Davranış Bozuklukları Çocuğunuz Huysuz'mu,Mutsuz'mu

Çocuğumuzda karşılaştığımız huysuzluk, saldırı, şiddet, içe dönüklük, korkaklık, hiperaktiflik, pasiflik, dikkatsizlik, çevreye uyum, utangaçlık, hırçınlık vs birçok sorununuzun paylaşıldığı konular.

gxuxlse

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
9 Temmuz 2007
592
0
a.s.Merhaba arkadaşlar beğendiğim bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim
HUYSUZ MU? MUTSUZ MU?
Yetişkinlerin dünyasında çocukluk dönemleri, kaygısız, dertsiz geçirilen, sorumlulukların olmadığı, özgür yaşanılan bir dönemi çağrıştırır. Ancak yetişkinler, çocuk sahibi olduktan sonra fark ederler ki çocuklar da erken dönemlerden itibaren hayal kırıklıkları yaşarlar, korkuları olur, mutsuz hissedebilir ve kaygılanabilirler.
Çocukların duygularında ve davranışlarında meydana gelen bu değişiklikleri takip edip, onları anlamlandırmak ve doğru tepkiyi vermek anne-babaları zaman zaman zorlayabilir.
Çocukların sergiledikleri hırçınlık, mutsuzluk gibi davranışların temelinde ne olduğunu bilmek onlara yaklaşmada atılacak ilk ve en önemli adımdır.
2 Yaş dönemi çatışmaları
Doğduğu andan itibaren anneye veya ilgilenen bakıcıya bağımlılık sergileyen bebek, konuşma ve hareket etme, yürüme becerilerini kazanmasıyla kendi başına bir birey olma heyecanı içine girer. Yemeğini kendi başına yemek, yolda koşuşturmak, istediği oyuncağın o an alınması için ısrarcı tutumlara başvurur. İstediği olmayınca da ağlamaya, tutturmaya başlar. Ebeveynler bu tablonun daha uzamaması ve çevrenin huzurunun daha fazla etkilenmemesi için çocuğun o anki ihtiyacını hemen karşılama yoluna gidebilir. Bu tabloda anlatılan “huysuzluk” ve “hırçınlık” hali, her çocuğun gelişimsel dönemi içinde yaşadığı bir “var olma” çabasıdır.
Çocuk kendi becerilerini bir yandan arttırmaya ve bağımsızlığını kazanmaya çalışırken bir yandan da çevresini kontrolü altına almaya uğraşmaktadır. Ebeveynleri bezdiren ve çaresiz bırakan bu tablodan sağlıklı baş etme yollarıyla sıyrılmak; çocuğun bu savaşına bir yanıyla saygı göstermek ancak öte yandan çocuğun sınırlarını belirlemekle olur. Markete gittiğinizde her defasında bir şeyler almak için tutturan ve kendini yerden yere atan çocuğunuz için ilk adım; markete gitmeden önce onu ve kendinizi beklenen görüntüye hazırlamaktır.
Daha önce yaşanmış tecrübeleri göz önüne alarak alacağı abur-cuburu 2–3 taneyle sınırlandırıp seçim hakkını ona bırakmak; hem kuralları sizin koyduğunuz mesajını verir, hem de onun seçimlerine saygı duyduğunuzu gösterir. Bu tür anlaşmalara rağmen aynı olayı tekrar yaşamanız ise belli bir yaptırımı beraberinde getirir. Bu da yine
önceden belirlediğiniz şekilde olmalıdır. İstenen davranışı vurgulamak ve buna ödül koymanın yanında istenmeyen davranışın sebep olacağı mahrumiyetten haberdar etmek onu neyi seçeceğiyle baş başa bırakmaktır.
Bu döneme ait “huysuzluk”, “hırçınlık” ve “memnuniyetsizlik” le baş etmenin yolları; onun kafasının karışık olduğu bu dönemde yardımcı olmak, onu gerçekten “duymak”, ara-sıra zorlayıcı gözüken isteklerine uyum sağlamak, arka arkaya yapmaması gerekenleri sıralamak yerine, olumlu olanları görüp ödüllendirmek ve onun öfke krizlerinde olabildiğince sakin kalmaktır.
Üst üste yapılan olumsuz yorumlar ve eleştiriler bir süre sonra duyulmamaya başlanır ve çocuğun benlik algısına ciddi zararlar verebilir. Bu noktada onun nasıl “değiştiğine” değil de nasıl “geliştiğine” bakmak ebeveynleri de rahatlatacaktır.
 
YAZININ DEVAMI:sm_confused:
Süregelen mutsuzluklar
Gelişim dönemlerinin devamında da ebeveynler “memnuniyetsiz”, “mutsuz” çocuklardan yakınabilirler. Ne yapılsa yapılsın mutlu olmayan, heyecanları çok kısa süren, olanlardan keyif alamayan, hoşnutsuz çocuklar ebeveynlerinin de en az kendileri kadar çaresiz hissetmelerine neden olabilirler.
Okulda yaşanılan herhangi bir olay, arkadaşları arasında olan bir sıkıntı, kendi hayatına dair duyduğu bir endişe ve daha birçok neden çocuğunuzun mutsuz hissetmesine sebep olur. Gerçek hayatta çocuğunuzun başına gelebilecek ve onu mutsuz edecek olayları engellemenize imkân yoktur. Olsa da bunu yapmak onun baş etme becerileri geliştirmesini geciktirmekten başka bir işe yaramaz. Onu mutsuz eden nedenlere engel olamayız ama olara yardım edebiliriz.
• Mutsuzluk ve hoşnutsuzluk aslında en temelinde karşılanmayan bir ihtiyacı barındırıyor olabilir. Bu, fiziksel bir ihtiyaç olabileceği gibi, kendini güvende hissetme, sevilme, değer verilme gibi bireysel gelişim içindeki ihtiyaçları da olabilir. Çocuğunuzun ihtiyaçları ve onların tatmini hakkında fikir sahibi olmak bu ihtiyaçların karşılanmasıyla, hoşnutsuzluğu indirgeyebilir.
• Onun duygularını anladığınızı belli edin ve saygı gösterin. Çoğu anne-baba çocuklarını mutsuz gördüklerinde onların mutsuz olmasına sebep olan nedeni hemen ortadan kaldırarak aslında başkalarının mutluluğuyla ilgili sorumluluğu onlara yüklemektedir. Onları mutsuz görmenin ebeveynlere getirdiği üzüntü ve acıma duygusu onlara bazen “Bunda üzülecek ne var canım?” dedirterek, çocuk için önemli
olan olayların ve yaşattığı duygunun hafife alındığını gösterir. Yapılacak olan, onların duygularından haberdar olduğunuzu göstermek ve yardım için her zaman yanında olacağınız mesajını vermektir. “Bugün gerçekten çok üzgün görünüyorsun; sana yardımcı olabilmek isterim” gibi.
• Çocuklar bazen sadece “mutsuz” ve “hoşnutsuz” olma halini yaşamak isteyebilirler. Bu eğer uzun sürmüyorsa onları bu duyguyla baş başa bırakmak, baş etme becerilerine ve problem çözme stratejilerine katkıda bulunacaktır.
• Onlara alternatif sunarak, hoşnutsuzluğun sebep olduğu sonuçlara dikkat çekebilirsiniz. Mesela oyuncağı kırıldığı için huysuz ve hırçın davranışlar sergileyen çocuğunuzu yeni bir oyuna veya oyuncağa davet etmek ya da değişik bir etkinliğe çağırmak, onu içinde bulunduğu durumun alternatifi olduğunu hatırlatabilir.
• Herkesin kendini rahatlatan ve iyi hissettiği anlara, hatta durumlara ihtiyaç vardır. Yatağın çarşaflarını değiştirmek, odayı havalandırmak, pasta yapmak, masal okumak gibi etkinlikler havayı değiştirebilir.
• Hoşnutsuzluk zaman zaman herkesin yaşayabileceği bir durumdur ve uygun ifade edildiğinde öğretici bile olabilir. Davranışlarını hisleriyle eşlemek yardımcı olabilir; “sıkıntılı olduğunda içinden odanı dağınık bırakmak geliyor sanırım” gibi.
• Bazen çocuklar geçiş dönemlerinde, karar almaları gerektiğinde, daha önce hiç bilmedikleri bir durumla karşılaştıklarında ne yapacaklarını kestiremediklerinde “sıkışmış” hissedebilirler. Bu noktada onlara biraz güç vermek yardımcı olabilir.
Hoşnut olma, memnuniyet aynı zamanda model olma yoluyla da öğrenilen davranışlardır. Kendini, etrafını sürekli eleştiren bir anne, sadece olumsuzluklara dikkat çekilen bir yuva ortamı, akşam sofraya oturulduğunda sadece o gün meydana gelen aksilik ve tersliklerden bahsetmek çocuğun da bardağın boş yarısını görmesine neden olacaktır. Olumlu ve pozitif yaklaşımlara sahip ebeveynlerin çocuklarının da aynı dünya görüşüne sahip oldukları araştırmalarla ispatlanmıştır.
Geçici mi? Karakter mi?
Belli yaş dönemlerinde (2 yaş, ergenlik) rastlanılan hoşnutsuzluk ve mutsuzluk durumları bazen çocuğun karakterine ait olarak da karşımıza
çıkabilir. Bu özellikleri karakterlerinde taşıyan çocuklar çok kararsız olabilirler ve aldıkları kararları sıklıkla değiştirebilirler. Geçici hevesleri olabilir, memnuniyetsizlik hayatın her alanına yayılmıştır. İstedikleri hemen karşılansa da, ardından benzer bir talepte bulunabilirler. Baş etme becerileri, problem çözme yetileri yaşlarının seviyesinde olmayabilir ve genel keyifsizlik halleri, olaylar değiştikçe ya da yaşları büyüdükçe de devam eder.
Bu noktada ailede benzer bireylerin bulunup bulunmadığına bakmak ve bu durumun sürekliliğini kontrol etmek, karakterle ilgili olup olmadığını belirlemede yardımcı olabilir.
 
VE..
UZMANA NE ZAMAN GİDELİM?
Çocuğunuzun mutsuz, huysuz ve hoşnutsuz halinin gelişimsel olmadığına karar verdiyseniz, fiziksel sağlığını da kontrol edin. Kulak ağrısı, dişlerle ilgili sıkıntılar, karın ağrıları, halsizlik, üşütme benzer
etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Eğer mutsuz, hoşnutsuz olma hali, belli bir süredir (6 ay) devam ediyorsa, iştah kaybı, uykusuzluk, akademik başarısızlık da bu keyifsizliğe eşlik ediyorsa bir uzmana başvurmak gerekebilir.
Taşınma, anne-baba ayrılığı, okul değişikliği, kayıp gibi durumlarda ise çocuğa zaman tanımak, adaptasyonuna yardımcı olmak ve onu takip etmek sergilediği keyifsizlik, hırçınlık, hoşnutsuzluk durumlarının aşılmasında yardımcı olabilir.
ALINTI Çocuk ve Aile Dergisi Seçil Akaygün Cüntay
Uzman Psikolojik Danışman
 
X