- 29 Temmuz 2021
- 3.686
- 25.044
- Konu Sahibi Homer Simpson
- #1
Herkese merhaba
Bu birçok ergenin yaşayacağı sıradan bir sorun belki biliyorum ama konuşmaya çok ihtiyacım var. Çok bunalmış hissediyorum. Bu yüzden konu açma gereği duydum.
Ben zor bir ailede büyüdüm. Mükemmeliyetçi, benden hep en iyi olmamı bekleyen ve başkalarıyla birçok konuda beni karşılaştıran bir aile. Ben birinci sınıfa başlarken bana her dönem daima karnemdeki tüm derslerimin 5 olması gerektiğini, bir kere bile bir dersim 5 olmazsa beni okuldan alıp evlendireceklerini söylemişlerdi. Hiç unutmam, ikinci sınıftayken girdiğim ilk deneme sınavında okulda üçüncü olmuştum. Sevinçle anne babama söylediğimde beni birinci olmadığım için kınamışlardı. Zeki de bir çocuktum. 4,5 yaşımda kendi kendime okumayı öğrendim. Zaten sonra da 10 yaşındayken özel yetenek testini geçerek BİLSEM'e kabul edildim.
Evde her anlamda mükemmel olmamı beklediler. Mükemmel derken tamamen onların istediği gibi biri olamı istediler. Benim farklı bir birey olduğumu unutarak. Bir gün 5 yaşındayken yaramazlık yaptığımda babam tarafından iple merdivenlere bağlanmıştım. Belki de hâlâ ona güvenemeyişimin nedeni budur. Bana sık sık küserlerdi. On iki ayın onu küstük. Perdeyi açmamak olabilirdi bunun sebebi. Çoğu zaman da sebep olmazdı. Barışık yatar küs uyandırdık. Yani ergenliğim de yapayalnız geçti.
Bunun tabii ki sonuçları olacaktı. Çok iyi bir liseyi kazandım. Liseye geçişimle beraber bir depresyon başladı. Sürekli sürekli arttı. Yanına anksiyete eklendi. Özellikle geçen yıl ağustos ayında iyice kötüleştim. İlk panik atağımı da yaşamıştım. Panik ataktan sonra annem bana iyi davranmaya başladı ama ne çare. Yıllarca zihnime kodlananlardan dolayı çok değersiz hissediyordum. Asla yeterince başarılı değildim. Benim hiçbir şeye hakkım yoktu yemek yemeye bile. Aldığım psikiyatrik destek bile yetmiyordu. Her gün daha kötü oluyordum. En sonunda bu yıl mart ayında bir intihar girişimim oldu. Bir süre yoğun bakımda tedavi gördüm.
Bundan sonra yükselişe geçtim. Şimdi çok çok daha iyiyim. Ama bir yıl ders çalışamayınca üniversite sınavı sonucum berbat geldi. Tıp istiyorum, çocuk ve ergen psikiyatristi olmak istiyorum. Puanım tıpın yanından bile geçmedi. İkinci kez hazırlanıyorum.
Ama kendimi çok büyük bir boşlukta hissediyorum. Hatta o boşluğun içinde boğuluyorum. Çok ezik hissediyorum bir kere. Öğrenci değilim hiçbir şey değilim. Okullar açılacak herkes okula, arkadaşlarım üniversitelerine ama ben evde lise derslerine çalışacağım. Yapayalnız. Biliyorum mezuna kalan ilk insan ben değilim ama çok kötü hissediyorum. Motivasyonum da düşük. Kendimi ittirerek ders çalışmaya çalışıyorum. Pek de düzgün çalışmıyorum aslında. Kazanamamaktan korkuyorum. Böyle değersiz, ezik, küçücük hissediyorum. Aslında ne hissettiğimi de bilmiyorum ama boğulacak gibi oluyorum. Bir yandan tekrar eski korkunç depresif günlerime dönmekten korkuyorum. Kafamın içinde çalışan bir buldozer var sanki.
Böyle işte.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Bu birçok ergenin yaşayacağı sıradan bir sorun belki biliyorum ama konuşmaya çok ihtiyacım var. Çok bunalmış hissediyorum. Bu yüzden konu açma gereği duydum.
Ben zor bir ailede büyüdüm. Mükemmeliyetçi, benden hep en iyi olmamı bekleyen ve başkalarıyla birçok konuda beni karşılaştıran bir aile. Ben birinci sınıfa başlarken bana her dönem daima karnemdeki tüm derslerimin 5 olması gerektiğini, bir kere bile bir dersim 5 olmazsa beni okuldan alıp evlendireceklerini söylemişlerdi. Hiç unutmam, ikinci sınıftayken girdiğim ilk deneme sınavında okulda üçüncü olmuştum. Sevinçle anne babama söylediğimde beni birinci olmadığım için kınamışlardı. Zeki de bir çocuktum. 4,5 yaşımda kendi kendime okumayı öğrendim. Zaten sonra da 10 yaşındayken özel yetenek testini geçerek BİLSEM'e kabul edildim.
Evde her anlamda mükemmel olmamı beklediler. Mükemmel derken tamamen onların istediği gibi biri olamı istediler. Benim farklı bir birey olduğumu unutarak. Bir gün 5 yaşındayken yaramazlık yaptığımda babam tarafından iple merdivenlere bağlanmıştım. Belki de hâlâ ona güvenemeyişimin nedeni budur. Bana sık sık küserlerdi. On iki ayın onu küstük. Perdeyi açmamak olabilirdi bunun sebebi. Çoğu zaman da sebep olmazdı. Barışık yatar küs uyandırdık. Yani ergenliğim de yapayalnız geçti.
Bunun tabii ki sonuçları olacaktı. Çok iyi bir liseyi kazandım. Liseye geçişimle beraber bir depresyon başladı. Sürekli sürekli arttı. Yanına anksiyete eklendi. Özellikle geçen yıl ağustos ayında iyice kötüleştim. İlk panik atağımı da yaşamıştım. Panik ataktan sonra annem bana iyi davranmaya başladı ama ne çare. Yıllarca zihnime kodlananlardan dolayı çok değersiz hissediyordum. Asla yeterince başarılı değildim. Benim hiçbir şeye hakkım yoktu yemek yemeye bile. Aldığım psikiyatrik destek bile yetmiyordu. Her gün daha kötü oluyordum. En sonunda bu yıl mart ayında bir intihar girişimim oldu. Bir süre yoğun bakımda tedavi gördüm.
Bundan sonra yükselişe geçtim. Şimdi çok çok daha iyiyim. Ama bir yıl ders çalışamayınca üniversite sınavı sonucum berbat geldi. Tıp istiyorum, çocuk ve ergen psikiyatristi olmak istiyorum. Puanım tıpın yanından bile geçmedi. İkinci kez hazırlanıyorum.
Ama kendimi çok büyük bir boşlukta hissediyorum. Hatta o boşluğun içinde boğuluyorum. Çok ezik hissediyorum bir kere. Öğrenci değilim hiçbir şey değilim. Okullar açılacak herkes okula, arkadaşlarım üniversitelerine ama ben evde lise derslerine çalışacağım. Yapayalnız. Biliyorum mezuna kalan ilk insan ben değilim ama çok kötü hissediyorum. Motivasyonum da düşük. Kendimi ittirerek ders çalışmaya çalışıyorum. Pek de düzgün çalışmıyorum aslında. Kazanamamaktan korkuyorum. Böyle değersiz, ezik, küçücük hissediyorum. Aslında ne hissettiğimi de bilmiyorum ama boğulacak gibi oluyorum. Bir yandan tekrar eski korkunç depresif günlerime dönmekten korkuyorum. Kafamın içinde çalışan bir buldozer var sanki.
Böyle işte.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Son düzenleme: