''Bilseydi Büyümezdi, Çünkü Büyümeseydi Bilmezdi''

cocukaile

EVLİ-MUTLU-HUZURLU-AŞIK-ÇOCUKLU..
Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şubat 2013
Mesajlar
516
Emoji Skoru
577
Puanlar
123


Bir çocuk görüyorum...
Yalınayak.
Küçük.
Hayattan habersiz.
Gülücük var yüzünde sebepsiz.
Bir çok sorunla yüzleştiği belli...
Maddi durumları belli.
Şuan mutlu.

Sıkıntılar içerisinde...
Bir dediği iki edilmeyen çocuklardan çok uzakta.
Paylaşmaktan uzak insanların arasında...
Şimdilik mutlu.
İnfak edip de maddi sıkıntısı olan ailelere yardım etmeyi bilmeyen insanların arasında...
Şimdilik mutlu.
Çünkü habersiz...
İnsanların kararmış kalplerinden habersiz.
Kalbi fakir zenginlerden habersiz.
Ve şimdilik mutlu...
''Kârûn, Mûsâ'nın kavminden idi. Onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki anahtarlarını güçlü, kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: “Şımarma! Bil ki Allah şımaranları sevmez.”
ALLAH'ın sana verdiği nimetlerle, dünyadaki payını unutmadan ahiret yurdunu ara. Allah sana iyilik ettiği gibi, sen de iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”
Kârûn, “Bu servet bana, ancak bendeki bir ilimden dolayı verilmiştir” demişti. Allah'ın ondan önce, ondan daha güçlü ve topladığı şey daha çok olan nice nesilleri yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.
Kârûn, gösteriş içinde toplumun karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler, “Keşke Kârûn'a verildiği gibi bize de verilse; doğrusu o, büyük bir şans sahibidir” demişlerdi.
Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: “Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın sevabı/nimeti daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.”
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek yandaşları da yoktu; o, kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler, “Demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletiyor; dilediğine de daraltıyor. Şâyet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay! Demek ki inkârcılar iflah olmazmış!” demeye başladılar.
İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmak istemeyen kimselere veririz. Sonuç, takvâ sahiplerinindir.''
[Kasas 76-83 ]
Büşra Şükran
 
Back