www.milliyet.com.tr/cernobil--in-etkisi-hala-suruyor-pembenar-detay-genelsaglik-1367186/
Çernobil’ in etkisi hala sürüyor
Ukrayna’daki Çernobil nükleer
santralinin patlaması üzerine
yaşanan felaketten bu yana tam 25
yıl geçti. Ancak o dönemde
kirlenmiş süt ve süt ürünleri
tüketen çocuk ve gençler hala
felaketin izlerini taşıyor.
Yorum Yaz
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından
geçtiğimiz Perşembe yayınlanan bir
rapora göre bu kişilerde tiroit
kanseri görülme riski diğerlerine
oranla çok daha fazla.
Araştırma radyoaktif iyodun tiroit
bezlerinde birikerek kansere neden
olduğu şüphelerini doğrular
nitelikte. Bu gibi durumlarda tiroit
bezlerindeki radyoaktif maddenin
birikmesini önlemek için hastalara
potasyum iyodür veriliyor. Ancak o
dönemde Rus hükümetinin risk
altında olan herkese bu takviyeyi
sağlayamadığı biliniyor.
Radyoaktif iyot etkisini 8 günde
kaybediyor. Çernobil faciasında bu
maddenin nükleer santral dışında
sağlık problemine neden olacak
ölçülerde bulunmadığı
düşünülmüştü. Ancak izotopu
inekler aracılığıyla süte geçip
kirliliğe neden olduğu için, süt ve
süt ürünleri tüketen çocuklar risk
grubuna giriyor.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından
yürütülen uluslar arası çaplı bir
araştırma kapsamında Çernobil
kazasının etkileri yıllardır
gözlemleniyor. Yayınlanan raporda
o dönemde 18 yaş altında olan ve
kazanın çevresindeki bölgelerde
yaşamış 12,500 kişinin sağlık
durumları sunuluyor. Söz konusu
kişilerin tiroit bezleri kazadan
sonraki 2 ay içerisinde
radyoaktivite testine tabi
tutulmuştu.
Araştırmacıların bulgularına göre
maddeye en çok maruz kalan
kişilerin ileriki yıllarda kansere
yakalanma riski en yüksek olarak
belirlenmiş; ve araştırma
dahilindeki kişilerin %65’lik kısmı
10 yıl içerisinde tiroit kanserine
yakalanmıştır.
Aslına bakılırsa henüz radyoaktif
iyoda maruz kalmaya bağlı olarak
ortaya çıkan tiroit kanseri
vakalarında herhangi bir düşüş
görülmemiştir. 2. Dünya Savaşı
ardından Japonya’da yapılan bir
araştırma, tiroit kanseri riskinin
ancak 30 yıl sonra düşüşe geçtiğini
fakat 40 yıl sonrasına kadar yine de
normal seviyenin üzerinde
seyrettiğini göstermişti.
Araştırmanın ortak yazarlarından
biri ve Kanser Enstitüsü’nde
radyasyon epidemiyologu olan Dr.
Alina V. Brenner, “ Bu araştırma
radyoaktif kaynaklı tiroit kanseri
riskini doğrulamaktadır. Ancak
tiroit kanseri genellikle öldürücü bir
kanser türü değildir. Eğer tespit
edilir ve gerekli süre zarfında tedavi
edilirse, iyileşme görülmektedir,”
dedi.
Bu araştırmanın Fukushima Daiichi
nükleer santrali krizinin ortasında
yayınlanmış olması ise ilginç ama
tamamen bir tesadüf.