Nöroloji - Beyin ve Sinir Hastalıkları Beynimiz mi aç yoksa midemiz mi?

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.104
603.056
43

Açlık hissi mide ile alakalı değil;beyin ve beyinden salgılanan hormonlarla alakalı olabilir ...
Açlık hissi, karışık ve çok sayıda duygunun kesişme noktası. Ve ne yazık ki (çoğu zaman farkında bile olmadan) midemizi değil beynimizi doyurmak, bedensel değil ruhsal açlığımızı gidermek için yeriz. Peki, bu ikisini ayırmanın, açlığımızın “fiziksel mi, duygusal mı” olduğunu anlamanın bir yolu yok mu? Var! Buyurun...

Beynimiz, sinirler arasında iletişimi ‘nörotransmitter’ adı verilen kimyasallar ile sağlar. Ruh halimizi direk etkileyen nörotransmitter’ler; serotonin, noradrenalin ve dopamin’dir.

Serotonin; rahatlamayı ve sakinleşmeyi sağlamakla birlikte iştah ve uykunun düzenlenmesinde rol oynar. Serotonin stres ve gerilim hissini azaltır.

Dopamin ve Noradrenalin; enerjikliği ve uyanıklığı sağlar. Vücutta üretildiklerinde; birey daha hızlı düşünmeye, tepki vermeye başlar, daha motive hisseder, refleksleri hızlanır.

Beyin Aç

Yale Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, açken ve tokken beynin aktiviteleri ölçülüp beynin açlık durumdaki tepkisi gözlemlenmiştir. Katılımcılar bir cihaza bağlanarak kan glikoz seviyelerinden açlık ve tokluk durumlarına, ayrıca işlevsel MRI yöntemiyle beyin aktivitelerine bakılmıştır.

Yemekten iki saat sonra katılımcılara çeşitli yemek fotoğrafları gösterilmiş ve ölçümlere başlanmıştır. Katılımcıların beyindeki, mantıklı düşünme ve karar verme, sebep- sonuç, planlama gibi yönetimsel becerilerinin olduğu kısımda daha fazla aktivite olduğu görülmüştür. Bireyler, yüksek kalorili abur cuburları reddetmek ve duygularını kontrol etmekte daha başarılı olmuştur. Ancak uzun süreli açlık sonrası glikoz değerleri düşmeye başladığında beyindeki duygularımızla ilişkili daha derin alanlar aktive oluyor. Beyin komut vererek bireyi yemeğe yönlendiriyor ve birey gördüğü abur cuburu yemeye başlıyor.

Uzun süreli açlık gibi, yapılan şok ve düşük kalorili diyetler sonucu da besin bulamayan beyin hücreleri, açlık adını verdiğimiz içgüdümüzü harekete geçirir.

Kalbin Aç

Duygusal yemek yeme, en çok ‘Kalbimiz Aç’ olduğunda ortaya çıkmaktadır. Kızgınlık, öfke, yalnızlık, güvensizlik, suçluluk, kıskançlık, kaygı, hayal kırıklığı, üzüntü, sıkıntı, sevgi boşluğu duygusal yemek yemeği tetikler. Duyguların yerini yemekle doldurmak, kilo alma sürecini başlatacaktır. Kilo aldıkça kendini beğenmeme ve bunun sonucu şok diyet uygulamaları ve sonrasında tekrar kilo alımı vücutta yo-yo sendromuna sebep olacaktır. Mutsuz hisseden kişi kilo alır. Hayal kırıklığı kişiye kendini yalnız ve gelecek hakkında umutsuz hissettirir. Bu da kendine olan ilgisini kaybetmesine ve belki de kilosunu umursamamasına yol açar. Bastırılmış üzüntü fark edilip, başa çıkılmadığı sürece, binge eating olarak adlandırdığımız tıkınırcasına yemek yeme sendromuna yol açabilir. Depresyon yüzünden yiyen kişiler, genellikle süt ürünlerine yönelirler (dondurma, çikolata, peynir gibi). Çünkü süt ürünleri kimyasal yapıları nedeniyle antidepresan ilaçlarla aynı nörolojik etkiyi yaparlar.


Miden Aç

Normalde sağlıklı bir diyet programı kişiyi çok ciddi bir şekilde acıktırmaz. İnsan fizyolojisinde kan şekeri 3 saatte bir düştüğü için, 3 saatlik aralarda mutlaka ara öğünlerin tüketilmesi gerekir. Eğer kişi sadece 3 ana öğünden oluşan bir diyet yapıyorsa, ya da uyguladığı diyet programı kendi vücuduna ve metabolik hızına göre çok düşük kaloride ise o zaman ani açlık krizleri oluşur.

Açlık krizleri/yiyecek aşermelerinin vücudun bilgeliğini yansıttığına inananlardanım; vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögelerinin sinyalini verdiğini düşünüyorum. Örneğin; krize girip çikolataya aşermek vücudun daha fazla antioksidana ihtiyaç duyması olabilir. Bununla birlikte aslında bir kase dolusu kırmızı üzüm, çikolataya oranla daha yüksek antioksidan sağlar ancak çoğumuz üzüm yerine çikolatayı tercih ederiz.

Açlık krizlerinin ve aşermelerin psikolojik mi fizyolojik mi olduğuna dair çok uzun zamandır araştırma yapılmakta ancak her iki durumunda etkili olabildiği görülmektedir. Örneğin; küçükken hasta olduğumuzda annemizin yapmış olduğu tavuk suyu çorba bizi iyileştirmeye yeter. Büyüyünce de hasta olduğumuzda psikolojik olarak anne eli değmiş tavuk suyuna çorbanın işe yaracağını düşünürüz. Her yiyeceğe aşerebiliriz ancak genelde bunlar pek de besleyici olmayan yiyeceklerdir ve bu durumlarda psikolojik faktörler muhtemelen fiziksel ihtiyaçlardan daha etkilidir.

Çok sıkı diyetler uygulamak veya diyetteyken bazı grupları kısıtlamak (özellikle karbonhidratları) bu krizlerin pik yapmasına neden olur ve kendinizi kısır bir döngünün içinde bulabilirsiniz. Bazıları başarılı olabilir ancak genelde kaçınma daha da güçlü bir istekle sonlanır. Aşerilen yiyecek ciddi bir sağlık riski oluşturmadığı sürece (yüksek tansiyonu olan birinin tuzlu yiyecekler aşermesi gibi) bu isteği gidermenin ancak bunu ılımlı bir şekilde yapmak daha iyidir. Bazen yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden minik miktarlarda tüketmek kendinizi kontrol etmenize yardımcı olabilir.



Açlık hissetmenin diğer nedenleri:)

Az gün ışığı almak

Gün ışığının eksikliği bizi birçok açıdan etkilediği gibi bu açıdan da etkiliyor. Az ışığa maruz kalan bünyede metabolizma, bir süre sonra bozulmaya başlıyor ve sürekli olarak yağlı ve tatlı yiyecekler istiyor.

Bunun sebebi ise gün ışığı yokluğunun neden olduğu mutsuzluğu gidermeye çalışmak. Yani endorfin salgılatmak. Bu yüzden gün içerisinde mümkün olduğunca gün ışığı almaya özen gösterin.

Aşırı şeker tüketimi

Şekerin birçok zararı olduğu gibi, bir başka zararı da açlık hissi. Şekerli yiyecek ve içecekler tükettiğinizde kan şekeri düzeyiniz yükselir.
Bu da insülin hormonunun salgılanmasına neden olur. Bunun doğrultusunda şeker seviyesi normalin altına düşerek açlık hissi yaşamanıza neden olur.

Safranın sıvıyı tüketmesi bağırsağın dolmasını sağlayarak uzun süreli tokluk hissi yaşatır. Bu yüzden gerekli safrayı temin etmek için meyve ve sebze tüketmeye özen gösterin.


Lifli besinleri az tüketmek

Eğer lifli besinler tüketmiyorsanız kendinizi sürekli olarak aç hissedebilirsiniz. Lifli besinlerin tüketilmesi durumunda safra midedeki sıvıyı emecektir.

Kullanılan bazı ilaçlar

Kullanılan bazı ilaçlar da aç hissetmenize neden oluyor olabilir. Migren ilaçları, alerji ilaçları veya sakinleştiriciler histamin reseptörlerini deva dışı bırakabilir; bu da aç hissetmenize neden olabilir.


Eğer böyle bir durum olduğundan şüpheleniyorsanız, mutlaka doktorunuza danışın ve doktorunuzdan tedavi edici bu uygulamanın alternatifini öğrenin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…