- 8 Ocak 2012
- 849
- 14
- Konu Sahibi moonlight_mj4ewr
- #1
Merhaba ablalarım... beni daha önceki konularımdan görmüşsünüzdür..
18 yaşındayım. Ve kalbim o kadar yorgunki. Bazen diyorumki kendi kendime, neden bu kadar kendini üzüyorsun? Neden kendine bu eziyeti yapıyorsun.. ama olmuyor işte. Gene başa sarıyorum.
Üstelik uzun zamandır böyleyim. Belki de depresyondayımdır, bilmiyorum... Dalıp dalıp gidiyorum, dikkatimi veremiyorum herşeye. Zaten dershane hocalarımda konsantrasyon eksikliğim olduğumu söylemişler. Çok yoruldum artık.
Dalıp gittiğim nokta ise..
Durup dururken aşık oldum Uzun zamandır bastırmaya çalıştığım duygulara yenik düştüm. Ama asıl problem aşık olmam değil. Kimi sevdiysem umutsuz olması...
Şu anda beni seven benim bildiğim 3 kişi var. Ama ben onlara karşı bişey hissetmiyorum. Yine de kötü birşey söylemedim, kalplerini kırmamaya çalıştım. Ama bu üzerime lanet gibi yapıştı. Ayrıyeten seven ve sevilen arkadaşlarımı görüyorum, diyorumki keşke benim de sevdiğim ve beni seven biri olsaydı. Diğer yandan, en yakın arkadaşım gibi köşelerde buluşup gizli gizli görüşmek bana çok ağır geldiğinden, diyorumki en güzeli evlenmeye karar verince, haram ilişkilere bulaşmadan birini sevmek.
Bu düşünceler sürekli çatışıyor beynimde. Ben ilk defa düzgün birine aşık oldum. Yani düzgün derken, içkisi sigarası olmayan bir çocuk. Beni ses tonu da çok etkiledi. Sakin bir yapısı var ve ses tonu da öyle. İşin garip tarafı, bu çocuk 5 yıllık arkadaşım, bu yıl denk geldi, önümdeydi onun sırası.
İlk başlarda umursamasam da zamanla ısınmaya başladım. En son okul gezisine gittik 5 günlüğüne, işte orda en yakın arkadaşım ona sırnaştı falan. Önceden umursamazdım, zaten kendisi yakın bulduğu erkeklere sırnaşır, yani sırnaşmak derken mesela ayy seni çok seviyorum gibi şeyler söyler... işte bu bana uygun değil, ben yapamam, sululuk gibi gelir. Ben hep daha mesafeli olmuşumdur. Herneyse, gezide ne olduysa arkadaşım onun kolunda gezdi bütün gün. Ben de garip bi şekilde kıskanmaya başladım. Bir yandan da kendime oha diyordum, kızım o senin arkadaşın böyle birşey nasıl olur, imkansız diyordum.
Halbuki daha önce acı tecrübelerle öğrenmiştim büyük konuşmamayı. O yüzden büyük konuşmamaya özen gösteririm. Ancak annem bazen çenesini tutamaz benim gibi, örneğin birini bana layık görmez veya küçümser, ben tutup ona ısınırım. Tabi ben de küçümsemiştim bir zamanlar beni seven birini, dilimi eşek arıları soksaydı da yapmasaydım. Sonradan tuttum onu sevdiğimi sandım, 6 aylık bir ilişkim bile oldu hatırlamak istemediğim. Her neyse konumuza dönelim.
O olaydan sonra ben her ne kadar kendimi tutmaya çalışsam da olmadı, yapamadım.. halbuki ona hiç böyle gözle bakmaya ihtimal bile vermemiştim. Çünkü o arkadaştı, tüm sınıfın sevdiği, muzip ama bir o kadar uysal bir çocuktu. Neden onu sevdiğimi bir türlü anlayamıyorum. Vazgeçmeye çalışıyorum olmuyor, etrafındaki kızlar ona hep arkadaş olarak yaklaşıyor, onları bile kıskanıyorum.
En son bugün arkadaşım profil resmim kendi kendine silindi dedi, onunla olan bir resmini koymuş.. eminimki kendi sildi, o resmi koymak için. Halbuki onun sevdiği biri ve hatta sevgilisi gibi sayılan biri de var, neden böyle yapıyor? Soramıyorum da arkadaşıma, ona yaklaşma, yavşama diyemiyorum. Onu sevdiğimi kimse bilmiyorki.. söyleyemem, asla söyleyemem...
Ondan vazgeçmem gerek biliyorum. Çünkü ona yaklaşmaya çalıştım, ama tepkisiz kaldı, belki de korktu. Çünkü, nasıl desem, biraz çocuksu O. Çocukça şeyler yapıyor ama bilinçli olarak. Son derece zeki. Eminimki onu sevdiğimi anlamıştır. Belki de bu yüzden kendini geri çekti. Beni sevmek zorunda da değil.. bunun farkındayım. Ama benim zoruma giden, neden onu seviyorum? Durup dururken neden bu acı? üniversite sınavlarından başka birşey düşünmemem gereken bu zamanda, aptalca bir aşkın peşinde eriyip gidiyorum. Halbuki ben bu değilim. Bir zamanlar taş kalpli olan, kimseyi sevemeyen o kız ben miyim?.. Kapılar hep yüzüme kapanıyor.. Bazen acaba beni sevenlerin ahını mı aldım da, bunun cezasını çekiyorum diye düşünmeden edemiyorum..
Nasıl kurtulacağım bu acıdan.. kendimi o kadar çirkin, faydasız biri gibi hissediyorumki. Zaten 18 yaşımı da doldurdum, yaşlanıyorum. Hayatım boyunca okul ve tarla işleriyle uğraşan zavallı bir insan oldum. Bu eğitimin sonunu getirememekten korkuyorum. Karşı cinsle ilişkiler konusunda da hep şanssızdım...
Nasıl kurtulacağım bu hislerden ben.. o kadar bunaldımki.
Yazmak beni rahatlattı.. Okuyanlara çok teşekkür ederim belki çoğunuza saçma gelecek bu konu, ama benim bu ruh halim o kadar kötü ki.. bunalıma girmek üzereyim..
18 yaşındayım. Ve kalbim o kadar yorgunki. Bazen diyorumki kendi kendime, neden bu kadar kendini üzüyorsun? Neden kendine bu eziyeti yapıyorsun.. ama olmuyor işte. Gene başa sarıyorum.
Üstelik uzun zamandır böyleyim. Belki de depresyondayımdır, bilmiyorum... Dalıp dalıp gidiyorum, dikkatimi veremiyorum herşeye. Zaten dershane hocalarımda konsantrasyon eksikliğim olduğumu söylemişler. Çok yoruldum artık.
Dalıp gittiğim nokta ise..
Durup dururken aşık oldum Uzun zamandır bastırmaya çalıştığım duygulara yenik düştüm. Ama asıl problem aşık olmam değil. Kimi sevdiysem umutsuz olması...
Şu anda beni seven benim bildiğim 3 kişi var. Ama ben onlara karşı bişey hissetmiyorum. Yine de kötü birşey söylemedim, kalplerini kırmamaya çalıştım. Ama bu üzerime lanet gibi yapıştı. Ayrıyeten seven ve sevilen arkadaşlarımı görüyorum, diyorumki keşke benim de sevdiğim ve beni seven biri olsaydı. Diğer yandan, en yakın arkadaşım gibi köşelerde buluşup gizli gizli görüşmek bana çok ağır geldiğinden, diyorumki en güzeli evlenmeye karar verince, haram ilişkilere bulaşmadan birini sevmek.
Bu düşünceler sürekli çatışıyor beynimde. Ben ilk defa düzgün birine aşık oldum. Yani düzgün derken, içkisi sigarası olmayan bir çocuk. Beni ses tonu da çok etkiledi. Sakin bir yapısı var ve ses tonu da öyle. İşin garip tarafı, bu çocuk 5 yıllık arkadaşım, bu yıl denk geldi, önümdeydi onun sırası.
İlk başlarda umursamasam da zamanla ısınmaya başladım. En son okul gezisine gittik 5 günlüğüne, işte orda en yakın arkadaşım ona sırnaştı falan. Önceden umursamazdım, zaten kendisi yakın bulduğu erkeklere sırnaşır, yani sırnaşmak derken mesela ayy seni çok seviyorum gibi şeyler söyler... işte bu bana uygun değil, ben yapamam, sululuk gibi gelir. Ben hep daha mesafeli olmuşumdur. Herneyse, gezide ne olduysa arkadaşım onun kolunda gezdi bütün gün. Ben de garip bi şekilde kıskanmaya başladım. Bir yandan da kendime oha diyordum, kızım o senin arkadaşın böyle birşey nasıl olur, imkansız diyordum.
Halbuki daha önce acı tecrübelerle öğrenmiştim büyük konuşmamayı. O yüzden büyük konuşmamaya özen gösteririm. Ancak annem bazen çenesini tutamaz benim gibi, örneğin birini bana layık görmez veya küçümser, ben tutup ona ısınırım. Tabi ben de küçümsemiştim bir zamanlar beni seven birini, dilimi eşek arıları soksaydı da yapmasaydım. Sonradan tuttum onu sevdiğimi sandım, 6 aylık bir ilişkim bile oldu hatırlamak istemediğim. Her neyse konumuza dönelim.
O olaydan sonra ben her ne kadar kendimi tutmaya çalışsam da olmadı, yapamadım.. halbuki ona hiç böyle gözle bakmaya ihtimal bile vermemiştim. Çünkü o arkadaştı, tüm sınıfın sevdiği, muzip ama bir o kadar uysal bir çocuktu. Neden onu sevdiğimi bir türlü anlayamıyorum. Vazgeçmeye çalışıyorum olmuyor, etrafındaki kızlar ona hep arkadaş olarak yaklaşıyor, onları bile kıskanıyorum.
En son bugün arkadaşım profil resmim kendi kendine silindi dedi, onunla olan bir resmini koymuş.. eminimki kendi sildi, o resmi koymak için. Halbuki onun sevdiği biri ve hatta sevgilisi gibi sayılan biri de var, neden böyle yapıyor? Soramıyorum da arkadaşıma, ona yaklaşma, yavşama diyemiyorum. Onu sevdiğimi kimse bilmiyorki.. söyleyemem, asla söyleyemem...
Ondan vazgeçmem gerek biliyorum. Çünkü ona yaklaşmaya çalıştım, ama tepkisiz kaldı, belki de korktu. Çünkü, nasıl desem, biraz çocuksu O. Çocukça şeyler yapıyor ama bilinçli olarak. Son derece zeki. Eminimki onu sevdiğimi anlamıştır. Belki de bu yüzden kendini geri çekti. Beni sevmek zorunda da değil.. bunun farkındayım. Ama benim zoruma giden, neden onu seviyorum? Durup dururken neden bu acı? üniversite sınavlarından başka birşey düşünmemem gereken bu zamanda, aptalca bir aşkın peşinde eriyip gidiyorum. Halbuki ben bu değilim. Bir zamanlar taş kalpli olan, kimseyi sevemeyen o kız ben miyim?.. Kapılar hep yüzüme kapanıyor.. Bazen acaba beni sevenlerin ahını mı aldım da, bunun cezasını çekiyorum diye düşünmeden edemiyorum..
Nasıl kurtulacağım bu acıdan.. kendimi o kadar çirkin, faydasız biri gibi hissediyorumki. Zaten 18 yaşımı da doldurdum, yaşlanıyorum. Hayatım boyunca okul ve tarla işleriyle uğraşan zavallı bir insan oldum. Bu eğitimin sonunu getirememekten korkuyorum. Karşı cinsle ilişkiler konusunda da hep şanssızdım...
Nasıl kurtulacağım bu hislerden ben.. o kadar bunaldımki.
Yazmak beni rahatlattı.. Okuyanlara çok teşekkür ederim belki çoğunuza saçma gelecek bu konu, ama benim bu ruh halim o kadar kötü ki.. bunalıma girmek üzereyim..