Bebekler doğar, hasta olur ve büyür. Çünkü onların bünyesi çok hassas ve biz yetişkinler gibi değiller. Hastalanarak hayata karşı dirençli olurlar. Bir takım hastalıklar vardır. Bebeklerin geçirdiği, bebek hastalıkları, şimdi o hastalıklara karşı nasıl önlem almalıyız;
Bebek ve Hastalıklar : Burun Problemleri
Bebeklerin burnu sık sık tıkanabilir. Burun tıkanıklığını geçirmenin en iyi yolu, burna tuzlu su (serum fizyolojik) damlatmaktır. Burun damlasını damlatmak için bebeğinizi sırtüstü yatırıp başını arkaya eğin. Kolunuzla ya da gövdenizle de kollarını tutun ya da birisinden yardım isteyin. İlacı yavaşça her iki burun deliğine sırayla damlatın.
Ayrıca bir burun aspiratörü kullanarak da bebeğinizin burnunun içindekileri kolayca temizleyebilmeniz mümkündür.
Burun Kanaması
Bebeğinizin burnuna gelen bir darbe, sert bir şekilde sümkürmesi ya da burnunu karıştırması sonucu burun kanaması olabilir. Ayrıca bebeğinizin burun damarlarının ince olmasından dolayı veya yazın burun kanallarının kurumasından dolayı da gerçekleşebilir.
Burun kanaması esnasında bebeğinizin başını öne eğerek burun kemiklerinin altından parmaklarınızla burun deliklerini mandal gibi sıkıştırın ve 10 dakika bu şekilde bekleyin. 10 dakika sonra eğer kanama durmamışsa 10 dakika daha aynı işlemi yineleyin. Çok soğuk suyla ıslatılmış bir bezi ya da buz torbasını da burnunun üzerinde tutabilirsiniz. Kanama durmuşsa burun deliklerinin içi hariç bebeğinizin burnunu ıslak bir pamukla silebilirsiniz.
Eğer kanama yarım saatten fazla aynı şekilde devam ediyorsa ya da sık sık kanıyorsa doktorunuza danışmalısınız.
Kulak Problemleri
Kulak yolunun derininde kulak zarı bulunur. Kulak zarı, ses dalgaları geldiğinde titreşen ince bir zardır. Orta kulak, kulak zarının arkasında bulunan ve hava ile dolu bir boşluktur. Kulak zarı titreştiği zaman orta kulak boşluğundaki küçük kemikçikler de (örs, üzengi, çekiç) titreşir ve sesi iç kulağa iletir. İç kulakta sesi beyine ileten sinirler uyarılır. Orta kulak ile burnun gerisindeki geniz arasında, östaki tüpü adı verilen küçük bir kanal bulunur. Östaki tüpünün görevi, orta kulak boşluğundaki havanın basıncını dış ortamdaki atmosfer basıncı ile eşitlemektir. Esnerken veya yutkunurken kulaktan gelen sesler, bu basınç eşitleme işlemine aittir.
Küçük çocuklarda en çok görülen rahatsızlık kulak iltihabıdır. Kulak iltihabının çoğunluğu da dış kulak ve orta kulak enfeksiyonları ile kulakla boğazı birleştiren kanalın tıkanması oluşturur. Bu enfeksiyonlar eğer zamanında tedavi edilmezse, ilerde tehlikeli olabilirler. Kulak ağrısı belirtileri; aşırı duyarlılık, iştahsızlık ve ateştir.
Dış Kulak İltihabı Dış kulak yolunu döşeyen deride ortaya çıkar. Çocuğunuzun klorlanmış suda çok kalırsa veya kulağına yabancı bir cisim sokup kulak derisini çizerse bu dış kulak iltihabına yol açabilir. Belirtileri; üzerine yattığında kulağı ağrısı çekmesi, dış kulak kanalında kızarıklık, kulaktan akıntı gelmesi ve kulak içinin kaşınmasıdır.
Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)
Akut otitis media, kulak zarı arkasındaki orta kulak boşluğunun iltihabıdır. Çocuklarda östaki tüpü erişkindekinden daha kısadır ve bu nedenle mikropların burundan orta kulağa ulaşması daha kolaydır. Bunun sonucunda orta kulakta iltihap sıvısı birikir; sıvının yaptığı basınç ağrıya ve kulak zarının titreşememesine neden olur. Bu nedenle orta kulak iltihabı sırasında bir miktar işitme kaybı meydana gelir. Uygun ilaç tedavisi ile bakteriler öldürüldüğünde orta kulaktaki sıvı da ortadan kalkar ve işitme düzelir.
Akut orta kulak iltihabı, çocukluk çağının sık görülen bir hastalığıdır. Üç yaşına kadar olan çocukların 2/3′ü en az bir kez orta kulak iltihabı geçirmektedir. Akut orta kulak iltihabının tedavisi antibiyotiklerle yapılmaktadır. Etkili antibiyotik tedavisi yapılsa bile, çocukların %40′ında 3-6 hafta daha orta kulakta iltihaplı olmayan bir sıvı kalmakta ve daha sonra düzelen, hafif derecede işitme kaybına neden olabilmektedir.
Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda orta kulak iltihabı da sıktır. Bu nedenle, çocuk yuvalarında olduğu gibi kalabalık ortamlara ilk kez girmeye başlayan çocuklarda ,özellikle ilk iki yıl içinde, soğuk algınlığı ve kulak problemlerine daha sık rastlanır.
Orta kulak iltihabının başka türleri de vardır. Efüzyonlu otitis media (seröz otitis media), altı haftadan uzun süreli orta kulakta sıvı bulunmasıdır. Bunun nedeni, bazı çocuklarda akut otitis media geçirmemiş olmalarına rağmen östaki tüpünün orta kulağa hava götürme fonksiyonunu yapamamasına bağlıdır. Eğer iltihap uzun sürerse orta kulakta ve kulak zarında hasar meydana gelebilir ve kulak zarında iyileşmeyen bir delikten sürekli akıntı başlar. Buna kronik otitis media adı verilir. Bu tür orta kulak iltihaplarının tedavisi bir Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları uzmanı tarafından yapılmalıdır.
Belirtiler ve Bulgular :
Büyük çocuklar kulakta dolgunluk hissi, ağrı ve işitme kaybı şikayetlerini ifade edebilirler. Küçük çocuklarda ise şilk belirtiler huzursuzluk, uyku bozukluğu veya iştahsızlık olabilir. Her yaştaki çocukta ateş olabilir.
Bu belirtiler genellikle burun akıntısı ve öksürük gibi orta kulak iltihabına eşlik eden üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetleriyle birlikte bulunur. Şiddetli orta kulak iltihaplarında kulak zarında delinme meydana gelebilir. Bunun sonucunda orta kulaktaki iltihap kulak yolundan akar, ağrı azalır ve ateş düşer. Kulak zarındaki delik çoğunlukla tedavi sonucunda kendiliğinden kapanır.
Hastalığın önlenmesi :
Yenidoğan bebeklerde anne sütünden geçen maddelerin sağladığı bağışıklık, akut otitis media gelişmesini önler. Anne sütü emen çocukların beslenme sırasındaki pozisyonu, biberonla beslenen çocuklarınkine oranla östaki tüpünün normal fonksiyon yapması için daha uygundur; bu nedenle anne sütü emen çocuklarda orta kulak iltihabı, biberonla beslenen çocuklara oranla daha az görülmektedir. Eğer çocuğun biberonla beslenmesi gerekiyorsa, oturur pozisyonda beslemek yatırılarak beslemekten daha iyidir.
Hastalığın süresi :
Orta kulak iltihabının düzelme süresi değişken olabilir. Hiç tedavi edilmediğinde bile 48 saat içinde kendiliğinden düzeldiği olmaktadır. Bazen de, antibiyotiklerle tedavi edilmesine rağmen 2 hafta ile 2 ay arasında orta kulakta sıvı kalmaya devam etmektedir. Bu sıvı genellikle kendiliğinden kaybolur, ancak bu süre içinde işitme azalmış olabilir. Orta kulak iltihabı bulaşıcı değildir, ancak asıl nedeni olan üst solunum yolu enfeksiyonu bulaşıcı olabilir.
Evde uygulanabilecek tedavi :
Orta kulak iltihabı önce mutlaka doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir. Evde uygulanabilecek yöntemler, çocuğun rahatlatılmasına yöneliktir. Ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile çocuğun rahat uyku uyuması sağlanabilir. Kulak akıntısı olan çocuklar yüzmemeli, banyoda ise kulağa su teması tıkaçlarla önlenmelidir. Doktorunuz kulak tıkacını nasıl hazırlayacağınızı veya ne tür bir tıkaç temin etmeniz gerektiğini size açıklayacaktır.
Tıbbi tedavi :
Akut orta kulak iltihabı genellikle antibiyotiklerle ve östaki tüpünün fonksiyonunu düzeltecek ilaçlarla tedavi edilir. Bazen çocuğun kulak zarı iltihap nedeniyle çok şişerse ve şiddetli ağrılara neden olursa, kulak zarında küçük bir kesi (parasentez) yapılarak iltihabın boşaltılması gerekebilir. Bu işlemden sonra kulak zarı genellikle bir hafta içinde iyileşir. Ebeveynler sıklıkla kalıcı bir işitme kaybı olup olmayacağı konusunda endişe duyarlar. Eğer uygun tedavi edilir ve ilaçlar önerildiği doz ve sürede kullanılırsa kalıcı işitme kaybı olasılığı çok düşüktür.
Doktorunuza ne zaman başvurmalısınız ?
Orta kulak iltihabı, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle kulak ağrısı veya kulakta dolgunluk hissi şikayeti olan çocuklar, özellikle de birlikte ateş ve geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu varsa, bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Yeni bir dişin çıkması, bir yabancı cismin kulak yoluna kaçması, pamuklu çubuklarla temizlik sırasında kulak yolunun tahriş edilmiş olması, veya sert kulak tıkaçları (buşon) nedeniyle de kulak ağrısı meydana gelebilir. Kulak yolunu ve kulak zarını ancak doktorunuz değerlendirebileceği için, şikayetlerin gerçek nedeninin bulunması ve doğru tedavi uygulanması için doktor muayenesi şarttır.
Göz Problemleri
Doğum sırasında bebeğin gözüne kan ya da vücut sıvıları bulaşabildiği için doğumdan sonra göz iltihaplanması olabilir. Böyle bir enfeksiyon ya da tıkanan bir gözyaşı kanalı bebeğiniz uykudan uyandıktan sonra göz kapaklarını birbirine yapıştıran sarımsı renkte bir sıvının çıkmasına ya da gözlerinin sık sık yaşarmasına neden olabilir. Gözyaşı kanalları bebeklerde çok küçük olduğu için tıkanması normaldir.
Çapaklı göz için yapılabilecek en iyi şey pansumandır. Ellerinizi iyice yıkadıktan sonra kaynatılmış ılık suya batıracağınız pamukla bebeğinizin gözünü iç köşeden başlayarak dışa doğru silebilirsiniz. Eğer iyileşmezse ve göz çevresinde kızarıklık ve ağrı varsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Göz İltihabı (Konjunktivit)
Eğer bebeğinizin gözünde kanlanma, acıma, irinli akıntı varsa ve uykudan sonra göz kapakları birbirine yapışıyorsa göz ve gözkapaklarını kaplayan zar iltihaplanmış olabilir. Bebeğinizin saman nezlesi gibi alerjik bir durumu yoksa veya gözüne kirpik ya da toz kaçmasından dolayı böyle bir problem olmadıysa, mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Göz iltihabı virüs ya da bakterilerden dolayı olabilir ve doktorunuzun vereceği damla ya da merhem sayesinde hızla iyileşecektir.
Arpacık
Bebeğinizin alt ya da üst göz kapağında kırmızı ve ağrı veren bir şişlik varsa kirpik kökündeki bir enfeksiyon nedeniyle arpacık olmuş olabilir. Arpacık kendi kendine kuruyabildiği gibi, bazıları da birkaç gün içinde patlar ve iyileşir.
Arpacığın baş verip, olgunlaşıp patlaması için, bir parça pamuğu sıcak suyla ıslatıp arpacığın üzerine hafifçe bastırarak iki üç dakika tutabilirsiniz. Günde iki üç kere bu masajı uyguladığınızda arpacık hızla iyileşecektir. Patladığı zaman da yine kaynatılmış ılık su ve pamukla temizleyebilirsiniz.
Eğer arpacık iyileşmiyorsa, tüm göz şişmiş ve kızarmışsa doktorunuza danışmalısınız.
Şaşılık
Yeni doğan bebeklerin çoğu iki gözünü aynı anda uyumlu bir şekilde hareket ettiremeyebilirler, ancak zamanla öğrenirler. Eğer üç aylık olduğunda gözüne 20 cm uzaklıkta bir şey tutup sağa sola hareket ettirdiğinizde iki gözü uyumlu hareket etmiyorsa, doktorunuza danışmalısınız.
Bebeğinizin bir gözü tembelse, doktor gözünü çalıştırması için diğer gözünü her gün belirli bir süre kapattırabilir ya da gözlük verebilir. İki yaşından önce şaşılık, böyle bir tedaviyle iyileştirilebilir. İleri derecedeki şaşılıklar ise operasyonla giderilebilmektedir.
Grip – Soğuk Algınlığı
Grip hastalığı genellikle sonbahar ve kış aylarında sıklıkla görülen ancak halkımız tarafından pek önemsenmeyen bir hastalıktır. Damlacık enfeksiyonu yoluyla hasta ve taşıyıcı insanlardan sağlam insanlara bulaşan bu mikrop,çok kısa süre içerisinde akciğerlere yerleşmekte ve ağır tablolara neden olmaktadır.
Yüksek ateş,öksürük,bitkinlik,eklem ve baş ağrıları şeklinde kendisini gösteren bu hastalığın bilinen bir etkin tedavisi yoktur. C vitamini,iyi beslenme ve soğuktan korunmanın hastalık tedavisinde ve korunmasında yeri yoktur. Başta astımlı çocuklar olmak üzere kronik akciğer,kalp,böbrek hastalığı olanlar ile şeker hastası olan çocuk ve erişkinlerin bu hastalıktan mutlaka korunmaları gerekmektedir.
Akciğerlerde harabiyete ve vücudun savunma sistemlerinde yetersizliğe neden olan bu virüs,daha sonra vücuda yerleşecek diğer mikroplara zemin hazırlamakta ve hastalar bu nedenle risk altında kalmaktadır. Hastalığın kendisi ya da eklenen diğer fırsatçı mikropları oluşturduğu enfeksiyonlar nedeniyle vücut bitap düşmekte ve başka bir kronik hastalığı olan çocuk ve erişkinler maalesef kaybedilebilmektedir. Hastalığın bir başka özelliği de ,hastalanan kişilerin mutlaka kesin yatak istirahatına gereksinim duymaları nedeniyle işe ve okula devamsızlık nedenleri arasında birinci sırayı almasıdır.
Tedavisi olmayan bu viral hastalıktan ancak aşı ile korunmak mümkündür. Grip hastalığının tüm topluma yayılmasında en önemli etken olan okul,işyeri,kreş,kışla gibi toplu yaşam yerlerinde bulunan kişilerin mutlaka aşılanması önerilmektedir.
Grip aşısı
Grip mikrobunun binlerce tipi vardır. Ancak bu mikroplar her sene salgın yapmazlar. İşte o nedenle dünya sağlık teşkilatı her yıl salgın yapması beklenen mikropları tespit etmekte ve o mikroplara karşı hazırlanan özel aşıları önermektedir. Aşı her yıl yenilenmekte ve o yıl salgın yapması beklenen grip tiplerini içermektedir. Grip aşılarının çeşitli tipleri vardır. Ancak özellikle çocuklarda hemen hemen hiç bir ciddi yan etkisi olmayan split (ayrıştırılmış-parçalanmış) aşı kullanılmalıdır. Risk altında olan bireylerin ve okul çocuklarının özellikle aşılanması gereklidir. Grip aşısı kullanımında yaş gruplarına göre bazı farklılıklar vardır. :
*6ay-3 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 yarım doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 yarım doz yapılır.
*3-9 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 tam doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 tam doz yapılır.
*10 yaş üstü erişkin ve çocuklara her yıl tek doz uygulanmaktadır.
Pamukçuk
Bebeğinizin yanaklarının iç tarafında, dilinde ya da damağında, silmekle kolayca çıkmayan, beyaz ya da sarı, hafif kabarık lekeler görülüyorsa ve beslenirken ağlıyorsa pamukçuk olmuş demektir. Bebeğinizde pamukçuk olmuşsa hemen önlem almalısınız, eğer emziriyorsanız ve meme uçlarınız çatlamışsa pamukçuk size de geçebilir.
Doktorunuz, enfeksiyonu temizlemek için damla ya da merhem verecektir. Pamukçuğun size de geçmemesi için siz de tedavi olmalısınız. Bebeğinizde pamukçuk olduğu zaman yemesi kolay şeyler vermelisiniz. Biberondan besleniyorsa, biberon emziğinin yumuşak ve temiz olmasına dikkat etmeli ve her öğünden sonra steril etmelisiniz. Eğer emziriyorsanız, meme uçlarınızın mikrop kapmaması için özen göstermeli, emzirdikten sonra suyla yıkamalısınız. Eğer doktorunuz koruyucu bir merhem vermişse emzirmeden sonra sürmeli ve sonraki emzirmeden önce yıkamalısınız.
Pamukçuk bebeğinizin anüs çevresinde de görülebilir. Bu durumda bebeğiniz bezini kirlettiğinde vakit kaybetmeden bezini değiştirmeli ve doktorunuzun tavsiye edeceği merhem veya ilaçları kullanabilirsiniz.
Kusma
Yeni doğan bebeklerin, doğumdan önce yuttuklarını çıkarmak için ilk günlerde kusmaları normaldir. Anne sütü veya biberon maması ile beslenen bebeklerin de beslenmeden kısa bir süre sonra ağzında pıhtılaşmış süt veya mama içeriğinin gelmesi de olağandır. Özellikle beslenmeden sonra gazı çıkarılmadan yatırılmışsa sütün ya da mamanın bir kısmını çıkartacaktır.
Kusmanın Sebepleri
Kusma, genelde bir hastalığın sebebi olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle ishal, kabızlık gibi bağırsak enfeksiyonu ve sinir sistemi enfeksiyonlarında, mide rahatsızlıklarında veya diğer rahatsızlıklarda kusma görülebilir. Bebekler heyecanlandığında, ilgi beklediğinde, fazla beslendiğinde veya yediği besine dayanıksızlığı da kusmaya yol açabilir.
Kusma İle İlgili Neler Yapılabilir?
Bebeğiniz kusarken yan yatırmalı ve ağzının içerisindekileri temizlemeli, böylece solunum yollarının tıkanmasını engellemelisiniz.
Kusmadan sonra bebeğin el ve yüzünü yıkayarak ateşi varsa ılık bir banyo yaptırabilirsiniz.
Sık sık küçük miktarlarda anne sütü veya kaynatılmış su vererek, midesinde kalmasını sağlayabilirsiniz.
Kusmanın Geçmemesi
Eğer kusma iki öğünden fazla sürerse, aynı zamanda ishalse ve su kaybı varsa, ya da fışkırır gibi kusuyorsa veya her beslenmeden sonra hemen kusuyorsa mutlaka doktora gidilmeli ve kusmaya yol açabilecek bir hastalığın olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kabızlık
Kabızlığın Belirtileri
Her bebeğin bağırsaklarının çalışma düzeni ve dışkılama sıklığı farklıdır. Eğer bebeğiniz normal sıklığının dışında birkaç gün dışkı yapamadıysa, sert ve yoğun, zaman zaman çakıl taşı gibi dışkılıyorsa, bunu yaparken acı çekiyorsa veya dışkısında kanlı izler varsa kabız olmuş demektir. Bebeğiniz bezini kirletirken yüzünün kırmızı olması normaldir, kabız olduğu anlamına gelmez. Kabızlığın Sebepleri
Kabızlık, genelde beslenme alışkanlıklarından ve düzensizliklerinden dolayı olur. Bazı enfeksiyon hastalıkları, metabolik hastalıklar ve bazı ilaçlar da kabızlığa neden olabilir. Ek besinlere geçiş ve diş çıkarma da kabızlığa neden olabilecek etkenlerdir.
Bebek ve Hastalıklar : Burun Problemleri
Bebeklerin burnu sık sık tıkanabilir. Burun tıkanıklığını geçirmenin en iyi yolu, burna tuzlu su (serum fizyolojik) damlatmaktır. Burun damlasını damlatmak için bebeğinizi sırtüstü yatırıp başını arkaya eğin. Kolunuzla ya da gövdenizle de kollarını tutun ya da birisinden yardım isteyin. İlacı yavaşça her iki burun deliğine sırayla damlatın.
Ayrıca bir burun aspiratörü kullanarak da bebeğinizin burnunun içindekileri kolayca temizleyebilmeniz mümkündür.
Burun Kanaması
Bebeğinizin burnuna gelen bir darbe, sert bir şekilde sümkürmesi ya da burnunu karıştırması sonucu burun kanaması olabilir. Ayrıca bebeğinizin burun damarlarının ince olmasından dolayı veya yazın burun kanallarının kurumasından dolayı da gerçekleşebilir.
Burun kanaması esnasında bebeğinizin başını öne eğerek burun kemiklerinin altından parmaklarınızla burun deliklerini mandal gibi sıkıştırın ve 10 dakika bu şekilde bekleyin. 10 dakika sonra eğer kanama durmamışsa 10 dakika daha aynı işlemi yineleyin. Çok soğuk suyla ıslatılmış bir bezi ya da buz torbasını da burnunun üzerinde tutabilirsiniz. Kanama durmuşsa burun deliklerinin içi hariç bebeğinizin burnunu ıslak bir pamukla silebilirsiniz.
Eğer kanama yarım saatten fazla aynı şekilde devam ediyorsa ya da sık sık kanıyorsa doktorunuza danışmalısınız.
Kulak Problemleri
Kulak yolunun derininde kulak zarı bulunur. Kulak zarı, ses dalgaları geldiğinde titreşen ince bir zardır. Orta kulak, kulak zarının arkasında bulunan ve hava ile dolu bir boşluktur. Kulak zarı titreştiği zaman orta kulak boşluğundaki küçük kemikçikler de (örs, üzengi, çekiç) titreşir ve sesi iç kulağa iletir. İç kulakta sesi beyine ileten sinirler uyarılır. Orta kulak ile burnun gerisindeki geniz arasında, östaki tüpü adı verilen küçük bir kanal bulunur. Östaki tüpünün görevi, orta kulak boşluğundaki havanın basıncını dış ortamdaki atmosfer basıncı ile eşitlemektir. Esnerken veya yutkunurken kulaktan gelen sesler, bu basınç eşitleme işlemine aittir.
Küçük çocuklarda en çok görülen rahatsızlık kulak iltihabıdır. Kulak iltihabının çoğunluğu da dış kulak ve orta kulak enfeksiyonları ile kulakla boğazı birleştiren kanalın tıkanması oluşturur. Bu enfeksiyonlar eğer zamanında tedavi edilmezse, ilerde tehlikeli olabilirler. Kulak ağrısı belirtileri; aşırı duyarlılık, iştahsızlık ve ateştir.
Dış Kulak İltihabı Dış kulak yolunu döşeyen deride ortaya çıkar. Çocuğunuzun klorlanmış suda çok kalırsa veya kulağına yabancı bir cisim sokup kulak derisini çizerse bu dış kulak iltihabına yol açabilir. Belirtileri; üzerine yattığında kulağı ağrısı çekmesi, dış kulak kanalında kızarıklık, kulaktan akıntı gelmesi ve kulak içinin kaşınmasıdır.
Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)
Akut otitis media, kulak zarı arkasındaki orta kulak boşluğunun iltihabıdır. Çocuklarda östaki tüpü erişkindekinden daha kısadır ve bu nedenle mikropların burundan orta kulağa ulaşması daha kolaydır. Bunun sonucunda orta kulakta iltihap sıvısı birikir; sıvının yaptığı basınç ağrıya ve kulak zarının titreşememesine neden olur. Bu nedenle orta kulak iltihabı sırasında bir miktar işitme kaybı meydana gelir. Uygun ilaç tedavisi ile bakteriler öldürüldüğünde orta kulaktaki sıvı da ortadan kalkar ve işitme düzelir.
Akut orta kulak iltihabı, çocukluk çağının sık görülen bir hastalığıdır. Üç yaşına kadar olan çocukların 2/3′ü en az bir kez orta kulak iltihabı geçirmektedir. Akut orta kulak iltihabının tedavisi antibiyotiklerle yapılmaktadır. Etkili antibiyotik tedavisi yapılsa bile, çocukların %40′ında 3-6 hafta daha orta kulakta iltihaplı olmayan bir sıvı kalmakta ve daha sonra düzelen, hafif derecede işitme kaybına neden olabilmektedir.
Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda orta kulak iltihabı da sıktır. Bu nedenle, çocuk yuvalarında olduğu gibi kalabalık ortamlara ilk kez girmeye başlayan çocuklarda ,özellikle ilk iki yıl içinde, soğuk algınlığı ve kulak problemlerine daha sık rastlanır.
Orta kulak iltihabının başka türleri de vardır. Efüzyonlu otitis media (seröz otitis media), altı haftadan uzun süreli orta kulakta sıvı bulunmasıdır. Bunun nedeni, bazı çocuklarda akut otitis media geçirmemiş olmalarına rağmen östaki tüpünün orta kulağa hava götürme fonksiyonunu yapamamasına bağlıdır. Eğer iltihap uzun sürerse orta kulakta ve kulak zarında hasar meydana gelebilir ve kulak zarında iyileşmeyen bir delikten sürekli akıntı başlar. Buna kronik otitis media adı verilir. Bu tür orta kulak iltihaplarının tedavisi bir Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları uzmanı tarafından yapılmalıdır.
Belirtiler ve Bulgular :
Büyük çocuklar kulakta dolgunluk hissi, ağrı ve işitme kaybı şikayetlerini ifade edebilirler. Küçük çocuklarda ise şilk belirtiler huzursuzluk, uyku bozukluğu veya iştahsızlık olabilir. Her yaştaki çocukta ateş olabilir.
Bu belirtiler genellikle burun akıntısı ve öksürük gibi orta kulak iltihabına eşlik eden üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetleriyle birlikte bulunur. Şiddetli orta kulak iltihaplarında kulak zarında delinme meydana gelebilir. Bunun sonucunda orta kulaktaki iltihap kulak yolundan akar, ağrı azalır ve ateş düşer. Kulak zarındaki delik çoğunlukla tedavi sonucunda kendiliğinden kapanır.
Hastalığın önlenmesi :
Yenidoğan bebeklerde anne sütünden geçen maddelerin sağladığı bağışıklık, akut otitis media gelişmesini önler. Anne sütü emen çocukların beslenme sırasındaki pozisyonu, biberonla beslenen çocuklarınkine oranla östaki tüpünün normal fonksiyon yapması için daha uygundur; bu nedenle anne sütü emen çocuklarda orta kulak iltihabı, biberonla beslenen çocuklara oranla daha az görülmektedir. Eğer çocuğun biberonla beslenmesi gerekiyorsa, oturur pozisyonda beslemek yatırılarak beslemekten daha iyidir.
Hastalığın süresi :
Orta kulak iltihabının düzelme süresi değişken olabilir. Hiç tedavi edilmediğinde bile 48 saat içinde kendiliğinden düzeldiği olmaktadır. Bazen de, antibiyotiklerle tedavi edilmesine rağmen 2 hafta ile 2 ay arasında orta kulakta sıvı kalmaya devam etmektedir. Bu sıvı genellikle kendiliğinden kaybolur, ancak bu süre içinde işitme azalmış olabilir. Orta kulak iltihabı bulaşıcı değildir, ancak asıl nedeni olan üst solunum yolu enfeksiyonu bulaşıcı olabilir.
Evde uygulanabilecek tedavi :
Orta kulak iltihabı önce mutlaka doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir. Evde uygulanabilecek yöntemler, çocuğun rahatlatılmasına yöneliktir. Ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile çocuğun rahat uyku uyuması sağlanabilir. Kulak akıntısı olan çocuklar yüzmemeli, banyoda ise kulağa su teması tıkaçlarla önlenmelidir. Doktorunuz kulak tıkacını nasıl hazırlayacağınızı veya ne tür bir tıkaç temin etmeniz gerektiğini size açıklayacaktır.
Tıbbi tedavi :
Akut orta kulak iltihabı genellikle antibiyotiklerle ve östaki tüpünün fonksiyonunu düzeltecek ilaçlarla tedavi edilir. Bazen çocuğun kulak zarı iltihap nedeniyle çok şişerse ve şiddetli ağrılara neden olursa, kulak zarında küçük bir kesi (parasentez) yapılarak iltihabın boşaltılması gerekebilir. Bu işlemden sonra kulak zarı genellikle bir hafta içinde iyileşir. Ebeveynler sıklıkla kalıcı bir işitme kaybı olup olmayacağı konusunda endişe duyarlar. Eğer uygun tedavi edilir ve ilaçlar önerildiği doz ve sürede kullanılırsa kalıcı işitme kaybı olasılığı çok düşüktür.
Doktorunuza ne zaman başvurmalısınız ?
Orta kulak iltihabı, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle kulak ağrısı veya kulakta dolgunluk hissi şikayeti olan çocuklar, özellikle de birlikte ateş ve geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu varsa, bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Yeni bir dişin çıkması, bir yabancı cismin kulak yoluna kaçması, pamuklu çubuklarla temizlik sırasında kulak yolunun tahriş edilmiş olması, veya sert kulak tıkaçları (buşon) nedeniyle de kulak ağrısı meydana gelebilir. Kulak yolunu ve kulak zarını ancak doktorunuz değerlendirebileceği için, şikayetlerin gerçek nedeninin bulunması ve doğru tedavi uygulanması için doktor muayenesi şarttır.
Göz Problemleri
Doğum sırasında bebeğin gözüne kan ya da vücut sıvıları bulaşabildiği için doğumdan sonra göz iltihaplanması olabilir. Böyle bir enfeksiyon ya da tıkanan bir gözyaşı kanalı bebeğiniz uykudan uyandıktan sonra göz kapaklarını birbirine yapıştıran sarımsı renkte bir sıvının çıkmasına ya da gözlerinin sık sık yaşarmasına neden olabilir. Gözyaşı kanalları bebeklerde çok küçük olduğu için tıkanması normaldir.
Çapaklı göz için yapılabilecek en iyi şey pansumandır. Ellerinizi iyice yıkadıktan sonra kaynatılmış ılık suya batıracağınız pamukla bebeğinizin gözünü iç köşeden başlayarak dışa doğru silebilirsiniz. Eğer iyileşmezse ve göz çevresinde kızarıklık ve ağrı varsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Göz İltihabı (Konjunktivit)
Eğer bebeğinizin gözünde kanlanma, acıma, irinli akıntı varsa ve uykudan sonra göz kapakları birbirine yapışıyorsa göz ve gözkapaklarını kaplayan zar iltihaplanmış olabilir. Bebeğinizin saman nezlesi gibi alerjik bir durumu yoksa veya gözüne kirpik ya da toz kaçmasından dolayı böyle bir problem olmadıysa, mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Göz iltihabı virüs ya da bakterilerden dolayı olabilir ve doktorunuzun vereceği damla ya da merhem sayesinde hızla iyileşecektir.
Arpacık
Bebeğinizin alt ya da üst göz kapağında kırmızı ve ağrı veren bir şişlik varsa kirpik kökündeki bir enfeksiyon nedeniyle arpacık olmuş olabilir. Arpacık kendi kendine kuruyabildiği gibi, bazıları da birkaç gün içinde patlar ve iyileşir.
Arpacığın baş verip, olgunlaşıp patlaması için, bir parça pamuğu sıcak suyla ıslatıp arpacığın üzerine hafifçe bastırarak iki üç dakika tutabilirsiniz. Günde iki üç kere bu masajı uyguladığınızda arpacık hızla iyileşecektir. Patladığı zaman da yine kaynatılmış ılık su ve pamukla temizleyebilirsiniz.
Eğer arpacık iyileşmiyorsa, tüm göz şişmiş ve kızarmışsa doktorunuza danışmalısınız.
Şaşılık
Yeni doğan bebeklerin çoğu iki gözünü aynı anda uyumlu bir şekilde hareket ettiremeyebilirler, ancak zamanla öğrenirler. Eğer üç aylık olduğunda gözüne 20 cm uzaklıkta bir şey tutup sağa sola hareket ettirdiğinizde iki gözü uyumlu hareket etmiyorsa, doktorunuza danışmalısınız.
Bebeğinizin bir gözü tembelse, doktor gözünü çalıştırması için diğer gözünü her gün belirli bir süre kapattırabilir ya da gözlük verebilir. İki yaşından önce şaşılık, böyle bir tedaviyle iyileştirilebilir. İleri derecedeki şaşılıklar ise operasyonla giderilebilmektedir.
Grip – Soğuk Algınlığı
Grip hastalığı genellikle sonbahar ve kış aylarında sıklıkla görülen ancak halkımız tarafından pek önemsenmeyen bir hastalıktır. Damlacık enfeksiyonu yoluyla hasta ve taşıyıcı insanlardan sağlam insanlara bulaşan bu mikrop,çok kısa süre içerisinde akciğerlere yerleşmekte ve ağır tablolara neden olmaktadır.
Yüksek ateş,öksürük,bitkinlik,eklem ve baş ağrıları şeklinde kendisini gösteren bu hastalığın bilinen bir etkin tedavisi yoktur. C vitamini,iyi beslenme ve soğuktan korunmanın hastalık tedavisinde ve korunmasında yeri yoktur. Başta astımlı çocuklar olmak üzere kronik akciğer,kalp,böbrek hastalığı olanlar ile şeker hastası olan çocuk ve erişkinlerin bu hastalıktan mutlaka korunmaları gerekmektedir.
Akciğerlerde harabiyete ve vücudun savunma sistemlerinde yetersizliğe neden olan bu virüs,daha sonra vücuda yerleşecek diğer mikroplara zemin hazırlamakta ve hastalar bu nedenle risk altında kalmaktadır. Hastalığın kendisi ya da eklenen diğer fırsatçı mikropları oluşturduğu enfeksiyonlar nedeniyle vücut bitap düşmekte ve başka bir kronik hastalığı olan çocuk ve erişkinler maalesef kaybedilebilmektedir. Hastalığın bir başka özelliği de ,hastalanan kişilerin mutlaka kesin yatak istirahatına gereksinim duymaları nedeniyle işe ve okula devamsızlık nedenleri arasında birinci sırayı almasıdır.
Tedavisi olmayan bu viral hastalıktan ancak aşı ile korunmak mümkündür. Grip hastalığının tüm topluma yayılmasında en önemli etken olan okul,işyeri,kreş,kışla gibi toplu yaşam yerlerinde bulunan kişilerin mutlaka aşılanması önerilmektedir.
Grip aşısı
Grip mikrobunun binlerce tipi vardır. Ancak bu mikroplar her sene salgın yapmazlar. İşte o nedenle dünya sağlık teşkilatı her yıl salgın yapması beklenen mikropları tespit etmekte ve o mikroplara karşı hazırlanan özel aşıları önermektedir. Aşı her yıl yenilenmekte ve o yıl salgın yapması beklenen grip tiplerini içermektedir. Grip aşılarının çeşitli tipleri vardır. Ancak özellikle çocuklarda hemen hemen hiç bir ciddi yan etkisi olmayan split (ayrıştırılmış-parçalanmış) aşı kullanılmalıdır. Risk altında olan bireylerin ve okul çocuklarının özellikle aşılanması gereklidir. Grip aşısı kullanımında yaş gruplarına göre bazı farklılıklar vardır. :
*6ay-3 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 yarım doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 yarım doz yapılır.
*3-9 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 tam doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 tam doz yapılır.
*10 yaş üstü erişkin ve çocuklara her yıl tek doz uygulanmaktadır.
Pamukçuk
Bebeğinizin yanaklarının iç tarafında, dilinde ya da damağında, silmekle kolayca çıkmayan, beyaz ya da sarı, hafif kabarık lekeler görülüyorsa ve beslenirken ağlıyorsa pamukçuk olmuş demektir. Bebeğinizde pamukçuk olmuşsa hemen önlem almalısınız, eğer emziriyorsanız ve meme uçlarınız çatlamışsa pamukçuk size de geçebilir.
Doktorunuz, enfeksiyonu temizlemek için damla ya da merhem verecektir. Pamukçuğun size de geçmemesi için siz de tedavi olmalısınız. Bebeğinizde pamukçuk olduğu zaman yemesi kolay şeyler vermelisiniz. Biberondan besleniyorsa, biberon emziğinin yumuşak ve temiz olmasına dikkat etmeli ve her öğünden sonra steril etmelisiniz. Eğer emziriyorsanız, meme uçlarınızın mikrop kapmaması için özen göstermeli, emzirdikten sonra suyla yıkamalısınız. Eğer doktorunuz koruyucu bir merhem vermişse emzirmeden sonra sürmeli ve sonraki emzirmeden önce yıkamalısınız.
Pamukçuk bebeğinizin anüs çevresinde de görülebilir. Bu durumda bebeğiniz bezini kirlettiğinde vakit kaybetmeden bezini değiştirmeli ve doktorunuzun tavsiye edeceği merhem veya ilaçları kullanabilirsiniz.
Kusma
Yeni doğan bebeklerin, doğumdan önce yuttuklarını çıkarmak için ilk günlerde kusmaları normaldir. Anne sütü veya biberon maması ile beslenen bebeklerin de beslenmeden kısa bir süre sonra ağzında pıhtılaşmış süt veya mama içeriğinin gelmesi de olağandır. Özellikle beslenmeden sonra gazı çıkarılmadan yatırılmışsa sütün ya da mamanın bir kısmını çıkartacaktır.
Kusmanın Sebepleri
Kusma, genelde bir hastalığın sebebi olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle ishal, kabızlık gibi bağırsak enfeksiyonu ve sinir sistemi enfeksiyonlarında, mide rahatsızlıklarında veya diğer rahatsızlıklarda kusma görülebilir. Bebekler heyecanlandığında, ilgi beklediğinde, fazla beslendiğinde veya yediği besine dayanıksızlığı da kusmaya yol açabilir.
Kusma İle İlgili Neler Yapılabilir?
Bebeğiniz kusarken yan yatırmalı ve ağzının içerisindekileri temizlemeli, böylece solunum yollarının tıkanmasını engellemelisiniz.
Kusmadan sonra bebeğin el ve yüzünü yıkayarak ateşi varsa ılık bir banyo yaptırabilirsiniz.
Sık sık küçük miktarlarda anne sütü veya kaynatılmış su vererek, midesinde kalmasını sağlayabilirsiniz.
Kusmanın Geçmemesi
Eğer kusma iki öğünden fazla sürerse, aynı zamanda ishalse ve su kaybı varsa, ya da fışkırır gibi kusuyorsa veya her beslenmeden sonra hemen kusuyorsa mutlaka doktora gidilmeli ve kusmaya yol açabilecek bir hastalığın olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kabızlık
Kabızlığın Belirtileri
Her bebeğin bağırsaklarının çalışma düzeni ve dışkılama sıklığı farklıdır. Eğer bebeğiniz normal sıklığının dışında birkaç gün dışkı yapamadıysa, sert ve yoğun, zaman zaman çakıl taşı gibi dışkılıyorsa, bunu yaparken acı çekiyorsa veya dışkısında kanlı izler varsa kabız olmuş demektir. Bebeğiniz bezini kirletirken yüzünün kırmızı olması normaldir, kabız olduğu anlamına gelmez. Kabızlığın Sebepleri
Kabızlık, genelde beslenme alışkanlıklarından ve düzensizliklerinden dolayı olur. Bazı enfeksiyon hastalıkları, metabolik hastalıklar ve bazı ilaçlar da kabızlığa neden olabilir. Ek besinlere geçiş ve diş çıkarma da kabızlığa neden olabilecek etkenlerdir.