- 19 Temmuz 2010
- 4
- 0
herkese merhaba,
ben yaklasik 8 ay once internetten biriyle tanistim. annesiyle yasıyordu. kameralar acılıyor, telefonlarda konusuluyordu. yaklasik 2 hafta konustuktan sonra bulusma karari aldik. astsubaydi. asker olmasina ragmen bir o kadar sosyal; muzikle aktif olarak ilgili, her konudan sohbet edip bir seyler ogrenebilecegim biriydi. kendisi cok kotu bir evlilik yasamis. esi de memur oldugundan evlendikten 1 ay snra zorunlu tayini gelmiş kadının, eş durumunu da ayarlayamamıslar. zaten evlilik 5 ay sürmüş ve yeni bitmis. onun üzerine ilac gibi geldigimi falan anlatır dururdu hep.. bulusmalarımız sıklasmaya baslamıstı.. o istanbul'un bir ucunda, bense diger ucundaydım. buna ragmen her nöbet sonrası solugu, uykusuz şekilde benim yanımda alıyordu. ilk 4 ay rüya gibiydi. hersey öyle güzeldi ki aklımda hic evlilik olmamasina ragmen onunla olabilecegini, pekala da mutlu olabilecegimi düşünmeye baslamıstım. daha once bir evlilik yasamis olmasından ötürü bazı arkadaslarım olmayacagını söylese bile, umursamıyordum.. sonucta hepimizin basından böyle bir şey geçebilir. birgün evine gittim. bi erkek evdeki yasama alanından, aynı catı altındayken davranıslarından daha cok belli eder kendini siz de bilirsiniz. sarılıp uyumak, birlikte film izlemek falan gayet güzel olacaktı. o aksam evde o kadar eglendik ki, hislerimin beni yanıltmadıgını anlama asamasına geçiyordum artık. sabah uyandık. kahvaltı ettik. işe gitti. ben bilgisayarını kurcalamaya basladım, cin fikirliyiz ya hepimiz : ) iyiki de yapmısım ki, eski esiyle cekilmis fotograflarına, msn konusmalarına rastladım. karıstırmak kötü birşeydi evet ama insan kendini alamıyor böyle zamanlarda. ayrıca orada halen bulunmaları cok garipti. kadın msn konusmalarında ''ben kocamı istiyorum, beni affet, yanlıslar yaptım, bitmesin'' tarzı seyler yazmıstı hep. o anda buz gibi hissettim kendimi. 4 ayda yasanılanlar bi anda silinmişti sanki. nikah fotograflarına baktım. düğün fotograflarına baktım. daha önce evlilik yasamıs biriyle birlikte olamazmısım gibi geldi. icime sinmeyen bişeyler vardı. telefon actım, bitirmek istedigimi ve mesai bitimine kadar bekleyeceğimi, nedenlerini eve gelince anlatacagımı belirttim. yarım saat sonra bölük komutanından izin alarak gözleri dolu dolu eve geldi. artık içini kemirdiğini ve anlatması gerektiğini, içime sinmemesinde haklı oldugumu söyledi. nüfus kagıdını uzattı. arkasını çevirdim. medeni hali hala ''evli''ydi. beynimden vurulmusa döndüm o an. hayatımdaki en garip anlardan biriydi. düşünsenize 4 aydır hayatınızda bi adam var, aşık olmussunuz artık. bir gece önceyi aynı evde geçirmişsiniz, uyanıyorsunuz, bilgisayarındakilerle allak bullak oluyorsunuz, ardından da evli oldugunu öğreniyorsunuz.... buz gibiydim. yüzümde hiç bir ifade yoktu ama gözümden yaslar akıyordu. o anda koskoca bir tokat indirdim suratına. çantamı alıp gitmeye kalktım. koskoca adam, karsımda cocuk gibi aglamaya baslamıstı. ''herseyi anlatayım, ne olursun sonra git'' diye. 20 dk cebelleştikten sonra dinlemeyi kabul edip oturdum. evlendiklerinin ilk haftasında baslamıs kavgaları. zaten görücü usulü gibi birşey olmus. 2 ay flörtten sonra evlenmişler. ve bizimki de, kadının ikinci evliliğiymiş. ardından da tayini cıkınca hiç anlasamayacaklarını anlamıslar. kavgalar, gürültüler, bi ton sacmalıklar, kadının ailesinin araya girip olayların asılmaz hali almasıyla birlikte bosanma kararı almıslar. fakat hukuk sistemimiz, evliliğin üzerinden 1 yıl geçmeyince bosamıyor-mus bununla öğrendim. 1 senenin dolmasını beklediklerini, 1 sene dolumunda sözleşmeli bosanacaklarını, benimle görüştüğü süreç içinde onunla asla görüşmediğini, zaten farklı sehirlerde oldugunu vs anlattı. dogru da söylüyordu. zaten annesiyle yasıyordu. kameradan falan hep görürdüm ben. cep telefonu elimin altındaydı. fotograflar içinse geçerli açıklamaları yaptı. inanıyordum ona, ama yalan söylemesini de hazmedemiyordum. dinledim, sonrasında ''bitti'' diyerek çekip gittim evinden. eve geldim. o da benden yarım saat sonra cıkmıs ve her zaman bulustugumuz yerde beklediğini söyledi, hala aglıyordu telefonda. balık burcu, iri yarı, koskoca bir adam zaten. aglamasına dayanamıyordum ki.. yanına gittim. tekrar 1-2 saat konustuktan sonra ayrılamayacagımı anladım gerçekten. şoku atlatamamıstım ama kalbim sıcaklasmıstı tekrar. zaten 1 yılının dolmasına da 2 ayı kalmıstı. nasılsa bosanacaktı. o 2 ay içinde tatil yaptık. zaman zaman kavgalarımız olsa da bu bile zevkliydi. bu arada onun da şırnak'a tayini cıktı. 2 sene orada kalacaktı. ama bosanır bosanmaz nişan yapacaktık ve onu nişanlı olarak beklicektim. 2 ay doldu. biz onların aramasını bekledik. 2
ayı 15 gün geçti. ses seda yok. daha sonra yanımda aradı onları. karsıdaki ses asla bosanmayacagını söylüyor, daha sonra o sesin annesi telefonu alıyor, kızını bosatmayacagını cok cok kaba bi dille anlatıyordu. telefonu kapadık. psikolojimiz alt üst oldu. benim eniştem hakim. herseyi göze alıp, yardım almak için olayı onlara açtım. bizimki çekişmeli dava acacaktı, eniştem de emekliliği yaklasmıs bir hakim olarak belki onun açacagı davaya atanacak hakim arkadasıdır, bir yardımı olur dedim. insan bazen çaresiz oldugunda sacmalayabiliyor. ama ailem bana sırt çevirdi. ardından birlikte avukat bulduk. kadın farklı bi şehirde ikamet ettiğinden, mahkeme davalının ikametinde acılmalıymıs. burdan buldugumuz avukat da arada cok fazla mesafe oldugundan cok yüksek bi mebla cıkardı bize. düğün yapılabilecek bir meblağ. :) herseyi kabullendik. vekaletini verdi. şırnak'a gitti. ağlaya ağlaya yolladım o'nu. ayrılamadım. şimdi nefessiz gibiyim. sanki soluk alamıyorum oldugum yerde. operasyon bölgesinde. çarşamba günü taburunun yanına gidecek ve tam anlamıyla oradaki görevine baslayacak. öyle korkuyorum ki, allah korusun.
cok uzattım sanırım ama içim öyle dolmus ki... ne umuyorduk ne oldu. nişanlı olarak gidecekti şırnak'a. o şekilde bekleyecektim. şimdiyse hem uzuuun sürecek bi çekişmeli bosanma davası bekliyorum ki bu arada dava hala acılmadı dosya toplamaya calısıyor avukat.. sanırım adli tatil sonrası acılacak. hem onun için endişeleniyorum, hem cok özlüyorum. hiç bi şey için gücüm kalmadı sanki. bi yerim eksik gibi. hani tayini cıkmasaydı da, aynı sehirde olsaydık, dava falan sorun değil, kolay olurdu beklemek. ama hem yalnızım, hem fiilen olmasa da hala nüfus kagıdında evli olması basımı yastıga koydugumda canımı yakıyor. sonra da, yine de böyle bir aşk yasadıgım için mutlu olmaya calısıyor, poliyanacılık oynuyorum. nasıl geçiricem, nasıl dayanıcam buna bilmiyorum.
acaba bu tarz şeyler yasayanlar var mı aranızda?
ya da siz olsaydınız kabullenir bekler miydiniz benim gibi?
karsımdaki adamdan ve kendimden eminim. ama yine de kafası karısıyor insanın :/
allah kimseye böyle birşey yaşatmasın kızlar. amin. :çok üzgünüm:
ben yaklasik 8 ay once internetten biriyle tanistim. annesiyle yasıyordu. kameralar acılıyor, telefonlarda konusuluyordu. yaklasik 2 hafta konustuktan sonra bulusma karari aldik. astsubaydi. asker olmasina ragmen bir o kadar sosyal; muzikle aktif olarak ilgili, her konudan sohbet edip bir seyler ogrenebilecegim biriydi. kendisi cok kotu bir evlilik yasamis. esi de memur oldugundan evlendikten 1 ay snra zorunlu tayini gelmiş kadının, eş durumunu da ayarlayamamıslar. zaten evlilik 5 ay sürmüş ve yeni bitmis. onun üzerine ilac gibi geldigimi falan anlatır dururdu hep.. bulusmalarımız sıklasmaya baslamıstı.. o istanbul'un bir ucunda, bense diger ucundaydım. buna ragmen her nöbet sonrası solugu, uykusuz şekilde benim yanımda alıyordu. ilk 4 ay rüya gibiydi. hersey öyle güzeldi ki aklımda hic evlilik olmamasina ragmen onunla olabilecegini, pekala da mutlu olabilecegimi düşünmeye baslamıstım. daha once bir evlilik yasamis olmasından ötürü bazı arkadaslarım olmayacagını söylese bile, umursamıyordum.. sonucta hepimizin basından böyle bir şey geçebilir. birgün evine gittim. bi erkek evdeki yasama alanından, aynı catı altındayken davranıslarından daha cok belli eder kendini siz de bilirsiniz. sarılıp uyumak, birlikte film izlemek falan gayet güzel olacaktı. o aksam evde o kadar eglendik ki, hislerimin beni yanıltmadıgını anlama asamasına geçiyordum artık. sabah uyandık. kahvaltı ettik. işe gitti. ben bilgisayarını kurcalamaya basladım, cin fikirliyiz ya hepimiz : ) iyiki de yapmısım ki, eski esiyle cekilmis fotograflarına, msn konusmalarına rastladım. karıstırmak kötü birşeydi evet ama insan kendini alamıyor böyle zamanlarda. ayrıca orada halen bulunmaları cok garipti. kadın msn konusmalarında ''ben kocamı istiyorum, beni affet, yanlıslar yaptım, bitmesin'' tarzı seyler yazmıstı hep. o anda buz gibi hissettim kendimi. 4 ayda yasanılanlar bi anda silinmişti sanki. nikah fotograflarına baktım. düğün fotograflarına baktım. daha önce evlilik yasamıs biriyle birlikte olamazmısım gibi geldi. icime sinmeyen bişeyler vardı. telefon actım, bitirmek istedigimi ve mesai bitimine kadar bekleyeceğimi, nedenlerini eve gelince anlatacagımı belirttim. yarım saat sonra bölük komutanından izin alarak gözleri dolu dolu eve geldi. artık içini kemirdiğini ve anlatması gerektiğini, içime sinmemesinde haklı oldugumu söyledi. nüfus kagıdını uzattı. arkasını çevirdim. medeni hali hala ''evli''ydi. beynimden vurulmusa döndüm o an. hayatımdaki en garip anlardan biriydi. düşünsenize 4 aydır hayatınızda bi adam var, aşık olmussunuz artık. bir gece önceyi aynı evde geçirmişsiniz, uyanıyorsunuz, bilgisayarındakilerle allak bullak oluyorsunuz, ardından da evli oldugunu öğreniyorsunuz.... buz gibiydim. yüzümde hiç bir ifade yoktu ama gözümden yaslar akıyordu. o anda koskoca bir tokat indirdim suratına. çantamı alıp gitmeye kalktım. koskoca adam, karsımda cocuk gibi aglamaya baslamıstı. ''herseyi anlatayım, ne olursun sonra git'' diye. 20 dk cebelleştikten sonra dinlemeyi kabul edip oturdum. evlendiklerinin ilk haftasında baslamıs kavgaları. zaten görücü usulü gibi birşey olmus. 2 ay flörtten sonra evlenmişler. ve bizimki de, kadının ikinci evliliğiymiş. ardından da tayini cıkınca hiç anlasamayacaklarını anlamıslar. kavgalar, gürültüler, bi ton sacmalıklar, kadının ailesinin araya girip olayların asılmaz hali almasıyla birlikte bosanma kararı almıslar. fakat hukuk sistemimiz, evliliğin üzerinden 1 yıl geçmeyince bosamıyor-mus bununla öğrendim. 1 senenin dolmasını beklediklerini, 1 sene dolumunda sözleşmeli bosanacaklarını, benimle görüştüğü süreç içinde onunla asla görüşmediğini, zaten farklı sehirlerde oldugunu vs anlattı. dogru da söylüyordu. zaten annesiyle yasıyordu. kameradan falan hep görürdüm ben. cep telefonu elimin altındaydı. fotograflar içinse geçerli açıklamaları yaptı. inanıyordum ona, ama yalan söylemesini de hazmedemiyordum. dinledim, sonrasında ''bitti'' diyerek çekip gittim evinden. eve geldim. o da benden yarım saat sonra cıkmıs ve her zaman bulustugumuz yerde beklediğini söyledi, hala aglıyordu telefonda. balık burcu, iri yarı, koskoca bir adam zaten. aglamasına dayanamıyordum ki.. yanına gittim. tekrar 1-2 saat konustuktan sonra ayrılamayacagımı anladım gerçekten. şoku atlatamamıstım ama kalbim sıcaklasmıstı tekrar. zaten 1 yılının dolmasına da 2 ayı kalmıstı. nasılsa bosanacaktı. o 2 ay içinde tatil yaptık. zaman zaman kavgalarımız olsa da bu bile zevkliydi. bu arada onun da şırnak'a tayini cıktı. 2 sene orada kalacaktı. ama bosanır bosanmaz nişan yapacaktık ve onu nişanlı olarak beklicektim. 2 ay doldu. biz onların aramasını bekledik. 2
ayı 15 gün geçti. ses seda yok. daha sonra yanımda aradı onları. karsıdaki ses asla bosanmayacagını söylüyor, daha sonra o sesin annesi telefonu alıyor, kızını bosatmayacagını cok cok kaba bi dille anlatıyordu. telefonu kapadık. psikolojimiz alt üst oldu. benim eniştem hakim. herseyi göze alıp, yardım almak için olayı onlara açtım. bizimki çekişmeli dava acacaktı, eniştem de emekliliği yaklasmıs bir hakim olarak belki onun açacagı davaya atanacak hakim arkadasıdır, bir yardımı olur dedim. insan bazen çaresiz oldugunda sacmalayabiliyor. ama ailem bana sırt çevirdi. ardından birlikte avukat bulduk. kadın farklı bi şehirde ikamet ettiğinden, mahkeme davalının ikametinde acılmalıymıs. burdan buldugumuz avukat da arada cok fazla mesafe oldugundan cok yüksek bi mebla cıkardı bize. düğün yapılabilecek bir meblağ. :) herseyi kabullendik. vekaletini verdi. şırnak'a gitti. ağlaya ağlaya yolladım o'nu. ayrılamadım. şimdi nefessiz gibiyim. sanki soluk alamıyorum oldugum yerde. operasyon bölgesinde. çarşamba günü taburunun yanına gidecek ve tam anlamıyla oradaki görevine baslayacak. öyle korkuyorum ki, allah korusun.
cok uzattım sanırım ama içim öyle dolmus ki... ne umuyorduk ne oldu. nişanlı olarak gidecekti şırnak'a. o şekilde bekleyecektim. şimdiyse hem uzuuun sürecek bi çekişmeli bosanma davası bekliyorum ki bu arada dava hala acılmadı dosya toplamaya calısıyor avukat.. sanırım adli tatil sonrası acılacak. hem onun için endişeleniyorum, hem cok özlüyorum. hiç bi şey için gücüm kalmadı sanki. bi yerim eksik gibi. hani tayini cıkmasaydı da, aynı sehirde olsaydık, dava falan sorun değil, kolay olurdu beklemek. ama hem yalnızım, hem fiilen olmasa da hala nüfus kagıdında evli olması basımı yastıga koydugumda canımı yakıyor. sonra da, yine de böyle bir aşk yasadıgım için mutlu olmaya calısıyor, poliyanacılık oynuyorum. nasıl geçiricem, nasıl dayanıcam buna bilmiyorum.
acaba bu tarz şeyler yasayanlar var mı aranızda?
ya da siz olsaydınız kabullenir bekler miydiniz benim gibi?
karsımdaki adamdan ve kendimden eminim. ama yine de kafası karısıyor insanın :/
allah kimseye böyle birşey yaşatmasın kızlar. amin. :çok üzgünüm: