Kızlar bu hanımı engellemeden önce, son olarak şunu yazdım ve kendisini sonsuzluğa ışınladım. Arada kuzenim olmasa daha da sivri dilli olurdum. (dikkat bunu okuyan kör olabilir, fazala uzun oldu :) )
Altını tekrar çizerek tekrar ediyorum ki "biz ne söz, ne de nikah fotoğraf işlerini üzerimize almadık" Böyle bir misyonumuz yoktu ve böyle bir şey kesinlikle konuşulmadı. Ha istenseydi, böyle bir şey yine seve seve koşar yardım ederdik. Düşünemedik özür dileriz. Biz outdoor bir çekim yapalım size dedik onlar da Koç müzesini ayarlamışlar. Oraya ben gitmedim, organizasyonunu da biz yapmadık, davet edilen arkadaşları da biz çağırmadık, kendilerini tanımayız bile. Dolayısıyla sizin o çekimlerde olmamanızın ve "gelinin arkadaşlarının" fotolarının çekilmesinin sorumlusu ne ben ne de eşimdir.
Ayrıca, "fotoğraf çekim hediyeniz için çok teşekkür ederiz. sınırlama getirdiğinizi bilmiyorduk. Bu durumda; bizim aile bireylerine de teşekkür etmem gerekiyor'' olanaklarını sınırsız sundukları için...'' Ben, kendimdeki ''sınırsız'' vericiliği ''sınırlılığa '' indirgemem lazım. Mesela her sabah çevremdeki hastalara sabah ezanında ''meditasyon+enerji -şifa yollama'' gibi. yardıma ihtiyacı olanları evime kabul edip, onlarla şifalanma çalışmalarını 'HEDİYE'' ETMEM gibi... Ben sınırlılık bilgiisine erenlerden değilim. Sorunum bu AFEDERSİNİZ , SİZİ ANLAMADA ZORLANDIĞIM İÇİN." ne demektir allah aşkına?
Benim kuzenimle olan hediyeleşmemi siz mi belirleyeceksiniz? Dayımın kızıyla aramızdaki yaşanmışlıkları, başka ne verdiğimi siz nereden bilebilirsiniz? Yaptığımız hiç bir şeyi karşılık gözetmeden, gönülden verdik.
"karşılığında elbette bir gün "altın" veririz söylemi de nedir? Hayatımda böyle aşağılanmadım. Ben konuya açıklık getirmek adına hediyemiz olduğunu söylemek durumunda kaldım. Yoksa bu mevzu bahis bile olamayacak kadar küçük bir şeydi. Sizin şifa dağıtmanız, insanlara bunu hediye etmeniz eminim güzel ve takdir edilesi bir şeydir.. Ama iyiliklerinizi, hediyelerinizi ortaya dökmenize gerek yok. Bu bizi ilgilendiren bir durum değil çünkü. Burada kimin hediyesi daha değerli, kim daha iyi insan yarışması yapmıyoruz.
Fotoğrafları indirememiş, yanlış anlamış, hayal kırıklığı yaşamış olabirsiniz. Bizi çekmemisiniz, size güvendik biz de çekmedik üzüldük kırıldık diye sitem etseniz anlarım. Ama sanki biz birşeylere mecburmuşuz gibi, "yapacağınız işi tam yapın" demek, sonrasında da "yaa demek hediyeydi" ohooo ben ne hediyeler veriyorum karşılıksız öyle mi diyerek iğneleyici bir uslüp takınmak şık değil.
Özetle hepimiz insanız ve bir takım duygularımızı zaman zaman kontrol edemeyip, peşin hüküm verip insanları kırabiliriz ama hatamızı anladığımızda gerekli özrü dileyebilecek yüce gönüllülüğü de gösterebilmeliyiz.