MUSTAFA KEMAL' İ SEVMEK
Mustafa Kemal'i Sevmek
Özgürlüğü ve bağımsızlığı sevmek…
Bunları karakter, yani ruh, öz, omurga olarak kabul edenleri sevmek.
Mustafa Kemal'i sevmek… Fikri hür, ilmi hür, irfanı hür olanları sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Yoksul, yürekli, namuslu,yalansız, riyasız, pazarlıksız…Tertemiz alnından vurulup düşen hem de daha , bir tek kurşun atmadan, o istedi diye Allah deyip şehitlik için ileri atılan dedelerimiz, Eğinli dedem, Ali Çavuş gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek …
Kopan bacağını tüfeğinin dipçiğinin kayışıyla bağlayıp savaşarak ölen Ezineli ***** Çavuş gibi sevmek… Çanakkale'de 19. Tümen 'in her bir neferi gibi sevmek…
Sevmek… Ölmeyi emreden birini, Mustafa Kemal'i sevmek… Ölenleri dün olduğu gibi bugün de anlamak:
"Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım."
…Mustafa Kemal'i sevmek… Dün olduğu gibi bugün de bir adım geri gitmeyenleri ,gitmeyecekleri sevmek…
Mustafa Kemal'i Sevmek… Ölümden kaçarken durup onu dinleyip ölüme koşmak…
'
Mustafa Kemal'i sevmek… Ölesiye sevmek… Dün değil bugün gibi sevmek… Bugün de ölmeyi bilmek..
…
Atladı…Bir ayağı İzmir' de bir ayağı Ankara'da dimdik durdu… Sevmek.. Mustafa Kemal'i Nazım gibi sevmek…
Cumhuriyetini emanet ettiği gençler gibi sevmek… 23 Nisan çocukları gibi sevmek. Dünyanın en aydınlık yüzü Türk kadınları gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek… Kütahya'da Kurtuluş savaşının ortasında, 2 yıldır görmediği oğlunun sekiz ay önce hastalıktan öldüğünü duyup el defterine, " oğlum İzzet sekiz ay önce ölmüş." diye not düşüp savaşa devam eden, İsmet Paşa kadar sevmek…
Osmanlı Genelkurmay Başkanı ve Mareşali iken rütbelerini sıyırıp, onunla Anadolu'ya geçip yeniden kavgaya tutuşacak Fevzi Çakmak Paşa kadar sevmek.
Mustafa Kemal'i sevmek… Erzurum'da bir yalnız adama, silahlarını teslim etmemiş tek Osmanlı ordusu olan 9 kolorduyu kendisiyle birlikte teslim edecek kadar çok inanıp, emrine girip, cenk edip, barışta karşı durup, ciltlerce kitap yazacak Kazım Karabekir Paşa kadar sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…Yağan yağmur altında,ayaklar çıplak yürürken hastalıktan,açlıktan ateşler içinde yanan bebesinin üzerindeki örtüyü alıp, cephane yüklü kağnının üzerine örten analar kadar sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek… Kadın olup aşık olduğun adamdan, evladından, anandan, babandan daha çok sevmek Mustafa Kemal'i…
Anlamak o kadınları, onları anlamak için kendilerini kurtarmaya gelen askerleri " Kemal'in askerleri" diye selamlamalarını anlamak, …O acılar içinde sağ kalmak… Yaşama azminin adının Mustafa Kemal olmasını anlamak… Namusun adının Mustafa Kemal olmasını, onurun, erdemin adının Mustafa Kemal olmasını anlamak… Bu toprağın kadını, erkeği, evladı olmak…
Mustafa Kemal'i sevmek, Dinimizi, milletimizi, devletimizi kurtaranları, Kemal'in askerlerini sevmek… Acıyı bilenler, unutmayanlar,unutmayacaklar gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i namus bilmek…
Sevmek… İzmir'de ki o sevda anıtı gibi dimdik durmak…İzmir'e ilk giren Kemal'in askerlerinin Yunan askerleri tarafından şehit edilmesi üzerine o anıta Mustafa Kemal'in Türkiye'nin macerasını anlattığı Nutuk 'da kavgasının parolası ve işareti olarak yazdığı "Vatan ve Namus" gibi sevmek ...
Mustafa Kemal'i sevmek… Vatan ve Namus gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i Vatan ve Namus bilmek… Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür gençler gibi sevmek… Bağımsızlığı ve özgürlüğü sever gibi sevmek…Gelişmiş,büyük Türkiye'yi sevmek…
Cumhuriyet'i…Devrimciliği… Milliyetçiliği…Halkçılığı…Laikliği…D evletçiliği sever gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
… Türkiye'nin çınarlarını, çiçeklerini,bozkırını, bataklıklarını,denizlerini, havasını, kuşunu, kurdunu sever gibi ….
Dünyanın aç ve yoksul çocuklarını sever gibi, çocuklarımızı sever gibi, insanları, doğayı sever gibi, dünyayı, iyiyi,doğruyu,güzeli sever gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Kursağından haram lokma geçmemiş çocuklar gibi sevmek…
Hazreti Ömer'i bile kıskandıracak o büyük ahlakı sevmek… Yaratıp, kazanıp, anasının ak sütü gibi helal mallarının hepsini, ölünce milletine bağışlayanı sever gibi sevmek…
O'nun kalpaklı fotoğrafı ellerinde ,oğullarının al bayrağa sarılı naaşlarının önünde "Devlet , millet sağ olsun" diyen şehit anaları gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Kurtuluş savaşında tebdili kıyafet gezen Galip Hoca gibi sevmek…Sonra barışta Celal Bayar olup kavgalardan geçip, ölmeden önce " Atatürk seni sevmek ibadettir" diyerek sevmek…
İzmir'de Yunan'a ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin'in ruhunu şad edip, beş yıl sonra düşmanı kovup namusu ve şerefi yerden kaldırıp; İzmir'de , büyük kısmı hain iğfasına uymuş, İstanbul gazetecilerini toplayıp:
" Türkiye basını, milletin hakiki sada ve iradesinin belirtisi olan Cumhuriyet'in etrafında çelikten bir kale vücuda getirecektir. Bir fikir kalesi, zihniyet kalesi. Basın mensuplarından bunu talep, Cumhuriyetin hakkıdır…" diyen Mustafa Kemal'i, doğumunun 125. yılında vefa ve minnet duygularıyla ilk günkü gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i Türk halkı gibi sevmek, Türk milleti gibi sevmek, Türkiye gibi sevmek,
Mustafa Kemal'i sevmek… Onun bildiği gibi, "memleketimizin halini, ihtiyacını milletimizin elemlerini ve emellerini" bilmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Sevdasını Vatan…
Sevdasını Namus…
Sevdasını Bayrak…
Sevdasını Türkiye bilenler gibi sevmek…
Dağlarda çoban ateşleri yakacaklar gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek "Vatan ve Namus" demek…
Başka da hiçbir şey demek değil…
…
Seni her zamankinden daha çok seviyoruz…