- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
Sosyal hayatta makyajın toplum gözündeki değeri oldukça değişken. Makyaj en nihayetinde yalın haliyle, kendini olduğundan farklı gösterme eylemi. Peki makyaj yapan kadınlarla yapmayanları ayıran şey ne? Bilimin bu konudaki tespitleri oldukça ilginç...
Japonya'nın önde gelen bilim insanlarından olan Dr. Ken Mogi, ünlü bir kozmetik firmasıyla ortaklaşa gerçekleştirdiği araştırmasıyla çok ilginç bir tartışmanın fitilini ateşledi. 2014'te yayınlanan araştırma sonuçlarına göre makyajın kadın beyninde karmaşık işllemler yarattığı yadsınamaz bir gerçek. Şöyle ki; aşağıdaki resimde makyajsız bir kadının aynadaki yansımasına baktığını görüyoruz.
Burada öne çıkan durum şu ki beynin "kendini ödüllendir" mesajı veren bir bölümü harekete geçiyor. "Caudate Nucleus" adı verilen beynin bu kısmı, kadında beklentilerin oluşmasına yol açıyor. Bu beklentiler kısa sürede yerini eyleme geçmeye teşviğe bırakıyor ve hemen ardından hırs duygusu tetikleniyor. Bu geçiş evresi kadının kendisini makyaj yapmaya ikna süreci olarak değerlendiriliyor. Aşağıda ise makyajlı bir kadının aynaya baktığı sırada beyninde oluşan aktiviteleri görüyoruz. Resmi daha iyi okumak isteyenler için beyindeki mavi bölgeler beynin diğer insanların yüzüne karşı verdiği tepkiler. Kırmızı noktalar ise beynin kendi yüzüne karşı verdiği tepkiler olarak ortaya çıkıyor. Yukarıdaki resimle karşılaştırıldığında beynin, makyajlı yüze daha az tepki verdiğini görüyoruz.
Dr. Mogi bu raporları bir aşama öteye taşıyor ve diğer insanların makyajlı ve makyajsız bir kadına baktıklarında ne tür tepkiler verdiğini inceliyor. Her zaman için makyaj yapan kadınlar insanlar tarafından daha çok seviliyor. Bunun sebebi güzel görünmeleri değil. Tüm toplumlarda yerleşmiş bir önyargı olarak, makyaj yapan kadının iletişime daha açık olduğu görüşü her insanda hakim bir kanı. Makyaj yapmak isteyen kadının bunu kendisi için değil, başka insanlar için yaptığı görüşü yerleşmiş bir fikir olduğundan makyaj yapmayan kadınların iletişime kapalı olduğu hissiyatı oluşuyor.
Bu ne kadar doğru? Bangor ve Aberdeen Üniversiteleri ortaklaşa bir çalışma yürtüttüler ve Dr. Mogi'nin tezini masaya yatırdılar. 44 kadın deneğe ihtiyaçları olabilecek tüm makyaj malzemelerini verdiler ve gece dışarı çıkmak üzereymişçesine makyaj yapmalarını istediler. Hem makyajlı hem de makyajsız pozları çekilen kadınların fotoğraflarını onları daha önce görmemiş erkek deneklere sundular. sonuç çok net bir şekilde Dr. Mogi'yi haklı çıkarttı.
Bunun üzerine ikinci bir test yaptılar ve 3 ayrı pozu çekilen kadınların az makyajsız, az makyajlı ve çok makyajlı halleri hem erkeklere hem de kadınlara sunuldu. Öncelikle erkekler kadınlara oranla daha fazla makyajsız kadınları tercih ederken her iki grubun da az makyajlı kadınları tercih ettiği ortaya çıktı. Yani Dr. Mogi haklıydı ama daha çok makyaj yapmak, daha çok istenen kadın olmak anlamına gelmiyordu.
Dr. Ken Mogi'ye göre kadın beyni makyajsız haline tahammül edebilmek için dopamin salgılamak zorunda kalıyor. Yani kadın mutluluk hormonuna ihtiyaç duyuyor. Eğer bir kadın makyaj yapıyorsa, beynin salgıladığı dopamin yetersiz kalıyor demektir. Bu kendisiyle barışık olmayan bireylerde de görülen bir durum. Kanebo Kozmetik araştırmacılarından Keishi Saruwatari, makyaj "yapmayan kadından 'korkun'" diyor.
Bilimsel araştırmalara göre makyajsız halini gördüğünde bununla baş edebilen kadınların beyni kesinlikle daha farklı açılımlar yapıyor. Saruwatari'ye göre; "İş olsun, spor olsun herhangi bir alanda rakibiniz makyaj yapmayan bir kadınsa bilin ki o hedefine kilitlenmiş bir kaplan gibidir. Bir anlamda özgür kalmıştır. Beyninin büyük bölümü kendisiyle ilgili kaygılardan arınmış olduğundan çok farklı açılımlar yapabilir."
Ne diyelim biz de çevremizde bazen görebiliyoruz, her gün yüzünü makyaj bombardımanına tutup ofise, okula giden sokağa çıkan kadınları. Sonra bir bakıyoruz ki o yüzünde bir parmak makyajla dolaşan kadın, bir anda en sade haliyle toplum içine çıkmaya başlıyor. Korkmalı o kadından? Yorum sizin ama bir ofiste aynı pozisyon için mücadele ediyorsanız, bu gözden kaçırmamanız gereken bir ayrıntı olabilir...
(Kaynaklar; Kanebo, Time, Telegraph)
Japonya'nın önde gelen bilim insanlarından olan Dr. Ken Mogi, ünlü bir kozmetik firmasıyla ortaklaşa gerçekleştirdiği araştırmasıyla çok ilginç bir tartışmanın fitilini ateşledi. 2014'te yayınlanan araştırma sonuçlarına göre makyajın kadın beyninde karmaşık işllemler yarattığı yadsınamaz bir gerçek. Şöyle ki; aşağıdaki resimde makyajsız bir kadının aynadaki yansımasına baktığını görüyoruz.
Burada öne çıkan durum şu ki beynin "kendini ödüllendir" mesajı veren bir bölümü harekete geçiyor. "Caudate Nucleus" adı verilen beynin bu kısmı, kadında beklentilerin oluşmasına yol açıyor. Bu beklentiler kısa sürede yerini eyleme geçmeye teşviğe bırakıyor ve hemen ardından hırs duygusu tetikleniyor. Bu geçiş evresi kadının kendisini makyaj yapmaya ikna süreci olarak değerlendiriliyor. Aşağıda ise makyajlı bir kadının aynaya baktığı sırada beyninde oluşan aktiviteleri görüyoruz. Resmi daha iyi okumak isteyenler için beyindeki mavi bölgeler beynin diğer insanların yüzüne karşı verdiği tepkiler. Kırmızı noktalar ise beynin kendi yüzüne karşı verdiği tepkiler olarak ortaya çıkıyor. Yukarıdaki resimle karşılaştırıldığında beynin, makyajlı yüze daha az tepki verdiğini görüyoruz.
Dr. Mogi bu raporları bir aşama öteye taşıyor ve diğer insanların makyajlı ve makyajsız bir kadına baktıklarında ne tür tepkiler verdiğini inceliyor. Her zaman için makyaj yapan kadınlar insanlar tarafından daha çok seviliyor. Bunun sebebi güzel görünmeleri değil. Tüm toplumlarda yerleşmiş bir önyargı olarak, makyaj yapan kadının iletişime daha açık olduğu görüşü her insanda hakim bir kanı. Makyaj yapmak isteyen kadının bunu kendisi için değil, başka insanlar için yaptığı görüşü yerleşmiş bir fikir olduğundan makyaj yapmayan kadınların iletişime kapalı olduğu hissiyatı oluşuyor.
Bu ne kadar doğru? Bangor ve Aberdeen Üniversiteleri ortaklaşa bir çalışma yürtüttüler ve Dr. Mogi'nin tezini masaya yatırdılar. 44 kadın deneğe ihtiyaçları olabilecek tüm makyaj malzemelerini verdiler ve gece dışarı çıkmak üzereymişçesine makyaj yapmalarını istediler. Hem makyajlı hem de makyajsız pozları çekilen kadınların fotoğraflarını onları daha önce görmemiş erkek deneklere sundular. sonuç çok net bir şekilde Dr. Mogi'yi haklı çıkarttı.
Bunun üzerine ikinci bir test yaptılar ve 3 ayrı pozu çekilen kadınların az makyajsız, az makyajlı ve çok makyajlı halleri hem erkeklere hem de kadınlara sunuldu. Öncelikle erkekler kadınlara oranla daha fazla makyajsız kadınları tercih ederken her iki grubun da az makyajlı kadınları tercih ettiği ortaya çıktı. Yani Dr. Mogi haklıydı ama daha çok makyaj yapmak, daha çok istenen kadın olmak anlamına gelmiyordu.
Dr. Ken Mogi'ye göre kadın beyni makyajsız haline tahammül edebilmek için dopamin salgılamak zorunda kalıyor. Yani kadın mutluluk hormonuna ihtiyaç duyuyor. Eğer bir kadın makyaj yapıyorsa, beynin salgıladığı dopamin yetersiz kalıyor demektir. Bu kendisiyle barışık olmayan bireylerde de görülen bir durum. Kanebo Kozmetik araştırmacılarından Keishi Saruwatari, makyaj "yapmayan kadından 'korkun'" diyor.
Bilimsel araştırmalara göre makyajsız halini gördüğünde bununla baş edebilen kadınların beyni kesinlikle daha farklı açılımlar yapıyor. Saruwatari'ye göre; "İş olsun, spor olsun herhangi bir alanda rakibiniz makyaj yapmayan bir kadınsa bilin ki o hedefine kilitlenmiş bir kaplan gibidir. Bir anlamda özgür kalmıştır. Beyninin büyük bölümü kendisiyle ilgili kaygılardan arınmış olduğundan çok farklı açılımlar yapabilir."
Ne diyelim biz de çevremizde bazen görebiliyoruz, her gün yüzünü makyaj bombardımanına tutup ofise, okula giden sokağa çıkan kadınları. Sonra bir bakıyoruz ki o yüzünde bir parmak makyajla dolaşan kadın, bir anda en sade haliyle toplum içine çıkmaya başlıyor. Korkmalı o kadından? Yorum sizin ama bir ofiste aynı pozisyon için mücadele ediyorsanız, bu gözden kaçırmamanız gereken bir ayrıntı olabilir...
(Kaynaklar; Kanebo, Time, Telegraph)