Merhaba arkadaşlar,
Bu yazacaklarımı lütfen ameliyat olmayı düşünen herkes okusun.. Ben de ameliyat olmadan önce forumdan faydalanarak ameliyata hazırlık ve sonrası planlarımı yapmıştım. Umarım bir faydam dokunur sizlere..
Ben trakyalıyım ve trakyada bilirsiniz tipik fiziksel özellikleri sarışın yada kumral renkli gözlü olurlar. Sülaledeki tek kara kuru kız olarak çocukluğum boyunca cahil anlayışsız teyzelerin, kardeşlerim ve kuzenlerime ah bunlar çok güzel de bu kız kimin böyle çingene gibi dediklerine şahit olarak büyüdüm. Çevremde herkes beni kara kız diye çağırırdı. Ablalarımı çocukken kızdırdığımda bana karaköpek derdi. Burnumun ise kemiği düzgün olmasına rağmen uç kısmı nispeten büyüktü ve bununla da ilgili hep dalga geçilen oldum:) Annem bile beni bazen topuz burunlum yaptırıcam senin burnunu derdi. Ben ciddileşip evet yaptırıcam zaten bi büyüyeyim de dediğimde vallahi kırarım kafanı oranla buranla oynatırsan derdi. Okul hayatımda da arkadaşlarım hep senin burun kemğin çok şekillli yandan estetikli gibi ama önden geniş diyorlardı. Gel zaman git zaman, güzellik mevzusu büyüdüğümde komik gelen ama çocukken travma etkisi olan sözler nedeniyle takıntı haline gelmeye başlamıştı.
Ergenliğim bitip tam bir genç kız olduğumda kimse tanıyamıyordu beni, çirkin ördek yavrusu kuğu olmuştu artık:) Ancak gel gör ki 27 yaşıma geldiğimde artık makyaj yapmadan bakkala gidemez duruma gelmiştim. Birisi bana çirkin der korkusu duyuyordum sürekli ama bunu asla belli etmiyordum. En yakınlarım bile bilmez böyle bir kompleksim olduğunu. Süslü der geçerler, son derece kendine güvenli, kimsenin lafını takmaz olarak tanınırım çevremde.
Aynaya baktığımda, fotoğraflara baktığımda hemen burnuma bakıyordum. Dışarı çıkacaksam süslenmişsem yanımda kimse yoksa elimle burnumu düzeltip daha küçük olduğunu düşünüp iç geçiriyordum.Bekarken aile baskısı nedeniyle yaptıramazdım. Evlendiğimde ( 2yıl önce) eşim ben seni böyle seviyorum yaptırma, ben estetikli kadın istemiyorum dedi. Bana burnuma ayıcık burun, top burun diyen arkadaşlarım yaptırayım mı desem hemen ya saçmalama fıstık gibi burnun var derlerdi.. Şimdi ne mi oldu?
İnat edip eşimin, ailemin asla onaylamayacağı şeyi yaptım.. Bugün 4.günüm. Mutlu muyum? bunu söylemek için belki çok erken ama, hayır.. İçime öküz oturdu resmen, depresyondayım..
Doktorum sadece burun ucu yapacağını ve çok basit geçeceğini söyledi.(ki basit dediği tipplastynin ameliyat ve iyileşme aşamalarının normal rhinoplasty den hiçbir farkı olmadığını yaşayarak tecrübe ediyorum) Ama tam ameliyata girmeden önce son bakmaya geldiğinde ya senin burun kemiğin de eğriymiş ama onu kırmayayım şimdi yine de tek uç yapacağım dedi.. içime kurdu düşürdü.. Ben kurbanlık koyun gibi yattım. Ailemden ve eşimin ailesinden kimseye söylemedim.Yanımda sadece eşim vardı ve eşimde hiç onaylamadığı bir durum olması sebebiyle morali bozuktu.. Bu gibi durumlarda destek öyle önemli ki.. sakın birinin desteğini görmeden yapmayın çok zor..
İlk iki gün ölmek istedim.. Abartmıyorum.. Herkesten saklamanın verdiği vicdani ağırlığın yanında aynaya baktığımda allahım ben ne yaptım diye haykırmak geliyordu içimden.. 10 dk da bir bütün boğaz boşluğum kupkuru olup boğulmak üzere iken uyanıyordum ve burnumdaki tamponlar nedeniyle sadece bir damla su içebiliyordum. Ne hissettiğimi, ne de ağrımı belli edemezdim çünkü eşim görünürde yardımcı oluyor gibi gözükse de gözlerinden ne hale getirdin kendini dediğini anlıyordum. 2 kere buz getirse 3. ye mutfaktan öflemelerini duyuyordum ve hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. 2.günden itibaren bütün işlerimi yapmaya başladım. Bir de paşa efendiye sofra kuruyordum sinirli olmasın diye.. Üstüne bir de sinirlenmesini kaldıramazdım çünkü yemin ederim ölmek istiyordum..
3.gün tamponlarım alındı. Kısmen rahatlamıştım. Burnumdan yine tam olarak nefes alamıyordum ama aldığım minicik hava bile rahat su içmemi sağlıyordu. İçimden köpek gibi pişmanım diyip zamanı geri sarmak için canımı vermeye hazırken bir de eşime bu pisikolojimi belli etmemem lazımdı. Hizmette kusur ettiğim an eeh demeye hazırdı çünkü. O bana yaptırma demişti bi kere..
Forumdaki kızların yazdıklarından moralim düzelsin diye okuyayım dediğmde, ameliyattan öne okumadığım, okusam bile üstünde durmayıp geçtiğim yazılar dikkatimi çekmeye başladı. Bundan böyle hayatımda her an burnumda tekrar ameliyat olma ihtimalimin olacağı, burun çökmesi, düşmesi vb birsürü durumla karşılaşma ihtimalim olan bir hayat vardı artık önümde.. Ve ben bunu hiç düşünmemiştim..
Daha 27 yaşında böyle bir ihtimalle yaşamanın yanında birde yüzüme mini minnacık kalma ihtimali olan bir burnum var şimdi.. Atelli halinin altından büyüklüğü gözüküyor ve gayet normal bir büyüklük. Daha da küçüleceğini bilmek beni eritiyor.. Düşünmemeye çalışıyorum.. Bazen moralim düzeliyor, sonra eşimin bana baktığında yüzünün düştüğünü görmek benim kalbimi çok acıtıyor.. Daha aileme nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum.. Çok yalnız hissediyorum..
Diyeceğim o ki, keyfi olarak bıçak altına yatacaksanız, buna gerçekten ihtiyacınız olup olmadığı ile takıntı olup olmadı hakkında ayrımınızı iyi yapın. Ben şuan eski fotoğraflarıma baktığımda inanamıyorum,bu muydu diyorum uğruna bana bunları hissettirecek kadar yapmak istediğim şey?
İyileşme sürecim sağlıklı beslenme ve vitamin desteği bilgim sayesinde iyi durumda. Ancak moralim sıfır.. Ufacık, kısacık bir burunla başbaşayım. Kırk psikoloğun yapamayacağını yaptı bu ameliyat bana. Şimdi doğal herşeyin en güzeli olduğunu görüyorum. Bizim yapacağımız düzeltmeler(!) ile Allah'ın yarattığı ahengi bozmamak gerektiğini görüyorum.. Sizin çok istediğiniz ufak hafif kalkık burun belki de dudak yapınıza,burun-dudak mesafenize, yanaklarınızın şekline uygun değildir. Ve bunu deneyerek görecek cesareti göstermek için önce, 'nasıl yaparlarsa yapsınlar yüzüm bundan daha kötü olamaz' diyecek durumda olmak gerekir, ki bu da sağlıklı bir ruh hali değildir.
Ancak düşünüyorum da, bu süreci yaşamasaydım ya birgün yine yaptıracaktım, ya da hayatım boyunca keşke yaptırabilsem diyecektim biliyorum kendimi. Çünkü takıntım vardı ve bunun takıntı olduğunu kendime bile itiraf edemiyordum. Diyeceğim o ki; "LÜTFEN KENDİNİZİ OLDUĞUNUZ GİBİ SEVİN.." Ben bu cümlenin güzelliğini 4 gün önceye kadar anlamıyordum...
Lütfen kendin ettin kendin buldun tarzında yorumlar yazıp egonuzu tatmin etmeye çalışmayın. Benim o zamanki ruh halimde olan kim olsa bunu yapabilirdi, fiziksel görünüş değil, ruh haliyle ilgili bir durum bu. Buraya psikolojimi rahatlatmak adına günlük gelişmeleri yazacağım, fotoğraflar ekleyeceğim. Birbirimizi motive edecek, hayata bağlayacak şeyler paylaşmanın kimseye zararı yok.. Ben kendimi çok güçlü bir kadın zannederdim.. Meğer bir burun yüzünden ölümü düşünebilecek kadar zayıfmışım.. Umarım geçicidir bu ruh halidir bu, Allah hepimize yardımcı olsun..
Bu yazacaklarımı lütfen ameliyat olmayı düşünen herkes okusun.. Ben de ameliyat olmadan önce forumdan faydalanarak ameliyata hazırlık ve sonrası planlarımı yapmıştım. Umarım bir faydam dokunur sizlere..
Ben trakyalıyım ve trakyada bilirsiniz tipik fiziksel özellikleri sarışın yada kumral renkli gözlü olurlar. Sülaledeki tek kara kuru kız olarak çocukluğum boyunca cahil anlayışsız teyzelerin, kardeşlerim ve kuzenlerime ah bunlar çok güzel de bu kız kimin böyle çingene gibi dediklerine şahit olarak büyüdüm. Çevremde herkes beni kara kız diye çağırırdı. Ablalarımı çocukken kızdırdığımda bana karaköpek derdi. Burnumun ise kemiği düzgün olmasına rağmen uç kısmı nispeten büyüktü ve bununla da ilgili hep dalga geçilen oldum:) Annem bile beni bazen topuz burunlum yaptırıcam senin burnunu derdi. Ben ciddileşip evet yaptırıcam zaten bi büyüyeyim de dediğimde vallahi kırarım kafanı oranla buranla oynatırsan derdi. Okul hayatımda da arkadaşlarım hep senin burun kemğin çok şekillli yandan estetikli gibi ama önden geniş diyorlardı. Gel zaman git zaman, güzellik mevzusu büyüdüğümde komik gelen ama çocukken travma etkisi olan sözler nedeniyle takıntı haline gelmeye başlamıştı.
Ergenliğim bitip tam bir genç kız olduğumda kimse tanıyamıyordu beni, çirkin ördek yavrusu kuğu olmuştu artık:) Ancak gel gör ki 27 yaşıma geldiğimde artık makyaj yapmadan bakkala gidemez duruma gelmiştim. Birisi bana çirkin der korkusu duyuyordum sürekli ama bunu asla belli etmiyordum. En yakınlarım bile bilmez böyle bir kompleksim olduğunu. Süslü der geçerler, son derece kendine güvenli, kimsenin lafını takmaz olarak tanınırım çevremde.
Aynaya baktığımda, fotoğraflara baktığımda hemen burnuma bakıyordum. Dışarı çıkacaksam süslenmişsem yanımda kimse yoksa elimle burnumu düzeltip daha küçük olduğunu düşünüp iç geçiriyordum.Bekarken aile baskısı nedeniyle yaptıramazdım. Evlendiğimde ( 2yıl önce) eşim ben seni böyle seviyorum yaptırma, ben estetikli kadın istemiyorum dedi. Bana burnuma ayıcık burun, top burun diyen arkadaşlarım yaptırayım mı desem hemen ya saçmalama fıstık gibi burnun var derlerdi.. Şimdi ne mi oldu?
İnat edip eşimin, ailemin asla onaylamayacağı şeyi yaptım.. Bugün 4.günüm. Mutlu muyum? bunu söylemek için belki çok erken ama, hayır.. İçime öküz oturdu resmen, depresyondayım..
Doktorum sadece burun ucu yapacağını ve çok basit geçeceğini söyledi.(ki basit dediği tipplastynin ameliyat ve iyileşme aşamalarının normal rhinoplasty den hiçbir farkı olmadığını yaşayarak tecrübe ediyorum) Ama tam ameliyata girmeden önce son bakmaya geldiğinde ya senin burun kemiğin de eğriymiş ama onu kırmayayım şimdi yine de tek uç yapacağım dedi.. içime kurdu düşürdü.. Ben kurbanlık koyun gibi yattım. Ailemden ve eşimin ailesinden kimseye söylemedim.Yanımda sadece eşim vardı ve eşimde hiç onaylamadığı bir durum olması sebebiyle morali bozuktu.. Bu gibi durumlarda destek öyle önemli ki.. sakın birinin desteğini görmeden yapmayın çok zor..
İlk iki gün ölmek istedim.. Abartmıyorum.. Herkesten saklamanın verdiği vicdani ağırlığın yanında aynaya baktığımda allahım ben ne yaptım diye haykırmak geliyordu içimden.. 10 dk da bir bütün boğaz boşluğum kupkuru olup boğulmak üzere iken uyanıyordum ve burnumdaki tamponlar nedeniyle sadece bir damla su içebiliyordum. Ne hissettiğimi, ne de ağrımı belli edemezdim çünkü eşim görünürde yardımcı oluyor gibi gözükse de gözlerinden ne hale getirdin kendini dediğini anlıyordum. 2 kere buz getirse 3. ye mutfaktan öflemelerini duyuyordum ve hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. 2.günden itibaren bütün işlerimi yapmaya başladım. Bir de paşa efendiye sofra kuruyordum sinirli olmasın diye.. Üstüne bir de sinirlenmesini kaldıramazdım çünkü yemin ederim ölmek istiyordum..
3.gün tamponlarım alındı. Kısmen rahatlamıştım. Burnumdan yine tam olarak nefes alamıyordum ama aldığım minicik hava bile rahat su içmemi sağlıyordu. İçimden köpek gibi pişmanım diyip zamanı geri sarmak için canımı vermeye hazırken bir de eşime bu pisikolojimi belli etmemem lazımdı. Hizmette kusur ettiğim an eeh demeye hazırdı çünkü. O bana yaptırma demişti bi kere..
Forumdaki kızların yazdıklarından moralim düzelsin diye okuyayım dediğmde, ameliyattan öne okumadığım, okusam bile üstünde durmayıp geçtiğim yazılar dikkatimi çekmeye başladı. Bundan böyle hayatımda her an burnumda tekrar ameliyat olma ihtimalimin olacağı, burun çökmesi, düşmesi vb birsürü durumla karşılaşma ihtimalim olan bir hayat vardı artık önümde.. Ve ben bunu hiç düşünmemiştim..
Daha 27 yaşında böyle bir ihtimalle yaşamanın yanında birde yüzüme mini minnacık kalma ihtimali olan bir burnum var şimdi.. Atelli halinin altından büyüklüğü gözüküyor ve gayet normal bir büyüklük. Daha da küçüleceğini bilmek beni eritiyor.. Düşünmemeye çalışıyorum.. Bazen moralim düzeliyor, sonra eşimin bana baktığında yüzünün düştüğünü görmek benim kalbimi çok acıtıyor.. Daha aileme nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum.. Çok yalnız hissediyorum..
Diyeceğim o ki, keyfi olarak bıçak altına yatacaksanız, buna gerçekten ihtiyacınız olup olmadığı ile takıntı olup olmadı hakkında ayrımınızı iyi yapın. Ben şuan eski fotoğraflarıma baktığımda inanamıyorum,bu muydu diyorum uğruna bana bunları hissettirecek kadar yapmak istediğim şey?
İyileşme sürecim sağlıklı beslenme ve vitamin desteği bilgim sayesinde iyi durumda. Ancak moralim sıfır.. Ufacık, kısacık bir burunla başbaşayım. Kırk psikoloğun yapamayacağını yaptı bu ameliyat bana. Şimdi doğal herşeyin en güzeli olduğunu görüyorum. Bizim yapacağımız düzeltmeler(!) ile Allah'ın yarattığı ahengi bozmamak gerektiğini görüyorum.. Sizin çok istediğiniz ufak hafif kalkık burun belki de dudak yapınıza,burun-dudak mesafenize, yanaklarınızın şekline uygun değildir. Ve bunu deneyerek görecek cesareti göstermek için önce, 'nasıl yaparlarsa yapsınlar yüzüm bundan daha kötü olamaz' diyecek durumda olmak gerekir, ki bu da sağlıklı bir ruh hali değildir.
Ancak düşünüyorum da, bu süreci yaşamasaydım ya birgün yine yaptıracaktım, ya da hayatım boyunca keşke yaptırabilsem diyecektim biliyorum kendimi. Çünkü takıntım vardı ve bunun takıntı olduğunu kendime bile itiraf edemiyordum. Diyeceğim o ki; "LÜTFEN KENDİNİZİ OLDUĞUNUZ GİBİ SEVİN.." Ben bu cümlenin güzelliğini 4 gün önceye kadar anlamıyordum...
Lütfen kendin ettin kendin buldun tarzında yorumlar yazıp egonuzu tatmin etmeye çalışmayın. Benim o zamanki ruh halimde olan kim olsa bunu yapabilirdi, fiziksel görünüş değil, ruh haliyle ilgili bir durum bu. Buraya psikolojimi rahatlatmak adına günlük gelişmeleri yazacağım, fotoğraflar ekleyeceğim. Birbirimizi motive edecek, hayata bağlayacak şeyler paylaşmanın kimseye zararı yok.. Ben kendimi çok güçlü bir kadın zannederdim.. Meğer bir burun yüzünden ölümü düşünebilecek kadar zayıfmışım.. Umarım geçicidir bu ruh halidir bu, Allah hepimize yardımcı olsun..