- 12 Haziran 2007
- 4.523
- 784
- 363
Çocuğunuz sözünüzü dinler...
Çocuğunuzla konuşurken yakınında olun: Birçok anne baba çocuğuna başka bir odadan bağırmanın hiçbir etkisi olmadığının eninde sonunda farkına varır. Çocuğunuzla ciddi bir konuyu konuşurken, gözlerinin içine bakabileceğiniz ve dikkatini çekebileceğiniz yakınlıkta olmaya çalışın. Sofrasında yemeğini yemesini söylerken ya da yatağının başında ona iyi geceler derken, sizi daha dikkatli dinleyecektir.
Açık olun: Mesajınızı açık, basit ve otoriter bir şekilde iletin. Eğer bir konuyu fazla uzatırsanız, çocuğunuzun dikkati dağılacaktır. “Dışarısı çok soğuk. Son zamanlarda da çok hasta oldun, o yüzden kazağını giymen gerekir.” yerine, “Artık kazak giymenin zamanı geldi” demek daha etkili olacaktır.
Sözlerinizden şaşmayın: Mutlaka sözünüzde durun. Süt içmesi gerektiğini söylediyseniz, biraz sonra ona meyve suyu içirmeyin. Kardeşine vurursa ona bir ceza vereceğinizi söylediyseniz, böyle bir hareket yaptığında sözünüzde durun. Eşinizin de bu kuralları benimsemesine dikkat edin.
Bir şeyi çok fazla tekrarlamaktan kaçının. “Bardağını masanın üstüne koy” sözünü beş kez söylemektense, çocuğunuzun elini tutarak bardağı masaya birlikte koyun. Böylece, ne yapmasını istediğinizi daha iyi anlayacaktır.
Mesajınıza eşlik edecek hareketlerde bulunun: “Uyku zamanı” dediğiniz sırada ışıkları kapatır ve oyuncaklarını toplamaya başlarsanız sözünüz daha etkili olacaktır.
Uyarılarda bulunun: Arkadaşlarıyla oynamaya gitmeden önce, onu çağırdığınız zaman gelmesi gerektiğini önceden hatırlatın.
Gerçekçi talimatlar verin: “Oyuncaklarını topla” demek yerine, “Sarı legoları yerden kaldır” derseniz çocuğunuz sizi daha iyi anlayacaktır.
Onu motive edin: Bağırmak çocuğunuzun bazı şeyleri yapmasını sağlasa da, ne anne babalar ne de çocuk bu durumdan fazla hoşnut kalmaz. “Dişlerini fırçalamazsan, ağzında çürükler olur” yerine, “Eğer dişlerini düzenli olarak fırçalarsan, sevdiğin oyuncakları alabiliriz” demek onu da daha mutlu edecektir. Dişlerini fırçalamayı bitirdikten sonra, “Aferin” derseniz, çocuğunuz dişlerini fırçalamak için motive olacaktır. Çocuğunuzun fazla hoşnut kalmayacağı birşey söylediğinizi düşünüyorsanız, konuşurken ona sarılın ya da gülümseyin.
Siz de iyi bir dinleyici olduğunuzu gösterin: Okul öncesi çocuklar, ancak sizin de iyi bir dinleyici olduğunuzu gördükleri zaman sizi dinlemeyi öğreneceklerdir. Çünkü onlar sizi örnek alıyorlar. Çocuğunuzu da başka bir yetişkini dinler gibi dikkatli dinleyin. Sizle konuştuğu zaman gözlerinin içine bakın ve sözünü kesmemeye çalışın. Meşgul olduğunuz bir sırada da sizinle konuşmak için ısrar ediyorsa, en azından ona arkanızı dönmemeye çalışın.
Çocuğunuzla konuşurken yakınında olun: Birçok anne baba çocuğuna başka bir odadan bağırmanın hiçbir etkisi olmadığının eninde sonunda farkına varır. Çocuğunuzla ciddi bir konuyu konuşurken, gözlerinin içine bakabileceğiniz ve dikkatini çekebileceğiniz yakınlıkta olmaya çalışın. Sofrasında yemeğini yemesini söylerken ya da yatağının başında ona iyi geceler derken, sizi daha dikkatli dinleyecektir.
Açık olun: Mesajınızı açık, basit ve otoriter bir şekilde iletin. Eğer bir konuyu fazla uzatırsanız, çocuğunuzun dikkati dağılacaktır. “Dışarısı çok soğuk. Son zamanlarda da çok hasta oldun, o yüzden kazağını giymen gerekir.” yerine, “Artık kazak giymenin zamanı geldi” demek daha etkili olacaktır.
Sözlerinizden şaşmayın: Mutlaka sözünüzde durun. Süt içmesi gerektiğini söylediyseniz, biraz sonra ona meyve suyu içirmeyin. Kardeşine vurursa ona bir ceza vereceğinizi söylediyseniz, böyle bir hareket yaptığında sözünüzde durun. Eşinizin de bu kuralları benimsemesine dikkat edin.
Bir şeyi çok fazla tekrarlamaktan kaçının. “Bardağını masanın üstüne koy” sözünü beş kez söylemektense, çocuğunuzun elini tutarak bardağı masaya birlikte koyun. Böylece, ne yapmasını istediğinizi daha iyi anlayacaktır.
Mesajınıza eşlik edecek hareketlerde bulunun: “Uyku zamanı” dediğiniz sırada ışıkları kapatır ve oyuncaklarını toplamaya başlarsanız sözünüz daha etkili olacaktır.
Uyarılarda bulunun: Arkadaşlarıyla oynamaya gitmeden önce, onu çağırdığınız zaman gelmesi gerektiğini önceden hatırlatın.
Gerçekçi talimatlar verin: “Oyuncaklarını topla” demek yerine, “Sarı legoları yerden kaldır” derseniz çocuğunuz sizi daha iyi anlayacaktır.
Onu motive edin: Bağırmak çocuğunuzun bazı şeyleri yapmasını sağlasa da, ne anne babalar ne de çocuk bu durumdan fazla hoşnut kalmaz. “Dişlerini fırçalamazsan, ağzında çürükler olur” yerine, “Eğer dişlerini düzenli olarak fırçalarsan, sevdiğin oyuncakları alabiliriz” demek onu da daha mutlu edecektir. Dişlerini fırçalamayı bitirdikten sonra, “Aferin” derseniz, çocuğunuz dişlerini fırçalamak için motive olacaktır. Çocuğunuzun fazla hoşnut kalmayacağı birşey söylediğinizi düşünüyorsanız, konuşurken ona sarılın ya da gülümseyin.
Siz de iyi bir dinleyici olduğunuzu gösterin: Okul öncesi çocuklar, ancak sizin de iyi bir dinleyici olduğunuzu gördükleri zaman sizi dinlemeyi öğreneceklerdir. Çünkü onlar sizi örnek alıyorlar. Çocuğunuzu da başka bir yetişkini dinler gibi dikkatli dinleyin. Sizle konuştuğu zaman gözlerinin içine bakın ve sözünü kesmemeye çalışın. Meşgul olduğunuz bir sırada da sizinle konuşmak için ısrar ediyorsa, en azından ona arkanızı dönmemeye çalışın.
lmaz:
