Hiçkimse Osmanlı dönemi geri gelsin demiyor zaten Hayyalciğim.. Dediğim gibi o dönemle ilgili çok fazla bir bilgim yok.. Ama evet bundan 20 sene önceki düzenin bile kalmadığını da üzülerek görüyorum.. bu eskiye özenmek veya eskiyle övünmekse elbette övünürüm.. Geçmişimizde övünülmeyecek birşey olduğunu düşünmüyorum..
Kadına değer verilesinden bahsetmişsin, şimdiki hukuk sisteminin de kadına değer verdiğini düşünmüyorum.. Değer verilmediği için eşini döven kocalara "kocadır; döver de sever de" denerek evine gönderiliyor.. bu forum da bile yüzlerce bu şekilde açılan konu var..
ha şimdilerde övünülecek birşey yok mu demişsin.. Vardır elbet, ama şimdi gelmedi aklıma.. yerimseniben
Canım, okumanı dilerim...
Araştırmanı...
Neler çıkacak karşına şaşırırsın.
Taş olsa çatlar...
akannehir
Kadına değer verilmiyor evet, ama toplum okudukça araştırdıkça bilinçleniyor...
Senin dediğin kadın tipi var devam edecek de...
Avrupa'da, ABD'de aldatılıp da eşim diye çeken, dayak yiyen ama eşimdir yapar diyen insanlar da var... (Gurbetçileri kastetmedim.)
Şiddetten dolayı, aldatılmadan dolayı gidip dava açtığımızda bizi dinliyorlar değil mi?
Boşanmada kadının hakları oluyor.
Çünkü adalet sistemi var her ne kadar beğenmediğimiz yanları olsa da...
Güne uyum sağlıyor.
Osmanlı'da ise şeriat sistemine bağlı hukuk sistemi vardı.
Çarpık çurpuk...
Şunu okumanı isterim... Kadınlara tanınan haklar çok sınırlı idi. Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip değillerdi. Yönetime katılamazlardı. Ufak tefek bazı işler dışında istedikleri mesleğe giremezlerdi. Aile yaşamında erkeklerle aralarında eşitlik yoktu. Bir erkek dört kadınla evlenebilir, dilediği kadar da cariye tutabilirdi. Boşanma hakkı erkeğe tanınmıştı. Kız çocuklar erkeklere göre daha az miras alırlardı. Mahkemelerde iki kadın, bir erkek tanık yerine geçerdi. Oysa ki günümüzde bu durum tamamiyle değişmiş, kadın ile erkek eşit duruma gelmiştir. Kadınlar siyasete katılabilir, aile hayatında kadın ile erkek eşit sayılmaktadır. Kadınlar istedikleri mesleği yapabilmektedir.
Ekonomi ve ticaret hayatını düzenleyen kurallar yetersizdi. Ceza Hukuku alanında eksiklikler vardı. Yargılama yöntemleri pek ilkeldi. Kadı tek yargıçtı ve mahkemede dilediği gibi hareket ederdi. Ayrıca, bütün bu kurallar bugünkü kanun kitapları gibi derli toplu metinler biçiminde toplanmamıştı. Bunun için uygulayıcıların istedikleri maddeleri bulabilmeleri çok zordu. Günümüzde bu durumun tam aksine bütün kanunlar bir kitapta toplanmış ve mahkemede birkaç tane yargıçtan oluşan karar heyeti görev almaktadır ve bu kurul kendi kafasına göre kanunlara göre karar vermektedir. Kendi istediği maddeyi çıkarma yetkisi yoktur.
Bir devlet bütün vatandaşlarına aynı hukuku uygulamalıdır. Hukuk birliğin temellerindendir. İşte Osmanlı Devletinde bu özellik yoktu. Devlet nüfusunun önemli bir bölümü müslüman değildi. Müslüman olmayanlara kendi hukukları uygulanırdı. Müslümanlar ise, Osmanlı Devletinde Sünni mezheplerin hukukuna tabi idiler. Her mezhep mensubu kendi imamlarının kurallarının uygulanmasını isteyebilirdi. İşte bu temel aksaklık Osmanlı Devletindeki hukuk birliğini bozmuş, parçalanmanın kolylaşmasını sağlamıştır. Günümüzde böyle ayrılık olmaması TC hukukunun birliğnin bozulmamasına dolayısıyle devletin içinde iç karışıklıkların çıkmasına engel olmaktadır. TC hukuku temel olarak İsveç hukukuna dayanmaktadır. Hukukta her vatandaş eşit sayılmış ve herkese aynı kurallar uygulanmaktadır.
Osmanlı Devleti, Fransız ihtilali fikirlerinin de etkisiyle hukuk alanında bir takım ıslahat hareketlerine girişmiş, bağımsız mahkemeler oluşturmuş, yabancı ve azınlıklara hukuksal ayrıcalıklar tanınmıştır.
Meşrutiyet döneminde anayasal düzene geçildikten sonra, hukukta birliği sağlamak ve kargaşayı önlemek amacıyla Mecelle adıyla bir medeni kanun hazırlanmıştır. Ancak hanefi mezhebinin kurallarına göre hazırlanan ve dinsel yönü ağır basan Mecelle kanunu, Osmanlı Devletindeki sorunları çözmeye yeterli olmamıştır.
Hukukta Laikleşmenin Nedenleri:
a-) Yeni kurulan Türk Devletinin din toplumu(ümmetçilik) düşüncesi yerine Türk milliyetçiliği esasını benimsemesi
b-) Mecelle kanunun sorunları çözmede yetersiz kalması
c-) Hukukta ikiliğin ortadan kaldırılmak istenmesi
d-) Türkiye Cumhuriyetini çağdaş bir yapıya kavuşturma düşüncesi
***(GENBİLİMDEN ALINTIDIR.)