Bebekleri en çok ve en az ağlayan ülkeler hangileri?

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.837
898
Bebekleri en çok ve en az ağlayan ülkeler hangileri?
  • 3 Nisan 2017


İngiltere'nin Warwick Üniversitesi'nde yapılan araştırmada İngiltere, Kanada, İtalya ve Hollanda'da doğan bebeklerin daha çok ağladığı sonucuna varıldı.

Danimarka, Almanya ve Japonya'da doğan bebeklerin ise en az ağlayanlar oldukları tespit edildi.

Uzmanlar, daha önceki çalışmalarda toplanan 0-12 haftalık 8700 bebeğe ait verileri analiz etti.

Bebeklerin doğumun ardından ilk iki haftada günde ortalama iki saat ağladıkları belirlendi.

Ağlama süresinde zirve 2 saat 15 dakika
Bebeklerin ağlama süresi 6 haftalıkken 2 saat 15 dakikalık sürede zirve yapıyor ve daha sonra aşamalı olarak ortalama günde 1 saat 10 dakikaya düşüyor.

Araştırma ekibinin başı Profesör Dieter Wolke "Bebekler ilk birkaç haftada ağlama süresi konusunda farklılar. Büyük ama normal farklar var. Bebeklerin daha az ağladığı ülkelere bakabilir ve bunun ebeveynlikten mi, hamilelikteki deneyimlerden mi yoksa genetikten mi kaynaklandığını değerlendirebiliriz" dedi.

Uzmanlar ayrıca, sanayileşmiş ülkelerdeki bebekler üzerinde yapılan çalışmadan elde edilen verilerin, ebeveynlere bebeklerinin ilk üç ayda normal sınırlar içinde ağlayıp ağlamadığı konusunda bilgi ve güvence vermekte kullanılabileceğini söylüyor.
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39478003
 
Çok ayıp niye ağlıyorsunuz çocuğum

Yalnız bu Avrupa'lılar bebek konusunda bizden epey farklı, bir yakınım var Avrupa ülkelerinden birinde yaşıyor, kendi Türk eşi yabancı bebekleri 1 yaşında, efendim bebecik restaurantta cafede yerinde durmuyormuş oralarda bu ayıp karşılanıyormuş, herkesin bebesi güzel güzel otururken bunların bebe yerinde durmuyor diye dertlilerdi, utançlarından bir yere çıkamıyorlarmış
Bizde olsa 1 yaşında bebek durmaması normal denir, el kadar bebe nasıl dursun hareket etmeden
Esprisini yaptık hatta baba bizim buradan, gendendir o dedim, bizim bebeler ele avuca sığmaz, getirin buraya bebe azıcık enerji atsın, üstü toz toprak olsun, hoplayıp zıplasın
 
Mune abla az önce şehit haberine yorum yaptım. Başka bir habere gectigimde yeniden giriş yapmami istedi site. Yemin ederim aklım çıktı yine Ban yedim diye Panik atak olucam beni banlamadan önce alıştıra alıştıra söyleyin olmaz mı abla ya
 
Şöyle mi ban- lıııı-yoruuuuummm :))))
 

Plajlarda nerde ağlayan zırlayan bir çocuk sesi duyarsanız bilin ki Türk ailenin çocuğudur.
Avrupalıların ne çocuklarının ne kendilerinin sesleri çıkmaz .
Bizler o tip sosyal yerlerde şımardıkça şımarırız.
İlla Osmanlılığımızı belli edeceğiz.
 
Ben duyduğumda çok şaşırmıştım, hani bebek heryerde bebektir deriz ya biz, anlattığım yakınım 1 yaşındaki bebeği yüzünden dertlenince garipsedim, yurtdışında nasıldır bilmeyince tuhaf geliyor kulağa.
3-4 yaşında olsa ağlamamalı otur kalktan anlamalı tabii ama 1 yaş çocuğunun sessiz durması enteresan geldi.
 
Bizim bebekler ortaligi yikiyor, yanlis cocuk yetistirmekten kaynaklaniyor. Davranis bozuklugi var bir cok cocukta, yegenlerim de dahil.
 
Şöyle mi ban- lıııı-yoruuuuummm :))))
Gönül isterki hiç ban yemeyek ama napalim şeriatın kestiği parmak acımaz. O da olur ablam, siz son heceyi yazana dek en azından bildirimlere bakarım, sonra banim bitesiye meraktan catliyorum neyin bildirimleriydi diye
 
Bizim bebekler ortaligi yikiyor, yanlis cocuk yetistirmekten kaynaklaniyor. Davranis bozuklugi var bir cok cocukta, yegenlerim de dahil.

neyi yanlış yapıyoruz?
ya ben gerçekten başarısız oldum bu konuda
 
Bu avrupalı çoçukların gerçi genlerindede var sakinlik ayrıca yetiştirme tarzlarıda çok etkili. Mesela benim kızım 1 yaşında yatagında uyumak istemeyip ağlıyordu. Doktorum dediki, bırak yatağa çık git, istediği kadar ağlasın. Bir ağlar iki ağlar üçüncüye susar dedi yahuu bu çoçuk Türk geni taşıyor susarmı hiç, sustumu tabiki hayııır.
Bide çoçuklarını kesinlikle anneye, teyzeye, halaya falan baktırmıyorlar. Bakarlarsa kendileri bakıyor yoksa kreşe gönderiyorlar. Kreşlerde eğitim çok iyi, sonucda mükemmel ötesi otur dediğinde oturan, daha 2 yaşında kendi yemeğini yiyip üstünü giymeye çalışan, yanında bir yetişkin gibi gezen sakin ama maalesef soğuk çoçuklar oluyorlar.
 
Bizim en büyük sorunumuz tez canlılık. Araplar, Akdeniz ülkeleri (İtalyanlar, İspanyollar gibi) ve bazı balkan ülkeleri de bize benziyor. Ve biz çocuk yetiştirirken çok aceleci oluyoruz. Ayrıca çok abartıyoruz herşeyi, aşırı üstlerine düşüyor ve şımartıyoruz. Düşse ahhh yavrum ne oldu diye panikliyoruz, sürekli bize muhtaç olma hissi yaratıyoruz. Kural koyuyor sonra onu biz bozuyoruz. Mesela çikolata yok diyor çocuk ağlayınca sussun diye çikolatayı eline tutuşturuyoruz. Sonra da her istediğini ağlayarak elde etme çabasında bir canavar ortaya çıkıyor.

Almanya gibi soğuk kanlı ülke insanları çocuğu yetiştirirken de çok serin kanlılar. Aceleci değiller asla. Mesela onlar çok sırnaşmasına izin vermiyorlar çocuğun, kuralları katı ve taviz verilmez. Düşse kalkmasını bekliyorlar. Kendin düştün kendin kalk mantığı. Ağladığında sussun diye eline bir şey tutuşturmazlar, susmasını beklerler. 2 saat ağlarsa ağlasın umursamazlar. Merdivenlerden kendisi çıksın istiyorlar, biz hemen kucağımıza alır hızlıca çıkarız, onlar asla almaz ve yavaşta olsa çıkmasını beklerler. O yüzden çocuklar ağlamakla bir şey elde edemeceğini iyi bilir. Kendi suçu olan şeyleri çabuk kavrar ve bunun için yaygara koparmazlar. Küçük yaşta birey olma bilinci kazanırlar. Bizdeki gibi kendini ailesine muhtaç, bağlı bir birey oalrak görmezler.

Ben kısmen kızımda bunu başardım. Ama kurallarımda taviz verdiğim oluyor ve arada tez canlılığım tutuyor maalesef. Ama halden anlamayan, yaramaz bir kızım yok aksine o gelir beni teselli eder düşünce. Anne bak bir şey olmadı bana, üzülme diye. Çünkü düşünce asla yüzüne bile bakmaz, senin suçun, kendine dikkat etmedin ağlama o yüzden derdim hep. Ya da her şeyi tek yapmak ister, çünkü öyle alıştırdım. Bana asgari düzeyde muhtaç olsun istiyorum. Umarım böyle devam eder.
 
Aynı şeyi Müge Anlı da söylemişti .Arif Verimli ise ''dikkat ettin mi çocuğu düştüğünde hemen yerinden fırlayan anne de Türk annesidir ,yabancı kadın kendi haline bırakır düştüğü gibi de kalkar''.Müge Anlı da demişti ''ama hocam anne yüreği.O da demişti Onların ki anne yüreği değil mi?''Tabii önemli düşmeleri kastetmiyorum.Bizler gerek bebeklerin gerek çocukların çok üzerine düşüyoruz.Mesela bebekken az ağlasa hoop hemen kucağa ,alıyoruz .Bebek ağlayınca kucağa alınacağını biliyor.Anne kucağı tatlı geldiği için alışıyor tabii.Ama biz kıyamıyoruz.
 

bir de ben şunu fark ettim, bir yaşında bile olsa, diyelim parkta sorun çıkaran çocuğu alıp parktan dışarı çıkarıyor ve çocuk sakinleşip ağlamasını kesene kadar da dışarıda tutuyor. ancak ağlamasın diye onu oyalamıyorlar. ben örneğin bunu yapmaya daha geç başladım, küçükken ağlamasına pek izin vermedim.

Bir de bizde yakın akraba faktörü var.
 

Görümcem akraba falan sallamadı, kendi bildiği gibi yetiştirdi ve herkese de tavrını koydu. Ama böyle yapanlar diğerleri tarafından iyiki çocuğu var, görmemişin çocuğu olmuş şeklinde yargılanırlar ya da anne yokken yapacağından geri durmazlar. Sen bildiğin gibi yetiştirmek istesen de başkaları kurallarını çiğnerler ve üstüne bizdii çicik yitiştiridk imi bili yipmidik, bizdin iyimi bilcin derler. Sinir oluyorum böylelerine, işte ne kadar çabalasan da o çocuğu sen yetiştiremiyorsun. Baba faktörü, KV KP, anneanne dede faktörü var.

Aman neyse, ben de çok aşırı sıkma ve kural koyma ya da aşırı serbest bırakma, pohpohlama taraftarı değilim. İnce bir çizgi var, tutturmak gerek. Çok sıkılan çocuk ilerde acısını çıkarıyor buna da şahidim. Çok serbest olan zaten Allahlık yani.

Sen de kaç çocuk var, muzdaripsin sanırım sende.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…