Ben Deyip Geçmeyin!!

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.010
30.365
60
Şekilleri düzensiz olan, renk değiştiren, sınırları düzenli olmayan benleriniz varsa ihmal etmeyin, bir dermatoloji uzmanına görünün.

Özellikle yaz aylarına gelince aklımıza bir soru takılıyor. "Acaba vücudumdaki benler tehlikeli mi?" Benlerin bazıları doğuştan olabildiği gibi bazıları da sonradan oluşabilir. Kahverengi, siyah ya da deri renginde olabilen benler genellikle bir tehlike oluşturmazken; bazıları kanser riski taşıyabiliyor.

Acıbadem Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş; Her ben tehlikeli değildir. Ancak şekil ve yapı itibariyle simetrik ve yuvarlak bir görünüm yerine düzensiz, asimetrik görünüm taşıyan, sınırları düzenli olmayan, farklı renkler içeren benler risk oluşturuyor'' diyor. Bunun dışında kişinin diğer benlerinden daha farklı olduğunu düşündüğü, ani değişim gösteren, hızla büyüyen ya da yukarıda sayılanlara uysun ya da uymasın görünüşünden endişe duyduğu benleri mutlaka bir dermatoloji uzmanına baş vurması gerekiyor.

Benler nasıl incelenir?
Benlerin incelenmesinde muayenenin yanı sıra benin 10 kat büyütülerek içindeki yapıların görünmesini sağlayan 'dermatoskop' adı verilen bir el aletinden de yararlanılıyor. Benlerdeki bazı anormallikler çıplak gözle saptanabilecek duruma gelmeden önce de dermatoskop ile daha erken dönemde saptanabiliyor. Dr. Kuş, "Çıplak göz ve dermatoskopla yapılan muayenede melanom (kanser) şüphesi uyandıran bir ben varsa bunun kesin tanısı benin çıkartılıp patolojik incelemeye gönderilmesiyle sağlanmaktadır. Ancak her benin cerrahi olarak çıkarılıp patolojik incelemeye gönderilmesi gerekmemektedir. Dermatoloji uzmanı tarafından çıkarılmayı gerektirecek kriterlere sahip olmayıp ancak yine de izlenmesine karar verilen benler için hasta periyodik kontrollere çağrılır." diyor.
 
BEN

Ben sözcüğü, yaşamdaki en önemli sözcüklerden biridir. Bedensel kimliğimizi ifade ettiği gibi ruhsal kimliğimizi, dürtülerimizi, megalomanilerimizi de ifade eden, derin anlamları olan, psikiyatri biliminde ve edebiyatta da çok önemli yeri olan bir sözcüktür.

Oysa deri üzerindeki benlerden söz edildiğinde anlamı da, yerleşimi de bu kadar derin değildir. Halk arasında derideki pek çok oluşuma ben adı verildiği halde bizim için önemli olan benler, renk hücrelerinin (Melanosit) biraraya gelerek oluşturduğu açık kahverenginden - gri veya siyaha kadar değişebilen renkteki oluşumlardır.

Bazen, deri düzeyinde kabarık olabilirler. Bu benleri önemli kılan deri üzerinde görülen kanserlerin en habisi olan Malin Melanoma adlı kansere dönüşebilmesidir. Bu benlerin bir kısmı doğumsal iken, bir kısmı da sonradan ortaya çıkabilir. Halk arasında doğumsal olanların emniyetli olduğuna dair bir kanı varsa da bu tamamen yanlıştır. Aynı tehlike doğumsal olanlarda da vardır, hatta biraz daha fazladır. Doğumsal olanların bir kısmı büyük boyutlarda ve kabartılıdır (Dev nevus). Bunlarda kanserleşme oranı daha fazladır ve çok dikkatle izlenmelidir. Çarpma, vurma, kesme ve benzeri zedelenmeler, her türlü benin kanserleşme olasılığını artırır. Sonradan oluşan benlerin, gelişiminde kalıtsal zeminin yanısıra en önemli etken güneş ışığıdır.

Özellikle kısa sürede alınan yüksek doz güneş ışını ve oluşan güneş yanıkları ben artışını hızlandırdığı gibi, kanserleşme olasılığını da artırır. Her bir güneş yanığı tehlikeyi daha çok arttırır ve özellikle çocukluk yaşlarındaki güneş yanıkları daha tehlikelidir. Bu nedenle benlerin artış ve kansere dönüşünü engellemek için güneşten iyi korunmak gerekir. Genellikle 0.5 cm'nin üzerindeki benlerde tehlikenin olduğu ve boyut büyüdükçe tehlikenin arttığı kabul edilir. Benlerin bir Deri Hastalıkları Uzmanı tarafından görülüp değerlendirilmesi gerekir. Varolan benler üzerindeki hızlı değişiklikler, olumsuz bir değişimin habercisi olabilir.

Özellikle 1-2 ay içerisinde olan hızlı değişiklikler önemlidir. Hızlı büyüme, hızlı renk değişiklikleri ve hızlı şekil değişiklikleri ciddi uyarıcı belirtilerdir. Ayrıca benin üzerinde bir kanama, şişme, kızarma, şiddetli kaşıntı da uyarıcı belirtilerdir. Bu tip değişiklikler görüldüğünde hiç vakit geçirmeden bir Deri Hastalıkları Uzmanına görünmek gerekir. Şüpheli olan ben, hemen cerrahi olarak çıkarılıp tetkik edilmelidir. Halk arasında çok yanlış bir şekilde yerleşmiş olan bir kanıya göre benlerin aldırılmasının tehlikeli olduğu düşünülür. Tamamen yanlış bir düşünce olup, çıkarılan benin kişi için hiçbir tehlikesi olamaz. Aksine, melanomların erken yakalanması kişinin hayatını kurtarabilir. Benlerimize dikkat edelim.
 
Vücudumuzda doğuştan ya da sonradan oluşan benlerin bazıları kanser riski taşıyor.
26 Haziran 2007 Salı 10:09
İster doğuştan olsun ister sonradan, bazı benler insan sağlığı açısından son derece tehlikeli. Benlerin oluşumunu "Melanosit adı verilen ve melanin pigmenti üreten hücrelerin oluşturduğu yapılardır" şeklinde açıklayan uzmanlar, bazı benlerin kanser riski taşıdığını belirtiyor. Daha çok kişinin genetik yapısıyla ilgili olan benleri UV ışınları olumsuz etkiliyor. Yaygın olarak kahverengi, siyah ya da deri renginde görülen benlerin türleri ise şöyle:

* Konjenital benler: Doğumda veya yaşamın ilk birkaç haftasında oluşurlar. Küçük (1.5 cm), orta (1.5-20 cm) veya büyük (20 cm) olabilirler. Büyük konjenital benler üzerinde yaşam boyu melanom (kanser) gelişme riski yüksek olduğundan, plastik cerrahi girişimler ile çıkartılmaları gerekir.

* Displastik benler: Çoğunlukla ergenlik çağında oluşur, ailesel olabilirler. Tek veya çok sayıda, düzensiz, keskin olmayan sınırlı, kahverengi, siyah veya kırmızı lekeler şeklindedirler.

* Olağan benler: Çocukluk çağından erişkinliğe kadar herhangi bir yaşta oluşur, belli bir gelişim süreci izledikten sonra dururlar. Bazıları da yaşlılık çağında kaybolur.

Benlerin tehlikeli olup olmadığını anlamak için öncelikle sayısına bakmak gerekiyor. Sayının çokluğuyla koyu renkteki benlerin varlığı ve özellikle renklerinde düzensizlik olanlar takip edilmeli. Örneğin, bir benin içinde birden fazla renk varsa, tehlikelidir. Ayrıca normalde oval ya da yuvarlak olan benlerin sınırları düzensiz, yani dantel gibi girintili çıkıntılıysa bu da riskli durumlardandır. Benlerin hareketlenmesi de tehlikelidir. Normal duran bir ben kısa süre içerisinde büyümeye ya da hızla renk değiştirmeye başlarsa takip edilmelidir.

Bunun yanında benlerin büyüklüğü de uzmanlarca önemli sayılıyor. Benler yarım santimden itibaren risk taşımaya başlar. Bunun dışında kişinin diğer benlerinden daha farklı olduğunu düşündüğü, ani değişim gösteren, hızla büyüyen ya da görünüşünden endişe duyduğu benleri varsa, mutlaka bir hekime başvurması gerekiyor. Benlerin bütününe bakıldığında ve tüm türleri değerlendirildiğinde kansere dönüşüm riski yüzde bir civarında bulunuyor. Uzmanlar doğuştan olan benlerin, özellikle de büyük olanların kanser riski taşıdığını belirtiyor. Bu nedenle benlerin mutlaka yakından takip edilmesi, gerektiğinde de cerrahi olarak çıkarılması önem taşıyor.

İçinde bulunduğumuz yaz aylarında benlerin güneşi gördükçe hem sayılarının arttığını, hem de yapılarının bozulup dejenere olabileceği uyarısını yapan uzmanlar, yanık yapacak boyutta güneşten etkilenen ciltlerdeki benlerin kanser oluşumunu hızlandığını vurguluyor. Herkesin düzenli olarak aylık periyodlarla benlerini kontrol etmesi gerekiyor. Bu kontroller sırasında bende asimetri, sınır düzensizliği, renk değişikliği (benin birden çok renk içermesi), belirgin büyüme, iltihabi reaksiyon ya da kanama tespit edilirse, bunun cilt kanseri belirtisi olacağı akıllara gelmelidir. Erken evrede ben kanseri, asimetrik, açık-koyu kahverengi veya siyah renk gölgelenmeleri içeren, keskin olmayan sınırlı bir lekedir.

Kanser gelişimi açısından risk faktörü bulunanların üç ila 12 ayda bir hastaneye başvurarak, dermatolojik muayeden geçmesi öneriliyor. Benlerin incelenmesinde muayenenin yanı sıra benin 10 kat büyütülerek içindeki yapıların görünmesini sağlayan "dermatoskop" adı verilen bir el aletinden de yararlanılıyor. Benlerdeki bazı anormallikler çıplak gözle saptanabilecek duruma gelmeden önce de dermatoskop ile daha erken dönemde saptanabiliyor.

DERMATOLOG Dr. Günnur Özarslan, kanser riski taşıyacak benlere bazı cilt tiplerinde daha sık rastlandığını belirterek, bunları şöyle sıralıyor:

* Ten rengi açık olup, mavi, gri ya da yeşil göz rengine, yoğun çillere sahip olmak.

* Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde aralıklı olarak yoğun şekilde güneşe maruz kalmak.

* Çocukluk döneminde geçirilmiş güneş yanıkları öyküsünün bulunması.

* Daha önce kanser geçirmiş olmak ya da ailede kanser öyküsünün varlığı.

* Bireyde çok sayıda (ellinin üzerinde) ben bulunması.

* Displastik (atipik) ben olarak adlandırılan düzensiz benlere sahip olmak.

Takvim


Link Silinmiştir.
 
Ben’ler yaşlanmayı geciktiriyor
Sayıları arttıkça cilt kanseri riskini artırdığına inanılan benlerin, yaşlanmaya karşı mücadeleyi kolaylaştırabildiği ortaya çıktı. İngiltere’de yapılan araştırmaya göre, fazla ben sayısının yaşlanmayı geciktirici etkisi var.

Uzmanlar sıklıkla benlerin sayısının artmasıyla cilt kanseri arasında bir bağlantı olduğunu dile getirir. Ancak Londra’daki Kıng’s College’da yapılan bir araştırma bu kez fazla benlerle ilgili olumlu bir sonucu ortaya koydu. Araştırmada, vücudunda fazla sayıda ben olan insanların yaşlanma belirtilerine karşı daha iyi savaş verebildikleri tespit edildi.

Yaklaşık 2 bin ikiz üzerinde yapılan araştırmada, vücudunda yüzden falza ben olan kişilerin daha geç yaşlandığı sonucuna varıldı.
Araştırmaya göre, fazla benli insanların DNA’sında kalp, kas, kemik ve damarlarda yaşlanmayı geciktiren yapı daha yoğun olarak bulunuyor. Bu da yaşlanma etkilerini geciktiriyor.
Alıntı
 
Yeşilim, İngiltere'deki araştırmaya inanmak istiyorum. Çünkü benim benlerim çok fazla ve zamanlada büyüyorlar, eskiden iğne ucu kadar olanlar maşallah şimdi büyüdüler. Bende hep cilt kanseriyle ilişkilendiren araştırmaları okumuştum. Umarım doğrudur, ben "ben" lerimi seviyorum.
Paylaşımına sevindim. İyi haberlerin için öpücükler benli benli...
 
ay ben bunu hiç duymamıştım bak benim benim pek yok biri bana ben versin :)
 
bende de var ben ama kaç tane bilmiyorum hiç saymadım:)) tşk ederim yeşillerin kraliçesiŞeniz
 
Ay hadi hayırlısı iyiyşallah ,anneme söyliyeyim;onun sırtında fazla var üzülüyordu.Sevinsin bari
 
Derideki herhangi bir anormal gelişime "deri lezyonu" adı verilir. Bu lezyonlar "iyi huylu", "kötü huylu`ya dönüşme riski olan iyi huylu" veya "kötü huylu" olabileceğinden birbirlerinden ayrılmaları önemlidir. Lezyonların görünümünden çoğu zaman tanı konulabilmesine rağmen, cerrahi olarak çıkartılanlar mutlaka patolojik olarak incelenmelidir, çünkü klinik tanı ile iyi huylu olduğu düşünülenlerde bile az da olsa kötü huylu çıkma riski vardır.
İyi huylu deri lezyonları cerrahi olarak çıkartılmasalar bile yayılım göstermezler. Tıbbi olarak nevus adı verilen benlerin zamanla çapı büyüyebilir, yaşlandıkça yenileri çıkabilir. Ayrıca; güneş ışınlarına, hormon etkisine veya yaşlanmaya bağlı çıkan, deri ile aynı düzlemde, kahverengi deri lezyonları olabilir. Bunlar da tıbbi veya cerrahi yollarla tedavi edilebilirler.
Bazı deri lezyonlarının cerrahi olarak çıkartılmadıkları taktirde zamanla kötü huyluya dönüşme riski vardır. Güneş ışınlarının etkisi ile çıkan ve "aktinik keratoz" adı verilen kahverengi veya kırmızı renkli lezyonlar buna en iyi örnektir. Bu lezyonların yassı hücreli deri kanserine dönüşme riski vardır.
Kötü huyluya dönüşen lezyonlar zamanla büyürler ve vücudun diğer bölgelerine yayılırlar.


Benlerin Kötü Huylu Melanomdan Ayırdedilmesi

Melanomanın önlenebilmesi için vücudunuzdaki benlerin düzenli olarak muayene edilmesi gereklidir. Yapılan son çalışmalara göre bazı tür benlerin kötü huyluya dönüşme riski daha fazladır. Doğuştan beri olan benler ve "atipik" denilen, normalden farklı benler bu gruptadır. Aşağıdaki tablo benlerin ayırdedilmesinde faydalı olabilir. Benin kötü huylu olabileceği konusunda dikkat edilmesi gereken bulgular:

neusuq2.jpg


Deri Lezyonlarının Çıkartılması

Deri lezyonlarının çıkartılmasında mutlaka bir plastik cerrahtan yardım alınmalıdır. Bunlar basit gibi görünen lezyonlar olduğundan bir çok cerrah, hatta bazı dermatologlar dahi müdahale etmeyi göze alabilir. Fakat bu konuda deneyimli olanlar plastik cerrahlardır. Plastik cerrahlar bu lezyonları daha derin sınırlardan, daha az riskli olarak ve daha az iz bırakarak çıkartabilirler. Çıkartılan lezyonlar mutlaka patolojik incelemeye gönderilmelidir.
Derideki kahverengi oluşumlar genellikle tıbbi olarak nevüs adı verilen benlerdir. Bunlar doğumsal olabileceği gibi yaşamın ileri dönemlerinde de ortaya çıkabilirler. Benler deri ile aynı düzlemde veya kabarık olabilir. Giderek büyüyebilirler. Genellikle kozmetik veya kötü huyluya dönüşme riski olması nedeni ile çıkartılırlar. Nevüs genellikle kötü huylu olan melanomdan ayırdedilebilir. Melanomlar kahverengi olabildikleri gibi, kırmızı, beyaz, siyah veya alacalı olabilirler. Şayet kötü huyluya dönüşebileceğinden şüpheleniliyorsa lezyonlar çok geniş sınırlardan çıkartılmalıdır. Bazen bu lezyonların çıkartılmasından sonra çıkartılan yerin onarılabilmesi için deri nakilleri (greft, flep) gerekebilir.
Yüzünde bu tip lezyonlar bulunan hastalar genellikle cerrahi olarak çıkartılmasından sonra kalacak izden endişe ederler. Bu yüzden, deri lezyonları plastik cerrahlar tarafından çıkartılmalıdır. Yüzdeki farklı bölgelerin cerrahi sonrasında iyileşmeleri de farklıdır. Çıkartılacak bölgeye göre uygulanacak cerrahi teknik de farklılık gösterir. Uygulamayı yapacak cerrahın tüm bu tekniklere hakimiyetinin tam olması gerekir.


Siğiller


Siğil, çeşitli virus tiplerinin neden olduğu bir deri tümörüdür. Derinin en dış tabakasından kaynaklanan, küçük, sert, belirgin sınırlı, deri yüzeyinde veya deriden kabarık lezyonlardır. Tıbbi olarak "verruca vulgaris" adı verilir. Çok çeşitli siğiller olduğundan , görünümlerine veya yerleşim bölgelerine göre sınıflandırılırlar. Siğiller vücudun her yerinde (deride, ağız içinde, boğazda, genital bölgede) görülebilirler.
Siğillerin gelişmesine neden olan virus grubuna "human papillomavirius" - HPV adı verilir. Bu virus grubunun yaklaşık 90 çeşidi vardır. Bunlardan bazıları deride, bazıları ise genital bölgedeki siğillerin oluşumuna neden olurlar. Siğiller bulaşıcıdır, dokunmakla başka kişilere geçebilirler.
Siğillere her yaşta rastlanılabilir. Bazıları kendi kendine geçebileceği gibi uzun yıllar kalıcı olabilirler.
Siğillerin en sık rastlanan tipi el ve ayak derisinde vbe tırnaklarda görülür. Bunlar, soluk renkli, kabarık lezyonlardır. Bunların kanserleşme riski yoktur, ağrısızdırlar ve gemnellikle kendiliklerinden kaybolurlar. Tedavinin amacı vücudun başka yerlerine dağılmasını ve diğer insanlara bulaşmasını önlemektir. Tedaviden sonra tekrarlama riskleri de fazladır. Deri yüzeyinde gelişen, kabarık olmayan siğillere ise daha çok çocuklarda rastlanır. Daha çok yüzde görülmelerine karşın vücudun diğer yerlerinde de olabilirler. Deriden az kabarık veya deri ile aynı düzlemde olduklarından tanınmaları da daha zordur. Bu siğiller çoğunlukla kaşıntılı veya ağrılıdır. İnsandan insana bulaşma riski vardır.
Ayak tabanında gelişen siğiller nasırla da karıştırılabilir. Genellikle batıcı ağrı yapan lezyonlardır, ağrı yürümeyi veya ayakta durmayı engelleyecek düzeyde olabilir. Yayılım çok hızlı olabileceğinden hızla tedavi edilmeleri gerekir. Ayak tabanı siğilleri buzdağı gibidir; dışarıda görünen kısımları içeriye oranla daha küçüktür. Şiddetli ağrısı olmayan hastalar genellikle ayakkabısına taş kaçmış gibi bir histen bahsedebilir.
Genital bölge siğilleri kadın ve erkeklerde anüs veya genital bölge çevresinde görülen, küçük, grimsi lezyonlardır. Cinsel yolla veya direk temasla bulaşabilir ve ağız bölgesinde de görülebilirler. Doğum sırasında bebeğe de bulaşma olabilir. Bu siğiller çok bulaşıcıdır. Genital siğili olan bir kişiyle cinsel ilişkiye girenlerde tek seferde bulaşma riski %60`dır. Genital siğil bulaşan kişide mutlaka lezyon görülmesi şart değildir. Lezyon görülmeyenlerde bile kadınlarda genital kanserlerin görülme riskini arttırılar.
Siğillerin tedavisinde salisilik asit, canthardin ve benzeri tıbbi tedaviler uygulanabilir. Tıbbi tedaviye cevap vermeyenler veya yerleşimleri nedeni ile acil tedavisi gerekenler (ayak tabanındakiler, genital siğiller) cerrahi olarak çıkartılmalıdır. Genital siğillerde tekrarlama oranı çok yüksek olduğundan, bu riski azaltmak amacı ile cerrahi tedavi tercih edilebilir. Çıkartılan siğiller patolojik değerlendirmeye gönderilir.
 
Gerçektende siğillere çok dikkat etmek lazım.Geçen yıl babmın elinde çıkan siğili çok önemsemedik ,eczaneden aldığımız siğil ilacını kullandık.Daha sonra biraz daha büyüyünce dr a gittik.Parça alındı sonuç CİLT kanseriydi.Allahtan ilk aşamadaymış.O bölüm temizlendi , kol altından alınan parçayla yamandı.Şimdi takip ediliyor ama çok zor günler geçirdik..Valla şimdi en ufak şeyden aklım çıkıyor.Sağlıcakla...:1no2:
 
X