Merhabalar,
Doğumuma yakın zamanlarda normal doğum adına ve kesik adına araştırma yaparken doğum yapanların tecrübelerini çok okumuştum. Ve şimdi ben de kendi doğum hikayemi yazarak araştırma yapacak hanımlara bir fikir vermek istiyorum.
Ben küçük bir ilçede yaşıyorum. Yaşadığım yerde hastane pek iyi değil, hatta ne kadar kötü olduğunu anlatmak için hastanenin ultrason cihazının cinsiyeti bile gösteremediğini söylemem kafi sanıyorum. Dolayısıyla gebelik takibim ve doğumum İzmir'de özel bir hastanede oldu.
Ben polikistiktim. PKO olduğumu evlendikten sonra öğrendim. Evlenmeden önce 35-45 günde bir de olsa mutlaka adet olurdum. Evlenince düzelir derdi herkes, evlenince daha da bozuldu. 2-3 ay hiç olmadığım zamanalr oluyordu ve bazen 1 ay süren kahverengi akıntılarım oluyordu. Doktor bana polikistiksin yumurtalarında çok sayıda kist var dedi. Hemen çocuk sahibi olmayı üşünmeliymişim.. PKO nedir bana doğru dürst anlatmadı bile. Ben internetten araştırarak ne olduğumu anladım. 1 yıl süren bir doktor maceram oldu ama çocuk yapmak için değil, düzenli adet olmak ve sinir bozucu kahverengi akıntıalrımdan kurtulmak için. Çocuk için henüz erkendi. Eşimle vakit geçirmek istiyorduk.
1 yıl kadar önce doğum yaptığım hastaneye geldim, düzenli adet olmak istiyordum. o sıralarda 2.5 ay kadar da adet olmamıştım. Ne olur ne olmaz diye gelmeden öncede eczanelerde satılan testlerden yaptım kendime bir sonuç çıkmadı. Ayrıca nasıl olsa PKO'yum diye korunmuyorduk. Doktor belki hamilesindir dedi, hayır, testlerden yaptım bişey çıkmadı dediysem de beni yine de kan testine yolladı. Tabiki orada da bişey çıkmadı. ve hormon testi yapmak için bana adet getirici bir ilaç verrdi. Ayrıca o sıralarda faranjitim azmıştı, dünyanın antibiyotiğini ilacını kullandım(ilaçsız asla geçmez). Üstünede adet getirici ilaç kullandım, ilacı dediği gün kadar kullandım ve bekledim adet olmuyordum bir türlü, 8-9 gün geçmişti. bu sefer dedim sağlık ocağına gidicem hazır test almıcam (hazır testlere verdiğim para bellisiz :)) hamilesiniz dedi sağlık ocağında hemşire. Şaşırdım. olması mümkün değildi. PKO'ydum ben. Ağlayarak arkadaşıma gittim, şaşırmıştım, korkmuştum ve belki biraz da üzülmüştüm. Ama İzmire doktora gitmeden öncelerdeydi şöyle bir kendimi yoklamıştım ve nedense çocukları çok sevmeme rağmen hala bir çocuk istemediğimi farketmiştim. sanırım rahatlığa alışmıştım. istediğimizi yapabiliyorduk eşimle, geziyorduk, film izliyorduk, rahatlığa alışmıştık. bu beni korkuttu ve dua ettim birkaç kez namazlarımdan sonra. "Allahım çocuk olayını bizim keyfimize bırakma, hayırlı olan bir zamanda hayırlı bir çocuk ver" demiştim. ilgnç bir şekildede o günlerde inanılmaz kuru incir yemiştim, hergün 4-5 tane yiyordum inanılmaz kuru incir canım çekiyordu. sonradan öğrendim kuru incir yumurtaları geliştirirmiş. Bildiğiniz gibi PKO da yumurtalar gelişmnediği için gebe kalınamaz. ve sonra doktora gittim dünya ilaç kullandım ve biraz zaman geçti adet olmayı beklerden hamile olduğumu öğrendim... Maceram böyle başladı.
Hamileliğim inanılmaz zor geçti o kısımları atlayarak son doğum zamanıma geliyorum. 40 hafta dolmak üzereydi ve bebek hala yukarıdaydı aşağıya bir türlü inmiyordu. Normal doğum yapacaktım elbette, sezeryan bana çok saçma geliyordu. Allah böyle bir kanun koyduysa madem en sağlıklı doğru olanı budur diyordum. Üstelik sezeryanda 1-2 hafta önceden almaları hoşuma gitmiyordu. 1 gün bile olsa önemi vardı bence. Doktor gel gitlerden sonra artık suni sancı vermek gerektiğini söyledi, daha fazla riske girilmemeliymiş. Ve bana gün verdi, Ramazana sadece 2 gün kalmıştı. Bence benim oğlum Ramazanın birinci günü doğacaktı, hatta hep espiriyle söylerdim sahur yaptırmıcam doktorlara diye Eğer bıraksaydı doktor bence Ramazanda doğacaktı miniğim. Neyse gün verdiği gün tekrar beni NTS'ye soktu ve küçük bir sancı göründü, 1 cmde açılma var dedi. Tabi her muayenede canım yanıyordu, doktorumsa epiduralden bahsediyordu... sabah 8de hastaneye gittim hazırlıkları yaptık, suni sancı verdiler, lavman uyguladılar, Yaz günüydü Ağustosun 9uzydu. bana artık hiçbirşey yiyip içemeyeceğimi söylediler (Allahtan odam klimalıydı ama gene de susadım). bir ayrıntıyı atladım, serumu daha takarlarken bile ben o kadar çok ağladım ki, ama canımı çok yaktılar ne diyebilirim. Doktor ısrarla bana epidural yapmaktan bahsetti. En son epidurali yapacak doktoru çağırdılar hatta beni onunla konuşturdular, internette yazan felç kalma riskinin söz konusu olamayacağını söyledi ve beni ikna ettiler. Sırtıma o iğneleri yaparken gıkım çıkmadı valla, nefes bile almadım ki doktor yanlış yere iğneyi saplamasın sonra bir boruyu omuzumdan aşağıya sarkıttılar. Ordan bana ağrı kesici ilacı enjekte ettiler. Tekrar odama döndüm serumdan henüz 1 parmak belki eksildi belki eksilmemişti, doktor dayanamayark beni çatala aldı muayene etmeye başladı, artık acımıyordu ve birden ılık birşeylerin gittiğin hissetim,noluyor dedim, doktor suyunu patlattım bu açılmayı sağlayacak dedi, birden ağlamaya başladım iyi de daha serum bitmediki hem çocuk ölmez mi dedim. birşey olmayacağını bebeğin içinde olan suyun 4 parçadan oluştuğunu sağda solda üstte ve altta olmak üzere, bu akanın sadece alttaki su olduğunu ve dolayısıyla ölmeyeceğini söyledi. Ağlayarak odama gittim. bundan sonraki kısımda akşam saat 8e kadar muayene ettiler, sancılarımı hissetmeye başladığım anda bana tekrar iğne yapıyorlar ve ben sancılarımı hissetmiyordum, ama karnımda kasılmalar olduğunu hissediyordum korkudan karnıma hiç bakmadım. eşim bakmakla kasılmaları görüyordu. Akşam saat 7 civarıydı sancılarımı tekrar hissediyordum ve bana tekrar iğne yaptılar. bu sefer hiç tesir etmedi, sancıları eminim olduğu kadar hissetmiyordum ama hissettiğim kadarı bile tam bi felaketti, sancı girince kaskatı kesiliyordum yatağımı parçalayacak gibi tutuyordum ve zor nefes alıyordum. bağıraıp rahatlayamıyordum bile. biraz bekledik ama ilaç tesir etmeyince eşim tekrar hemşireyle görüştü. bu sefer bana doğumda vuracakları iğneyi yaptılar, o daha da kuvvetliymiş, onu yapınca ben rahatladım. ama sormadan edemedim, doğumda gene yapacaklar değil mi, ya o zaman etkisi geçerse ve ben hissetmeye başlarsam ? (Rahatlık işte, rahatlığın gözü kör olsun :)) bu sonuncu o kadar tesirliydiki ayaklarımı hissetmiyordum, resmen felç gibiydim, beni hemşireler kaldıramadılar, kapalı bir bayandım dolayısıyla bir erkeğin yardımını teklif bile etmediler. eşimin yardımını önerdiler, doğumhanede müsait olunca beni eşim ve 2 hemşire zorla tekerlekli sandalyeye koyup masaya çıkardılar.
orada bir müddet daha yattım doktor 2-3 kez kontrol etti, daha vakt var dedi, bana son bir ağrı kesiciyide vurdular. ve son gelişinde hadi başlıyoruz dedi.
ıkın diyordu, ıkınıyordum ama olmuyordu, herzamanki gb beklemediler hemşirenin biri masaya dayadı bir bacağını ve karnıma bastırmayha başladı, gittik sıra daha fazla bastırıyordu, öyle bir noktaya geldimki nefes alamıyordum, nefes diyordum ama durup bana soluk aldıran yoktu, öleceğimi hissettim nefessizlikten, artık ıkınmaya değil nefes almaya odaklanmıştım. bir diğer hemşirenin sesini duydum yorulduysan ben çıkayım diyordu... o derece artık, siz düşünün.
ve sonra beni rahat bıraktılar, Allahım çok şükür nefes almama izin verdiler dedim. ama hepsi başımdan gitmişti bir gariplk vardı, kendi ağlamalarımın arasında kık kık diye sesler duyuyordum. Meğerse ben doğum yapmışım ama o derece uyuşmuştum ki onu bile hissetmemişim ve bebeğim ağlamamıştı, sanki birşeyler onu tıkamış gibiydi. benim üstümü örttüler ve acil çocuk doktorunu çağırdılar. doktor arkada birşeyler yaptı fıs fıs diye sesler geliyordu ve sonra zorla azbir ses çıkardılar. olağanüstüydü, doğum doktorum lütfen tartarmısınız hemen dedi 4,5 var galiba dedi. 4 kilo doğdu oğlum pek şiş gibi değildi ama inanılmaz iriydi, benden önce doğum yapanların bebekleri çok küçüktü, görmüştüm.
ertesi gün öğlen taburcu oldum. gece boyunca bebeğim uyandı durdu. uyumuyordu, kayınvalidem yanımdaydı. kimse bana birşey demiyordu. eve geld,kten birkaç saat sonra inanılmaz ağrılar başladı yürüyemiyordum, oturamıyodum. ağlıyordum anca, bebeğimse ateş içindeydi. bu bebeğin ateşi var diyordum kimse inanmıyordu. eşim işe başlamak zorund kalmıştı evimize gitmişti, ben izmirde annemlerdeydim. geceye doğru beni doğum yaptığım hastaneye götürdü babam acile, iğne vurdular ağrı kesici, o sırada bebeğimi çocuk hastanesine götürmüşler ve bebeğimi yatırmışlar doktorlar, hatta annemleride fırçalamışlar. çünkü benim bebeğim sütüm gelmediği için susuzluktan ateşlenmiş. 4 kilo doğan bir bebeği daha ne kaar bekletecektiniz demiş, ölmesimi gerekiyor bu çocuğun süt gelmesi için, neden mama vermediniz demiş. ve 6 gün yattı, bense 6 gün boyunca acile gidip iğne yaptırdım devamlı. ağrı kesici iğne ve hapım vardı ama ağrımı kesmiyordu işte. üstene iğne vurduruyorum anca ağrım azalıyordu. hastane uzaktı ve bebeğimi emzirmeye çok az gidebildim. emzirirken oturamadığımdan ayakta emziriyordum, ağrıdan ölüyordum ve bir kere biberonla verdikleri mamaya şahit oldum, o biberonun ucu rahat bir inşaat çivisinin gireceği büyüklükteydi. bebeğimin gözleri her yutkunmada açılıp açılıp duruyordu. minik elleri delik deşik olmuştu serum takmaktan. poposunun pişiğini anlatamam bile. hastanede hatta bir kere hemşire ve doktorlarla inanılmaz bir kavga ettim. 6.günün sonunda bebeğimi zor aldım oradan. 15 gün ayağa hiç kalkamadım. 1 ay hiç oturamadım2 ayda ancak düzeldim. .. Şimdi onu verdiği için Allaha hep şükrediyorum. Artık istediğim gibi oturup kalkamıyorum, bebeğime odaklı yaşıyorum, ama bir gülüşü bana herşeyi unutturuyor ve iyiki doğdun dedirtiyor...
Allah isteyen herkese hayırlı sağlıklı evlatlar nasip etsin...
çok uzun oldu biliyorum ama tecrübelerim pekçok doğum yapacak hanım için bir bilgi olacaktır diye düşündüm..
Birde tavsiyem, eğer sütünüz gelmiyorsa yaşına uygun mama verin anneler. kimse bana sütümün hemen gelemeyebileceğini söylemedi. herkes doğar doğmaz süt geliyor dedi. şimdi dahi hala sütüm yetmiyor, emzirdikten sonra açsa biraz mama verebiliyorum. bu halimi ise sadece benim gibi sütü yetmeyenler anlıyor. sütü olanlar genelde yter merak etme diyor... neyse çoğu şeyi atlayarak yazdım. çok tecrübe edindim sonuç olarak :)
umarım sıkmamışımdır...
Doğumuma yakın zamanlarda normal doğum adına ve kesik adına araştırma yaparken doğum yapanların tecrübelerini çok okumuştum. Ve şimdi ben de kendi doğum hikayemi yazarak araştırma yapacak hanımlara bir fikir vermek istiyorum.
Ben küçük bir ilçede yaşıyorum. Yaşadığım yerde hastane pek iyi değil, hatta ne kadar kötü olduğunu anlatmak için hastanenin ultrason cihazının cinsiyeti bile gösteremediğini söylemem kafi sanıyorum. Dolayısıyla gebelik takibim ve doğumum İzmir'de özel bir hastanede oldu.
Ben polikistiktim. PKO olduğumu evlendikten sonra öğrendim. Evlenmeden önce 35-45 günde bir de olsa mutlaka adet olurdum. Evlenince düzelir derdi herkes, evlenince daha da bozuldu. 2-3 ay hiç olmadığım zamanalr oluyordu ve bazen 1 ay süren kahverengi akıntılarım oluyordu. Doktor bana polikistiksin yumurtalarında çok sayıda kist var dedi. Hemen çocuk sahibi olmayı üşünmeliymişim.. PKO nedir bana doğru dürst anlatmadı bile. Ben internetten araştırarak ne olduğumu anladım. 1 yıl süren bir doktor maceram oldu ama çocuk yapmak için değil, düzenli adet olmak ve sinir bozucu kahverengi akıntıalrımdan kurtulmak için. Çocuk için henüz erkendi. Eşimle vakit geçirmek istiyorduk.
1 yıl kadar önce doğum yaptığım hastaneye geldim, düzenli adet olmak istiyordum. o sıralarda 2.5 ay kadar da adet olmamıştım. Ne olur ne olmaz diye gelmeden öncede eczanelerde satılan testlerden yaptım kendime bir sonuç çıkmadı. Ayrıca nasıl olsa PKO'yum diye korunmuyorduk. Doktor belki hamilesindir dedi, hayır, testlerden yaptım bişey çıkmadı dediysem de beni yine de kan testine yolladı. Tabiki orada da bişey çıkmadı. ve hormon testi yapmak için bana adet getirici bir ilaç verrdi. Ayrıca o sıralarda faranjitim azmıştı, dünyanın antibiyotiğini ilacını kullandım(ilaçsız asla geçmez). Üstünede adet getirici ilaç kullandım, ilacı dediği gün kadar kullandım ve bekledim adet olmuyordum bir türlü, 8-9 gün geçmişti. bu sefer dedim sağlık ocağına gidicem hazır test almıcam (hazır testlere verdiğim para bellisiz :)) hamilesiniz dedi sağlık ocağında hemşire. Şaşırdım. olması mümkün değildi. PKO'ydum ben. Ağlayarak arkadaşıma gittim, şaşırmıştım, korkmuştum ve belki biraz da üzülmüştüm. Ama İzmire doktora gitmeden öncelerdeydi şöyle bir kendimi yoklamıştım ve nedense çocukları çok sevmeme rağmen hala bir çocuk istemediğimi farketmiştim. sanırım rahatlığa alışmıştım. istediğimizi yapabiliyorduk eşimle, geziyorduk, film izliyorduk, rahatlığa alışmıştık. bu beni korkuttu ve dua ettim birkaç kez namazlarımdan sonra. "Allahım çocuk olayını bizim keyfimize bırakma, hayırlı olan bir zamanda hayırlı bir çocuk ver" demiştim. ilgnç bir şekildede o günlerde inanılmaz kuru incir yemiştim, hergün 4-5 tane yiyordum inanılmaz kuru incir canım çekiyordu. sonradan öğrendim kuru incir yumurtaları geliştirirmiş. Bildiğiniz gibi PKO da yumurtalar gelişmnediği için gebe kalınamaz. ve sonra doktora gittim dünya ilaç kullandım ve biraz zaman geçti adet olmayı beklerden hamile olduğumu öğrendim... Maceram böyle başladı.
Hamileliğim inanılmaz zor geçti o kısımları atlayarak son doğum zamanıma geliyorum. 40 hafta dolmak üzereydi ve bebek hala yukarıdaydı aşağıya bir türlü inmiyordu. Normal doğum yapacaktım elbette, sezeryan bana çok saçma geliyordu. Allah böyle bir kanun koyduysa madem en sağlıklı doğru olanı budur diyordum. Üstelik sezeryanda 1-2 hafta önceden almaları hoşuma gitmiyordu. 1 gün bile olsa önemi vardı bence. Doktor gel gitlerden sonra artık suni sancı vermek gerektiğini söyledi, daha fazla riske girilmemeliymiş. Ve bana gün verdi, Ramazana sadece 2 gün kalmıştı. Bence benim oğlum Ramazanın birinci günü doğacaktı, hatta hep espiriyle söylerdim sahur yaptırmıcam doktorlara diye
orada bir müddet daha yattım doktor 2-3 kez kontrol etti, daha vakt var dedi, bana son bir ağrı kesiciyide vurdular. ve son gelişinde hadi başlıyoruz dedi.
ıkın diyordu, ıkınıyordum ama olmuyordu, herzamanki gb beklemediler hemşirenin biri masaya dayadı bir bacağını ve karnıma bastırmayha başladı, gittik sıra daha fazla bastırıyordu, öyle bir noktaya geldimki nefes alamıyordum, nefes diyordum ama durup bana soluk aldıran yoktu, öleceğimi hissettim nefessizlikten, artık ıkınmaya değil nefes almaya odaklanmıştım. bir diğer hemşirenin sesini duydum yorulduysan ben çıkayım diyordu... o derece artık, siz düşünün.
ve sonra beni rahat bıraktılar, Allahım çok şükür nefes almama izin verdiler dedim. ama hepsi başımdan gitmişti bir gariplk vardı, kendi ağlamalarımın arasında kık kık diye sesler duyuyordum. Meğerse ben doğum yapmışım ama o derece uyuşmuştum ki onu bile hissetmemişim ve bebeğim ağlamamıştı, sanki birşeyler onu tıkamış gibiydi. benim üstümü örttüler ve acil çocuk doktorunu çağırdılar. doktor arkada birşeyler yaptı fıs fıs diye sesler geliyordu ve sonra zorla azbir ses çıkardılar. olağanüstüydü, doğum doktorum lütfen tartarmısınız hemen dedi 4,5 var galiba dedi. 4 kilo doğdu oğlum pek şiş gibi değildi ama inanılmaz iriydi, benden önce doğum yapanların bebekleri çok küçüktü, görmüştüm.
ertesi gün öğlen taburcu oldum. gece boyunca bebeğim uyandı durdu. uyumuyordu, kayınvalidem yanımdaydı. kimse bana birşey demiyordu. eve geld,kten birkaç saat sonra inanılmaz ağrılar başladı yürüyemiyordum, oturamıyodum. ağlıyordum anca, bebeğimse ateş içindeydi. bu bebeğin ateşi var diyordum kimse inanmıyordu. eşim işe başlamak zorund kalmıştı evimize gitmişti, ben izmirde annemlerdeydim. geceye doğru beni doğum yaptığım hastaneye götürdü babam acile, iğne vurdular ağrı kesici, o sırada bebeğimi çocuk hastanesine götürmüşler ve bebeğimi yatırmışlar doktorlar, hatta annemleride fırçalamışlar. çünkü benim bebeğim sütüm gelmediği için susuzluktan ateşlenmiş. 4 kilo doğan bir bebeği daha ne kaar bekletecektiniz demiş, ölmesimi gerekiyor bu çocuğun süt gelmesi için, neden mama vermediniz demiş. ve 6 gün yattı, bense 6 gün boyunca acile gidip iğne yaptırdım devamlı. ağrı kesici iğne ve hapım vardı ama ağrımı kesmiyordu işte. üstene iğne vurduruyorum anca ağrım azalıyordu. hastane uzaktı ve bebeğimi emzirmeye çok az gidebildim. emzirirken oturamadığımdan ayakta emziriyordum, ağrıdan ölüyordum ve bir kere biberonla verdikleri mamaya şahit oldum, o biberonun ucu rahat bir inşaat çivisinin gireceği büyüklükteydi. bebeğimin gözleri her yutkunmada açılıp açılıp duruyordu. minik elleri delik deşik olmuştu serum takmaktan. poposunun pişiğini anlatamam bile. hastanede hatta bir kere hemşire ve doktorlarla inanılmaz bir kavga ettim. 6.günün sonunda bebeğimi zor aldım oradan. 15 gün ayağa hiç kalkamadım. 1 ay hiç oturamadım2 ayda ancak düzeldim. .. Şimdi onu verdiği için Allaha hep şükrediyorum. Artık istediğim gibi oturup kalkamıyorum, bebeğime odaklı yaşıyorum, ama bir gülüşü bana herşeyi unutturuyor ve iyiki doğdun dedirtiyor...
Allah isteyen herkese hayırlı sağlıklı evlatlar nasip etsin...
çok uzun oldu biliyorum ama tecrübelerim pekçok doğum yapacak hanım için bir bilgi olacaktır diye düşündüm..
Birde tavsiyem, eğer sütünüz gelmiyorsa yaşına uygun mama verin anneler. kimse bana sütümün hemen gelemeyebileceğini söylemedi. herkes doğar doğmaz süt geliyor dedi. şimdi dahi hala sütüm yetmiyor, emzirdikten sonra açsa biraz mama verebiliyorum. bu halimi ise sadece benim gibi sütü yetmeyenler anlıyor. sütü olanlar genelde yter merak etme diyor... neyse çoğu şeyi atlayarak yazdım. çok tecrübe edindim sonuç olarak :)
umarım sıkmamışımdır...