemeyiz.
Onunla ilgilenin
Beyin hücreleri, çok fazla uzantıları, kolları, bacakları olan hücrelerdir. Bir hücre çevresindeki diğer hücrelerle ne kadar çok bağlantı kuruyorsa, biz buna bilimsel olarak sinaps deriz, zihinsel gelişim de o kadar iyi olur. Bu tabii zekayı etkileyen faktörlerden bir tanesi, buna bizim dışardan müdahale etme imkânımız yok. Sinaps sayısı doğduktan bir süre sonra aynı devam eder; fakat bunların sayısını dış uyaranlarla artırabiliriz. Bir bebekle konuştuğunuz zaman, sürekli olarak onunla ilgi içinde olduğunuz zaman, bu sayıyı artırabilirsiniz. Aşağı baktırmak, yukarı baktırmak, dokunmak, konuşmak, gözle takip ettirmek hep dış uyaranlardır. Bunları ne kadar çok kullanırsanız, sinaps sayısı da ona göre artış gösterir. Bebek gelişirken onu kucağınıza alıp öpmeniz yeterli değildir. Doğduktan sonra süren beyin gelişimini beslenme koşulları da etkiler. Belli mineraller ve protein yönünden zengin beslenme büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar, beslenmenin kötü olduğu coğrafi bölgelerde çocukların ortalama zekalarının daha düşük olduğunu gösteriyor.
Çocukların zekasını geliştirmek için neler yapılabilir?
Teke tek ilgi büyük önem taşır. Çocuklarla vakit geçirdiğimiz zaman, asıl hedefimiz onların ağlamasını, yaramazlık yapmalarını önlemek değil; onlarla bilgi dağarcıklarını geliştirecek ölçüde ilgilenmek olmalıdır. Özellikle üç yaşına kadar bu büyük önem taşır. Çocuğu üç saat televizyonun önüne koyup bırakmak olumsuz bir şeydir; çocuğunuzun zekasının yerinde saymasına yol açar. Üç saati çocuğunuzla oyun oynayıp basit şeyler öğretmeye harcamalısınız. Hangi hayvan ne ses çıkarır gibi; çünkü bunlar hep ilintidir. İlintileri kurabilmek ise, zekadır. Zeka, bir yerde öğrenilen bir bilgiyi bir başka yerde, doğru yerde kullanabilmektir. Çok iyi ezber kabiliyetine sahip olmak ise zeki olmak anlamına gelmez.
Çocukken oluşan beyin hasarları daha mı rahat onarılıyor?
Hasar görmüş bölgenin çevresindeki hücrelerin bir kısmı, hasarlı bölgenin görevlerini belli bir oranda üstlenebiliyor. Çocukluk döneminde, bu daha fazla oluyor; yaş ilerledikçe bu yeteneğimizi kaybederiz. Diyelim ki, kaza geçiren ve sağ eli oynatan merkezi hasar gören iki hastamız var. Biri üç, diğeri de altmış yaşında. Hasara uygun bir rehabilitasyon sürecinden sonra, üç yaşındaki çocuğun durumu çok daha iyi olacaktır.
(Alıntı)
Beyin gelişimi ne zaman başlıyor, bir çocuğun zeki olup olmayacağı anne karnındayken mi belirleniyor?
Gebeliğin birinci ayının sonundan itibaren, beyin dokusu taslak olarak oluşmaya başlar. Buna kafatasımızın içindeki beynin aynısı diyemeyiz; ancak minik bir taslağıdır. Birinci ayın sonunda başlayan bu taslak, gebeliğin beşinci ayının sonunda şekil olarak erişkin beynine benzer hale gelir. Tek fark, erişkin beyninin üzerinde bulunan kıvrımların, beyin girintilerinin burada yer almamasıdır; beşinci ayın sonunda beynin yüzeyi dümdüzdür.
6. aydan sonra hızlanır
Bu kıvrılmalar, katlanmalar altıncı ayda başlar. Zekanın önemli kriterlerinden bir tanesi, beynin içindeki kıvrımların ve tabakalaşmanın oluşmasıdır. Bu da altıncı ile dokuzuncu ay arasında oluyor. Beynin alt yapısı, bebek doğana kadar tamamlanmış olur. Beynin üst yapısının tamamlanması ise doğumda başlar ve 3-4 yaşına kadar devam eder. Dolayısıyla, 3-4 yaşından itibaren çocuğun beyni görüntü olarak erişkin beynine sahip olur. Doğduğumuzda beynimizde ne kadar hücre varsa, hayat boyu da o kadar hücre ile sürdürüyoruz. Yani doğduktan sonra yeni bir hücre yapısı görmüyoruz.
Bir çocuğun zeki olup olmayacağı doğuştan mı belli oluyor?
Çocuğun yapılmış olan MR'ında bir gelişme anomalisi yoksa, çocuğun zekası hakkında erken dönemde bir şey söylenemez. Beynin belli bölgelerinde kıvrımlar yoksa, tabakalaşmada bir problem varsa, çocuğun zekasının olumsuz etkileneceğini söyleyebiliriz. Ama filminde bunları görmüyorsak, bir şey söyleyemeyiz.
Onunla ilgilenin
Beyin hücreleri, çok fazla uzantıları, kolları, bacakları olan hücrelerdir. Bir hücre çevresindeki diğer hücrelerle ne kadar çok bağlantı kuruyorsa, biz buna bilimsel olarak sinaps deriz, zihinsel gelişim de o kadar iyi olur. Bu tabii zekayı etkileyen faktörlerden bir tanesi, buna bizim dışardan müdahale etme imkânımız yok. Sinaps sayısı doğduktan bir süre sonra aynı devam eder; fakat bunların sayısını dış uyaranlarla artırabiliriz. Bir bebekle konuştuğunuz zaman, sürekli olarak onunla ilgi içinde olduğunuz zaman, bu sayıyı artırabilirsiniz. Aşağı baktırmak, yukarı baktırmak, dokunmak, konuşmak, gözle takip ettirmek hep dış uyaranlardır. Bunları ne kadar çok kullanırsanız, sinaps sayısı da ona göre artış gösterir. Bebek gelişirken onu kucağınıza alıp öpmeniz yeterli değildir. Doğduktan sonra süren beyin gelişimini beslenme koşulları da etkiler. Belli mineraller ve protein yönünden zengin beslenme büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar, beslenmenin kötü olduğu coğrafi bölgelerde çocukların ortalama zekalarının daha düşük olduğunu gösteriyor.
Çocukların zekasını geliştirmek için neler yapılabilir?
Teke tek ilgi büyük önem taşır. Çocuklarla vakit geçirdiğimiz zaman, asıl hedefimiz onların ağlamasını, yaramazlık yapmalarını önlemek değil; onlarla bilgi dağarcıklarını geliştirecek ölçüde ilgilenmek olmalıdır. Özellikle üç yaşına kadar bu büyük önem taşır. Çocuğu üç saat televizyonun önüne koyup bırakmak olumsuz bir şeydir; çocuğunuzun zekasının yerinde saymasına yol açar. Üç saati çocuğunuzla oyun oynayıp basit şeyler öğretmeye harcamalısınız. Hangi hayvan ne ses çıkarır gibi; çünkü bunlar hep ilintidir. İlintileri kurabilmek ise, zekadır. Zeka, bir yerde öğrenilen bir bilgiyi bir başka yerde, doğru yerde kullanabilmektir. Çok iyi ezber kabiliyetine sahip olmak ise zeki olmak anlamına gelmez.
Çocukken oluşan beyin hasarları daha mı rahat onarılıyor?
Hasar görmüş bölgenin çevresindeki hücrelerin bir kısmı, hasarlı bölgenin görevlerini belli bir oranda üstlenebiliyor. Çocukluk döneminde, bu daha fazla oluyor; yaş ilerledikçe bu yeteneğimizi kaybederiz. Diyelim ki, kaza geçiren ve sağ eli oynatan merkezi hasar gören iki hastamız var. Biri üç, diğeri de altmış yaşında. Hasara uygun bir rehabilitasyon sürecinden sonra, üç yaşındaki çocuğun durumu çok daha iyi olacaktır.
(Alıntı)