- 23 Ocak 2008
- 10.806
- 13.020
- 823
Açık ya da kapalı... Hacı ya da ateist... Hiç birimiz peygamber ya da evliya değiliz.
Hepimizin kendince hataları günahları, yanlışları var.
Aslında bizim derdimiz her ne şekilde yaşarsa yaşasın başkalarının hayatı hakında söz sahibi olduğumuz sanmak.
Kendi hayatımızdan çok başkalarının ne yaptığı ile ilgiliyiz. Bana göre yanlış olan bir diğerine göre doğru.
Başı örtülü diye kimse günahtan arınmıyor. Ya da namaz kılıyor olmak uhrevi bir dünyada yaşamayı sağlamıyor..
İyi ama bana ne... Namaz kılar, borcunu öder ama nefsine yenilir hata yapar. Normaldir. Yorum yapmak zorunda mıyım? Ya da hata yaptı diye o kişinin ibadetine laf söyleme hakkına sahip miyim?
Başım açık, oruç da tutmuyorum. Ama kendimce artılarım var. Benim tercihimden kime ne?
Bütün bunların takdiri bize kalmamış ki..
Tövbe yarabbim sanki cennette sabit bir kadro var. Atıp tutup karalayıp birilerinin ayağını kaydırmaya çalışıyoruz.
Beğenmek yetmez katılıyorum yazdıklarınıza, bu topikte bile yargılama, eleştirme, ötekileştirme, etiketleme var.
Arkadaş adam yalan söyler namaz kılar, hak yer oruç tutar, zina yapar hacca gider, başı açık bir kadın günde 5 vakit namaz kılar, baş örtülü bir kadın namaz kılmaz. Bize ne kime ne?
Kim dört dörtlük ki şu hayatta. Din konusundaki bu yargılamalara sinir oluyorum. Tamam layığı ile yapmak lazım bazı şeyleri. Ama dört dörtlük olamıyorum diye çok insanın ibadet etmekten vazgeçtiğini biliyorum. Başım açık dolaştığım zamanlarda kıldığım namazın kabul olmayacağını iddia eden gerzeklere sana ne dedim her zaman. Şimdi de diyorum bize ne sana ne?
Bırakın din gibi hassas bir konuda insanları yargılamayı. Ötekileşmek istemiyorsanız kendiniz ötekileştirmeyin.