- 12 Temmuz 2006
- 2.066
- 66
Bebekleri kalbine iğne yaparak öldürüyoruz
Çoğul gebeliklerde üçüncü ya da dördüncü bebeğin kalbine iğne yapılarak öldürülmesi tüm dünyada tartışılıyor; gebeliği riske sokan bu işlem ne zaman yapılmalı? Prof. Kavak'a göre Türkiye'deki sınır çok erken: Yalnızca 11'inci haftaya kadar izin verilmesi, sakat bebekler doğmasına yol açıyor.
Tüm dünyada patlama yaşayan çoğul gebelikler konusunda geçtiğimiz ay İstanbul'da toplanan farklı dinlerden, ırklardan ve cinsiyetlerden doktorlar bir deklerasyon yayımladılar. Dünya Gebelik Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neşe Zehra Kavak, bu konuyla ilgili soruları yanıtladı:
Doğal yoldan bir anne, kaç çocuk sahibi olabilir? Dünya literetüründe en fazla sayı yediz. Tüp bebek yöntemi olmaksızın, Amerika'da yaşayan bir kadının yedi çocuğu oldu.
Dünyada çoğul gebeliklerde patlama mı oldu? Evet. Maalesef bugün dünyada ikiz gebeliklerde ve çoğul gebelik sayısında dünyada patlama oldu. 1971 ve 1991 yılları arasında dünyada üçüz gebelik yüzde 500 arttı. Tüp bebek yöntemiyle oluşan gebeliklerin yüzde 10'u çoğul gebelikle sonuçlanıyor. Oysa normal gebeliklerin sadece yüzde 2'si çoğul gebeliktir. Tüp bebek yöntemleriyle oluşan gebelikler çoğul gebelikleri patlattı!
Çoğul gebeliklerin yarattığı sıkıntılar neler? Çoğul gebeliklerin artması birçok problemi beraberinde getiriyor. Çoğul gebelik sayısı arttıkça yenidoğan yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç fazla oluyor. Çünkü çoğul gebelik demek, gebelik süresinin kısalması demek. Yeni doğan bebeklerin ölümünde en önemli faktör erken doğumlar. Çoğul gebelik sayısıyla birlikte erken doğum sayısı ve dolayısıyla yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç artıyor.
Tüp bebekte anne karnına nakledilecek embriyo sayısı kısıtlanmalı mı? Kısıtlamalar ülkeden ülkeye değişiyor. Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre; Türkiye'de en fazla üç embriyo sınırı konuluyor. Ama 'annenin yaşı' ve 'tıbbi gereksinim' gibi istisnalar var. Bu açık kapılar, çoğul gebeliklerin sayısının artmasına yol açıyor. Biz embriyo sayısının ikiye çekilmesini istiyoruz. Zaten bu sayı İsveç'te ve Avustralya'da iki. Amerika'da eyalete göre değişiyor. Ama dünyada neredeyse bir tane olması yolunda bile çalışmalar var.
Çoğul gebeliklerde bebeklerin yaşama şansı ne kadar? Üçüz gebeliklerde 35'inci haftada, dördüzlerde ise 32'nci haftada doğum gerçekleşiyor. Beşizlerde ortalama gebelik süresi 30 hafta sürüyor. Böyle olunca da bebekler neredeyse bir kilo 200 gram doğuyor. 36 haftanın altında dünyaya gelen bebeklerin, yenidoğan yoğun bakım merkezlerinde doğması şart. En az bir-iki ay kalıyorlar. Bu da hem aileye hem devlete ciddi bir maddi yük getiriyor. Bir bebek için özel merkezlerde tek gece bin YTL'ye geliyor. Diğer açıdan bakacak olursanız; erken doğması ve gebelik haftasının düşük olması nedeniyle bu bebeklerin zeka, duygusal ve kas gücü gibi motor gelişimleri yaşıtlarına göre düşük oluyor. Tüm bu saydıklarım, kabul edilen bilimsel gerçekler. Ayrıca bu çocukların okul başarıları da pek iç açıcı değil; düşük kilolu doğan bebeklerin okul başarıları daha düşük. Çocukta gelişme problemi haricinde körlük de olabiliyor. Kısacası; düşük kilolu doğum, bugün kadın doğumun sürekli karşısına çıkan bir sorun.
Sizce çoğul gebelik bir tüp bebek başarısızlığı mı? İkiz kabul edilebilir ama ikizin üzerindeki çoğul gebelikler telafi edilmesi gereken bir sorun. İdeali; ikizin üzerinde embriyo transfer etmemek olmalı.
Üçüz ya da dördüzler, gebeliği riske atıyorsa anne karnında bir-iki çocuk öldürülüyor; bu nasıl bir işlem? Buna 'embriyo reduction' (rediksiyon) yani gebelik sayısının azaltılması işlemi deniyor. İstanbul'da biraraya geldiğimiz doktorlarla yayınladığımız deklarasyon da bu rediksiyon işlemine onay veriyor. Rediksiyon yapılırken en önemli olay; en sağlıklı bebeğin yaşamasını sağlamak. Peki gebeliğin en erken döneminde en sağlıklı olanını nasıl seçeceğiz? İşte bunları ultroson ile inceleyip, ense kalınlığı en fazla olan seçilmeye çalışılıyor. Ama işlem çok sıkıntılı; iğne ile potasyum klorür vererek bebeğin kalbini durduruyoruz. İşlem kötü ama yapılması gerekiyor; çünkü aksi takdirde erken doğumlar yüzünden anneler kesinlikle bebek sahibi olamayacaklar.
Anneye bu işlemi nasıl yaptığınızı ayrıntılı olarak açıklıyor musunuz? Açıklamak zorundayız, çünkü onun seçimi. Anneden onay alınmadan bu işlem yapılamaz.
Anneler hangi çocuklarının öldürüleceğine kolay karar verebiliyorlar mı? Bu zaten annenin kararı değil. Erken dönemde ense kalınlığı en fazla olan bebeği seçiyoruz. Böylece Down Sendromu riskinden korunmuş bebekleri seçmeye çalışıyoruz. Tek plasenta varsa, bir bebeğin kalbine zehir verdiğinizde diğeri de etkilenebiliyor. Çok riskli bir durum. Tüm gebeliği de kaybedebiliyorsunuz.
HAZIRLAYAN: ESRA TÜZÜN
Çoğul gebeliklerde üçüncü ya da dördüncü bebeğin kalbine iğne yapılarak öldürülmesi tüm dünyada tartışılıyor; gebeliği riske sokan bu işlem ne zaman yapılmalı? Prof. Kavak'a göre Türkiye'deki sınır çok erken: Yalnızca 11'inci haftaya kadar izin verilmesi, sakat bebekler doğmasına yol açıyor.
Tüm dünyada patlama yaşayan çoğul gebelikler konusunda geçtiğimiz ay İstanbul'da toplanan farklı dinlerden, ırklardan ve cinsiyetlerden doktorlar bir deklerasyon yayımladılar. Dünya Gebelik Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neşe Zehra Kavak, bu konuyla ilgili soruları yanıtladı:
Doğal yoldan bir anne, kaç çocuk sahibi olabilir? Dünya literetüründe en fazla sayı yediz. Tüp bebek yöntemi olmaksızın, Amerika'da yaşayan bir kadının yedi çocuğu oldu.
Dünyada çoğul gebeliklerde patlama mı oldu? Evet. Maalesef bugün dünyada ikiz gebeliklerde ve çoğul gebelik sayısında dünyada patlama oldu. 1971 ve 1991 yılları arasında dünyada üçüz gebelik yüzde 500 arttı. Tüp bebek yöntemiyle oluşan gebeliklerin yüzde 10'u çoğul gebelikle sonuçlanıyor. Oysa normal gebeliklerin sadece yüzde 2'si çoğul gebeliktir. Tüp bebek yöntemleriyle oluşan gebelikler çoğul gebelikleri patlattı!
Çoğul gebeliklerin yarattığı sıkıntılar neler? Çoğul gebeliklerin artması birçok problemi beraberinde getiriyor. Çoğul gebelik sayısı arttıkça yenidoğan yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç fazla oluyor. Çünkü çoğul gebelik demek, gebelik süresinin kısalması demek. Yeni doğan bebeklerin ölümünde en önemli faktör erken doğumlar. Çoğul gebelik sayısıyla birlikte erken doğum sayısı ve dolayısıyla yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç artıyor.
Tüp bebekte anne karnına nakledilecek embriyo sayısı kısıtlanmalı mı? Kısıtlamalar ülkeden ülkeye değişiyor. Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre; Türkiye'de en fazla üç embriyo sınırı konuluyor. Ama 'annenin yaşı' ve 'tıbbi gereksinim' gibi istisnalar var. Bu açık kapılar, çoğul gebeliklerin sayısının artmasına yol açıyor. Biz embriyo sayısının ikiye çekilmesini istiyoruz. Zaten bu sayı İsveç'te ve Avustralya'da iki. Amerika'da eyalete göre değişiyor. Ama dünyada neredeyse bir tane olması yolunda bile çalışmalar var.
Çoğul gebeliklerde bebeklerin yaşama şansı ne kadar? Üçüz gebeliklerde 35'inci haftada, dördüzlerde ise 32'nci haftada doğum gerçekleşiyor. Beşizlerde ortalama gebelik süresi 30 hafta sürüyor. Böyle olunca da bebekler neredeyse bir kilo 200 gram doğuyor. 36 haftanın altında dünyaya gelen bebeklerin, yenidoğan yoğun bakım merkezlerinde doğması şart. En az bir-iki ay kalıyorlar. Bu da hem aileye hem devlete ciddi bir maddi yük getiriyor. Bir bebek için özel merkezlerde tek gece bin YTL'ye geliyor. Diğer açıdan bakacak olursanız; erken doğması ve gebelik haftasının düşük olması nedeniyle bu bebeklerin zeka, duygusal ve kas gücü gibi motor gelişimleri yaşıtlarına göre düşük oluyor. Tüm bu saydıklarım, kabul edilen bilimsel gerçekler. Ayrıca bu çocukların okul başarıları da pek iç açıcı değil; düşük kilolu doğan bebeklerin okul başarıları daha düşük. Çocukta gelişme problemi haricinde körlük de olabiliyor. Kısacası; düşük kilolu doğum, bugün kadın doğumun sürekli karşısına çıkan bir sorun.
Sizce çoğul gebelik bir tüp bebek başarısızlığı mı? İkiz kabul edilebilir ama ikizin üzerindeki çoğul gebelikler telafi edilmesi gereken bir sorun. İdeali; ikizin üzerinde embriyo transfer etmemek olmalı.
Üçüz ya da dördüzler, gebeliği riske atıyorsa anne karnında bir-iki çocuk öldürülüyor; bu nasıl bir işlem? Buna 'embriyo reduction' (rediksiyon) yani gebelik sayısının azaltılması işlemi deniyor. İstanbul'da biraraya geldiğimiz doktorlarla yayınladığımız deklarasyon da bu rediksiyon işlemine onay veriyor. Rediksiyon yapılırken en önemli olay; en sağlıklı bebeğin yaşamasını sağlamak. Peki gebeliğin en erken döneminde en sağlıklı olanını nasıl seçeceğiz? İşte bunları ultroson ile inceleyip, ense kalınlığı en fazla olan seçilmeye çalışılıyor. Ama işlem çok sıkıntılı; iğne ile potasyum klorür vererek bebeğin kalbini durduruyoruz. İşlem kötü ama yapılması gerekiyor; çünkü aksi takdirde erken doğumlar yüzünden anneler kesinlikle bebek sahibi olamayacaklar.
Anneye bu işlemi nasıl yaptığınızı ayrıntılı olarak açıklıyor musunuz? Açıklamak zorundayız, çünkü onun seçimi. Anneden onay alınmadan bu işlem yapılamaz.
Anneler hangi çocuklarının öldürüleceğine kolay karar verebiliyorlar mı? Bu zaten annenin kararı değil. Erken dönemde ense kalınlığı en fazla olan bebeği seçiyoruz. Böylece Down Sendromu riskinden korunmuş bebekleri seçmeye çalışıyoruz. Tek plasenta varsa, bir bebeğin kalbine zehir verdiğinizde diğeri de etkilenebiliyor. Çok riskli bir durum. Tüm gebeliği de kaybedebiliyorsunuz.
HAZIRLAYAN: ESRA TÜZÜN