• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Berfin için CHP'den yasa teklifi

nicksiz

Guru
Kayıtlı Üye
18 Mayıs 2010
1.855
1.642
373
Diğer
Hatay’da eski erkek arkadaşının yüzünü asitle yaktığı 19 yaşındaki Berfin Özek’in ameliyat masraflarının devlet tarafından karşılanması amacıyla TBMM’ye kanun teklifi verildi. Berfin’in tedavi giderleri “Estetik kategorisinde değerlendirilerek” Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenmemişti.

Berfin.jpg

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, şiddet mağdurlarının geçirmeleri gereken sağlık operasyonu giderlerinin, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamına alınması yönünde kanun teklifi hazırladı. Tanal “Gencecik bir vatandaşımız, hayatının baharında çaresiz bırakılamaz. Kadına, çocuğa, yaşlıya, zayıfa yönelik şiddet eylemlerinde, mağdurun fiziksel ve ruhsal zararlarını giderme yükümlülüğü devlete aittir. Sosyal devlet bunu gerektirir” dedi.
Bu amaçla 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik öngören tekli hazırlayan Tanal, teklifinin gerekçesinde de “Şiddete maruz kalanların ameliyatları, keyfi bir estetik operasyon değil, sağlığın ve zaruretin sonucudur. Şiddet mağdurlarının vücut bütünlüklerinin şiddet eyleminden önceki haline geri getirilmesi amaçlı tedavileri devletçe karşılanmalıdır” dedi.

 
Bergen’den Berfin’e; Erkeklerin şiddeti, kadınların acıları
O yıllarda yaşanan, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, eşitsizliğinin belki de en acı dolu hikayelerinden biridir Bergen’in hikayesi. Magazinleştirerek hikayenin derinliğinde yatan acının sebepleri ayıklanmış bir biçimde basında yankı bulmuştur hep. Kadına karşı şiddet sıradan hale getirilmiş, yüze atılan kezzap adeta tutkunun, sıkılan kurşun ise aşkın bir uzantısında yer almıştır.
“ Acıların kadını Bergen”… 1980’li yıllarda hayatta olmayanların bile, kulağına çalınmış neredeyse deyimleşmiş bir cümle kalıbıdır.

O yıllarda yaşanan, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, eşitsizliğinin belki de en acı dolu hikayelerinden biridir Bergen’in hikayesi. Magazinleştirerek hikayenin derinliğinde yatan acının sebepleri ayıklanmış bir biçimde basında yankı bulmuştur hep. Kadına karşı şiddet sıradan hale getirilmiş, yüze atılan kezzap adeta tutkunun, sıkılan kurşun ise aşkın bir uzantısında yer almıştır.

Bir kadının yeteneği, hayalleri, hayatı eritilmişken, duyguların herşeye kadir olduğu, bir erkeğin reddedilişinin bedelinin ağır olacağı mesajı toplumun bilinçdışına aktarılmış, kadınların yaşadığı sosyal-psikolojik travmaya bir kılıf bulunmuştur.

O yılların üzerinden neredeyse 35-40 yıl geçti.
Türkiye’de kadın hareketi, kadınlara karşı işlenen her suçun, ayrımcılığın üzerine emin adımlarla gitti ve gitmeyede devam ediyor, ancak topyekün verilmediği ve siyasi iktidardan öncelikli bir destek alınmadığı için büyük sektelere uğruyor sonucunda kadına karşı şiddet aralıksız devam ediyor.

80’li yıllarda, Bergen’in başına gelen magazinleşen bu ağır suçun bir benzeri, İskenderun’da pırıl pırıl hayalleri olan, güzel bir genç kızın daha başına geldi.

Berfin Özekin 15 Ocak’ta İskenderun’a bağlı Buluttepe mahallesinde dershaneden çıkıp, o harika gülümsemesiyle ilerlerken, yüzüne atılan yanıcı bir madde nedeniyle onun ve ailesinin hayatı alt üst oldu. Olaydan sonra yakalanan zanlı Ozan Çeltik Berfin’in kendisini reddetiği için böyle hunhar bir saldırıda bulunduğunu ifade etmiş.
1556890863165-5-acdbbd-6-c-03-c-0-e-1-f-106740-fa.jpg

Tutku, kıskançlık, töre, namus, onur bunlar şiddetin kılıfları
Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'a konuşan, hem fiziki hem ruhen bir travma yaşayan acı dolu Özek, ise olayı şu şekilde anlatıyor ve bizlere destek için sesleniyor:

“Bu hale gelmeme sebep olan eski arkadaşımdan, şiddet uyguladığı için ayrıldım. Ama beni sürekli tehdit etmeye başladı. Ailem kendisini arayıp beni rahat bırakmasını söyledi. Olay günü de dershaneden çıkıp eve geliyordum. Önümü kesip yüzüme asit döktü ve kaçtı. Ölümden döndüm. Aylarca hastanede kaldım. İlk başta iki gözüm görmüyordu, şimdi biri görüyor. Göğsümde çok fazla yanık izi var. Aynaya baktığımda ‘Bu ben miyim?’ diyorum. İnsanların sürekli bana acıyarak bakması beni üzüyor. Bütün hayallerimi ve hayatımı mahvetti. Ameliyat olduğumda yüzümün büyük oranda düzeleceğini söylediler. Bana destek olsunlar bu ameliyatı olayım."
1556890964709-s-c-79-f-4636-e-8621585-eb-94-ec-86-df-9-ee-44-c-09-b-83-c-0-a.jpg


Berfin’in, ailesi ve İskenderun Kadın Platformu, Berfin’in, Ozan Çeltik ile olan ilişkisi konusuna büyük bir hassasiyet gösteriyor , çünkü olay sosyal medyada paylaşılırken, bilgi kirliliğine uğratılıyor. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin onun nişanlısı olduğu iddia edilmiş. Tıpkı diğer kadına karşı şiddet olaylarında olduğu gibi kadınlar suçlanmaya çalışılıyor.

Tutku, kıskançlık, töre, namus, onur cinayetleri adı altında duyguların ve geleneklerin sorumlusu kadınlar gibi gösteriliyor ve bir şekliyle erkekler ağır suçlardan sıyrılmaya çalışıyorlar.

Yılın başında öldürülen akademisyen Ceren Damar’ın öğrencisi reddedilmeyi bahane ediyor, Şule Çet davasının sanıkları, Çet’in itibarını zedeliyor... Kısacası erkekler bir şekilde karattıkları hayatlardan herhangi bir sorumluluk hissetmiyor.

Erkek ve kadının bu denli farklı yetiştirildiği, erkeklerin işledikleri suçlardan bile pişmanlık duymadığı, cinayetlerin, kaybolan yaşamların yanından ellerini kollarını sallayarak geçtikleri adaletsiz bir dünyada nasıl gelişmeyi, ilerlemeyi, aşkı, mutluluğu umabiliriz.

Kadınlar neredeyse, 7/24 gerek bedenleri gerek özgürlükleri, seçimleri, yürüyüşleri, konuşmaları, yaşadıkları kimi zamanda yaşamadıkları cinsellikleri yüzünden cezalandırılıyor. Her sosyo-ekonomik sınıfta, dünyanın her yerinde medya, filmler, siyasi söylemler aracılığı ile suçlu hissettiriliyorlar.

Dünya nüfusunun yarısının haklarına saygı duyulmadığı bir dünyada ortak bir gelecek umudu sizce gerçekçi olabilir mi?
Dünyada henüz nefes almadan, can bulduğumuz kadın bedenlerini ve ruhlarını bu kadar tehdit, saygısızlık ve şiddete maruz bırakırken, nasıl sağlıklı toplumların hayalini kurabiliriz.

İngiltere merkezli, ASTI’nin ( Acid Attacks Survivers International) verilerine göre dünyada her yıl 1,500 kişi asit saldırısına uğruyor, yüzde 80’i ise kadın. Dahası, bu saldırıya maruz kalanların yüzde 60’ının konuyu bildirmediği düşünülüyor. Asitle saldırı, bir insanın geleceğini sosyo-ekonomik ve psikolojik olarak ömür boyu etkiliyor. Bu rakamlar ise genelde şehirlerdeki saldırıların verileri ,kırsal bölgelerde ise kayıt zor tutuluyor. Asit saldırıların yüzde 90’ı, gelişmekte olan ülkelerde meydana geliyor. (Atiyeh, Costagliola et al. 2009). Kolombiya, Pakistan, Hindistan, Uganda ve İngiltere olayların yoğun olarak yaşandığı ülkeler.

1556890985539-flavia-3.png


Türkiye’ninde imzaladığı CEDAW * sözleşmesine göre, asit saldırısı kadınlara karşı işlenen ağır suçlar arasında yer alıyor. BM’nin İşkenceyi Önleme Komitesi Üyesi, Kadına Karşı Şiddet BM özel sözcüsü Prof.Dr Yakın Ertürk de 2010-2011 yıllarında BM’de hazırlanan raporlarda bu konuları gündeme getirerek, asit saldırılarının vahametine dikkat çekmiş.

Ne yazık ki Berfin güzel olmanın, özgür seçiminin bedelini erkek şiddetinin en ağır saldırılarından biri ile ödedi. Fakat duruma aciliyetle ve ilgi ile yaklaşılırsa Berfin yeniden gülümseyebilir, sağlığına kavuşabilir.

Elele verip, Berfin’in gözleri, gülüşü olabilir, onu, yaşadığı hem fiziksel hem de ruhsal acıdan arındırabiliriz.

Yazımı bitiriken, özellikle Türkiye’deki kozmetik firmalarına çağrıda bulunmak istiyorum. Kozmetik endüstrisi kadınların doğal süreçteki değişimlerinden ya da doğal görünüşlerinden tedirginlikler yaratarak akıl almaz paralar kazanıyor. Mordor’un market raporuna göre, 2023 yılında 805 milyar dolarlık bir endüstriye ulaşacak bir pazardan bahsediyoruz. Gelirlerinin çoğunu kadınlardan kazanan firmaların gerçekten de kadınları gerçek sorunlarında yanlarında olmaları, kadına karşı şiddet konusunda ciddi fonlar ayırması gerekmez mi?

Berfin’in bize , bizim de onun gülümseyişini yeniden görmeye ihtiyacımız var!

*Birleşmiş Milletler (BM) düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW), bu sözleşmeler arasında özellikle kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan tek sözleşmedir.

 
Yüzü tanınmaz hale gelen Berfin için kampanya

Olay, 15 Ocak'ta İskenderun'a bağlı Buluttepe Mahallesi 390 Sokak'ta meydana geldi. Dershaneden çıkıp evine doğru giden Berfin Özek'in yolu iddiaya göre eski erkek arkadaşı Ozan Çeltik tarafından kesildi. Çeltik, Özek'in yüzüne asit benzeri bir sıvı atıp, kaçtı. Yaralanan Berfin Özek, çağırılan ambulansla İskenderun Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı, buradaki ilk müdahalesinin ardından da Adana Şehir Hastanesi'ne sevk edildi. Yüzünde yanıklar oluşan genç kız, Yanık Ünitesi'nde tedaviye alındı. Berfin Özek'e saldırıyı gerçekleştirdiği iddiasıyla yakalanan Ozan Çeltik tutuklandı. Gördüğü uzun tedavinin ardından taburcu olan ancak yüzünde ağır yanık izleri kalan Berfin Özek için İskenderun Cemevi'nde gerçekleştirilen yardım amaçlı etkinliğine Berfin Özek, ailesi, avukatı Mehtap Sert, Cemevi Başkanı İbrahim Ayaz, Kadın Platformu üyeleri ve çok sayıda arkadaşı katıldı.
'Ameliyat için maddi yardıma ihtiyacı var'
Etkinlikte konuşan İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü ve Berfin'in avukatı olan Avukat Mehtap Sert, platform olarak kadına yapılan şiddet konusunda bugüne kadar birçok olaya sahip çıktıklarını şimdi Berfin için çalışma yürüttüklerini söyledi. 15 Ocak tarihinde Berfin’in dershaneden çıkarak evine giderken yaşadığı olayla ilgili Sert Şunları söyledi
Kızımız her zaman olduğu gibi dershaneden çıktıktan sonra evine giderken çok aydınlanmayan karanlık bir sokakta evleri kör olduğunu düşündüğü bir noktada şüpheli yüzüne kezzap dökmüş. Yüzü boynu ve elleri bundan zarar görmüş durumda. Gözlerden bir tanesi görmüyor diğeri de yüzde 50 görüyor. Yapan şüpheli tutuklandı. Pantolonunda sülfürik asit çıktı. Kendisinin bilmediği olay ile ilgili kameraya görüntüleri yansıdı. Ciddi bir hazırlık soruşturması sürdürüldü. Gerçekten tüm hazırlık soruşturmasını yürüten ve büyük emek veren cumhuriyet savcısı Ebru hanıma teşekkür etmek istiyorum. Hiç bir ayrıntıyı atlamadan çocuğun ben o saatte orada değildim şuradaydım dediği her yerin kamera MOBESE kayıtlarını eşleştirerek hazırlık dosyası mükemmel bir şekilde tamamlandı. Berfin şu anda kati rapor almaya gönderildi. İki gündür Adana’da sıkıntılı ve ağır bir süreç geçiriyor. Kati rapor geldikten sonra duruşma günüde belli olur.
Daha önce tanışıyorlardı


Berfin’in nişanlı olmadığını şüpheli ile kısa bir süre sosyal medyada tanışıp arkadaşlık yaptıklarını belirten Avukat Sert şöyle devam etti
Bir yıl önce ayrılmışlar. Bu dönemde çocuk askere gitmiş döndüğünde Berfin ile yeniden birlikte olmak istemiş ama kız bunu kabul etmemiş. Günlerce kızı takip etmeye başlamış Berfin’i takip ettiğine dair Berfin in dershaneye gelen arkadaşlarının şahitlikleri de var. Ölümle tehdit etmiş daha öncede yumruk atma gibi şeylerde yaşanmış aralarında. Nişanlılık gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Daha çok kadın cinayetleri ve kadına şiddet gibi vakalarda bu işi biraz yasal zemine oturtmak meşrulaştırmak toplumun gözünde meşruluk kazandırmak adına söyleniyor. Kimin ne yaşadığı kiminle ne yaptığı nerde olduğu Berfin’in yüzüne kezzap atılmasıyla ilgili bir şey değildir. TCK’da değerlendirilmesi gereken şey olayın olduğu andır. Ancak toplumda böyle bir meşruluk olduğu için buna yönelik savunmalarla haksız tahrikten yararlanmak. Biz kadın platformu olarak buna izin vermeyeceğiz. Adam öldürmeye teşebbüsten yargılanmasını umuyoruz. Kadına karşı bir hassasiyetin oluşması için açılması için elimizden geleni yapacağız.
Ameliyatının yapılmasını istiyoruz
Sert, Berfin ile ilgili Kaymakamlığa müracaat ettiklerini, Türkiye geneli bir bağış kampanyası yaparak ameliyatını yaptırmayı hedeflediklerini sözlerine ekleyerek şunları söyledi
Sağlık Bakanlığını müdahil edip estetik ameliyatını ücretsiz yaptırmayı düşünüyoruz. Bunun için milletvekillerine ulaştık. Berfin estetiği kendi zevki için yaptırmak istemiyor. Başına gelen şiddet sonucu oluşan bir olay. Ameliyat süreci bir yıla yakın sürecek. Bu konuda çok başarılı olan iki doktor ile temas kuruldu. İlk ameliyatını ardından yüzü belli bir seviyeye ve hormonları değerleri belli bir noktaya geldiğinde ikinci bir ameliyatı olacak. Dört aşamalı ameliyatlarla tedavi olacak. Kök hücre tedavisi ile yapılacak. Göğsünün üzerine konulacak bir parça ile oluşacak deri yüzüne aktarılacak. Adana’da anlına öyle bir ameliyat yapıldı ve kaynaştı. Psikolojik olarak destek veren arkadaşımızda var aynı zamanda platform olarak da sürekli kendisiyle ilgileniyoruz.

 
Back