- 30 Kasım 2019
- 11.810
- 37.432
-
- Konu Sahibi Nevriye Budak
- #341
Faturalar onda, ev ihtiyaçları onda. Ama ışıkları açık bırakamam milli servet.Şimdi şöyle, evin eksiklerine yardımcı oluyor mu? Mesela faturaları kim ödüyor? O mu sen mi? Eğer bir o bir sen ödüyorsan sen hiç ödeme ve faturaları yükselt. Mesela evin 2-3 odasında ışık yansın. Telefon tarifeni değiştir o ödesin. Ya da direkt telefonu değiştir. Eve yeni koltuk takımı al. Markette en pahalısını al. Gerekirse her ay bir şeyleri değiştir. Bunların parasını da eşinden al. Eve badana yaptır mesela...Ben senin eşine çok para harcattığını sanmıyorum. Ya eşin çok iyi kazanıyor ve herkese yetiyor ya da sen yeterince para harcatmıyorsun. Mesela haftada kaç kere kuaföre gidiyorsun? Ya da aldığın elbiseleri nereden alıyorsun? Haftada bir kere gidiyorsan ikiye çıkar. 100 tl ilk alıyorsun 500 tl lik al gibi gibi...
Değer verilmeye ve bir ailenin parçası olmaya ihtiyaç duyuyor. Ailesinin duygu sömürülerinin karşılığını maddi olarak ödeyerek onlar tarafından kabul görmeye çalışıyor. Ve siz de onun eşi olduğunuz için sonsuz destek vermeniz gerekiyor ona göre. Hayatındaki öncelikleri arasında yoksun. Senin ailenin mal varlığını onun ailesine vermeyi teklif etsen kabul eder, çünkü o zaman babası sırtını sıvazlayıp oğlum der, dünyalara bedel ona.Yazdıklarınıza yüzde yüz katılıyorum. Ben birkaç kez bu konuyu ona açtım. Sizin yazdıklarınıza benzer şeyleri çok daha yumuşatarak söyledim. Yardım almasını teklif etmeye çalıştım ve bu gerçeği hep reddetti. Ben de hep kocam da mağdur ediliyor fikri ile ailesine düşman oldum.
Bizim ilişkimizde "seni seviyorum" cümlesi yerine "sana değer veriyorum, sen benim ailemsin" lafını duyarım hep, çünkü benim sevgiden ziyade aile olmayı hissetmeye ihtiyacım var. Ama cümlelerde kalıyor maalesef...
Bana kendince değer veriyor vermesine de yeterli değil, kendisiyle yüzleşmesini, bir birey olduğunu anlamasını çok istedim ama hiçbir girişimde bulunmadı... Bu şekilde ona daha kolay geliyor çünkü. Hem ailesini hem beni idare etmek daha kolaydı.
Konuştuğumuzda yine ailesinin penceresinden bakacağına eminim, o zaman anasının evine gitsin ne diyim...
Sen öyle zannet. Genelde bir ailede bir tane enayi olur o da senin eşin.Altın yapıyordur ama evlenirken oğluna vermez, ona da bize yaptılarını yapar üçüncü evini alır
Şoklar içerisinde okudum.Dün kayın ailemin pisliği hakkında konu açmıştım, esas sorunumu kafamı toplayınca anlatacaktım ama sabredemedim, tüm gece yazdım şimdi yayınlıyorum, yazı biraz uzun olacak, vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkür ediyorum.
31 yaşındayım, 5 yıllık evliyim. Eşim benimle yaşıt, çocuğumuz yok. İkimiz de özel sektörde çalışıyoruz.
Kayın ailemin hayatı
Eşimin ailesi doğunun bir ilinde hayvancılıkla geçimini sağlayan insanlarmış, hayat gayeleri çocuklarını okumaktan ziyade bir an önce büyütüp hayvanların başına koymak ve hemen evlendirmek üzerineymiş. Eşim ailenin en büyük çocuğu, iki kız bir oğlan kardeşi var. Köydeki ilkokul öğretmeninin iknası üzerine kayınbabam eşimi ortaokulu okuması için İç Anadolu'nun bir şehrinde yaşayan akrabalarının yanına yollamış, bir süre sonra da ailecek o şehre taşınmışlar, devlet parasız yatılı gibi seçenekleri düşünmemiş. Bu durumu yıllarca oğlunun başına kakmış, senin yüzünden düzenimiz bozuldu, her şeyi senin için yaptım gibi cümlelerle sistematik olarak beynine işlemiş. Hala işlemekte.
Evlilik sürecimiz ve ailesine yardım talebi
Biz üniversitede tanıştık, ikimiz de okullarımızı uzatmadan mezun olduk, askere gitti, hemen iş hayatına atıldık ve anlaşarak evlendik. Evliliğe karar vermeden önce ailesinin durumunu anlattı, onun okulu yüzünden düzenlerinin bozulduğunu, babasının hastalığından ötürü çalışamadığını, kardeşlerinin okuduğunu bu nedenle en azından kardeşleri de eline ekmeğini alana kadar bir süre ailesinin maddi yükünü taşımak zorunda olduğunu, bunun vicdani görevi olduğunu, onaylamıyorsam en baştan yollarımızı ayırmamızın daha sağlıklı olacağını söyledi. Ben evlilik meraklısı olduğum için veya kaybetme korkusundan değil, benim ailem de aynı durumda olabilirdi diye kabul ettim. Hatta ailesine karşı sorumluluk hissettiği için takdir ettim çünkü ben de aynısını yapardım. Tabi bu yardım konusunu açıklığa kavuşturduk, cüzi miktarda, kendimizi sıkmayacak bir meblada karar kıldık.
Evleniyoruz ve ailesi ölü taklidi yapıyor
Nişanda bir adet, evlenirken bir adet olmak üzere sadece iki tane bilezik taktılar, evimize bir iğne bile hediye etmediler. Durumları yok diye ben ve ailem ses etmedik. Tabi kendi ailemle yaşadığım problemleri yazmıyorum, tahmin edersiniz ki zor bir süreçti. Eşim arabasını sattı, kredi çekti, benim birikmiş param ve ailemin desteği ile evlendik. Babam kira ödemeyelim diye bize kiradaki evini verdi, hala orada oturuyoruz. Kayın ailemden maddi bir talebimiz olmamasına rağmen bir şey isteriz diye ödleri koptu 1 sene nişanlı kaldık oğullarını, beni, ailemi arayıp sormadılar, biz neleri alalım, takı işi nasıl olsun demediler, hazırlıklar nasıl gidiyor diye asla merak etmediler, manevi olarak da destek olmadılar. Düğünümüzü eşimin isteği üzerine kendi yaşadığımız şehirde yaptık, ailesi yanında durmadığı için bu kararı verdiğini düşünüyorum. Düğünden iki gün önce geldiler, elleri bomboş, çocuklarına bir çamaşır bile almayı veya bir banyo lifi örmeyi bile çok görmüşler. Geldikten sonra yapılacak bir sürü iş varken onlar ilk gün pikniğe gittiler, sonraki gün düğüne teşrif edip döndüler.
Bunları yaşadıktan sonra verdiğim sözden pişman olmaya başlamıştım bile ama bu daha fragmanmış.
Kayınpederimin takı aşkı
Balayından döndükten sonra kayınpederim beni her sabah aramaya, altınları sormaya başladı. Ne kadar altının var? Altınları ne yapacaksınız? Bak altın yükseliyor yatırım yapmak lazım vs. Bir, iki, üç, dört... Bu böyle gitti. Her seferinde kibarca başımdan savıyorum yine arıyor. İki tane bilezik takan adam başıma Wall Street uzmanı kesildi. Beşinci gün yine aradı açmadım direkt eşime söyledim aramalar kesildi.
Kayınpederime ev alıyoruz
Bu olaydan iki ay sonra eşim utana sıkıla seninle bir şey konuşmam lazım dedi. Kredi çekmemiz lazım dedi. Nasıl yani senin çektiğini ödüyoruz daha eşyaları bile tamamlamadık (halıları ve TV'yi almamıştık, ailemin almasını da istemedi) nereden çıktı dedim. Babam kelepir ev bulmuş, birikimini kullanacak, biraz borç alacak ama eksik var ben tamamlayacağım dedi. Yatırım için alacağım dedi. Nasıl yani? Hani fakirlikten kırılıyorlardı?! Hepsi yalanmış anlayacağınız... Ayrıca eşim evlenmek için sattığı arabadan gelen paranın büyük bir kısmını da babasına vermiş, ondan yarım yamalak evlendik, sonradan öğrendim. Arabadan gelen para, bizden esirgedikleri bol bol altınları ve birikmişi, yine eşimin çektiği kredi ile bedavadan ev sahibi oldular. Bu arada kayınpederimin kendi oturdukları evi var, bu ikinci evleri oldu. Bizim evde 3. Dünya Savaşı çıktı, yine de adam o krediyi çekti, ev alındı ve benden mal kaçırmak için 18'ine basmış ERKEK KARDEŞİNİN ÜZERİNE YAPILDI.
Bu olayların sonunda özetle boşanma aşamasına geldik, ben psikolojik destek almaya ve ilaç kullanmaya başladım. Birçok olaydan sonra eşim yalvardı yakardı, pişmanım dedi, ben seninle aile olmak istiyorum bana şans ver dedi ve yeniden denemeye karar verdik. Bugün dönüp baktığımda keşke o şansı vermeseydim diyorum.
Kayın ailemin sömürüsü devam etmekte
Borçlarımızı öyle böyle bir şekilde ödedik. Hayatımızı yoluna koyduk. İlişkimiz bu konu dışında sorunsuz ilerledi. Alınan ev kiraya verildi ama biz hala para göndermeye devam ediyoruz. Kardeşleri büyüdü, büyük kız biz nişanlıyken evlenmişti. Tabi kayınpederimin bütün evi erkek tarafına kitlediğini ve bol bol bilezik istediğini tahmin etmişsinizdir. Ortanca 4 kez, küçük olan 3 kez üniversiteye giriş sınavlarına girdikten sonra evden uzaklaşmak için şehir dışında okulları kazandılar. Biz onların yaşında mezun olmuş, çalışmaya başlamışken bunlar bizim paramızı yemekle meşguller. Ben tabi ilk başta hemen sınavı kazanırlar veya çalışırlar onlar da ailelerine destek olurlar diyordum, o da yalan oldu. Kazık kadar insanlar avare avare takılıyorlar. Bizim ilk başta konuştuğumuz cüzi miktar enflasyona yenik düştü (kocamın bahanesi) ve babamın evinde oturmanın rahatlığıyla ailesine şu anki asgari ücret kadar para yolluyor. Bunu da farklı yollardan öğrendim o konuya girmeyeceğim.
Daha anlatılacak binlerce şey var ama çok uzadı, yani ben cinnetin eşiğindeyim, bu konuda adam efsunlanmış gibi davranıyor, ne kadar insanca konuşmaya çalışsam da sonunda kavga ediyoruz. En başta verdiğim sözü önüme koyuyor. Biz böyle mi konuştuk diyorum demagojiye başlıyor. Çok sıkıldım. Aile terapistine gitmek istiyorum. Bir uzmanın önünde bütün kinimi kusmak istiyorum. Belki bu şekilde beni dinler. Sonu ne olacaksa olsun, evliliğimizin geleceğinden ziyade akıl ve ruh sağlığımı korumak için istiyorum bunu.
Boşanmaktan korkan biri değilim, o bir dilekçeye bakar. Çözümü yoksa ve bu yola gireceksem önce kendimi salak yerine konulma ve değersiz görülme hislerimden, ailesine olan nefretimden dolayı hayatın her alanında negatif bir insana dönüşmemden kurtulmam lazım. Kendim sağlıklı bir insan olursam gerisini hallederim...
Tam olarak böyle düşünüyorsun. Burada insanların yorumlarını okuyunca utandın sadece. Şimdi kocan sana bu son, hadi bu bayramda gidelim bir daha ne istersen öyle olacak dese koşarak gidersin. Sen sadece kendini kandırıyorsun.Öyle düşünmediğimi anladığınızı sanıyorum, sayfalarca yazdım.
Doğru diyorsun da açıklamalar çok yaratıcısri_lanka edanaz K KIR PAPATYASII
Kız ne gülüyonuz napiimmhayat bu ne olacağı belli değil mecbur
her gün başka bir olay babama güvenmem boşversene
Yazdıklarınıza yüzde yüz katılıyorum. Ben birkaç kez bu konuyu ona açtım. Sizin yazdıklarınıza benzer şeyleri çok daha yumuşatarak söyledim. Yardım almasını teklif etmeye çalıştım ve bu gerçeği hep reddetti. Ben de hep kocam da mağdur ediliyor fikri ile ailesine düşman oldum.
Bizim ilişkimizde "seni seviyorum" cümlesi yerine "sana değer veriyorum, sen benim ailemsin" lafını duyarım hep, çünkü benim sevgiden ziyade aile olmayı hissetmeye ihtiyacım var. Ama cümlelerde kalıyor maalesef...
Bana kendince değer veriyor vermesine de yeterli değil, kendisiyle yüzleşmesini, bir birey olduğunu anlamasını çok istedim ama hiçbir girişimde bulunmadı... Bu şekilde ona daha kolay geliyor çünkü. Hem ailesini hem beni idare etmek daha kolaydı.
Konuştuğumuzda yine ailesinin penceresinden bakacağına eminim, o zaman anasının evine gitsin ne diyim...
Izindeyim çok doğru söylüyorsun ama şu an çalışmıyorum çalışırsam isimlerimizi yazıp borç diye ileticemsri_lanka edanaz K KIR PAPATYASII
Kız ne gülüyonuz napiimmhayat bu ne olacağı belli değil mecbur
her gün başka bir olay babama güvenmem boşversene
Zevk almıyorum tabi ki. Yazsam çok uzun sürer hem yaşadıklarım hem duygularım; kendime kızıyorum sürekli, eşime kızıyorum, ailesine kızıyorum. Kendi aileme üzülüyorum. Bu şekilde aylar geçirdim kendimi dinlemekten korktuğum için. Mazoşist değilim ama inkarcılığın psikolojide bir adı varsa oyum.Ben dedim mazoşist misin diye. Önceden ayılmadığın, kocanın hesabını kontrol etmediğin için de demedim. Herşeyi gördüğün, bunkadsr aşağlandığın, yok sayıldığın, ailen ve sen sadece kazanç kaynağı görüldüğünüz halde hala kocanla orta yol bulma çabandan dolayı dedim. Hiç mi canın acımıyor? Hiç mi gururun kırılmıyor? Annenle babanın yüzüne bakınca hiç mi utanmıyorsun? Bu acıları çekmekten zevk mi alıyorsun?
Her gönderime başka bir açıklamaDoğru diyorsun da açıklamalar çok yaratıcı
Eş ailesi doğunun bir köyünde hayvancılık yapmış geleneksel bir aile. Kendilerinin bile en az 4-5 çocuğu var galiba nasıl olur da kırsal bir bölgede yaşayan geleneksel aile yapısına sahip bu aile torun baskısı yapmaz oğluna çünkü herkes bilir ki bu tarz aileler için oğullarının çocuk sahibi olması çok önemlidir.Bende tam olarak sebebin bu olduğunu düşünüyorum . Gelinine çocuk yaptı da oğlumu sırf bağlamak için parasını yemek için diye bakan çok aile var.
O yüzden çocuk sahibi olmasını istemiyorlar para bölünecek
Son durum ne neye karar verdiniz?Yazdıklarınıza yüzde yüz katılıyorum. Ben birkaç kez bu konuyu ona açtım. Sizin yazdıklarınıza benzer şeyleri çok daha yumuşatarak söyledim. Yardım almasını teklif etmeye çalıştım ve bu gerçeği hep reddetti. Ben de hep kocam da mağdur ediliyor fikri ile ailesine düşman oldum.
Bizim ilişkimizde "seni seviyorum" cümlesi yerine "sana değer veriyorum, sen benim ailemsin" lafını duyarım hep, çünkü benim sevgiden ziyade aile olmayı hissetmeye ihtiyacım var. Ama cümlelerde kalıyor maalesef...
Bana kendince değer veriyor vermesine de yeterli değil, kendisiyle yüzleşmesini, bir birey olduğunu anlamasını çok istedim ama hiçbir girişimde bulunmadı... Bu şekilde ona daha kolay geliyor çünkü. Hem ailesini hem beni idare etmek daha kolaydı.
Konuştuğumuzda yine ailesinin penceresinden bakacağına eminim, o zaman anasının evine gitsin ne diyim...
İnsanları çözmüşsünüz, kayınpederim tam anlattığınız tipte biri.Bir de böyleleri gef gef gerinerek oğlanı evlendirdim düğün yaptım vs masalları anlatır çevrelerine, okuttum işe yerleştirdim evlendirdim, kayınpeder hikayeleriyle uçuştadır
Ama tabii kabahat eş de ve ona inanan Nevriye de, sonra böyle kayınpederin hesabına yatan paraları, kardeşin üzerine alınan evi düşünür durur, kendisine soğuk su ikramımız var KK olarak, ben de soğuk bir şeyler içeyim bu konu hararet yaptı
Aynen en mantıklısı valla bakIzindeyim çok doğru söylüyorsun ama şu an çalışmıyorum çalışırsam isimlerimizi yazıp borç diye ileticem
Açık açık konuşacağım diyorsunuz biz de bu bir işe yaramaz zaten evvelden de konuşmuşsunuz diyoruz. Zaten ne diyeceksiniz? Verdiğin paraları geri al mı? Bundan sonra verme mi? Yani 24 sayfa tartışmada ilerleme göremedim. Ben ve birçok üye aynı çözümü önermiştik mesela sizin ailenizin de bir ihtiyacı doğması ve onlara para yollamanız gibi. Hiç dikkate almadınız.Zevk almıyorum tabi ki. Yazsam çok uzun sürer hem yaşadıklarım hem duygularım; kendime kızıyorum sürekli, eşime kızıyorum, ailesine kızıyorum. Kendi aileme üzülüyorum. Bu şekilde aylar geçirdim kendimi dinlemekten korktuğum için. Mazoşist değilim ama inkarcılığın psikolojide bir adı varsa oyum.