Cahit Külebi Şiirleri

YURDUMUZ

Pasinler'deki köyümüzün
Sokakları beyazdı,
Pasinler'deki köyümüzün
Sokakları beyazdı;
Sonra ovalar gördüm ki
Ya çöldü, ya ayazdı.

Uzak ovalar!
Çorak ovalar!
Göklerde uçan koca uçaklar
Nereye giderler, nerden gelirler?

Türkiye bayrağımız gibi
Dalga dalgadır;
Türkiye bayrağımız gibi
Dalga dalgadır;
Sivas kiliminden yolları
Gökte yıldız kadar köyleri vardır.

Uzak köyler!
Harap köyler!
Uzak köylerimizde doğan hemşeriler
Neler konuşurlar,
Neler düşünürler,
Ne yerler?

Ya yurdumuzun kadınları!
Hep yanık tenlidirler.
Ya yurdumuzun kadınları!
Hep yanık tenlidirler.
Hepsi de çınar gibi
Yahut veremlidirler.

Uzak kadınlar!
Sıcak kadınlar!
Ya onların doğurduğu Karacaoğlanlar!
İşçiler, balıkçılar, çobanlar!


CAHİT KULEBİ
 
ZERDALİ AGACI

Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım,
Aklın ermeden.

Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım,
Pişman olursun sonra.

Şimdi okşar da hafif hafif
Bir gün yerden yere çalar rüzgar
Küçük zerdali ağacım,
Bakma güzel gitsin havalar.

Sallasın dalların çocukların gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın
Küçük zerdali ağacım,
Sonra donarsın

Zemheri bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın
Sakın erkenden çiçek açma
Küçük zerdali ağacım.

CAHİT KULEBİ
 
yildizligeceler .!.:
HİKÂYE

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!


Cahit KÜLEBİ

BU BENİM EN SEVDİĞİM ŞİİRDİR. TEŞEKKÜRLER...
 
Özlem
Şimdi tarlalarda güneş vardır,
Karlar donmuştur otların uçlarında,
Artık akşamları dinlenemem
Başım avuçlarımda.

İçi Korku dolu kış gecesi
Hiç yatağın yok mu sıcak!
Dağları dolduran kır çiçeği
Hangi rüzgarlar seni koklayacak!

Saçlarımı kesip rüzgara atacağım!
Ta ki haber götürsün bir gün sana !
İçimde bir şeytan var diyor ki;
Aklına ne gelirse yapsana.

Ben bu şiiri yazdım atlı talimde
Bulunduğum şehir İstanbul'du,
Ağır ağır kar yağıyordu,
Atımın yelesi bulut renginde...

Cahit Külebi
 
SEN YOKKEN


Sen yokken gittim
Korkularımın üstüne
Hiç ardıma bakmadım
Gümüş şiirler yazdım sen yokken
Çok yangın çıktı yüreğimde
Küllerini bile savurmadım
Irak denizlerin fırtınasıydım
Uzak iklimlerin sert rüzgarları
Kulaçlarken denizinde gurbeti
Kanlı savaşlarım,
Belalı sevdalarım olmadı hiç
Ama hep sustum,
Hep ağladım, hep yandım sen yokken.
Bekliyorum dönüşünü yeniden,
Bir gelsen,
Hayatın önünden alsan beni
Bir gelsen,
Sellerin önünden alsan beni
Bir gelsen,
Ölümlü düşlerimden alsan beni.

Çok durdum güneşe karşı bir başıma
Savrulurdum rüzgarlarında sensizlik denizinin
Sen yokken,
Az dolaşmadım gönlümün kuytularında
Üşüyen karanfilim şimdi buruşuk parmaklarda
Bir kırağı ayazıydım gecenin kollarında
Zifirlerinde sadece ben üşürdüm.
Hiç aldırmadım esen rüzgara
Hiç dinlenmiş bir yürekle çıkmadım ortaya
Yinede hiç yıkılmadım giden trenlerin ardından
Ama bütün yangınlar beni yaktı önce
Hep ortasında kaldım vurgunların
Vurgun nedir ki? deme
Bir babanın serzenişi nasılsa öyle
Bayrakları indirilmiş,
Bozguna uğramış bir hisardım sen yokken
Hep sustum,
Hep yandım, hep ağladım sen yokken.
Bir gelsen,
Yangınlardan alsan beni,
Bir gelsen,
Dünyalarımdan alsan beni,
Bir gelsen,
Şafaksız gecelerden alsan beni,
Ama ne zaman gelsen,
Akşam kızılı gözlerimle bulacaksın beni



Cahit Külebi
 
Son düzenleyen: Moderatör:
X