Bir Babanın Acıları Nasıl Dindi? RİSALE-İ NUR

askitotomsu

Yiğit Aras_SMA destek
Kayıtlı Üye
31 Mart 2012
10.869
7.479
Aşağıdaki mektup, bir emekli edebiyat öğretmeni tarafından oğlunu inkar ve isyan bataklığından kurtaran bir gence yazılmıştır. O mektup, ibret alınsın diye Yazar ve Doç. Dr. Halit Ertuğrul hocaya da gönderilmiş. Yazar, mektuba "Kendini Arayan Adam" adlı kitabında yer vermiştir. Aşağıya alıntılıyoruz:

"İki gözüm, değerli yavrum,
Tanımadığın bir imzayla alacağın bir mektup karşısında şaşıracağını biliyorum. Zira ben de sizi tanımıyorum. Tahmin ediyorum ki hayatınızda ilk defa böyle bir mektup alıyorsunuz.

Sözlerime kendimi tanıtmakla başlayacağım. Ben emekli edebiyat öğretmeniyim. Yaş olarak değilse de ruh olarak çok bitik ve ihtiyarım. Bir yandan meslek hayatımın sona erişi, öte yandan hanımın vefat edişi, diğer yandan da hayatımın gayesi zannettiğim evlatlarımın hayırsız ve bedbaht çıkmaları, çok az adama nasip olan çile ve ıztırapları da beraberinde getirdi. Daha başka bir ifadeyle canavar hayvanlar karşısında titreyen bir çocuk gibiyim. Ve ağlıyorum evladım hem de her gün. Büyük olan onlar mı, ben miyim? İnan ki bilemiyorum.

Büyük oğlum doktor. Almanya'ya gitti. Ben onu unutmadım ama o beni unuttu. Ne mektubu var ne de selamı. Onun küçüğü hakim. İsminden bile bahsetmekten korkuyorum. Kızım ise yüz karalığın en iğrencini yaparak iki yıl önce bir genç ile gitti, gidiş o gidiş.

Değerli evladım! Sen baba yüreğini bilir misin, bilmem ama evlatlarının ihanetine uğrayan bir ihtiyarın duyduğu sancıyı asla duyamazsın. Teselliye ve hizmete muhtaç bir insanın böylesine bir acıya gark olması, en insafsız insanları dahi ürpertir değil mi? Ama benimkilerini asla.

Bu acı dertleri unutturan, alçaklığın en korkuncunu bile benden esirgemeyen en küçük oğlumdan bahsetmek istiyorum. Bu yıl fakülte son sınıfta okuyor. O sizi tanıyor, aynı sınıftaymışsınız. Gayesi hayvanlar gibi yaşamaktan başka bir şey değil. Gayr-i meşru hünerleri bir şeref telakki eder. Sefahat topluluklarını adım adım takip eder. Haya, namus, merhamet ve saygı gibi ulvi hisler ona göre adi ve değersiz şeylerdir. Ona oğlum demeye utanıyorum. Zaten o, asırlık maddi varlığımı eritti. Ne zaman onu ikaz etmek istemişsem ya kötü sözünü işitmişim ya da dayağını yemişim. Hele beni bir cani gibi dövüp kolumu kırdığını unutamıyorum. Günlerce inledim. Kapımı açıp beni doktora götürecek bir dost da gelmedi. Teselliyi hep ağlamakta buluyordum.

Paramın bittiğini anlayınca sırtımdaki yeni pardesüyü çıkarıp satmak istedi. Yalvardım: 'Evladım bari bunu yapma. Soğuk odada yatıyorum, ihtiyarım, dayanamıyorum.' dedim. Fakat son derece sert ve ağır hakaretleriyle karşılaştım.
Adeta kainat başıma çökmüştü. İliklerime kadar titredim. Koynumda bir evlat değil, bir yılan büyütmüşüm meğer.

İşte evladım, ben bu acı hayatın çarkları arasında eriyen zavallı birisiydim. Sevmek, gülmek ve huzur denen şeylerin adını bile unutmuştum. Fakat olacağa bak sen. RİSALE-İ NUR imdada yetişti.

Bir gün soğuk odamda yorganıma sarılmış, dertlerimle baş başaydım. Kapı yavaşça açıldı. İçeriye o girdi. Her zaman kapıyı tekmeleyerek açar ve büyük bir hışımla içeri girerdi. Koşarak geldi, kendini kollarıma attı. Gözlerinden yanaklarına doğru akan yaşlar, çenesinden aşağı doğru süzülüyor, sarsıla sarsıla ağlıyordu.

'Affet babacığım. Her şeyi unut, dünyaya yeni geldiğimizi farzet, her şey yeniden başlayacak." diye feryatlar koparıyordu.

İnanın hayal görüyorum zannettim. O anda ben de kendimi kaybetmiştim. Okulda sizinle tanıştığını söyledi. Bir akşam kaldığınız evde misafir etmişsiniz. Kendisine hayatın ve insanın gayesini anlatan RİSALE-İ NUR adlı eserlerden pasajlar okumuşsunuz. Ona öyle bir tesir yapmış ki anlatmakla bitiremiyor. Şimdi o eserleri birlikte okuyor ve namazlarımızı birlikte kılıyoruz. Tam olarak huzura erdik, ruhumuz sevinç dolu. Baba olduğumu yeni anlıyor ve Allah'a şükrediyorum.

Evladım sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Allah sizler gibi imanlı gençlerin sayısını artırsın. Hizmetiniz çok kutsi yavrum. Bundan daha büyük bir hizmeti insanlık tarihi gösteremez. Cehennem hayatı yaşayan bir insana Cennet hayatını tattırmak, tarifi mümkün olmayan bir kıymettir. Eğer şu anda servetim olsa hepsini de bu hizmetiniz uğruna sarf ederdim. Allah sizlerden ebediyen razı olsun. Dualarınızı bekler, gözlerinizden öperim.
 
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Hadis-i Şerif | Tirmizî, Kıyâme, 49)
 
Bir babanın oğlu için duâsı, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duâsı gibi makbuldür.” #Hadis (Keşfü’l-hafâ, 1/4)
 
Allah'a en sevimli amel, vaktinde kılman namazdır. Sonra anne babaya iyilik, sonra da Allah yolunda cihad etmektir. #HADİS [Camiü's Sağir]
 
Resullullah sav şöyle buyurdu
Allahın hoşnutluğu ve rızası ana babanın rızasında, gazabı ise onların gazaplarındadır
 
Anne ve babasına hem vücutça hem de sözle iyilikte ve ihsanda bulunan Allah için harbe gidenlerin edindiği ecri kazanır
 
Anne babaya karşı ihsanda bulunmak ömrü uzatır, rızkı artırır. Onların hayır ve duaları her kazayı red ve tard eder
 
X